saniyenur
Sat 21 January 2012, 12:05 pm GMT +0200
1- Demografik Değişkenlere Göre Ölümü Düşünme Sıklığı
Ölüm düşüncesinin sıklığı ile demografik değişkenler arasındaki ilişkiye bakıldığında, yaş [1022] ve meslek [1023] değişkeni ile ölüm düşüncesinin sıklığı arasında anlamlı bir ilişkinin olduğu görülmektedir. Şöyleki; deneklere “Hangi sıklıkta ölümü düşünürsünüz?” şeklinde sorduğumuz soruya verilen cevapların yaşlara göre dağılımına baktığımızda şu sonuçlar ortaya çıkmaktadır: 16-22 yaş grubundaki denekler, en yüksek oranda (%50.8) ölümü arasıra düşündüklerini belirtmişlerdir. Bu grupta ölümü çok sık düşünenler (%30.2) ikinci sırada yer alırken; ölümü çok az düşünenler, %.12.7 ile üçüncü sırayı işgal etmiştir. Bu grupta ölümü hiç düşünmeyenler ise %6.3 ile en düşük orandadır. 23-39 yaş gurubunda da (sırasıyla %51.0; %32.5; %11.9; %4.6) sıralamanın aynı doğrultuda olduğu görülmektedir. 40-59 yaş grubunda ölümü arasıra düşünenler %68.9 ile birinci sırada yer alırken, % 25.6 ile ölümü çok sık düşünenler ikinci sırada bulunmaktadır. Bu grupta ölümü çok az düşüneler %4.4 ile üçüncü ve hiç düşünmeyenler ise %1.1 ile son sırada yer almaktadır. 60+ yaş grubunda ise arasıra ölümü düşünenler % 63.4 ile birinci sırada yer alırken, çok sık ölümü düşünenler %17.1 ile ikinci sırada bulunmaktadır. Yaşlılardan ölümü çok az düşünenler %19.6 ile önemli bir nispet oluşturmakta, ölümü hiç düşünmeyenler ise hiç bulunmamaktadır. Burada dikkati çeken hususlardan birisi, yetişkin ve yaşlıların arasıra ölümü düşünmeye daha meyilli olmalarıdır. Ayrıca yaşlıların ölüme daha yakın olmalarına rağmen “çok sık ölümü düşünenler” arasında son sırada bulunmaları da dikkat çekicidir. Ergen ve genç yetişkinlerin birbirlerine yakın bir oranda ve yetişkin ile yaşlılara nispetle ölümü daha az düşünmeleri ise beklenen bir durumdur. Zira yetişkin ve yaşlılar, diğer iki gelişim dönemine göre ölüme daha yakındır.
Ölüm düşüncesinin sıklığının meslek değişkenine göre dağılımına bakıldığında; öğrencilerin %52.6'smm ölümü arasıra düşündükleri, bu grubu %26.5 ile ölümü çok sık düşünenler, %14.3 ile çok az düşünenler ve %6.7 ile hiç düşünmeyenlerin izlediği görülmektedir. Polislerde de sıralama aynı doğrultudadır. (%49.3; %32.0; %13.3; %5.4), öğretmenlerde ise %52.3 ile ölümü arasıra düşünenler öğrenci ve polislerle hemen hemen aynı seviyede olmasına rağmen, çok sık ölümü düşünenler %40 ile bütün meslek grupları asısında birinci sırada bulunmaktadır. Öğretmenlerde ölümü çok az düşünenler (%4.6) ile hiç düşünmeyenler (3.1) çok küçük bir kesimi oluşturmaktadır. Öğretim elemanlarında da sıralama aynı yönde olmakla birlikte ölümü arasıra düşünenlerin oranı daha yüksektir (%63.2). Ölümü çok sık düşünenler %26.3 ile ikinci sırada, çok az düşünenler de %9.2 ile önemli bir kesimi oluşturmaktadır. Öğretmenlerde ölümü hiç düşünmeyenler %1.3 ile çok küçük bir bölümü oluşturmaktadır. Doktorlarda ise sıralama değişmektedir. Şöyleki doktorların % 47.1’i ölümü arasıra düşünürken, %23.5'i bu düşünceyi çok sık yaşayanlar arasında ikinci sırada yer almaktadır. Ancak ölümü çok az düşünenler (%21.6) ve hiç düşünmeyenler (%7.8) bütün meslek grupları içerisinde doktorlarda en yüksek seviyededir. Popülasyonumuzda, emekli olarak fiili hayattan diğer meslek gruplarına nispetle daha kopuk olan insanları temsil eden emekli öğretmenlerde ise, durum biraz daha farklıdır. Şöyleki emekli öğretmenler, en yüksek oranda ölümü arasıra düşünmekte (%62.5), bunlar arasında ikinci sırada ölümü çok az düşünenler bulunmaktadır (%20.8). Ancak emekli öğretmenler bütün meslek grupları içinde ölümü çok sık düşünenler arasında son sırada bulunmaktadırlar. Emekli öğretmenlerden ölümü hiç düşünmeyen kimse bulunmamaktadır.
Ölümü düşünme sıklığı ile diğer demografik değişkenler olan cinsiyet, medeni hal, eğitim düzeyi ve sosyo-ekonomik düzey arasındaki ilişkiler istatistiksel olarak anlamlılık seviyesine ulaşmamıştır. [1024]
[1022] İX2 =l9.6n,s.d.=9,p< 05).
[1023] (A=32.517s.d.=l^,p^ .01).
[1024] Yrd. Doç. Dr. Faruk Karaca, Ölüm Psikolojisi, Beyan Yayınları: 305-307.