Eslemnur
Fri 1 October 2010, 05:16 pm GMT +0200
Peygamberlerin Islah Edici Çalışmaları
İnsan hayatını temelinden düzeltmek, onu yaratılışına uygun yola sevkedebilmek için, Enbiyâ (A.S.)'nın nurlu kafilesi, en çetin gayret ve çalışmaların bayraktarlığını yapmışlardır. Bu insanlığın gerçek rehber ve mürşitlerinin mücadelelerindeki esas nokta, insanların insanlar üstündeki uluhiyet ve rububiyet iddialarını kökünden söküp temizlemekti. Onların aslî meslek ve heyetleri, insanları şu yalancı, uydurma Tanıcıklardan ve Rabciklerden ve bu şerli sultanın zulmünden, haksız menfaat sömürücülüğünden kurtarmaktı.
Onların pırıl pırıl ışıldıyan ulvî maksatlarının hedefi şu idi: İnsana insanlığını öğretmek, insanı insan karşısında baş eğdirmemekti. Bütün insanların eşit olduğu fikrini tatbiki olarak gerçekleştirmekti. İçtimai hayatı adalet üzere tesis etmekti. Ve yine insanlara, Allahu Taalâ'ya ibadet etmenin yolunu açmaktı.
Onların hepsinin de büyük müjdeleri şöyle idi:
Ey kavim, Allah'a ibadet ediniz, sizin O'ndan gayrı bir İlâhınız yoktur.[33]
Fakat Hazret-i Muhammed-î Arabî (S.A.S.) bu tevhid akidesini en güzel şekilde beyan etmişlerdir:
"İşte ben sizi uyarıcıyımdır. İşte, Vahid - ul - Kahhar olan Allah'tan başka bir ilâh olmadığı hakkında sizi uyarıyorum. Göklerin ve yerin ve bu ikisinin arasında bulunanların da Rabb'i ancak O'dur." (Sad: 65 - 66).
"Elbette ki sizin Rabbınız gökleri ve yeri yaratmış bulunan Allah'tır"
(A'raf: 54).
"Güneş, ay ve yıldızlar, hep O'nun emrine boyun bükerler. Dikkat, yaratmak da "emr" de O'nun değil midir?"
(A'raf: 54).
İşte, O, bir ve tek olan Allah sizin Rabbinizdır. O'n
dan başka herhangi bîr İlâh yoktur. Her şeyin yaratıcısı
O'dur. Bunun için sizin O'na kulluk etmeniz' lâzımdır. O
sizin her şeyinize ve her işinize yeter.
(En'âm, 102).
"İnsanlara ancak Allah'tan başka birisine ibadet etmemek için emir verildi. Temiz bir yol ile ihlâs ile ibadet edercesine ibadet..."
(El-Beyyine: 5.)
"Geliniz bizimle sizin aranızda müşterek bulunan (husus) ta birleşelim ki, Allah'tan başkasına ibadet etmiyelim. O'na hiçbir şekilde ortak koşmıyalım, Allah'tan gayrı, aramızda bazımızı da kendimize Rabb diye uydurmıyalım."
(Âl-i İmran: 64).
İşte bu mânâ âleminden doğup da karanlık dünyamızı aydınlatan sesler, insan ruhunu, insan aklını, insan fikrini ve düşüncesini hep bu maddî kuvvetlerin baskı ve köleliğinden kurtarmak gayesini hedeflemektedir.
İşte bu emsalsiz düstur, gerçek hürriyetin yegâne anahtarıdır. Bu bakımdan Hazret-i Muhammed (S.A.V.) in örnek davranışı Kur'an-ı Kerim'de şöyle tavsif edilmektedir:
"(Bu Peygamberdir ki), onların sırtından yüklerini kaldırıp, onların (boyunlarındaki) zincirleri çözer."