sumeyye
Sat 2 January 2010, 05:25 pm GMT +0200
Peygamberimizin Haricilerin Çıkacağını Haber Vermesi
Buharı ve Müslim, Ebû Said el-Hudri´den rivayet ederler: "Ben Peygamberin (s.a.v.) yanında oturuyordum. O, orada bulunan bazı kimselere ganimet malım taksim ediyordu. Derken oraya Zülhuvaysıra denilen adam geldi ve: "Ey Allah´ın Resulü, malı adaletle dağıt!" diyerek çıkıştı. Peygamber Efendimiz de kendisine: "Yazık sana, ben adalet et mezsem, kim adalet edecek?" diyerek karşılık verdi. Ayrıca: "Şayet ben adalet etmeyecek olursam, bir peygamber olmama rağmen büyük bir zarara ve hüsrana düşmüş olurum!" diye ilâve etmeye de lüzum gördü ler. Bunun üzerine Ömer: "Bana izin ver de şunun boynunu vurayım!" diyerek izin istedi. Resülüllah Efendimiz ise: "Bırak yâ Ömer, bunun bazı arkadaşları olacak, onların namaz ve oruç gibi ibadetlerinin çoklu ğu yanında, sizler kendi oruç ve namazlarınızı az bulacaksınız. Buna rağmen okudukları Kur´an, gırtlaklarından aşağıya inmeyecektir. Okun yaydan fırlayıp uzaklaştığı gibi de islâm´dan uzaklaşacaklardır. Onların içinde siyah bir adam bulunacak, bu adamın bir kolunda kadınların memesi gibi bir şişkinlik bulunacak ve bu şişkinlik, bir insan kalbi gibi devamlı atıp duracak. Bunlar, insanların bölündüğü sırada meydana gelecektir."
Bu hadisi rivayet eden Ebû Said der ki: "Ben, bütün bunları aynen Resülüllah Efendimiz´den duyduğuma şahitlik ederim! Yine ben şahid-lik ederim ki: Ali bin Ebû Talib ile birlikte biz onlarla savaştık. Ben, bu sırada Ali´nin yanında idim. Ali, bu işareti taşıyan adamın yanına geti rilmesini emretti. Arayıp getirdiler. Aynen Peygamberimizin haber verdiği gibi, siyah bir adamdı ve bir kolunda kadın memesi gibi devamlı deprenen bir şişkinlik vardı."
Ebû Yâlâ´mn rivayetine göre, Ali: "Bu adamı tanıyan var mıdır?" diye sormuş, içlerinden biri: "Bu adamın adı Harkus´tur. Anası da bu radadır" demiş. Anasını çağırıp: "Bunun babası kimdir?" diye soruldu ğunda, şu cevabı vermiş: "Ben, bunun babasının kim olduğunu bilmiyorum. Vaktiyle Rabze taraflarında koyun güderken, karanlık gibi bir şey üzerime çöktü. Ben buna işte o şeyden hâmile kaldım" karşılığını vermiştir.
Müslim Ebû Said´den rivayet ediyor. Bu rivayete göre Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Müslümanların iki büyük fırkaya ayrılması sırasında Mârika (Hâriciler) çıkar, bu iki fırkadan hakka daha yakın olan taraf, Mârika ile savaşır." [191]
Yine Müslim´in Abide´den şöyle rivayeti var: "Ali, Nehrevân´da Hâriciler ile savaşı bitirdikten sonra: "Bunların içlerini iyice araştırın. Eğer gerçekten Resülüllah Efendimiz´in haber verdiği kimseler iseler muhakkak aralarında eli noksan olan bir adamın bulunması lâzım. A-raştırıp o adamı bulunuz!" dedi. Araştırdılar ve o adamı bulup getirdiler. Ali onu görünce derhal "Allahü Ekber!" diyerek tekbir getirdi. Bunu üç defa tekrarladıktan sonra: "Vallahi sizlerin şımaracağınızdan korkma-sam, bunlarla (Hâricilerle) savaşanlar hakkında yüce Allah´ın ne kadar büyük mükafatlar vadettiği hakkında Resülüllah Efendimiz´den duy duklarımı sizlere anlatmak isterdim" dedi. Ben de onun böyle söylemesi üzerine: "Sen bütün bunları Resülüllah1 tan mı duydun?" diye sordum. Ali de: "Evet, Kabe´nin Râbbi´ne yemin ederim, Resülüllah´tan duydum!" karşılığını verdi ve bu yeminini, üç defa da tekrarladı."
Hâkim´in rivayetine göre de Sâid bin Cemhân şöyle demiştir: "Ben, Abdullah bin Ebû Evfâ´nın yanına gitmiştim. O bana: "Baban ne oldu?" diye sordu. Ben de: "Hâriciler´in bir kolu olan Ezârika öldürdü" dedim. Abdullah bunun üzerine öfkelenerek: "Allah onlara lanet etsin! Pey gamber Efendimiz onların "cehennemin köpekleri" olduğunu bildirmişti" diyerek konuştu." [192]
[191] Hadis´te geçen Mârika, Hariciler demektir. Bunların bir adı da Harûriye´dir. Bunlar, "hüküm ancak Allah´ındır!" diyerek hak halife Ali´ye (r.a.) isyan ettiler. Ali de onların bu sözlerine karşılık: "Evet, doğru olan bir söz, fakat bu söz ile hak değil de batıl kastedil miştir" buyurdu. Aişe (r.a.) hadisinde de: "Mârika, ümmetinin en şerlileridir, en hayırlı olanları ise onları öldürecektir" buyurulmuştur.
[192] Ezarika´nın başkanı Nâîi´ bin Erzuk idi. Çok aşırı biri olup, kendisine tabii olmayanların kafir olduğunu söylüyor, hasımlarının çocuklarının ve hanımlarının bile öldürül melerini caiz görüyordu. Sonunda Dolâb savaşında katledilmiştir. Rivayet olunduğuna göre Ebû Ümâme Şam yakınlarında haricilerin katledilmiş cesedlerini gördüğü zaman, titremiş ve: "Aman Allah´ım, şeytan şu ümmete neler de yapmış! Bunlar, hiç şüphesiz cehennemliklerin köpekleridir" diyerek ağlamıştır.
Celaleddin es-Suyuti, Peygamberimizin Mucizeleri ve Büyük Özellikleri, Uysal Kitabevi: 2/281-282.