sumeyye
Mon 20 June 2011, 02:10 pm GMT +0200
ÖMRE BAHSİ
494- Ebû Hüreyre (R.A.) 'den rivayet edilmiştir:
«îki ömre arasında işlenen günahlara ömre keffaret olur. Hacci mebrûr (riyasız ve günahsız yapılan hac) un cennetten başka mükâfatı yoktur.»
Mütercim:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem hicretten önce Mekke'de her yıl hac ederlerdi. Fakat hicretlerinden sonra Veda Haccı diye şöhret bulan hacdan başka (farz) hac etmemiştir. Fakat bu Veda Haccmda ömre de yaptıklarından bu ömre dahil, dört kez ömre niyeti ile ihrama girmişlerdir. Birincisi Hudeybiye yılında, ikincisi Hu-deybiye barışının gereği üzre ertesi yılda, üçüncüsü Hüneyn gazasından dönüşlerinde ve dördüncüsü de Veda Haccmda bir ihramda hac ile ömreyi toplamaları suretiyle olmuştur. Ancak Hudeybiye barışı yapıldığı yılda ömre, bilindiği gibi tamamlanamamış, ertesi yıla bırakılmıştı.
495- Hazreti Aişe (Radıyallahu Anha) der ki:
Hacdan sonra kardeşimle ömre için (Harem dışındaki) Tenim'e giderken bana Hazreti Peygamber şöyle buyurdu:
«Senin bu ömrenin sevabı, yaptığın masraf veya zahmet ve yoğunluğun derecesine göredir.»
Ömre, sevabı ve mükâfatı çok olan bir ibadettir. Sevabın derecesi de,- insanın yorgunluğuna göre artar ve değişir; onun için bu yorgunluktan üzülme, diye Hazreti Aişe uyarılmıştır.
Mütercim ;
Bu hadîs-i şeriften anlaşıldığına göre, uzak yerlerden yapılan ihramın sevabı, Mekke'ye yakın olan inikatlardan edilen ihramın sevabından daha çoktur. Fakat vaktin müsait olmaması sebebiyle Hazreti Aişe'ye Ten'im'den ömre etmesi emredilmişti.
496- Ibni Ömer (Radıyallahu Anh) der ki:
Peygamber Sallalîahu Aleyhi ve Sellem gazadan yahud hac ve ömreden dönerken, yolda dağ ve tepe gibi her yüksek yere çıkınca-:
«Allahu Ekber,» diyerek üç defa tekbir alır ve sonra şöyle buyururdu:
«f Allah her şeyden büyüktür, Allah her şeyden büyüktür, Allah her şeyden büyüktür). Allah'dan başka ibadet edilecek hiç bir ilâh yoktur ve o birdir. Ortağı yoktur. Bütün mülk O'nundur. Bütün hamdler ona mahsustur. O, her şeye kadirdir. Yolculuğumuzdan rau-vahhid tövbekarlar olarak, taat ve ibadet üzere ve Rabbimize secde ederek, hamd ederek dönüyoruz. Dinin muzaffer olacağına dair olan vadi gerçekleşti ve kuluna zafer verdi. Bizzat kendisi ortağı olmaksızın bölük bölük düşmanlarımızı perişan etti.» Yani, Cenabı Hak Bedir'de, Hendek'de, Huneyn vak'asmda düşmanlarımızı perişan etti de, şimdi biz yollarda serbest olarak emniyet ve güven içinde yürüyoruz, hac ve gazadan dönüyoruz.
Mütercim :
Bu tekbir ve duaları, hacca veya gazaya gidip gelen her şahsın, yahud seferde bulunanların yüksek yerlere çıktıkça okumaları müstahabdır.
497- Ebû Hüreyre (R.A)'den rivayet edilmiştir:
«Sefer (yolculuk), azabdan bir parçadır; çünkü sizi yemeğinizden, içmenizden ve uykunuzdan ahkoyar. O halde yolcu olan biriniz işini bitirir bitirmez evine dönmesi için acele etsin.»
Mütercîm:
Hac ve ticaret gibi meşru maksadlarla insanın yolculuğa çıkması bir nevi azab ve sıkıntıdır. Çünkü insan yolculuk halinde istediği şeyleri' bulamaz, yorgunluk çeker, açlık ve sıkıntı çeker, uykusuz kalır.
498- Kâb bin Ucre (Radıyallahu Anh) der ki:
Hudeybiye anlaşması yaptığımız yılda hepimiz ömre niyeti ile ihrama girmiştik. Bir ara bitlendim ve başımdan bitler akmağa başlşamış iken Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem yanımıza teşrif ederek bu durumumu gördü. Bana şöyle buyurdu:
«Bu böceklerin seni rahatsız ediyor mu?» Ben de : Evet, ya re-sûlallah! dedim, rahatsız ediyorlar. Hazreti Peygamber: «O halde hemen başını traş et. Sonra üç gün (keffaret olarak) oruç tut yahud altı fakire birer fitre miktarı sadaka ver yahut gücün yettiğince, Ctraşından dolayı keffaret olarak) bir kurban kes.» buyurdu.
Kâb bin ucre diyor ki:
— Sizden kim hasta olursa yahud başından bir şikayeti bulunursa...» ayeti celilesi benim hakkımda nazil olmuştur. Fakat benim hakkımda nazil olmakla beraber hüküm herkes için geçerlidir.[30]
[30] Ömer Ziyaeddin Dağistâni, Zübdetü’l-Buhari, Hisar Yayınevi:269-272