- PEYGAMBERİMİZİN SOYU VE DOĞUMU

Adsense kodları


PEYGAMBERİMİZİN SOYU VE DOĞUMU

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
sumeyye
Tue 22 December 2009, 02:28 pm GMT +0200
İKİNCİ BOLUM

PEYGAMBERİMİZİN SOYU VE DOĞUMU


Peygamberimizin Soyunun Temizliği Ve Adem´den Beri Soyunda "Sifahın Vukua Gelmemiş Olması


îbn-i Sa´d ve îbn-i Asâkîr Abdullah İbn-i Abbâs´tan rivayet ederler: O şöyle demiştir: "Peygamber (s.a.v.) bir defasında buyurdular ki:

"Ben, tâ Adem´den beri nikâha dayalı helâl ilişkiden çıkıp geldim! Benim nesebimde hiç meşruiyet dışı temas olmamıştır[1]

Yine îbn-i Abbâs´tan Taberanl rivayet eder: "Resûlüllâh Efendimiz buyurdular ki: "Benim soyumda hiçbir zaman câhili bir alâka olmamış tır. Ben hep İslâm nikâhı gibi, meşruiyete dayalı temiz alâkalardan çıkıp geldim."

îbn-i Sa´d ve îbn-i Asâkîr´in Aişe (r.a.)´dan sevkettikleri bir rivayette aynen bu mealdedir. îbn-i Sa´d ile İbn-ü Ebû Şeybe´nin Musannafındaki bir rivayeti ise, Muhammed bin Ali bin Hüseyn´dendir ve §u mealdedir: "Ben, dâima nikahtan çıkıp geldim. Soyuma hiçbir zaman câhiliyenin o metres hayâtı bulaşmamıştır. Ben ancak temiz ve meşru alâkadan meydana geldim."

îbn-i Sa´d ve îbn-i Asâkîr, neseb konusunda bilgin olan el´Külebî´den naklederler. O demiştir ki: "Peygamber efendimizin soyuna âit beşyüz senelik şecereyi yazıp kaydettim. Hiç birinde nikâh dışı yaşıyan, câhiliyyeye âid şeylerden hiç bir şey yoktu."

Müsned adlı kitabında el-Adenî, el-Evsat´ında Taberânî, Ebû Nuaym ve îbn-i Asâkîr, Ali (r.a.)´den rivayet ederler. O şöyle demiştir: "Peygamber (s.a.v.) buyurdular ki: "Adem´den tâ anam beni doğurunca-ya kadar, hep nikâha dayalı temiz ve meşru alâkalardan çıkarak geldim! Câhiliyenin o çirkin işlerinden nesebime hiç bulaşmamıştır." [2]

Ebû Nuaym, çeşitli tarîkler ile îbn-i Abbâs´tan rivayet eder. O şöyle demiştir: "Resûlüllâh Efendimiz buyurdular: "Benim anam ve babam asla sifâha bulaşmamışlardır! Dâima Cenâb-ı Hakk beni tertemiz baba sulbünden tertemiz ana rahmine intikâl ettirerek getirmiştir. Son derece temiz ve saf bir nesebden olan bir babanın, iki evladı olduğu zaman da; Allah beni, hep en hayırlı tarafa geçirmiştir."

îbn-i Sa´d, Külebî´den, o Ebû Salih´ten, o da îbn-i Abbas´tan rivayet eder. O demiş ki: "Resûlüllâh buyurdu: "Arabm en hayırlısı Mudar´dır, Mudar´m en hayırlısı Abdü Menâf Oğullarıdır. Bunların en hayırlısı Hâşim Oğullarıdır. Haşim Oğullarının ise en hayırlısı Abdü´l-Muttalib1-tlr! Vallahi tâ Adem´den beri, ne zaman nesebim bir babadan iki evlâda ayrılmış olsa, Allah beni, hep en hayırlı tarafa geçirmiştir!"

