- Ötanazi

Adsense kodları


Ötanazi

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
saniyenur
Sun 22 January 2012, 11:28 am GMT +0200
2- Ötanazi


Ötanazi, günümüz tıbbında acıları dindirilemeyen ve şifa­sız hastalığa yakalandığı kabul edilen hastaların ızdıraplarını dindirmek için onları öldürmek olarak tanımlanmaktadır [797]. İnsan hayatını bitirmek veya kısaltmak için müdahalede bulun­ma veya insaflı bir şekilde öldürme olarak da tanımlanan ötana­zi, intiharla birçok ortak noktası olmakla birlikte bazı bakımlar­dan ondan ayrılmaktadır. Ötanazi tıbbi teknolojinin insan haya­tını daha önceden belirlenen noktanın ötesine uzatabilirle giri­şimlerinden beri, mesleki ve genel tarzda tartışılmaya başlanan bir konu olmuştur [798].

Amerika Birleşik Devletlerinde ötanaziyi hukuka uygun hale getirme çabaları, 20. yüzyılın ilk yarısında başlamış, 1937 yılında yapılan bir ankette hekimlerin % 53'nün ötanaziye taraf­tar oldukları tespit edilmiştir [799]. 1980 yılında Oxford'da “Acısız Ölüm Derneği” 15 ülkeden 200 delegeyle toplanmış ve bu plat­formda şiddetle ötanazi savunulmuştur [800].

Halen ABD, Fransa ve İngiltere'de kurulan 30 kadar der­nek, (yarısı ABD'li olmak üzere 500.000 üyesi bulunan) insanın kendi hayatına ve dolayısıyla kendi ölümüne serbestçe sahip olabilmesi için mücadele etmektedir. Bu derneklerde her üye imzalanan bir açıklama ile görev almaktadır. Buna göre üye “Tek etkili yolun hayatımı kısaltma riski taşıyacağı durumlarda bile, acılarımı dindirmek için bütün yolların denenmesini, son çare olarak ötanaziye başvurulmasını ısrarla taleb ediyorum” ifadele­rinin altına imza atmaktadır. [801] 1991 verilerine göre Ameri­ka'da ötanaziyi savunanların kurmuş olduğu bir cemiyetin (The Pro-Euthanasia Hemlock Society) 40.000 aktif üyesi bulunmak­ta, ötanaziye muhalif olarak organize olmuş bir cemiyet de (The California Pro-Life Counsil) 155.000 üyeyi bünyesinde barın­dırmaktadır. Ölme hakkını savunan Hemlock derneği, ilgili ya­salarda değişiklik istemekte ve acı çeken hasta yakınları tarafın­dan desteklenmektedir.

Ötanazi lehinde tutumlar, Amerika'da olduğu gibi Avru­pa'da da artma eğilimi göstermektedir [802]. Mesela, Hollanda'da yapılan bir çalışmada, yıllara oranla ötanazi taraftarlarının sayı­larının hızla arttığı tespit edilmiştir. Ötanaziye karşı çıkanlar, ge­nelde dinî eğilime sahip insanlar olmakta, ötanaziyi destekle­yenler ise daha ziyade kilise mensubu olmayan, liberal partilerin taraftarları, yaşları genelde 35'den genç, orta ve yüksek öğrenim görmüş kişilerden oluşmaktadır [803]. Yine Büyük Britanya'da 1978 yılı itibariyle halkın %62, A.B.D'de 1976 yılı itibariyle %54 ve 1974 yılı itibariyle Almanya'da halkın %53'ü insancıl ötanaziyi desteklediklerini bildirmişlerdir [804]. Yapılan bir araştır­maya göre ötanazi ile ilgili tutumlar ile yaş arasında negatif, eği­tim düzeyi arasında ise pozitif bir korelasyon tespit edilmiştir. Ayrıca bu tutumlarda yöresel farklılıklar mevcuttur. Bu araştır­maya göre kadınlar ötanaziye erkeklerden daha çok karşı çıkar­larken, siyahlar da beyazlardan daha çok ötanazi karşıtıdırlar. Dindar insanların bu durumu reddetmelerinde, dinî teslimiyetin yoğunluğu ne olursa olsun, dinî inançlar etkili olmaktadır. Bazılarına göre  ile dinî bağımlılıklar arasındaki ilişkide, özel bir din sisteminden ziyade, ahlaki eğilimlerinin daha etkili olduğu savunulmaktadır.  [805]

