sumeyye
Tue 23 March 2010, 01:37 pm GMT +0200
Peygamberimiz Aleyhisselamla Müslümanların Medine Yolunu Tutmaları
Peygamberimiz Aleyhisselam ve Müslümanlar, veda tavafını yaptıktan sonra, hep birlikte Medine yolunu tuttular. [631]
Peygamberimiz Aleyhisselam, Culte Gadîr-i Humm mevkiinde konakladı. [632] Oradaki iki ağacın altlan süpürülüp temizlendi. [633]
Semüre ağacının üzerine bir elbise gerilerek güneşin sıcağından korunmak üzere Peygamberimiz Aleyhisselam için gölgelik yapıldı. [634] Peygamberimiz Aleyhisselam, orada öğle namazını kıldı. [635] Müslümanlara hitap etmek üzere ayağa kalktı.
Allah´a hamd ü senada bulundu. [636]
O gün Kıyamet gününe kadar olup bitecek şeyleri hiçbirini bırakmaksızın haber verdi. [637] Va´z ve nasihatta bulundu.
Sonra da:
"Ey insanlar! Bilesiniz ki, ben de ancak bir insanımdır.
Çok sürmez, Yüce Rabbimin elçisi bana gelecek ve ben de onun davetine icabet edeceğim!
Ben size iki ağır emanet bırakıyorum: Onların birincisi Yüce Allah´ın Kitabıdır ki, onun içinde hidayet ve nur vardır.
Yüce Allah´ın Kitabını tutunuz ve ona sımsıkı sarılınız!
İkincisi de Ehl-i Beytim dir, ev halkı m dır.
Ehl-i Beytim hakkında size Allah´ı hatırlatın m.
Ehl-i Beytim hakkında size Allah´ı haürlatınm.
Ehl-i Beytim hakkında size Allah´ı haürlatınm!" buyurdu. [638]
"Ey insanlar! Siz ne üzerine şehadet edersiniz?" diye sordu.
"Allah´tan başka hiçbir ilah olmadığına şehadet ederiz!" dediler.
Peygamberimiz Aleyhisselam:
"Sonra?" diye sordu.
"Muhammed Aleyhisselamın da Allah´ın kulu ve resûlü olduğuna şehadet ederiz!" dediler.
Peygamberimiz Aleyhisselam:
"Sizin velîniz kimdir?" diye sordu.
Müslümanlar
"Bizim velîlerimiz, Allah ve Allah´ın Resûlüdür!" dediler. [639]
Peygamberimiz Aleyhisselam:
"Ey insanlar! [640] Benim mü´minlere öz nefislerinden önce geldiğimi biliyorsunuz, değil mi?" diye sordu.
"Evet[641] yâ Rasûlallah!" dediler. [642]
Peygamberimiz Aleyhisselam:
"Benim mü´minlere öz nefislerinden önce geldiğimi biliyorsunuz, değil mi?" diye tekrar sordu.
Müslümanlar
"Evet!" dediler. [643]
Bunun üzerine, Peygamberimiz Aleyhisselam Hz. Ali´nin elinden tutup:
"Ben kimin mevlâsı* isem, Ali de onun mevlâsıdır! [644] Allah´ım! Ona dost olana dost ol! Düşman olana düşman ol! [645] Ona yardım edene yardım et!" diyerek Allah´a yalvardı. [646]
Hz. Ömer, Hz. Ali´yle karşılaşınca:
"Ey Ebu Talib´in oğlu! Ne mutlu sana!
Sen, sabahladığında da, akşamladığında da, erkek kadın bütün mü´minlerin mevlâsısındır!" diyerek onu tebrik etti. kutladı. [647]
[631] Vâkıdî, Megâzî, c. 3, s. 1114, İbn Sa´d, c. 2, s. 202.
[632] Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 368,372.
[633] Ahmed,c.4, s. 281.
[634] Ahmed,c.4, s. 372.
[635] Ahmed,c.4, s. 281.
[636] Ahmed, c. 4, s. 367, Müslim, Sahih, c. 4, s. 1873.
[637] TaberânPden naklen Heysemî, Mecmau´z-zevâid, c. 9, s. 105.
[638] Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 367, Müslim, Sahih, c. 4, s. 1873.
[639] TaberânPden naklen Heysemî, Mecmau´z-zevâid, c. 9, s. 106.
[640] Ahmed, c. 4, s. 368.
[641] Ahmed, c. 4, s. 281, 368, Heysemî, c. 9, s. 1 04.
[642] Ahmed, c. 4, s. 37, Heysemî, c. 9, s. 104.
[643] Ahmed, c. 4, s. 281.
* Mevlâ; yerine göre sahip, vekil-i umur, yardıma, dost., gibi birçok mânâlarda kullanılan bir kelimedir (Ffruzâbâdf, Kâmûsu´l-muhft, o. 4, s. 404).
[644] Ahmed, o. 4, s. 281, 368, 370, Tirmizî, o. 5, s. 633, İbn Hacer, o. 4, s. 65.
[645] Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 281,368,370, Heysemî, c. 9,5.107, İbn Hacer, c. 4, s. 65.
[646] TaberânPden naklen Heysemî, c. 9, s. 106.
[647] Ahmed.c.4. s. 281.
M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 8/194-195.