- Osman B. Affan (ra)´nın Zühdü

Adsense kodları


Osman B. Affan (ra)´nın Zühdü

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
derya
Thu 31 December 2009, 09:12 am GMT +0200
Osman B. Affan (Ra)´nın Zühdü İle İlgili Haberler

665. Osman (ra)´dan şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Her amel sahibine, Allah amelinin cevabını verir."

666. Hasan´dan rivayet edildiğine göre o, Osman (ra)´ın hayasından bahsetmiş ve şöyle demiştir: "Şayet o, kapıları kapalı bir vaziyette iken evde olsa, yıkanmak için elbiselerini tamamen çıkartmaz. Hayası belini doğrultmasına mâni olur."

667. Humeyd b. Nuaym´dan rivayet edildiğine göre, Ömer ve Osman (ra) beraber bir yemeğe davet edilmişler. Yemekten çıkıp giderlerken Hz. Osman, Hz. Ömer´e "Bir yemek gördük ki, keşke görmeseydik" dedi. Hz. Ömer "Niçin?" dediğinde, Osman (ra): "Kor­karım ki, bu yemek böbürlenmek maksadıyla yapılmıştır" cevabını vermiş.

668. Zübeyr b. Abdullah, dedesinin[78] kendisine şöyle dediğini rivayet ediyor: "Allah ona rahmet etsin, Osman b. Affân, geceleyin hâne halkından hiç kimseyi uyandırmazdı. Ancak, uyanık olarak görmesi halinde çağırır ve abdest suyunu döktürürdü. Bütün gün­lerini ise oruçlu geçirirdi."

669. Hasan´dan Resûlullah´ın (sav) şöyle dediği rivayet edil­miştir: "Nefsim elinde olan (Allah´a) yemin olsun ki, benim beytim­den olmayan bir adamın şefaatiyle, cehennemden Rabıa ve Mudar kabilesi sayısından daha fazla insan çıkacaktır[79] Hasan diyor ki: İnsanlar bu zâtın Osman b. Affân yahut Üveys el-Karânî olduğu görüşünde idiler."

670. el-Hemedânî,-Allah´ın rahmeti üzerine olsun- Hz. Osman´ı halîfe olduğu halde arkasına kölesini de bindirdiği bir hal­de katır üzerinde iken gördüğünü haber vermiştir.

671. İbn Sîrîn´den rivayet edildiğine göre, Hz. Osman´ın hanı­mı, Osman öldürüldüğü vakit şöyle demiştir: "Siz onu öldürdünüz, halbuki o, bir rek´atta Kur´ân´ı hatmederek geceleri ihya ederdi."

672. el-Hemedânî´nin bir hadisinde şöyle dediği rivayet edil­miştir: "Mü´minlerin emîri olduğu halde, Osman b. Affân´ı (ra) bir yaygı içerisinde, yanında hiç kimse bulunmadan, uyurken gör­düm."

673. Yûnus b. Ubeyd´den şöyle rivayet edilmiştir: "Hasan´a mescidde uyuyanların durumu soruldu. O da: ´Osman b. Affân (ra)´ı mescidde uyurken gördüm,[80] ki o vakit halîfe idi. Kalktığı va­kit böğründe taş izleri belirmekteydi. Ve şöyle dedi: İşte mü´minlerin emîri, işte mü´minlerin emîri bu.´"

674. Abdullah b. er-Rûmî´den şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Osman (ra), gece kalktığı vakit abdest suyunu kendi alırdı da, eşi: ´Hizmetçilerine suyunu vermelerini emretsen ya!´ derdi. Hz. Osman da ´Hayır, uyku onların istirahatleri için haklarıdır´ derdi."

675. Amra binti Kays el-Adeviyye´den rivayet edildiğine göre o, şöyle demiştir: "Hz. Osman´ın öldürüldüğü sene, Hz. Âişe ile be­raber Mekke´ye gittik. Medine´ye uğradığımızda Osman´ın (ra) öl­dürüldüğü sırada okuduğu mushafı gördük. Kanının ilk damlası şu âyet-i kerimenin üzerine akmıştır: Onlara karşı Allah sana yeter. O, işitendir, bilendir.[81] Amra ´(Onu Öldürenlerden) hiçbiri doğru­dur üst ölmedi' diyor."

676. Ebû Salih´ten,"-Allah Osman´a (ra) rahmet etsin- cürmü katlini icâb ettirecek kadar değildi" dediği rivayet edilmiştir.

677. Ebû Hûreyre´den (ra) şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Hz. Osman evinde kırk gün muhasara altında tutuldu. Bana kendisini sahur vakti uyandırmamı söyledi. Seher vakti olunca geldim ve ´Ey Mü´minlerin emıri, Allah sana rahmet etsin, sahur oldu´ dedim. Bunun üzerine yüzünü meshederek şöyle dedi: ´Sübhânallah! Yâ Ebâ Hureyre! Rüyamı kestin. Allanın Peygamberini görüyordum. O bana ´Yarın bizimle iftar edeceksin´ dedi[82] ve (ertesi gün) öldü­rüldü."

