- Önceki Şerîatler

Adsense kodları


Önceki Şerîatler

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
seymanur K
Thu 13 October 2011, 04:08 pm GMT +0200
Önceki Şerîatler


Kur'ân'ın beyanlarına uyarak müslümanlar, semavî kitab ve şerîatlerin kaynağının bir olduğuna ve hepsinin Allah katından gel­diğine inanırlar. Bu konuda biz, bir kısım İslâm hukukçularınca, delîl olmak üzere, ileri sürülen şu âyeti zikretmekle yetineceğiz:

“Allah, Dîni dosdoğru tatbik edin, onda ayrılığa düşmeyin diye (asl-ı) dinden Nuh'a tavsiye ettiğini, sana vahya eylediğimizi, İbrâhîm'e, Musa'ya ve İsa'ya da tavsiye ettiğimizi sizin faideniz için şerîat yapdi...” [223]

Buna göre ve inanan insanların mantığı ile düşünürsek, en son olarak gelen İslâm şerî'atiyle önceki şerî'atlerintadıl ve neshedildiğini kabul etmek zorunda kalırız. İslâm hukukçuları da böyle dü­şünmektedirler. Onlara göre, Hz. Peygamber, önceki şerî'atlerin hü­kümlerine uymak zorunda değildir. Ancak eski şerîatlerde yer alan ve Kur'ân'da yeni bir hükme bağlanmamış olan bazı hususlarda müslümanlar için bu şerî'atlere göre hareket etmek zarureti var mıdır, yok mudur? îşte bu, İslâm müctehidleri arasında hayli tar­tışmalı bir konudur. Görüş açıları farklı olmakla birlikte bir kısım Hanefî, Mâliki, Şafiî ve Hanbelîler'e göre, İslâmiyet tarafından açıkça neshedilmemiş olup, tadıl ve tahrife uğrama ihtimali göz önüne alınarak, sadece Kur'ân ve Sünnet'te zikredilen eski şerî'at­lere âit hükümlerin İslâm Hukuku için de kaynak olacağı kabul edilmiştir. [224]

Nitekim Ebû Yûsuf, Salih Peygamber'in ümmetine âit olan bir hükmü bildiren

“Onlara, suyun aralarında pay edilmiş olduğunu haber ver!” [225] âyetiyle is­tidlal etmiştir. [226] Yine îsrâîl oğullarına ait kısasla ilgili hükümleri ihtiva eden.

“Orada (Tevrat'ta) onlara cana can olmak üzere (kısas)  yazdık...” [227]  âyetiyle istidlal konusunda bütün fakîhler ittifak etmişlerdir.  [228]

Fakîhlerin çoğu, artık önceki şerî'atlerle amel edilmiyeceğini ileri sürmüştür. Onlara göre Kur'ân ve Sünnet'te geçen eski şerî'atlerin hükümleri, Hz. Peygamber vasıtasıyla yeniden yürürlüğe ko­nulmuştur. Bu konuda İbn-i Hazm ve îmam Gazzalî de olumsuz bir vaziyet almıştır. Onlara göre, Hz. Peygamber, nübüvvetten önce geçmiş peygamberlerin şerî'atleriyle amel etmemiştir. Nübüvvetten sonra ise, tercîh edilen görüşe göre, yine onlarla amel etmemiş­tir. [229] Dolayısıyla önceki peygamberlere uymayı ve semavî şerîatlerin birliğini ifade eden nass'lar; tevhîd, melek, âhiret günü ve haşr'e îman gibi dînî inançların aslına işaret etmektedir. [230]




[223] Şura: 42/13.

[224] Serahsî, Usul, yazma, v.  172/a; matbu nüsha, c. II, s. 89,100;   M E.   Zehra,  Usûlü'1-Fıkh, s. 292 vd.; M.   Hamîdullah, İslâmda  Devlet İdaresi, s. 31; “İslâm. Hukukunun Hukukî Kaynağı Olarak Kitab-i Mukaddes, İslâm Medeniyeti sayı: 20 (1969), s. 35 vd.

[225] Kamer: 54/28.

[226] Serahsî, Usul, yazma v. 172/a; matbu nüsha, c. II, s.- 100.

[227] Maide: 5/45.

[228] İbn-i Hacîb, Muhtasaru'l-Müntehâ ve (Kadı Adudüddin şerhi, c, II, s. 456.

[229] Safiyyüddin el-Bağdadi, Kavâidü'1-Usûl ve Ma'âkıdü'l-Fusûl, Dimaşk, 1324, (Mecmû'u Mütuni'n Usûliyye), s. 118;  Gazzalî, el-Mustasfâ, c. I, s. 245 vd.; İbn-i Hazm, el-İhkâm, c. V, s. 160 vd,

[230] M.E. Zehra, Usûlü'1-Fıkh, s. 294. Dr. Abdulkadir Şener, İslam Hukukunun Kaynaklarından Kıyas, Istıhsan Ve Istıslah, Diyanet İsleri Başkanliği Yayınları: 48-50.