sumeyye
Fri 1 January 2010, 10:27 pm GMT +0200
Peygamberimizin, Ammâr Bin Yâsir´in Katledileceğini Haber Vermesi
Buharı ve Müslim´in ittifakla Ebu Saîd´den, ayrıca Müslim´in tek başına Ümmü Seleme ve Ebu Katâde´den rivayet ettikleri hadîs şöyledir: Peygamber (s.a.v.), Ammâr´a hitaben buyurdu ki:
"Ey Ammâr seni, isyan eden topluluk öldürür!"
Bu hadîs, mütevâtirdir. Mütevâtir Hadîsler adlı kitabımızda beyan ettiğimiz gibi, bu hadîsi yirmiye yakın sahâbî rivayet etmiş bulunuyor.[162]
Beyhakî ve Ebu Nuaym, Ammâr´ın âzadlı kölelerinden şu haberi nakletmiştir: "Ammâr bir gün hastalanmıştı. Hastalığı giderek ağırlaştı. Derken bayıldı. Bizler ise onun etrafında toplanmış ağlaşıyorduk. Bir müddet sonra kendine geldi ve bizlerin ağlaşmakta olduğumuzu gördü. Dedi ki: "Benim, böylece yatağımda öleceğimi mi zannediyorsunuz? Bana Sevgili Resûlullah (s.a.v.) haber verdi ki: "Beni ancak halîfeye is yan etmiş bir topluluk öldürecektir ve benim dünyadan son nasibim de bir içim süt olacakmış."
Ahmed, İbn-i Sa´d, Taberânî, Beyhakî, Ebu Nuaym ve sahihtir kaydiyle Hâkim, Ebu´l-Bahterl´den şu haberi nakletmişlerdir: Ammâr bin Yâsir, Sıffîn savaşında kendisine bir içim süt getirilmesinden sonra, bu sütü içti ve gülmeye başladı. Kendisine: "Niçin gülüyorsunuz?" diye sordular. O da cevaben dedi ki: "Peygamber (s.a.v.) bana demişti ki: "Ey Ammâr, senin dünya nimetlerinden en son içeceğin, bir içimlik süt olacaktır!" İşte ben bunun için (şehîd olarak ölümüm yaklaşmıştır) diye gülüyorum."
Ammâr bin Yâsir, böyle söyledi, sütünü içtikten sonra savaşmaya başladı ve şehîd oldu.
(Bu, bu şekilde Ammâr´dan diğer tarîkler ile de rivayet edilmiş bulunmaktadır. Keza Ruzzîn dahi bunu bu şekilde Ebu Hüreyre´den rivayet etmiş bulunmaktadır.)
Yine Hakimin sahihtir kaydiyle Huzeyfe´den de bir rivayeti var. Onun bu rivayetine göre Huzeyfe demiştir ki: Ben, Peygamberimizin (s.a.v.) Ammâr´a hitaben: "Ey Ammâr, seni isyan etmiş bir topluluk öl dürecektir! Senin dünyâ nimetlerinden en son alacağın, bir içimlik süt olacaktır" buyurduğunu işittim."
Ahmed, Taberânî ve Hâkim Amr bin el-As´tan şu haberi naklet-mislerdir: "Ben, Peygamberin (s.a.v.): "Allah´ım, gerçekten sen Ammâr sebebiyle şu Kureyşi tahrik etmiş oldun (da onlar aklını Ammâr´a takmış bulunuyorlar.) Şüphesiz Ammâr´ın katili de cehennemdedir!" [163] diye bu yurduğunu işittim."
İbn-i Sa´d da bu konuda Huzeyl´den şöyle bir haber nakletmiştir: "Adamın biri, Peygamber´e (s.a.v.) gelip: "Yâ Resûlallah, Ammâr yıkılan duvar altında kaldı ve öldü!" diye bir haber getirdi. Peygamberimiz ise: "Hayır Ammâr Ölmedi!" karşılığını verdi. Sonradan anlaşıldı ki, gerçek ten Ammâr ölmemiştir." [164]
[162] Buharf nin rivayetine göre İkrime der ki: "İbn-i Abbas oğlu Ali´ye ve bana: "Ebu Saîd´e gidip ondan hadis dinleyiniz" dedi. Biz de gidip ondan şu hadisi dinledik: "Çocuklar biz, Mescid´i yapıyorduk. Bizler birer kerpiç taşırken, Ammâr iki kerpiç birden taşıyordu. Onu gören Hz. Peygamber, onun üzerindeki toprağı silkeliyor ve ona hitaben de: "Yazık Ammâr´a, onu İsyancı bir topluluk öldürecektir! Amrfîâr onları cennete davet edecek, onlar ise Ammâr´ı cehenneme çağıracaklar." İşte İbn-i Abbas´ın oğlu Ali ile birlikte bize bu hadisi söyledi. Hadîsi bitirdikten sonra da: "Ammâr, Peygamberimiz´in bu sözünü duyduktan sonra hep: "Allah´ım, fitnelerden sana sığınırım!" diyerek dua ederdi" dedi.
(Peygamberimiz bu hadîsi, Ammâr´ın fazîletini izhar, katilini de zem için buyurmuştur. Bilindiği gibi Ammâr, Sıffîn´de hak Halîfe Ali´nin saflarında savaşırken, Muâviye ve onun a-damları tarafından öldürülmüştür. Bunlar ise tâğî, bâğî ve zâlim idiler. Derler ki: Muâviye bu hadîsi: "Osmanın kanını taleb edenler" şeklinde te´vîl edermiş. Bu ise, Muâviye´/ıin bu hadîsi tahrîf ettiğini gösterir. Zira hadîsi bu mânâda anlamak mümkin değildir. Zira hadîsin diğer tarîkinde: "Ammâr onları cennete, onlar ise Ammâr´ı cehenneme çağırırlar" buyurulmuştur. (fbn-i Melek Tirevî, Şerhu´l-Meşârık, 2/179) - Âmire, 1287).
[163] Ammâr, Ali (r.a.)´in saflarında çarpışırken Sıffîn´de şehîd olmuştur. Namazı AIİ tarafından kılınıp oraya defnedildi. Hicrî 37 yılı idi. Ammâr, şehid düştüğü zaman, doksan üç yaşında idi
[164] Celaleddin es-Suyuti, Peygamberimizin Mucizeleri ve Büyük Özellikleri, Uysal Kitabevi: 2/267-269.