Esasen ötanazi ile ilgili tutumların  psikolojik yapıları ve bireysel belirleyici konusunda çok az şey bilinmektedir. Ötanaziye karşı çıkışın en belirgin faktörlerinden birisi  dinî eğilimlerdir. Yapılan bir araştırmada ateist veya

agnostik olan ve âhiret hayatına inanmayan insanların ötanaziyi daha çok  savundukları tespit edilmiştir. Ötanaziyi savunanların bu tutumlarının oluşmasında en etkili faktör ise ölümün yakınlığını his ve tecrübe etmektir. Bu faktörden sonra kişinin hayata bakış açısı  belirleyici bir rol oynuyor gözükmektedir.  [806]

Ülkemizde 1985 yılı itibariyle tespit edilen 1187 intihar vakasında intihar nedenlerinin 400’ü tedavisi imkansız hastalık olarak belirlenmiş ve bu faktör, diğer  6 intihar sebebinden en fazla intihara neden olan faktör olarak tespit edilmiştir. Buaradan hareketle bir bakıma doktorların yapamadığı ötanaziyi hastaların bizzat kendi elleriyle gerçekleştirdiğini söylemek mümkündür.  [807]

Öteanaziye çoğu toplumlarda karşı çıkılmış, hatta bazı toplumlarda bu işi yapanlar, kasten adam öldürme suçundan yargılanmışlardır. Ortaçağda gerek İslam dünyasında gerekse Hıristiyan aleminde öteanaizi eleştirilmiş  Hipokrat'ın; hekimin, ana karnından yaşamın son anına kadar hayata hürmetle görevli olduğu ve ağrıyı dindirmesi gerektiğini belirten sözleri, çoğu zaman geçerli olmuştur. Daha sonra bazıları yalnızca ölümü isteyen ümitsiz hastaların öldürülmeleri   gereğini savunmuşlar, ancak akıl hastalarının kendi görüşleri olamayacağı için bu ko­nu tereddütle karşılanmıştır [808].

Ötanazinin kendi arasında çeşitleri olduğu görülmektedir. Bunlardan cinsi ötanazi, özellikle savaşlarda kitlesel ölümler şeklinde gerçekleştirilmektedir. 1940'lı yıllarda Hitler Alman­ya'sında çok sayıda çocuk ve yetişkin, sağlam bünyeli olmadık­ları için cinsi ötanaziye tabi tutulmuşlardır. Bu tip ötanazide rıza diye bir şey yoktur, sadece emrin uygulanması vardır. İnsani ötanazi ise, insani hislerle yapılmaktadır ve bunda; hastanın rı­zasının alınması, çekilmez derecede şiddetli acının bulunması, tedavisi imkansız bir hastalığın mevzubahis olması gibi faktörler dikkate alınmaktadır. Eski bir görüşe göre ötanazi ile intihar, birbirine yakın kavramlar olup, herikisi de aynı gaye ile uygu­lanmaktadır. Şöyleki, intiharda öldürme olayını bizzat hastanın kendisi yapmakta, ötanazi de ise bu işlem, doktor tarafından ic­ra edilmektedir. Ötanazide adam öldürme şeklinde zarar verici bir kasıt yerine, hastanın acılarına son verme niyeti bulunmak­tadır ve bu da mânevi açıdan ümitsiz kişiye yapılan bir iyilik olarak yorumlanmaktadır [809].

