- Rab kelimesinin dil yönünden araştırılması

Adsense kodları


Rab kelimesinin dil yönünden araştırılması

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
sidretül münteha
Tue 18 January 2011, 07:23 pm GMT +0200
"RAB" KELİMESİNİN DİL YÖNÜNDEN ARAŞTIRILMASI


Rab  kelimesinin  ve şeddeli  (Zîrâ İbn’u faris, Makâyisu'l-Lüga, II, 381-382'de rabbe maddesinde şöyle der:Re ve be bazı esaslara delâlet eder. Birincisi: Bir şeyi ıslah etmek ve onun üzerinde kâim olmak. Bu durumda Rab: Mâlik, yaratıcı, sahip, bir şeyi ıslah eden mânâlarınadır. İkincisi: Bir şeyin, gerekli ve devamlı olması ve o şey üzerinde kâim olması. Bu birinci esasa uygundur. Üçüncüsü: Bu şeyi, diğerine ilâve edip bağlamak. Bu da evvelki mânâlara uygundur. İyice dikkat edildiği vakit kelimenin tek mânâ etrafında döndüğü görülür)  ile asıl mânâsı Terbiye"dir. Sonra bundan tasarruf, taahhüt, ıslah etme, tamamlama, kemâle erdirme mânâları çıkmıştır. Bütün bunlardan da yücelik, riyaset, mâlik olmak ve efendilik gibi mânâlara gelen kelimeler doğmaktadır. Arap dilinde kelimenin değişik anlamlarda kullanılışına ait misaller şunlardır:(Bk.Lisânü'l-Arab rab, maddesi, I, 384-394; Kâmûsü'l-Muhit, 'rab' maddesi; el-Muhassas; XVII, s.154.)

1)Terbiye etmek , yetiştirmek , geliştirmek :

Araplar  sözü ile "onu olgunlaşıncaya kadar terbiye etti" mânâsını kastederler. terbiye edilen erkek çocuk, terbiye edilen kız çocuk anlamlarına gelir. Bu iki kelime annenin, kocasının evinde terbiye ettiği çocukları anlatır. Bu kelime aynı zamanda "dadı" anlamına da gelir.  üvey anneye denir.Zira çocuğun öz annesi olmakla birlikte, terbiyesine ve yetiştirilmesine o bakar.  ise, annenin sonradan evlendiği kocasıdır (üvey baba,   veya    saklanan ilaç demektir.

babından "ilâve etmek, ziyâde etmek ve tamamlamak" mânâlarınadır. Araplar  dediklerinde "fazlasıyla iyilik yaptı ve malı çoğaldı" mânâsını kastederler.

2)Toplamak , yığmak , hazırlamak:

 denirse, "Filan insanları topladı" veya "onlar’da yanında toplandı" mânâsı anlaşılır. Toplandıkları yere  denir.  bir araya gelmek ve toplanmak demektir.

3)Mesuliyetini yüklenmek, ıslah etmek, koruyup gözetmek:

dendiğinde 'Araziyi taahhüt etti, sorumluluğunu üzerine aldı ve durumunu kontrol etti" mânâsı anlaşılır. Safvan b. Ümeyye, Ebu Süfyan'a: "Kureyş'ten bir şahsın beni tekeffül edip maiyeti altına alması, Hevazin'li bir şahsın himayesine almasından daha iyidir" demiştir.

Alkame b. Abde şöyle der:



"Ben şu anda işlerimin ıslahını sana bıraktım.Senden önce bir çok kefiller benim işimi üzerlerine aldılar da, hiçbir şeyi ıslah edemediler."
( Bu beyit için bk. Alkame b. Abde'nin Divanı, s. 132; el-Mufaddaliyât, II, 194; el-Lisân, rabb maddesi; Makâyîsu'1-Lûgâ, II, 383; Tefsiru't-Taberî, I, 48; es-Sıhah, rabb maddesi; el-Muhassassa, XVII.)

