- Ömürlük Mal Verirken

Adsense kodları


Ömürlük Mal Verirken

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
reyyan
Wed 16 May 2012, 06:52 pm GMT +0200
86. Ömürlük Mal Verirken; "...Ve Çocukları İçin" Diyen Kişinin Durumu


 

3553... Câbir b. Abdillah (r.a)'dan, Rasûlullah (s.a)'ın şöyle bu­yurduğu rivayet edilmiştir:

"Herhangi bir kimseye ve çocuklarına ömürlük bir mal verilse o mal, verilen kimsenindir, verene geri dönmez. Çünkü o, kendisinde miras cereyan eden bir şey vermiştir."[630]

 

3554... Bize Haccâc b. Ebî Ya'kub haber verdi, bize Ya'kub ha­ber verdi, bize Ya'kub'un babası (İbrahim b. Sa'd) Salih'ten, Salih de İbn Şihâb'tan önceki hadisi aynı isnad ve aynı mana ile rivayet etti.

Ebû Dâvûd dedi ki:

Onu, aynı şekilde Ukayl ve Yezid b. EbîHabîb de îbn Şihâb'dan rivayet ettiler. Evzaî'nin îbn Şihâb'dan rivayetinin lafzında ihtilâf edil­di. Mâlik'in hadisinin benzerini Füleyh b. Süleyman da rivayet etti.[631]

 

3555... Câbir b. AbdiIIah'ın şöyle dediği rivayet edilmiştir: Rasûlullah   (s.a)'ın   caiz   gördüğü   umrâ:   "Bu   senin  ve çocuklarımndır" denilerek yapılandır. Fakat: "Yaşadığın müddetçe bu mal senindir" denildiğinde, o mal sahibine döner.[632]

 

3556... Câbir (r.a)'den rivayet edildiğine göre; Hz. Peygamber (s.a) şöyle buyurmuştur:

Rukbâ yapmayınız,[633] umrâ yapmayınız. Her kime rukbâ ve­ya umrâ yolırile bir şey verilirse o vârislerine aittir.”[634]

 

3557... Câbir b. Abdillah (r.a) şöyle demiştir:

Ensârdan bir kadına oğlu bir hurma bahçesi vermişti. Kadın öl­dü. Oğlu:

Onu ben hayatı müddetince vermiştim, dedi. Oğlanın kardeşle­ri de vardı.

Onun hakkında Rasûlulah (s.a) şöyle hüküm verdi:

"O bahçe, hayatında da ölümünde de kadına aittir."

Oğlan: Ben bahçeyi ona sadaka olarak vermiştim, dedi.

Rasûlullah (s.a):

"Bu (tasadduk) sana daha uzaktır, (sadakadan dönmen, hibe­den dönmenden daha uzaktır)." buyurdu.[635]

 
Açıklama

 

Bu babdaki  hadisler, çeşitli şekillerde yapılan umrâ muame­lesini konu edinmektedir. "Umrâ"nın ne demek olduğunu daha babın başında, hadisleri tercemeye başlamadan önce anlatmıştık. Bu­rada o konuya girmeden çeşitli suretleri ve bunlara ait hükümler üzerinde durmak istiyoruz:

Âlimlerin büyük çoğunluğu genel manasıyla, ümranın caiz olduğu gö­rüşündedirler. Mâl, sağlığında kendisine verilen kişiye ait olduğu gibi öldükten sonra da vârislerine aittir. Ashabtan Câbir, İbn Abbas, Abdullah b. Ömer ve Ali b. Ebî Tâlib; daha sonrakilerden Kadı Şüreyh, Mücâhid, Tâvûs ve Sevrî de bu görüştedirler. Daha sonraki âlimlerde de bu konuda pek ihilâf yoktur. Sadece İmam Mâlik'in, "Umrâ, malın kendisinin değil, menfaati­nin temlikidir" dediği rivayet edilir. Bu görüşe göre umrâ yoluyla verilen mal, mu'merun lehin ölümü ile vârislerine geçmez. İmam Şafiî'nin ilk görü­şü de bu şekildedir.

İmam Nevevî, Şafiî ulemasına nisbet ederek ümranın üç şekilde yapıl­dığını söyler:

1- Mal sahibi, bir adama: "Şu evi (veya başka bir malı) sana umrâ yo­luyla (ömurlük) verdim. Sen öldüğün zaman da çocuklarının veya vârisleri­nin olsun" der.

Bu şekildeki bir temlik ihtilafsız sahihtir. Kendisine mal verilen şahıs, bu söz ile verilen mala sahip olur. Bu bir hibe demektir. Adam öldüğünde mal vârislerine intikal eder. Varisi yoksa hazineye kalır. Malı hibe eden kişi­ye iade edilmez.

Malın, hibe edene iade edilmeyeceği; Hanefî, Şafiî ve Hanbelîlerin gö­rüşüdür. İmam Mâlik'e göre vâhibe iade edilir.

2- Mal sahibi karşısındakine: "Şu malı sana ömürlük verdim" der, vâ­rislerini veya çocuklarını anmaz.

