sumeyye
Tue 15 February 2011, 01:58 pm GMT +0200
Rasûlullah (s.a.) Bazı İbadetlerin Sırlarından Bahsetmiştir:
Sonra Rasûlullah (s.a.) bazı konularda vakitlerin belirlenmesinin hikmetinden bahsetmiş ve öğleden önce kılınan dört rekat namaz hakkında:
“O vakit, gök kapılarının açıldığı bir saattir; o saatte bana ait salih bir amelin oraya yükselmiş olması hoşuma gider.” [79] Buyurmuştur.
Aşure günü orucu hakkında ise ondan gelen rivayetler, bu orucun meşruluğunun sebebinin, Mûsâ (s.a.) ve kavminin Firavun’dan bugünde kurtulmuş olmaları olduğunu, bizim hakkımızda meşru kılmışının sebebinin de, Musa’nın (s.a.) sünnetine uymak olduğunu belirtmektedir.
Rasûlullah (s.a.) bazı hükümlerin gerekçelerim (sebeb/illet) açıklamış ve uykudan kalkan birinin elini yıkamadan suya daldırmasını yasakladığı hadisinde gerekçe olarak:
“Çünkü eli nerede gecelemiştir, bilemez.” [80] Buyurmuştur. Abdestte buruna su alıp sümkürmek hakkında da:
“Çünkü şeytan, geceyi kişinin burun deliklerinde geçirir.” [81] Buyurmuştur.
Uyku(nun abdesti bozması) hakkında ise şöyle buyurur:
“Çünkü kişi yatıp (uyuduğu) zaman, mafsalları gevşer.” [82]
Şeytan taşlamanın “Allah’ın zikrini yerine getirmek için” olduğunu söylemiştir.
İzin isteme hakkında da şöyle buyurmuştur:
“İzin isteme, sadece göz ilişmesin diye gerekli görülmüştür.” [83]
Kedi hakkında ise:
“O pis değildir; etrafınızda sürekli dönüp dolaşan yaratıklardandır.” [84] Buyurmuştur. [85]
Çeşitli yerlerde ise hükmün hikmetinin mefsedetin yani kullara dokunacak zararların uzaklaştırılması olduğunu açıklamıştır: Emzikli halde iken cinsî ilişkide bulunmayı yasaklaması ve bunu çocuğa zarar verir endişesiyle yaptığını ifade etmesi gibi.[86]
Bazı yasakları, kâfir milletlere muhalefet olsun diye koymuştur. Meselâ:
“Namaz kılmak için güneşin doğmasını veya batmasını araştırmayın! Çünkü güneş şeytanın iki boynuzu arasından doğar.” [87] Hadisi böyledir. Kâfirlerin güneşe secde ettikleri zaman bu anlardır.
Bazı yasaklar da dinde tahrife götürecek kapıların kapatılması için alınmıştır. Hz. Ömer, nafileyi farz ile bitiştirmek isteyen birine:
“Sizden öncekiler bu yüzden helak oldu.” demiş, bunu duyan Rasûlullah (s.a.):
“Allah, seni görüşünde isabetli kıldı, ey Hattâb oğlu!” buyurmuştur.[88]
Bazen de yasağın gerekçesi, güçlük ve sıkıntıya sebep olma endişesi olmuştur:
“Sizden her birinizin iki parça elbisesi var mı ki?” hadisi [89] ile:
“Allah sizin kendinize kötülük ettiğinizi bildi ve tevbenizi kabul etti, sizi bağışladı.” [90] Ayeti bu kabildendir.