Cenâb-ı Hakk kur´an-ı Kerîm´de buyuruyor ki:

"Ve senin secde edenler arasında dolaşmanı da görüyor." [3]işte bu âyetin tefsiriyle ilgili olarak Bezzâr, Taberanî ve Ebû Nuaym Ikrime´den, o da Ibn-i Abbâs´tan rivayetle demiştir ki: "Peygamber (s.a.v.), tâ anasından doğuncaya kadar, peygamberlerin sulbünde, intikâl edegelmiştir." [4]

îmam-ı Buharî Ebû Hüreyre´den rivayet eder. Şöyle ki: "Peygamber (s.a.v.) buyurdular: "Ben Adem´den beri hep en hayırlı aileden yine en hayırlı diğer aileye intikâl ederek geldim. Nihayet yine en hayırlı aile içinde bulundum..."

îmam-ı Müslim Vâsıla bin el-Eska´dan rivayet eder, şöyle demiştir: "Peygamber (s.a.v.) buyurdular: "Allah, îbrâhîm evlâdından İsmail´i, ismail evladından Kinâne Oğullarını, Kinâne Oğullarından Kureyş´i, Kureyş´ten de Hâşim Oğullarını seçmiştir. Nihayet beni de Hâşim Oğullarındari seçmiş bulunuyor."

Hasendir kaydiyle Tirmizî, Beyhakı ve Ebû Nuaym Abbâs bin Abdül-Muttalib´ten rivayet ederler. O Resûlüllâh´m (s.a.v.) şöyle buyurduğunu bildirmiştir: "Gerçekten Allah beni yarattığı zaman, yarattıklarının en hayırlısı olarak yarattı. Kabileleri yarattığı zaman beni ,en hayırlı kabilede yarattı. Nefisleri yarattığı zaman da beni, en hayırlı nefis olarak yarattı... Sonra Allah evleri (aileleri) yarattı ve beni en hayırlı aileden kıldı. Ben insanların gerek ailece, gerek nefisçe en hayırlısı olarak yaratılmış bulunuyorum!..."

Beyhaki, Taberanî ve Ebû Nuaym îbn-i Ömer´den rivayet ederler. O Resûlüllâh´ın şöyle buyurduğunu bildirmiştir: "Allah bütün yaratıkla rı yarattığı zaman, yaratılmışlardan Adem Oğullarını seçmiştir. Adem Oğullarından arabı, arabtan Mudar´ı, Mudar´dan Kureyş´i, Kureyş´ten Hâşim Oğullarını, bu Hâşim Oğullarından da beni seçmiştir. Ben hep, en hayırlılardan en hayırlılara intikâl ederek gelmişimdir."

Yine Beyhakî, Taberanî ve Ebû Nuaym İbn-i Abbâs´tan rivayet ederler. O da Resûlüllâh´m şöyle buyurduklarını bildirmiştir: "Allah yaratılmışları iki kısma ayırdığı zaman, beni en hayırlı kısımda kılmıştır. Sonra her iki kısmı üçer kısma ayırmış ve beni yine en hayırlı kısımda kılmıştır. Sonra iki kısımdan birine âit bulunan bu üç kısımdan her birini üçer kısma ayırmış ve her bir kısmı, bir kabile kılmıştır ve beni; en hayırlı kabile hangisi ise o kabileye mensûb eylemiştir. Sonra bu kabileleri "Ehl-i Beyt" hâlinde evlere taksim etmiş ve beni en hayırlı aileye mensûb kılmıştır, işte yüce Allah´ın kelâmı´ndaki:

"...Ey Ehl-i Beyt (peygamberin ev halkı), Allah sizden kiri gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor" âyetiyle bildirmek istediği de budur." [5]

Beyhakî ve îbn-i Asâkîr Mâlik´ten, o Zühri?den o da Enes´ten rivayet eder, Enes (r.a.), Peygamber (s.a.v.)´in şöyle buyurduklarını bildirmiştir: "Şu büyük insanlık ailesi, ne zaman iki kısma ayrılmış olsa, mutlaka Allah beni en hayırlı kısımda kılmıştır! Ben, hep nikahlı ve evli olan karı-koca arasından çıkarak gelmişimdir; Câhiliyenin o çirkin işlerinden benim aileme ve bana asla bir şey bulaşmamıştır. Ben Adem´den beri hep nikâhtan gelmişimdir, tâ kendi anam ve babama gelinceye kadar. Ben, gerek öz canım (şahsım) itibariyle, gerek ailem itibariyle sizin en hayırlınız bulunmaktayım!"

