sumeyye
Sat 19 December 2009, 09:39 pm GMT +0200
Peygamber Efendimiz Namazı Kaçırıyor
Her insan özürlü olduğu durumlarla karşılaşabilir. Peygam ber efendimiz de bir beşerdi. Her insanın başına gelen onun da başına gelebilirdi. Her insanı aciz bırakan şey onu da aciz bıra kabilirdi. Hayber savaşında Peygamber efendimiz uyuya kal mış güneş doğuncaya kadar uyanamamıştı. Diğer zamanlarda nöbetçisi, uyuduğu zaman onu uyandırırdı. İnsanlar uykuda iken onu uykudan kaldırırdı, tşte o günde Cenab-ı Allah nöbet çisinin de uykusunu ağırlaştırmış, uyuduktan sonra gün doğuncaya kadar uyanamamıştı. Kaldı İd Allah´ın selat ve selamı üzerine olsun, Peygamberlerin gözleri uyur ama kalpleri uyumaz. Hayber savaşında Peygamber efendimiz gözleriyle uy kuya dalmıştı. Her ne kadar kalbi uyumayıp uyanık kalmışsa da Cenab-ı Allah onun insan olduğunu herkese ilan etmek ve kazaya kalan namazlar hususunda insanlara bir örnek teşkil etmek için onu gözleriyle uykuya daldırmıştı. Çünkü mü´minler onu güzel bir örnek olarak almışlardır. Ayrıca peygamber efen dimiz: "Nasıl namaz kıldığımı görüyorsanız siz de öylece kılın" demişti. Eda ve kaza hallerinde namazın nasıl kılınacağını sa-habilerine açıklamıştı. Şimdi biz sahih sünnette ve siyer kitap larında anlatıldığı şekliyle Hayber gazvesinde cereyan eden bu olayı anlatalım. Ebu Davud, Resulullah (s.a.v.) efendimizin Hayber´den dönüş esnasında geceleyin Kura denen yere varmış ve Bilal´e: "Geceleyin nöbet tut" demişti. Bunun üzerine Bilal onu beklemeye başlamıştı ancak Bilal´in de gözlerine uyku gir mişti. Yüküne dayanmış vaziyette bekliyordu, ama beklerken de uyuya kalmıştı. Ne Bilal, ne Peygamber efendimiz, ne de sa-habilerden hiç biri güneş doğuncaya kadar uyanamamışlardı. Güneş doğduktan sonra ilk olarak Peygamber efendimiz uyan mış ve namazı kaçırdığından dolayı ürkmüştü: "Ey Bilal diye seslenince Bilal: "Anam babam sana feda olsun. Ya Resulallah senin nefsini tutan (uykuya daldıran) benim de ´nefsimi tuttun demişti. Yola koyulmuşlar azıcık yürüdükten sonra bir kenara çekilen Resululah (s.a.v.) efendimiz abdest almış, Bilal´e de ezan okuması için emir vermişti. Namaz kılındıktan sonra Pey gamber efendimiz: "Her kim namazı unutursa hatırladığı za man kılsın. Çünkü Cenab-ı Allah şöyle buyuruyor: "Beni an mak için namaz kıl."
Bu hükümden iki şey çıkmaktadır:
1- Uykuda kalma veya unutma sebebiyle kılınamayan nama zın kaza edilmesi gerekir. Nitekim Peygamber efendimiz de şöyle buyurmuşlardır: "Her kim uykuda kalır veya unutur da namazını (vaktinde) eda edemezse hatırladığı zaman onu kıl sın. "
2- Namazlar ferdi olduğu gibi cemaatle de kaza edilebilirler. Şüphesiz ki cemaatle kaza edilmeleri ferdi kaza edilmelerinden daha faziletlidir. Zira cemaatle kılman namaz münferit olarak kılman namaza nisbetle 27 derece daha sevaba vesile olur. Kaza esnasında cemaatle kılma zorunluluğu ortadan kalkmış ol maz. Nitekim bazı insanlar böyle yanlış bir görüşe saplanmış lardır. Bu arada şunu da belirtmemiz gerekir ki bazı fıkıhçılara göre uykuda kalma veya unutma nedeniyle namazın vaktinde kılmamaması halinde kazası eda gibi olur. Yani eda edilmeme sinden dolayı doğan günah, kaza ile ortadan kalkmış olur. An cak bu iki mazeret durumunda bu hüküm söz konusudur. Bu durumda kaza etmek vacip olur. Fakat unutma ve uykuda kal ma sebebi dışında namazın vaktinde kılınmaması halinde do ğan günah, kaza ile de ortadan kalkmaz; bu günahın ortadan kalkması için tevbe etmek gereklidir. Çünkü mazeretsiz olarak namazı vaktinde kılmama günahı, kaza ile silinmez. Çünkü na maz nakdi bir borç gibi değildirki, şimdi ödenmediği takdirde bilahare ödenirse sorumluluk kalkmış olsun. Aksine namaz, vakitlerinde kılınarak nefisleri temizleyip terbiye etmek için farz kılınmıştır. Bu ibadet, vaktinde kılınması gereken bir iba dettir. Ancak bu sayede kalplerin pası temizlenir ve kalplere ci la gelir. Sabah, öğle, ikindi, akşam ve yatsı vakitlerinde namaz kılmakla kalplerin pası giderilmiş olur. Nitekim noksanlıklar dan münezzeh olan yüce Allah şöyle buyurmuştur:
"Öyle ise akşama girerken ve sabaha ererken Allah´ı teşbih (etmeniz gerekir). Göklerde ve yerde, günün sonunda da, öğleye erdiğiniz zamanda hamd O´na mahsustur" (Rum 17-18)
Vakitlerinde namazı kılmak mü´minden istenen bir görevdir. Vaktinde kılınan namaz nefsi temizler, pasını giderir. Namaz terkedildiği takdirde kalp üzerindeki paslar birikip çoğalır ve artık giderilemez hale gelir. Bu günahı da ancak tevbe yok ede bilir. Biz bu durumda tevbenin zorunlu olduğu görüşündeyiz. Tevbe etmekle birlikte kaza etmek de zorunludur. Yüce Allah tevbe edip iman eden, sonra doğru yola eren kimselerin günah larını bağışlayandır.