Rasûlullah (s.a.) Terğîb Ve Terhîble [91] İlgili Sırları da Açıklamıştır:
Rasûlullah (s.a.) bazı yerlerde terğîb ve terhîbin esrarından da bahsetmiş, sahabe kendilerine karışık gelen, müşkül gözüken yerlerde kendisine müracaat etmiş, o da onların şüphelerini gidermiş ve duruma açıklık getirmiştir. Birinde şöyle buyurmuştur:
“Kişinin cemaatle kıldığı namaz, evinde ve işyerinde kılacağı namazından yirmi beş derece daha üstündür. Şöyle ki: [92] Biriniz abdest aldığı zaman, onu hakkını vererek alır, sonra sadece namaz kılmak amacıyla camiye gelirse attığı her adım bir hayırdır ve suçlarının bağışlanmasına vesiledir.” [93]
Bir başka zaman şöyle buyurmuştur:
“Sizden birinizin cinsî ihitiyacını tatmin etmesinde de bir sadaka vardır.” Dediler ki:
“Yâ Rasûlallah! Birimiz cinsî ihitiyacını gideriyor ve bu ona bir sevap oluyor öyle mi?!” Rasûlullah (s.a.):
“Ne dersiniz? Şayet o kimse şehvetini haram yolla giderecek olsaydı, bu ona bir günah olur muydu? İşte böyle, helâl yoldan gidermesinde de onun için bir sevap vardır.” buyurdu. [94]
Yine şöyle buyurmuştur:
“İki müslüman kılıçlarıyla karşı karşıya geldikleri zaman, öldüren de öldürülen de ateştedir.”
“Bu öldürenin durumu açık, öldürülenin durumu niye öyle?” diye sordular:
“O da adamını öldürmeye karşı son derece hırslıydı.” [95] Buyurdu.
Bunlar gibi. (hükmün hikmetini açıklayan) daha sayılamayacak kadar pek çok örnek vardır.
Bazı Sahâbîler, Bir Kısım Hükümlerin Hikmetlerine İşarette Bulunmuşlardır:
Bu meyanda olmak üzere İbn Abbâs (r.a.), cuma için gusletme hükmünün hikmetini açıklamıştır. Zeyd b. Sabit, meyvenin henüz kendisini kurtarmadan satılması yasağının sebebini belirtmiştir. İbn Ömer, Kabe’nin rükünlerinden sadece ikisini selâmlamakla yetinmenin sırrını ortaya koymuştur. Sonra tabiîn nesli ve onları takip eden diğer nesiller ve müctehid imamlar hep aynı minval üzere devam etmişler, hükümleri maslahatlarla ta’lîl edegelmişler; onların manalarını (illet) kavramışlar, nasslarla belirlenmiş hükümler için, zararın defi ya da menfaatin celbi amacını gerçekleştirici uygun bir illet (hükme mesned) çıkarmışlardır. Nitekim bunları onların kitaplarında genişçe görmek mümkündür ve bu, mezheplerinde apaçık kendisini göstermektedir.
[79] Tirmizî, Vitr, 16.
[80] Buhârî, Vudû, 26; Müslim, Taharet, 78.
[81] Buhârî, Bed'u'1-halk, 11; Müslim, Taharet, 23.
[82] Tirmizî, Taharet, 57; Ahmed, 1/256.
[83] Buhârî, İsti'zân, 11; Müslim, Edeb, 41
[84] Ebû Dâvûd, Taharet, 38; Tirmizî, Taharet, 69.
[85] Yani sürekli girer, çıkarlar, etramızdan hiç ayrılmazlar. Bu itibarla onlardan sakınmakta, her zaman için onların su vb. şeylere bakmasını önlemekte büyük zorluklar vardır. Zorlukların kaldırılması ise şeriatın amaçlarından biridir. (Ç)
[86] Bkz. Müslim, Nikâh, 140, Ebû Dâvûd, Tıbb, 16; Tirmizî, Tıbb, 27.
[87] Müslim, Müsâfirîn, 290.
[88] Kenzul-ummâl, 11/32754.
[89] Bunu tek parça elbise içerisinde namaz kılmanın hükmünü soran kimseye cevap olarak söylemiştir, Bkz. Müslim, Salât, 275. (Ç)
[90] Bakara: 2/187.
[91] İrşad mahiyetiyle kâh müjdeleyici, kâh korkutucu olarak gelen nasslar. (Ç)
[92] Hadisin bundan sonraki kısmı, yirmi beş derecelik fazla sevabın nedenini açıklamaktadır. (Ç)
[93] Bkz. Buhârî, Ezan, 30, Salât, 87; Müslim, Mesâcid, 245 vd.
[94] Müslim, Zekât, 52; Ebû Dâvûd, Tatavvu', 12, Edeb, 160; Ahmed, 5/167.