İmam A'zam, İmam Ahmed, Süfyân-ı Sevrî, Ebû Ubeyd ve sonraki mezbehinde de İmam Şafiî, bu umrânm sahih olduğu görüşündedirler.

Bu konuda iki görüş daha vardır: İmam Şafiî'nin ilk mezhebine göre; kendisine mal verilen kişi ölünce mal, önceki sahibine (hibe edene) iade edi­lir. O ölmüşse vârislerine verilir. Diğer bir görüşe göre de, mal kendisine ve­rilen kişinin elinde ariyet hükmündedir. Veren kişi istediği zaman geri alabilir.

3- Mal sahibi karşısındakinin çocuk ve mirasçılarım anmadan; "Şu malı hayatın boyunca sana verdim, sen öldüğünde bana veya varislerime iade edilecek" demiş olabilir. Bu şekildeki bir umrânm hükmü ihtilaflıdır.

Şafiî ulemasının çoğunluğuna göre; bu durumdaki umrâ sahih, şart bâ­tıldır. Yani mal, hibe edenin elinden tamamen çıkmış, hibe edilenin mülkü olmuş oiur.

Ahmed b. Hanbel'e göre; bir vakte bağlanmadan yapılan umrâ sahih, vakitle kayıtlı olanı bâtıldır.

Yukarıda da işaret ettiğimiz üzere umrâ; âlimlerin büyük çoğunluğuna göre malın aynını temliktir. Dolayısıyla kendisine mal verilen kişi, o malda; satmak, hibe etmek, tasadduk etmek gibi her türlü tasarrufta bulunabilir.

İmam Mâlik'e, Leys'e ve birinci mezhebinde İmam Şafiî'ye göre umrâ; malın aynını değil, menfaatini temliktir. Kendisine mal verilen kişi mala mâlik olamaz.

Kaynaklarda umrâ anlatılırken genellikle ev ve arazi misâl verilir. Za­ten hadisler de ev ve arazi hakkında varid olmuşlardır. Bu yüzden akla, aca­ba menkul mallarda da umrâ caiz midir? şeklinde bir soru gelmektedir. Men­kuldeki umrâ, ne tasavvur ne de hüküm olarak sözkonusu edilmemiştir. Ancak Şafiî âlimlerinden er-Râfiî, umrâyı anlatırken köleyi de misâl vermiştir. Bun­dan, menkul mallarda da ümranın caiz olduğu sonucuna varılmaktadır.[636]

 [630] Müslim, hibât 20, 21, 22; Tirmizî, ahkâm 15; Nesâî, umrâ 3; îbn Mâce, hibât 3; Mâ­lik, akdıye 43; Ahmed b. Hanbel, III, 312,-360, 386, 399.

Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 13/120.

[631] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 13/120-121.

[632] Müslim, hibât 23.

Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 13/121.

[633] Rukbâ: Bir kimsenin, başka birine: "Şu evimi oturman için sana veriyorum. Eğer ben senden evvel ölürsem ev senin, sen evvel ölürsen ev benim" diyerek bir malını vermesi­dir. Bundan sonra gelecek olan babın hadisleri bu konudadır. Orada daha geniş İzahat verilecektir.

Hadis, umrâ ve rukbâyı menetmektedir. Bu men, yasaklama manasında değil, "rukbâ ve umrâ yoluyla mal vermeniz doğru değildir, bu malın zayiine sebeptir" demektir. Ama yapılırsa sahihtir.

Bu hadisin, umrâ ve rukbâya cevaz veren hadislerden evvel varid olup, onlarla nes-hedilmiş olması da muhtemeldir.

Tıybî; hadisin manasında değişik bir mütalaada bulunmuştur. Şöyle ki: "Sonradan geri almak ümidi ile rukbâ veya umrâ yoluyla mal vermeyiniz. Çünkü o mal, verildiği kimse ölünce size geri dönmez, onun vârislerine İntikal eder."

Bu anlayışa göre; rukbâ da umrâ hükmündedir. Umrâda mal, kendisine mal verilen kişinin vârislerine geçtiği gibi, rukbâda da, rukbâ yapılanın vârislerine geçer. Ancak konu ihtilaflıdır. Meselâ, İmam A'zam'a göre rukbâ ariyet hükmündedir. Bundan son­raki babda konu izah edilecektir.

[634] Nesâî, rukbâ 1.

Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 13/121-122.

[635] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 13/122.

[636] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 13/123-124.

ceren
Thu 2 August 2018, 02:45 pm GMT +0200
Esselamu aleykum. RABBİM razi olsun paylasimdan kardeşim. ..

Bilal2009
Fri 3 August 2018, 12:38 pm GMT +0200
Ve aleykümüsselam İslamda miras konusu ile ilgili bir konu Rabbim bizlerin ilmini artırsın Rabbim paylaşım için razı olsun

Sevgi.
Sun 8 October 2023, 06:09 pm GMT +0200
Esselâmu aleyküm Rabbim ilmimizi artırsın inşaAllah