Beyhakî Muhammed bin Ali´den rivayet eder. O şöyle demiştir: "Resûlüllâh Efendimiz buyurdular ki: "Allah, kendi iradesiyle bir seçim yaptı da Arabi seçkin kıldı. Sonra Araptan Kinane´yi Kinane´den Kureyş´i, Kureyş´ten-Hâşim Oğullarım seçti; sonra Haşim Oğullarından da beni seçti..."

Beyhakî, Taberanî ve îbn-i Asâkîr Aişe´den rivayet ederler. O demiştir ki: "Resûlüllâh Efendimiz buyurdular: "Cebrail bana dedi ki: "Ben bütün yeryüzünde Muhammed´den daha faziletli bir adam görmedim! Yine ben, bütün yeryüzünde Hâşim Oğulların´dan daha faziletli bir aile görmedim!"

îbn-i Asâkîr Ebû Hüreyre´den rivayet eder. O, Resûlüllâh´ın şöyle buyurduğunu bildirmiştir: "Ben, atamız Adem´in sulbünden çıktığım andan itibaren, hiç bir zaman zinadan doğmuş değilim. Herkes bir soya ve aileye çekerken, ben de dâima en hayırlı aile tarafına geçmişim ve sonunda Arabm en hayırlı iki soyundan, Hâşim´in ve Zühre´nin evladından gelmişimdir!"

îbn-i Merdûye Enes´ten rivayet eder. O demiştir ki: Resûlüllâh Efendimiz: "Gerçekten size içinizden öyle bir peygamber geldi ki..."[6] âyetini; "Fe" harfinin fethasiyle okuyup: "Sizin haseb ve neseb bakımından enfes olanınız benim! Adem´den beri benim atalarıma . meşruiyet dışı bir leke, asla bulaşmamıştır!" buyurdular.

Aşağıdaki rivayette şöyle: Hâkim ve Taberanî, Harîm bin Evs´ten rivayet eder. O demiş ki: "Ben, Resûlüllâh Tebük seferinden dönmekte iken, O´na hicret ettim. O sırada amcası Abbâs´ın şöyle dediğini duydum: "Ey Allah´ın resulü, izin verirseniz sizi övmek istiyorum!" Resûlüllâh izin verdiler ve: "Söyle bakalım, Allah ağzına sağlıklar versin!" buyurdular. Bunun üzerine Abbâs şiir hâlinde şunları söyledi:[7]

Tertemizdin Sen, bundan önce o gölgelerde...

Gizlice emânet edildiğin o yerlerde..."

Daha sonra şu güzelim ülkelere indin...

Fakat henüz bir beşer, et parçası değildin."

"Gemideki bir su damlası... Yüzen denizde...

Ehli ise, batıp kaybolmuştur bir dehlizde..."

Bir âlem gidip bir âlem gelirken araya...

intikâl ederdin Sen, bir babadan anaya..."

"Ateşe atıldı yanmadı tbrâhim Halîl,

Çünkü Sen var idin onun sulbünde ey delîl!"

"Sonunda kuruldu koruyucu evin senin,

Var idi yuvanda, altı kemerli siperin."

"Sen ki doğdun da bütün yeryüzü aydınlandı.

Bütün ufuklar ağardı. Nuruna boyandı..."

Şimdi biz de bu ışık ve nurun içindeyiz.

Doğru yolu gösteren Resûl´un izindeyiz..."

