sumeyye
Fri 13 August 2010, 01:23 pm GMT +0200
Rahmet Ayı Ramazan
Selman-ı Farisi Radiyallâhu Anh anlatıyor:
Resul-i Ekrem Efendimiz Sallallâhu Aleyhi Vesellem Şaban ayının son gününde bize okuduğu bir hutbede şöyle buyurdu:
"Ey insanlar, büyük ve mübarek bir ay yaklaştı, gölgesi başınıza geldi
Bu öyle bir aydır ki, içinde bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi vardır
Allah o mübarek ayın gündüzlerinde orucu farz, gecelerinde nafile namazları meşru kıldı
Bu ayda küçük büyük bir hayır yapan insan başka aylarda bir farz eda etmiş gibi sevap alır
Bu ayda bir farzı yapmak, başka aylarda yetmiş farz yerine geçer
Bu ay Allah için açlık ve susuzluğun, taat ve ibadetin meşakkatlerine sabır ve tahammül ayıdır Sabrın karşılığı da Cennettir
Bu ay yardımlaşma ayıdır, bu ay mü´minlerin rızkını arttıracak aydır
Bu ayda her kim oruçlu bir mü´mine iftar edecek bir şey verirse, yaptığı bu iş günahlarının bağışlanmasına ve Cehennemden azat olmasına sebep olur Oruçlunun sevabından da hiçbir şey eksilmeden onun kadar sevaba kavuşur
Ashab-ı Kiramdan bazıları, -Ya Resulallah, hepimiz oruçluya iftar edecek bir şey bulup verecek durumda değiliz- dediler
Bunun üzerine Resul-i Ekrem Efendimiz Sallallâhu Aleyhi Vesellem, -Allah bu sevabı bir tek hurma ile, bir içim su ile, bir yudum süt ile oruçlu mü´mine iftar ettirene de verir- buyurdular ve hutbelerine şöyle devam ettiler:
Bu ayın başı rahmet, ortası mağfiret, sonu da Cehennemden kurtuluştur
Bu ayda her kim kölesinin (işçi ve hizmetçisinin) işini hafifletirse Allah onu affeder ve Cehennemden uzak tutar
Bunun için bu ayda şu söyleyeceğim dört hasletten ikisi ile Rabbinizi razı kılarsınız, diğer ikisinden ise hiçbir vakitte ayrı kalamazsınız
Rabbinizin rızasına sebep olan hasletlerin birisi, Kelime i Şehadete devam etmeniz, diğeri de Allah´tan mağfiret dilemenizdir
Vazgeçemeyeceğiniz iki hasletin biri Allah´tan Cenneti istemek, diğeri Cehennemden Allah´a sığınmaktır
Her kim oruçluya bir yudum su verirse, Allah da ona benim mahşerdeki havuzumdan öyle bir su içirecektir ki, Cennete girinceye kadar bir daha susuzluk çekmeyecektir" (et-Tergib ve´t-Terhib, 2:94-95)
Ramazan´ın ilk günüyle birlikte nur ve feyiz dolu bir mevsimi yaşamaya başlarız Kâinat şenlenir, dünya Cennetten süzülen nuranî bir hava ile dolup taşar
Ulvî âlemlerin masum ve mübarek sakinleri öbek öbek mü´minlerin çevresini sarar; rahmet ülkesinden müjdeler, kâinatın Rabbinden selâmlar ve mağfiret ümitleri getirirler
Mukaddes kelâmın nâzil oluşunun yıldönümü olan Ramazan ayını, mü´minlerle birlikte cinler, melekler; ve ağacı, çiçeği, böceği, kurdu, kuşu, denizi ve deryasıyla yaşlı dünyamız da kutlar Görünen ve görünmeyen âlemlerde tam bir bayram havası yaşanır
Bu ayın Cenab-ı Hak katında müstesna bir yeri vardır Yüce Rabbimiz, Kendisine muhatap olarak seçtiği kullarına sonsuz rahmetinin en geniş tecellilerini bu aya tahsis eder
Başta Kur´ân-ı Kerim olmak üzere diğer semavî kitapların da bu ayda indirilmiş olması, bu günlerin kıymet ve kudsiyetini artıran diğer bir husustur
Mü´minler, İlâhî bir ihsan olarak bu günleri birer güzel fırsat bilerek değerlendirirler Rablerine olan kulluk derecelerini gösterir, Ona muhatap olabilme gayreti içine girerek, tam bir ihlâs ve şuurla ibadet ve taate koşarlar
Bu gayretin neticesi elbette karşılıksız kalmayacaktır Oruç tutup, Ramazan ayını bir kulluk şuuru içinde geçirenler, tatlı bir ânı yaşadıkları, huzura erdikleri gibi, pek çok nimete de kavuşurlar
ALINTI