- On Dokuzuncu Mektup On Dokuzuncu Nükte 9.Esas

Adsense kodları


On Dokuzuncu Mektup On Dokuzuncu Nükte 9.Esas

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
Hadice
Sat 19 February 2011, 04:58 pm GMT +0200
DOKUZUNCU ESAS:

Hem öyle yüksek, kuvvetli hitap ediyor ki, bütün asırlar onu dinler. Evet, aks-i sadâsını herbir asır işitiyor.

ONUNCU ESAS: Hem o zâtın gidişatında görünüyor ki: Görüyor, öyle haber veriyor. Çünkü en tehlikeli vakitlerde, kemâl-i metanetle, tereddütsüz, telâşsız söylüyor. Bazı olur, tek başıyla dünyaya meydan okuyor.

ON BİRİNCİ ESAS: Hem bütün kuvvetiyle, öyle kuvvetli davet edip çağırır ki, yarı yeri ve nev-i beşerin beşte birini, sesine karşı "Lebbeyk" dedirtti, "Semi'nâ ve eta'nâ" söylettirdi.

ON İKİNCİ ESAS: Hem öyle bir ciddiyetle davet ve öyle esaslı bir surette terbiye eder ki, düsturlarını asırların cephesinde ve aktârın taşlarında nakşediyor ve dehirlerin yüzlerinde pâyidar ediyor.

ON ÜÇÜNCÜ ESAS:
Hem tebliğ ettiği ahkâmın sağlamlığına öyle bir vüsuk ve güvenmekle söylüyor ve davet ediyor ki, dünya toplansa, onu bir hükmünden geri çevirip pişman edemez. Buna şahit, bütün tarih-i hayatı ve Siyer-i Seniyesidir.

ON DÖRDÜNCÜ ESAS:
Hem öyle bir itmi'nân ile, bir itimad ile davet eder, tebliğ eder ki, kimseden minnet almaz, hiçbir müşkülâta karşı telâş etmez. Tereddütsüz, kemâl-i samimiyetle ve safvetle ve herkesten evvel kendisi amel edip kabul ederek, getirdiği ahkâmı ilân eder. Buna şahit ise, herkesçe, dost ve düşmanca malûm olan meşhur zühdü ve istiğnâsı ve dünyanın fâni müzeyyenâtına adem-i tenezzülüdür.

On Dokuzuncu Mektup - s.447

ON BEŞİNCİ ESAS:
Hem getirdiği dine herkesten ziyade itaati ve Hâlıkına karşı herkesten ziyade ubudiyeti ve menhiyâta karşı herkesten ziyade takvâsı kat'iyen gösterir ki, o, Sultan-ı Ezel ve Ebedin mübelliğidir, elçisidir. Ve o, Mâbud-u Bilhakkın en hâlis abdidir ve Kelâm-ı Ezelînin tercümanıdır.

Şu on beş adet esasların neticesi şudur ki: Mezkûr evsafla muttasıf şu zat, bütün kuvvetiyle, bütün hayatında mükerreren ve mütemadiyen 1 der, vahdâniyeti ilân eder.

2

3


Bir ikram-ı İlâhî ve bir eser-i inâyet-i Rabbâniye


4 mazmununa mâsadak olmak emeliyle deriz:

Şu risalenin telifinde Cenâb-ı Hakkın bir eser-i inâyetini ve rahmetini zikredeceğim. Tâ, şu risaleyi okuyanlar ehemmiyetle baksınlar.

İşte, şu risalenin telifi, hiç kalbimde yoktu. Çünkü risalet-i Ahmediyeye (a.s.m.) dair Otuz Birinci ve On Dokuzuncu Sözler yazılmıştı. Birden bire, şu risaleyi yazmak için mücbir bir hatıra kalbe geldi.

Hem kuvve-i hafızam, musibetler neticesi olarak sönmüştü. Hem meşrebimde, yazdığım eserlerde nakil suretiyle, kale-kîle suretiyle gitmemiştim. Hem yanımda kütüb-ü hadisiye ve siyer kitapları yoktur. Bununla beraber, "Tevekkeltü alâllah" diyerek başladım.

Öyle bir muvaffakiyet oldu ki, Eski Said'in kuvve-i hafızasından ziyade hafızam yardım etti. Her iki üç saatte, sür'atle otuz kırk sayfa yazıldı. Birtek saatte on beş sayfa yazılıyordu. Ekser Buharî, Müslim, Beyhakî, Tirmizî, Şifâ-i Şerif, Ebu Nuaym, Taberanî gibi kitaplardan naklediliyor. Halbuki bu nakilde hata olsa-hadis olduğu için-günah olması lâzım geldiğinden, kalbim titriyordu. Fakat anlaşıldı ki, inâyet var ve şu risaleye ihtiyaç var. İnşaallah sahih bir surette yazılmıştır. Şayet bazı elfâz-ı hadisiyede veya râvilerin isminde bir yanlış bulunsa, tashih edilerek müsamaha ile bakmalarını ihvanlarımdan rica ediyorum.

    Said Nursî

Evet, biz müsveddeyi yazıyorduk. Üstadımız da söylüyordu. Yanında hiç kitap yoktu; hiç müracaat da etmiyordu. Birden bire, gayet sür'atli söylüyordu, biz de yazıyorduk. İki üç saatte otuz kırk, daha fazla sayfa yazıyorduk. Bizim de kanaatimiz geldi ki, bu muvaffakiyet, mucizât-ı Nebeviyenin bir kerametidir.

    Daimî Hizmetkârı Abdullah Çavuş
    Hizmetkârı ve müsvedde kâtibi Süleyman Sâmi
    Müsvedde kâtibi âhiret kardeşi Hafız Halid
    Müsvedde ve tebyiz kâtibi Hafız Tevfik





1 "Bil ki ALLAH'tan başka ilâh yoktur." Muhammed Sûresi, 47:19.

2
ALLAHım! Ona ve âline, ümmetinin hasenâtı adedince salât ve selâm et.

3 "Seni her türlü noksandan tenzih ederiz. Senin bize öğrettiğinden başka bilgimiz yoktur. Muhakkak ki ilmi ve hikmeti herşeyi kuşatan Sensin." Bakara Sûresi, 2:32.
 
4 "Rabbinin nimetini yâd et." Duhâ Sûresi, 93:11./b]