Ötanazinin geçekleştirilmesi için genel olarak şu hususla­ra dikkat edildiğini söyleyebiliriz:

1- Hasta, bizzat kendisi ötanazinin fiiliyata geçirilmesini istemelidir.

2- Hasta, ölümcül bir hasta olmalı veya doktorların ta­nımlamasıyla uç (son) bir durumda olmalı, yani ölümün pek yakın bir zamanda gelmesi beklenmeli.

3- Hasta, şiddetli acılardan ızdırap çekiyor bir durumda olmalı.

4- Bütün vasıtalar, tıbbî tedavilerin hepsi yapabileceği her şeyi yapmalıdır [810].

Ötanaziye karşı çıkanlar, tıb ilminin her gün ilerlemekte olduğunu ve bugün devasız görülen bir hastalığın yakında te­davi edilebilir olacağını savunmaktadırlar. Yine, teşhiste bazen yanılmalar olabileceğine dikkat çeken bazı hukukçular, hastanın bu kararının iradeli bir biçimde alınmadığını, zira hastanın o durumda ruhî bir dengesizlik içinde olduğunu iddia ederek ötanaziyi eliştirmektedirler. Ayrıca doktorlara verilecek bu yetkinin bazen suistimallere neden olabileceği, hekimlerin tedavi edebi­lecekleri hastaları bile öldürebilecekleri de ötanazi karşıtı olan­lar tarafından ileri sürülen konulardan birisidir. Yine ötanaziye karşı çıkanlara göre, bu aşamaya gelmiş hastalar için bazı rahat­latma denemeleri yapmak mümkündür. Şöyleki hastaya ölümün geleceği hissettirilmeden, yaşamının son anına kadar oldukça yüksek bir moral ortamı sağlanabilir ki, bu da bir tür “ölüme ra­hat gidiş” yoludur. Bu konuda hekimin yapabileceği, her çeşit araçla hastayı geçici de olsa iyileştirmeye çalışmak, hastanın acı­sını artırabilecek herşeyden kaçınmak ve hastanın moralini yük­sek bir düzeyde tutmaya çalışmaktır. Zira ölüme çok yaklaşmış bir hastaya, moral ve dinî telkinde bulunmak, sessizlik sağla­mak ve umut vermek, en önemli durumlar olarak kabul edil­mekledir [811].

Günümüzde çoğu batı ülkelerinde bu tip öldürmeler, ce­zayı hafifletici unsurlar olarak değerlendirilmektedir. Türk hu­kukunda ise bu fiil, âdi adam öldürme kapsamına girmekte ve yine tıbbi deontoloji nizamnamesine göre hekimin sadece teşhis ve tedavi yapmasına müsaade edilmektedir [812].

Gönüllü olarak ölme denince akla gelen şeylerden bir di­ğeri de hiç şüphesiz şehidliktir. Ancak şehidlik, intihar ve ötanaziden tamamen farklı bir karakter arzetmekte, kişi kendini de­ğer verdiği şeyler uğruna feda etmektedir. Bütün tarih gösteriyor ki, insan bazı değerleri kendi yaşamından çok daha üstün tut­muştur ve hâlâ da tutmaktadır. Hatta insan böyle zamanlarda, hiçbir şeyini hayatı kadar çabuk vermemektedir. Mesela aşk, na­mus ve vatanı uğruna canını feda eden insanları, buna örnek olarak gösterebiliriz. Ayrıca İslâm diniyle yoğrulan kültürümüz­de, şehitliğin müstesna bir değeri bulunmaktadır. Kur'an-ı Kerim'de de, şehitliğe istisnaî bir değer atfedilerek, şehidlere ölü denmemesi, hakikatte onların diri oldukları, ancak yaşayan in­sanların şehidlerin bu diri durumlarını anlayabilecek kapasitede olmadıkları vurgulanmıştır [813].