Beyhakl ve îbn-i Asâkîr Ebu Hüreyre´den rivayet ederler. O şöyle demiştir: "Resûlüllâh (s.a.v.) buyurdu ki: "Yüce Allah, Adem´i yarattığı zaman evlâdının ruhlarını ona gösterdi. O da evladının bazılarının bâzılarına olan üstünlüklerini de gördü... Bu sırada yukarıya doğru yükselen bir nûr gördü ve: "Ey Rabbim, bu nûr kime aittir?" diye sordu. Cenâb-ı Hakk, kendisine: "Bu, senin oğlun Ahmed´in nurudur. O hilkatte evvel, bîsette sonradır ve o ilk şefaat edecek olandır" buyurdu."

Hafız Ebû Nuaym diyor ki: "Bu üstünlük ve özelliğin Peygamber Efendimiz´in peygamberliğine olan delâletini, şu şekilde açıklayabiliriz:

Gerçekten bilmen ve kabul edilen bur husustur ki, peygamberlik aynı zamanda mülk ve siyâset-i âmme demektir. Hükümdarlık ve umûmî siyâset görevi ise, soylu ve şerefli kimselerde bulunur. Çünkü böyle olunca, halk daha çok itimâd ve itibâr ederler, bu da idareyi kolaylaştırır. Nitekim Bizans kiralı Herakliyus Şam´da bulunduğu sırada oraya ticâret için gelmiş bulunan Ebû Süfyân´a Peygamberimiz hakkında sorular yöneltmiş ve bu meyanda: "Peki, peygamberliğim ilân eden Muhammed´in, sizin aranızdaki soyu ve şerefi nasıldır?" diye sormuştu. Ebû Süfyân da: "O´nun bizim aramızdaki soyu ve şerefi çok üstündür" karşılığını vermişti... işte bunun üzerine kıral Herakliyus: "Evet, zâten bütün peygamberler, böyle kavminin oylu ve en şerefli kişileri arasından seçilerek gönderilir." demişti." [8]



[1] Aynı hadîs-i şerîfı "El-Câmius-Sağîr." adlı kitabına da almış bulunan merhum musannif, burada hadisin derece ve âid olduğu kısma dâir bilgi de vermiş ve: "Bu hadîs, hâsendir" demiştir. (Câmius-Sağîr, 2/3)

[2] Keza musannifimiz bu hadîs-ı şerîf hakkında da hasendir, demiştir. (Camius-Sağîr, 2/3).

[3] Şuarâ Sûresi, 219

[4] Peygamberimiz´İn babası Abdullah´ın dedesi Abdül-Muttalib´in peygamber olmadıkları bilinen bir hakikattir. O halde İbn-i Abbas tankından sevkedilen bu rivayet yâ sabit değildir, ya da bununla peygamberimizin uzak atalar] içinde peygamber olanlar murad edilmiştir. (M.)

[5] Ahzab suresi, 33

[6] Tevbe suresi, 128

[7] Harîm´in bu rivayeti edebî bir değer taşıyabilir. Fakat böyle bir şeyin vukuuna dair, sahihler de bir haber yoktur. (M.)

[8] Celaleddin es-Suyuti, Peygamberimizin Mucizeleri ve Büyük Özellikleri, Uysal Kitabevi: 1/79-83.



Zeynep7D
Thu 8 May 2014, 01:31 pm GMT +0200
Peygamberimizin asla soyunda zina ile doğan bir kimse yoktur. Ve kendisi de bu şekilde doğmamıştır. O en şerefli insandır.Peygamberimiz çok faziletli bir insandır. Allah peygamberimizi hep en hayırlı tarafa geçirmiştir.

Tuğçe 7/D
Fri 9 May 2014, 01:02 pm GMT +0200
Peygamberimiz doğduğu andan itibaren temiz, saf ve güvenilir bir kişiliğe sahipti. İşte bu özellikleri ile insanların kalbini derinden etkilemiştir. Peygamber Efendimizin soyunda hiçbir zaman cahili bir alaka olmamıştır, kendi gibi temiz ve hayırlı bir soya sahiptir.