678. Süfyân b. Uyeyne´den (ra) Osman´ın (ra) ´Şayet kalbleriniz temizlenmiş olsaydı, Allah´ın (cc) kelâmına doymazdınız" dediği rivayet edilmiştir.

679. (Yine) Süfyân b. Uyeyne´den Osman´ın (ra) "Allah´a bak­madan, yani Kur´ân okumadan bir gün veya gece geçirmekten asla hoşlanmam" dediği rivayet edilmiştir.

680. Mutarrif den (ra) şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Ali (as) ile karşılaştım. Bana ´Ey Abdullah, seni bizden alıkoyan nedir?´ di­ye sordu. Ben ´Osman´ı seviyorum. Bunu şimdi söyledim. Zira o bi­zim en çok akrabayı gözetenimiz ve Allah´tan en fazla korkanımız-dı´ dedi."

681. Hâlid er-Rib´îy şöyle demiştir: "Ben kitaplarda Osman b. Affân´ın kıyamet gününde: "Yâ Rabbi! Beni selâmette kıl, zira beni mü´min kulların öldürdüler´ diyeceğini görüyorum."

682. Şürahbîl b. Müslim´den, Osman b. Affân´ın (ra) halka imaretten yemek verdiği, kendisinin ise evine gidip sirke ve zeyt yediği rivayet edilmiştir.

683. Hz. Osman´ın mevlası Hâni´den şöyle dediği rivayet edil­miştir: "Osman (ra), herhangi bir kabrin başında durduğu zaman, sakalları ıslanmcaya kadar ağlardı. ´Kendisine cenneti hatırlıyor­sun ağlamıyorsun da, bundan niye ağlıyorsun?´ denilirdi. O da Re-sûlullah (sav): ´Kabir âhiret duraklarından birincisidir. Onda kur­tuluşa erene sonrası çok daha kolay olacaktır. Ama onda kurtuluşa eremeyene daha sonrası çok daha ağır olacaktır.[83] buyurmuştur," cevabını verirdi.

684. Hz. Osman diyor ki: "Resûlullah (as), ´(Âhiret durakla­rından) gördüğüm en çetin durak kabirdir´ derdi. Allah Resulü bir cenazeyi defnettikten sonra, başında durur ve Kardeşiniz için mağfiret dileyin, sebat talep edin; zira o, şimdi sorguya çekiliyor[84] derdi."

685. Abdullah er-Rûmî´den Hz. Osman´ın şöyle dediğini duy­duğu rivayet edilmiştir: "Şayet ben cennetle cehennemin arasında olsam ve benim hangisine götürülmemin emredileceğini bilmesem, hangisine gideceğimi öğrenmeden kül olmayı yeğlerdim."

686. Abdullah b. Zübeyr (ra)´den şu rivayet edilmiştir: "Hz. Osman´a (ra) evi muhasara edildiği gün, ´Allah´a yemin olsun ki, Cenâb-ı Hak sana onlarla savaşmayı helal kılmıştır´ dedim. Bunun üzerine o, ´Hayır, vallahi onlarla ebediyen savaşmam´ dedi. Evi bastılar ve oruçlu bir haldeyken onu öldürdüler. Osman (ra), Ab­dullah b. Zübeyr´i emîr tayin etti ve ´Kim bana itaat ediyorsa, Ab­dullah b. Zübeyr´e de itaat etsin´ dedi."

687. Zübeyir b. Abdullah, Züheyye isimli ninesinden şu rivayette bulunmuştur: "Osman (ra) gündüzleri oruçla geceleri de ibadetle geçirirdi. Yalnız gecenin evvelinde hafif uyurdu."

688. Ebû Osman´dan rivayet edildiğine göre, Muğire b. Şu´be´nin oğlu, düğününde Emîru´l-mü´minîn Osman´ı (ra) (yemek ziyafetine) davet etmiş. O da gittiği vakit, "Ben oruçluyum, fakat davete icabet etmek ve hayır duada bulunmak için geldim" demiş.

689. Süleyman b. Musa´dan şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Hz. Osman b. Affân çirkin bir iş işlemekte olan bir güruhun yanı­na çağırıldı. O da kalktı gitti. Onların dağıldıklarını, fakat ortalık­ta hoş olmayan şeyler olduğunu gördü. Bunun üzerine onlarla kar­şılaşmadığı için Allaha hamdetti ve bir köle azad etti."

[1] Lokman sûresi, 12.

[2] Ibn Mübarek ez-Zühd,s. 372.