[797] . Ayşegül Demirhan, “Ötanazi İle İlgili Problemler ve Medikal De­ontolojideki Yeri”, Tıb Dünyası, (ayrı basım), s. 57; Thomas, Ölüm, s. 77.

[798] Bk. Henri WA. Hilhorst, “Religion and Emhanasia in the Netherlands Exploring a Diffuse Relationship”, Social Compass, 1983, 30, (4), s 492.

[799] Bk. Demirhan, Ötanazi İle Ilgli, s. 57-61.

[800] Bk. Demirhan, Ötanazi İle İlgili, s 57-61.

[801] Bk. Thomas, Ölüm, s. 77.

[802] Bk. J. Holden, “Demographics, Attitudes, and Afterlife Beliefs of Right-to-life and Right-to-die Organization Members”, The Journal of Social Psychology, 133, (4), s. 521; Çileli, Ölüm, s. 244.

[803] Bk. Hilhorst, Religion and Euthanisia, s. 496.

[804] Bk. Hilhorst, Religion and Euthamsia, s. 498.

[805] Bk. Holden Demographics Attidues s. 521.

[806] Bk Holden Demographics Attidues, s. 524-527.

[807] Bk. Köknel Zorlanan İnsan s. 331.

[808] Bk. Demirhan, Ötanazi ile ilgili, s. 57-61.

[809] Krş. Demirhan, Ötanazi İle ilgili, s. 61-62

[810] Bk. Hilhorst, Religion and Euthanasia, s. 99; Krş. Demirhan, Ötanazi ile ügılı, s 61-62.

[811] Bk. Demirhan, Ötanazi İle tlgilı, s. 61-64.

[812] Krş. Demirhan, Ötanazi İle İlgili, s. 61-62.

[813] Bk. Bakara: 2/154; Al-i İmran: 3/169. Yrd. Doç. Dr. Faruk Karaca, Ölüm Psikolojisi, Beyan Yayınları: 232-237.


ceren
Sun 6 March 2016, 09:45 pm GMT +0200
Esselamu aleykum.Rabbim razı olsun bilgilerden kardesim.Otanazi kisinin acisini dondirmek icin ilac yontemi ile hayatina son vermesidir.Bu hususda otanazi kaderin disinda olum zamani gelmeden gerceklestigi icin dinen yasaktir.Rabbim bizleri bu fikirlerden korusun insallah...

Kevšer
Sun 6 March 2016, 10:45 pm GMT +0200
  Aleyna Ve Aleykümüsselăm ecmain. Mevlam bizleri bu gibi kötü düşüncelerden muhafaza eylesin inşaAllah.
 Paylaşım için Rabbim Razı olsun kardeşim.

Yehma
Mon 8 October 2018, 04:29 pm GMT +0200
Bizim dinimizde asla kabul edilmeyen, kendini öldürmeye eşdeğer, Türk hukukunda ise ötenaziyi yapmak adam öldürme kapsamına girmektedir. Genellikle batıda  ötenazi isteyen kişiler orta yaşlı liberal görüşlü kişilerdir. Dini değerleri olan insanlar bu uygulamayı uygun görmemişlerdir. Tıp her geçen gün bu kadar ilerlerken böyle bir uygulamanın yapılması biraz çelişkilidir.

Zehra.hunerli
Sun 14 October 2018, 12:26 am GMT +0200
Bana göre inançsız insanlarin başvurduğu bir yöntem samimi inanan bir insan Allahtan ümidini asla kesmemeli verilen herturlu dersi sıkımtıyı ve hastaligi kendi icin imtihan kabul etmeli bolca dua edip elinden geldiğince hastalıgina sifa aramali Rabbinden sifa talep etmelidir..İslama tamamen ters düşen bir durum Rabbim her türlü imtihanda bizleri sabredenlerden eylesin insallah...Allah razi olsun...