yunushan7d
Fri 9 May 2014, 04:01 pm GMT +0200
Peygamber Efendimiz Hz Muhammed (S.a.v) İn Temiz,Saf,Güvenilir,Kimsenin kötülüğünü düşünmeyen,Emanete sahib çıkan,sabırlı biri olduğu soyundanda Anlaşılır.Koskoca Sülalede(Soyda) 1 Kişi bile Uyumsuzluk yapmamış.Bu soydan geliyoruz.Eğer Biz bir kötülük yaparsak,Dine,İnanca,İmana uymazsak Ahirette Meleklerin yüzlerine,Hz Muhammed ve Soyunun yüzüne nasıl bakarız? Günahkar olmayalaım,Kendimizi iyiye temize doğruya yönlendirelim,İblise uyup kötüye yanlışa değil.Kendimizi Dine,İslama İyiyi doğruya yönlendirelimki Ahirette Soyumuz Karşısında,Melekler karşısında,Hz Muhammed S.a.v Karşısında başımız dik ve onun ümmeti,Allahın Kulu olarak duralım

-merve-7d-
Fri 9 May 2014, 05:07 pm GMT +0200
Peygamber efendimizin soyu enbaşından beri temiz ve ahlaklıdır.Allahüteala peygamberimizi ve soyunu en hayırlı şekilde yaratmıştır.Peygamber efendimizin soyu diğer insanlarınkinden daha hayırlıdır.











arife7d
Fri 9 May 2014, 07:36 pm GMT +0200
Peygamber Efendimiz  güzel ahlaklı bir insandır.  Peygamber Efendimiz helal  nikah olmadan  karşı cinsle asla temas etmezmiş. Peygamber Efendimiz in hem annesi hem babası  da  bu güzel ahlaka sahiptir.

Burcu7
Sun 11 May 2014, 04:03 pm GMT +0200
en temiz soydur en saf o dönemdeki en ahlak bakımından üstün .Allah onun için arabı seçkin kıldı.

yagmur_7-c
Thu 15 May 2014, 06:01 pm GMT +0200
Selamunaleykum;

Ne kadar pak ve güzel ...





ALLAHümme salli ala seyyidina muhammedin ve ala alihi ve ashabihi ve ehli beytihi salaten ta’dilu cemiya salevati ehli mehabbetike ve sellim ve barik ala seyyidina muhammedin ve ala alihi ve ashabihi ve ehli beytihi selamen ya’dilu selamehüm...


RAMAZAN 7/D
Tue 31 March 2015, 05:12 pm GMT +0200
Ve Aleykümüs Selam . Ve Aleykümüs Selam ve Rahmetullahi ve Berekatühü . Hz. Muhammed'in  soyu Hz. İbrahim'in oğlu Hz. İsmail'in  soyundan gelmektedir. Hz. İsmail  annesi Hâcer  ile  birlikte Mekke'ye  yerleştikten bir müddet sonra civarda  bulunan ve Kâhtaniler'in kolu  olan  Cürhüm  kabilesinden  bir  kızla  evlendi. Bu  evlilik Râsulüllah"ın kıyamete  kadar  devam  edecek  olan neseplerinin temeli  de atılmış  oldu.

selinay 7b
Sun 17 January 2016, 08:44 pm GMT +0200
Selamun Aleykum Peygamberimiz (s.a.v) Hz.İbrahim oğlu İsmail 'in soyundandır. Hz.İbrahim ve oğlu İsmail Kabe'nin inşasını tamamlayınca şöyle dua etmiştir : "Ey Rabb'imiz! Neslimizden gelen müslüman olan ümmet içinden bir peygamber gönder ki onlara ayetlerini oluşum ve kendilerine kitabı , hikmeti öğretsin, onları her kötülükten arindirsin." (Bakara 2/129) Yüce Allah bu duayı kabul etmiş ve Hz.ismail'in soyundan peygamberimiz'i (s.a.v) gondermistir.
Allah razi olsun

Bilal2009
Sat 27 February 2016, 03:31 pm GMT +0200
Ve aleykümüsselam ve rahmetüllah.  Rabbim paylaşım için razı olsun. Rabbim bizleri Peygamberimiz in yolundan gidenlerden eylesin.