[3] Hûd sûresi3ll/46

[4] Ithâ,fu´s-sâdeü´l-muttakî?ı 8/342. Mecma´z-zevâid 4/219. Edebu´l-mufred no. 548.

[5] Buradaki ´ridâ´ örtü manasınadır .Allah bu gibi şeylerden münezzehtir .Metinde böyle bir temsille belirtilmek istenen husus ise yüceliğin sadece Allaha mahsus olduğudur.

[6] Hûd sûresi,16/36.

[7] bkz.No:281.

[8] Tâberânî, Kebîr 3/143.

[9] Müsned 5/427. Tirmîzi 2396. îbn Mâce 4031. et-Tergtb4/283. Musannefu Ab-durrezzak 20311.

[10] Dârimî 2/320. el-Hılye S/212. Şerhu´s-sünne 5/246.

[11] ed-Durrul-mensür 2/269. Keşfu´l-hafâ 1/411

[12] Ibnu´l-Mübarek, ez-Zühd s.121

[13] Ibnu´l-Mubârek, ez~Zühd s. 41.

[14] Ibnu´l-Mubârek, ez-Zühd , s. 223 bkz. No 433.

[15] Ibnu´l-Mubârek, ez-Zühd s. 49.

[16] İbnu´l-Mubârek ez-Zühd s.78.

[17] Metinde Kur´ân olarak tasrîh edilmiştir. Ancak bir Önceki rivayette kitap denil­mektedir. Bununla Tevrat veya İncîl´in kasdedilmesi mümkündür.

[18] Adı Mekhûl b. Ebû Müslim Sihrab b. Şâzil´dir. Künyesi Ebû Abdullah´tır. Ya­şadığı asırda Şamlıların fakîhi ve hadis hâfızlarındandı. Aslen Fârisîdir. Zührî: "Döneminde verdiği fetvalarda ondan daha basiretli olanı yoktur" diyor. H. 112/M.730´da ölmüştür. (Bu açıklama kitabın birinci baskısının dipnotunda mevcuttur (mütercimler))

[19] Bu ve bunun gibi haberler, dünya ve âhiret dengesine işaret eden nasslar ışı­ğında değerlendirmeye tabî tutulmalıdırlar (mtrc.)

[20] Tâhâ sûresi, 20/18

[21] Tâhâ sûresi, 20/21

[22] Şuarâ Sûresi, 26, 18.

[23] Ka´b b. Mâti b. Zîhecin el-Hımyerî, tâbiûndan olup, Cahiliyye devrinde, Yemen´de Yahudilerin önde gelen ilim adamlarından idi. Hz. Ebû Bekir zamanın­da İslâmı kabul etmiş, Hz. Ömer devrinde Medine´ye gelmiştir. Sahabe ve baş­kaları geçmiş ümmetlerin haberlerine dair rivayetleri kendisinden almışlardır, O da sahabeden Kur´ân ve Sünnet bilgisini almıştır, H. 32 m. 652´de Hımıs´ta ölmüştür.

[24] Ibnu´l-Mübârek, ez-Zühd s.166.

[25] Sebe´34/13.

[26] İbnu´l-Mübarek, ez-Zühd, s. 164.

[27] Kitabın orjinalinde 364 olarak geçiyor.

[28] age.s. 163.

[29] İbnü´l Mübarek ez-Zühd s.123.

[30] Sâd sûresi 38/21.

[31] Sâd sûresi 38/22.

[32] Muhammed b. Osman b. Müsebbih eş-Şeybânî Ebû Bekir´dir. Ca´d diye bilin­mektedir. Arab dili ve Kıraat âlimidir. Bağdatlıdır. Eser lerinden bazıları: Hukûku´l-lnsân, en-Nâsih ve´l-mensûh, Ma´âni´l-Kur´ân, el-Müzekker ue´l-müen-nes v. lt.288 b 901 de vefat etmiştir. [Kitabın birinci baskısından mütercimler]

[33] Sâd sûresi 38/23.

[34] Sâd sûresi 38/24.

[35] Müslim, imân 267; Fadâil 165; Nesâî, Kıyamül-leyl bâb 15; Müsned 3/120

[36] İbnü´l-Mûbârek, ez-Zühd 71,72.

[37] et-Terğîb 1/580.

[38] îhyâ 3/226; 4/229; İthâfü´s-sâdeti´l-müttekîn 8/ 145, 219; 9/359.

[39] Hûd sûresi 17/75.

[40] Enbiyâ sûresi 21, 69.

[41] Buhârî 4/169, 204; Fethu´l-bârî 11/384; Nesâî, Cenâiz bab 118; Tirmîzî 2423

[42] Enbiyâ sûresi 21, 69.

[43] ed-Dürrü´l-mensûr 4/22.

[44] Lokman 31/13.