Ferazdak da şöyle der:



 "Onlar şu ahmak yağcı kadın gibidirler ki, o yağını tabaklanmamış, sert bir deri içinde muhafaza ediyor."
( Bu beyit için bkz. Lisân  maddesi,  yağ manasınadır)

"Filan filanın nezdinde sanatı ile meşgul oluyor; alışıyor; eli onun yanında maharet kazanıyor" demektir.

4) Üstünlük, efendilik, başkanlık, sözünü geçirmek, istediğini yapabilmek;

li "Filan kavmini idare etti ve onları kendine itaat ettirdi"  "kavme hükmettim, egemenlik kurdum." demektir.

Lebid b. Rebia şöyle der:



"Bir gün (kadınlar) Kinde'nin reisini ve oğlunu ve Mead'ın reisini vadi ile dağ arasında helak ettiler"( Bu beyit için bkz. Tefsiru't-Taberî, I, 47; Tefsiru't-Taberî, I, 11; el-Muhassas, XVII, 154)

Bu mânâda Nabiğatü'z- Zübyânî de şöyle der:

 

"Nail oluncaya kadar Numan'a koşarsın. Lidersin sana eski malı da, yeni malı da feda olsun"
(Bu beyit Taberî'nin Tefsirinde geçer. Bk. I, 141. Maarif Vezâreti baskısı, Mahmut Şakir neşri; Tarifi ve Tâlidî için de bk. ed-Divân, s. 89; el-Muhassas, XVII, 154. et-Tarif: Sonradan peyda olmuş mal, et-Tâlidî: Yanında çoğalan eski mal)

 

5) Mâlik olmak, sahip olmak:


Hadiste zikredildiğine göre Nebi (s. a) bir adama:"Sen koyun sahibi misin; yoksa deve sahibi mi? diye sormuştur.Bu mânâda ev sahibine deve sahibine    mülk sahibine   denir.

Rab kelimesi efendi mânâsına da gelir; köle ve hizmetçi kelimesinin zıddı anlamında kullanılır.

İşte, Rab kelimesinden türeyen mânâlar, bu şekilde açıklanabilir. Bu kelimeyi mürebbi ve münşî (inşa eden) mânâsına hasredip, rûbûbiyet kelimesinin tefsirinde  (O, bir şeyi noksansızlık noktasına getirinceye kadar, bir halden diğer bir hale yükselterek inşa eden, demektir.) cümlesini tekrarlayıp duranlar, 'Allah'a hamd ölsün ki hata etmişlerdir. Hakikat şudur ki, bu cümle Rab kelimesinin çok geniş inanlarından sadece biridir.

Bu kelimenin genişliğine ve dallı budaklı anlamlarına bakıldığında, Rab kelimesinin aşağıda belirtilen mânâların hepsini ifade ettiği görülür:

a)Mürebbi, ihtiyaçların giderilmesinde kefil, terbiye ve yetiştirme işlerini gören,

b)Kefil olan, murakabe eden, durumu düzelten ve sorumluluğu üzerine almayı tekeffül eden.

c)Kavmi arasında odak kişiliğe sahip olduğundan, etrafında toplandıkları efendi, başkan.

d)İtaat edilen hâkim, sözü geçen otorite, efendilik ve üstünlüğü kabul edilen, tasarruf yetkilerinin sahibi.

e)Melik (kral) ve efendi.



ceren
Fri 26 June 2015, 06:50 pm GMT +0200
Esselamu aleykum.Rabbim razı olsun paylaşımdan kardeşim.Rab kelimesinin bir çok dilde manasını öğrenmiş olduk....

Bilal2009
Fri 26 June 2015, 08:48 pm GMT +0200
Ve aleykümüsselam ve rahmetüllah , Rab kelimesi ayrıdır ,İlah kelimesi de ayrıdır anlam bakımından . Bizler neye inandığımızı yani Rabbimizi (celle celalühü) çok iyi tanımamız lazım.