Hadice
Wed 1 June 2011, 08:17 am GMT +0200
Rasûlüllah, Peygamber Olmadan Önce Nasıl İbadet Ederdi
Rasûliülah (s.a.v.) çocukluğunda, putlardan nefret ederdi. Onlara dönüp bakmazdı. Akrabaları, kendileriyle birlikte onların yanma gitmesini isterler, O da bunu yapmaz, putlara yaklaşmaz ve onları kınardı.
164) Ibn Abbas şunu rivayet etti:
Ummu Eymen bana şöyle anlattı: Buvane Kureyşlilerin gelip saygı gösterdikleri ve taptıkları bir puttu. Onun yanında başlarım traş ederler yine onun yanında bir gün, gece oluncaya kadar kalırlardı. Senede bir gün böyle yaparlardı. Ebu Talib de kavmiyle birlikte oraya gelir. Rasû-lüllah'a, bu bayrama, kavmiyle birlikte gelmesini söylerdi. Hatta Ebu Talib'in ona kızdığını, halalarının da çok kızdıklarını ve ona: İlâhlarımızdan uzak durduğun için sana bir zarar gelmesinden korkuyoruz, Mahammed! Sen kavminin bayramına gelmek ve onların topluluğunu kalabalıklaştırmak istemiyorsun, deyip durduklarını gördüm.
Ona devamlı ısrar ettiler, nihayet gitti. Biraz onların, gözlerinin önünden kayboldu. Sonra korku ve dehşet içinde döndü. Halaları ona:
- Neyin var? diye sordular. Rasûlüllah (s.a.v.):
- "Bana, birşeyler olmasından (cin veya şeytan çarpmasından) korkuyorum" dedi. Halaları:
- Allah, seni asla şeytanla denemez. Sende, iyi hasletler var. Gördüğün şey nedir? dediler. Rasûlüllah (s.a.v.):
- Putlardan birine yaklaşır yaklaşmaz karşıma uzun boylu beyaz bir adam çıkıp: "Geri çekil Muhammedi Ona dokunma diye bağırıyor", dedi. [160]
Ummu Eymen: Onların bayramına gider gitmez ona (s.a.v.) bildirildi, dedi.
165) Muhammed tbn Aînr'ın şeyhleri şunu söylediler: Rasûlüllah (s.a.v.) Bahîra'ya: Bana, Lât ve Uzza'ya yemin ederek sorma. Vallahi, on-lardannefret ettiğim kadar hiçbir şeyden nefret etmedim" demiştir. [161]
166) Ahmed Ibn Hanbel şöyle rivayet etmiştir. Rasûlüllah (s.a.v.) kavminin dini üzereydi diyen kötü söz söylemiş olur. O, dikili taşlar a-dına kesilenleri yemeyen birisi değil miydi?
167) Ebu'1-Vefa Ali İbn Akü şöyle demiştir: Rasûlüllah (s.a.v.), peygamberlik gelmeden ve kendisene vahiy inmeden önce, ona göre İbrahim'in şeriatinden olması uygun olanları yaşıyordu.
Peygamberlik gelmeden önce, kendinden öncekinin şeriatiyle mi ibadet ediyordu?
Bu konuda iki rivayet vardır:
Birincisi: O, kendisine vahyedilmek yoluyla, onların cihetlerinden, onların ilimleriyle ve onların indirilmiş kitaplarıyla değil, kendisine vahiy gelmesi şekliyle kendinden önceki sahih şeriatlerle ibadet ediyordu. Ebu'l-Hasen et-Temîmî bu görüşü tercih etmiştir. Bu, Ebu Hanife taraftarlarının da görüşüdür.
İkincisi: O, kendi şeriatinde kendisine vahyedilenin dışında hiçbir şeriatle ibadet etmiyordu. Bu da, Mutezile ve Eşariyye'nin görüşüdür.
Şafii taraftarlarının da iki görüşü vardır: Onun kendinden öncekinin şeriatiyle ibadet ettiğini söyleyenler şunda ihtilâf etmişlerdi: Hangi şeriatle' ibadet ediyordu. Bazıları: Özellikle İbrahim'in şeriatiyle demektedir ve Şafii de bu görüştedir.
Onlardan bir kısmı, onun bizim şeriatimizde kaldırılanı hariç Musa'nın şeriatiyle ibadet ettiği görüşündedirler.
Ahmed İbn Hanbel'in sözünden anlaşılanda şudur: O, kendinden önceki peygamberin şeriatinde neshedildiği sabit olmayan sahih her şeyle ibadet ediyordu. Yüce Allah'ın şu sözü buna delâlet eder: "İşte o Peygamberler Allah'ın hidayet ettiği kimselerdir. Sen de onların yoluna uy." [162]
İbn Kuteybe: Araplar daima İsmail'in dininin kalıntıları üzerin-deydiler.
Bu kalıntılardan bazıları şunlardır: Beyti haccetmek, sünnet ol-. inak, üç defa olduğunda talakın düşmesi (boşanmanın gerçekleşmesi), bir ve iki defa boşamada, kocanın ricat (dönme) hakkı olması. Bir kişinin diyetinin yüz deve olması, cünüplükten dolayı gusül abdesti almak, kan akrabalığı ve evlilik yoluyla meydana gelen akrabalık sebebiyle mahrem olanlarla evlenmenin haram kılınması.
Rasûlüllah (s.a.v.), Hz. İsmail'in dinindekiler gibi Allah'a iman e-diyor, sünnet olma, gusletme ve haccetme konusunda onların esaslarıyla amel ediyordu.
Allah Teâlâ "Sen kitap nedir, iman nedir, bilmezdin" [163] sözüyle: Sen İslâm'ın esaslarını bilmezdin manasını kasdetmektedir. Bununla Allah'ı ikrar demek olan imanı kasdetmemiştir. Çünkü müşrik olarak ölen ataları Allah'a iman ediyorlar, müşrik olmalarına rağmen onun için haccediyorlardı. [164]
[160] Ebu Nuaym, Detaılu'n-Nubuvve, I/58, 59; Ibn Sa'd, Tabakatu'l-Kubra, 1/103.
[161] 120 nolu dipnotta kaynağı belirtilmiştir.
[162] En'am Suresi, 90.
[163] Şura Suresi, 52.
[164] Abdurrahman İbnü’l-Cevzi, Ashâbın Dilinden Peygamberimizin Hayatı, Uysal Kitabevi: 118-119.