[45] İmam Mâlik b. Enes, Ebû Abdullah, Ehl-i sünnete göre dört imamdan biri. Mâ-likîler ona mensûbdur. h.93/m.713 de Medine´de doğmuştur. Muvatta´i kaleme almıştır. Vay ile ilgili bir risalesi ´Nucûm´a Dâir bir kitabı ve ´Tefsîru garîbi´l-Kur´ân´ı vardır. ´Mesâil´e Dâir bir kitabı, ´er-Reddu ale´l Kaderiyye´ isimli bir risalesi vardır, h. 179/m. 795)´da vefat etmiştir.

[46] Cenâb-ı Hak hakkında böyle bir tasavvur saçma ve merduddur. (mütercimler)

[47] Kiminle olduğu metinde tasrih edilmemiştir.Ancak bu Eyyûb´un (as) oğlu olma­sı muhtemeldir(mütercimler)

[48] Sâd,38/44.

[49] Al-i Imrân sûresi,3/39.

[50] Meryem sûresi, 19/12.

[51] Ibn Mübarek, ez-Zühd.

[52] Fethu´l-bârî, 11/134. îbn Hacer bu haberi, İbn Ömer´den gelen iyi bir senedle Taberânf nin de rivayet ettiğini söylemiştir.

[53] Haberde mantıkî tutarsızlıklar olduğu görülmektedir [mütercim]

[54] Rivayetten, Dâvûd (as)´u ta´eîz etmek maksadıyla bu soruların kendisine yönel­tildiği anlaşılıyor [mütercim].

[55] Ibmrl-Mubarek, ez-Zühd, s.69.

[56] İbnu´l-Mubarek, ez-Zühd, s.484.

[57] Mecmau´z-zevâid, 10/76; Ibnu´l-Mubarek, ez-Zühd, s.362.

[58] Mecmau´z-zevâid, 10/173. imam Ahmed 1/8.

[59] Kâf sûresi, 50/19.

[60] Burada Muzâfun ileyh düşmüştür. Muhtemelen bu "Resûlullah" veya benzeri bir lafizdır. (Yani, Resûlullah'ın ashabı... ilâ ahir... şeklindedir.)

[61] bkz. No: 565.

[62] bkz. No: 563.

[63] No: 561´de geçti.

[64] İbnü´l-Mübârek, ez-Zühd. s. 81

[65] et-Tekzîb´de, Damre b. Habîb Ebû Utbe şeklindedir. Utbe ondan rivayette bu­lunmuştur. Hüye´de ise şöyledir: "Haddesenâ Ebû Damre Habîb b. Damre" şek­lindedir.

[66] Hûd sûresi, 40.

[67] Sebe sûresi, 13.

[68] Al-i Imrân sûresi, 3)14.

[69] Âl-i İmrân sûresi, 3/14.2. Hadîd sûresi, 57/23.

[70] Fussilet sûresi, 41/90

[71] İbnü´l-Mübârek, ez-Zühd, s. 110

[72] Buhârî, 9/50. Fethu´l-bârî, 2/419. Tirmizî 3688. Hilyetu´l-evliyâ, 7/259.

[73] bkz. s.595

[74] Nahl sûresi, 26/111.

[75] İsmi: Saîd b. Abdurrahman´dır.

[76] Ahkâfsûresi,46/20.

[77] Ibnul´-Mübarek ez-Zühd s.201.

[78] Dedesi Ebû Hâlid, Osman b. Afîn´ın kölesidir.

[79] İbn Mâce, ez-Zühd 37; Tirmizî, Kıyâme 12; Dârimî er-Rikâk 87; Müsned-i Ah-med 3/63, 469, 470, 5/257,

261, 267, 323, 366.

[80] "Gördüm" ziyadesi buraya( Ebû Nuaym´ın Hılye´sinden alınmıştır.)

[81] Bakara sûresi, 2/137.

[82] Benzeri bir rivayet Hz. Osman´ın eşi Naile binti el-Farâfisa´dan (r.anhumâ) ya­pılmıştır. Müsned 1/73. et-

Tabakâtu´l-kübrâ 3/1/52.

[83] Müsned-i Ahmed 1/63 Müstedrek 4/331; et-Tergîb ve´t-terhîb 4/361; Târîhu´l-Buhârî 8/229; Keşfu´l-hafâ ve Muzîlu´l-elbâs 2/136.

[84] Müstedrek 1/370; İhnü´s-Snnnî/ı.melu´1-yeum ve´l-leyle 578; Şerhu´s-sünne 5/418; Ebû Dâvûd, K. Cenâiz, bâb 73 (Eâbu´l-istiğfâr ´indel- kabr li´1-meyyit) se­nedi hasendir. İmam Nevevî el-Ezkâr´mda hasen olduğunu belirtmiştir (147). Şerhu´s-sünne´ nin dipnotunda bu şekilde kaydedilmiştir.