- Ölümle İlgili Tutumlar

Adsense kodları


Ölümle İlgili Tutumlar

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
saniyenur
Sun 22 January 2012, 11:47 am GMT +0200
III. Ölümle İlgili Tutumlar


Ölüm olgusu, herşeyden önce kabul edilmesi ve boyun eğilmesi çok zor olan bir gerçektir. İnsanlar ölüm karşısında her zaman şaşkınlık, kaygı, korku ve dehşet hissetmiş, bu nedenle açıklanamayan, bilinemeyen bu acı gerçeğin gizemini, ya akü ve­ya bilimle çözmeye uğraşmış ya da metafizik yorumlara başvur­muştur. Hatta DNA kodlarının çözümü, ya da uzayın keşfi gibi uğraşların kökeninde, insandaki ölümsüzlük arzusunun yattığı söylenebilir. Bu çabaların sonuçsuz kaldığı durumlarda ise, fizikötesi inançlar, ölüm karşısında insana sığmak olmuş ve olagel­mektedir [770]. Zira insana özgü tecrübelerin en çarpıcı olanların­dan biri belki de en çarpıcı olanı, ölümdür. Nitekim hiç kimse başkasının öldüğü gibi ölememektedir. Kısaca ölüm, kategori dı­şı olarak kalmakta, sınıflandırılamaz türde tek ve eşi benzeri ol­mayan bir olay oîarak karşımızda durmaktadır [771]. Ölümle ilgili tutumlar daha önce incelediğimiz ölüm korkusuyla yakından alâkalı olduğundan, ölüm korkusunu etkileyen faktörlerin, aynı zamanda ölüme karşı sergilenen tutumları da etkileyeceği açık­tır. Buna paralel olarak insanların ölümle ilgili tutumlarının, onların ölümden hissetmiş oldukları korkuları da belirleyeceği mu­hakkaktır.

Şunu da belirtmek gerekir ki, uygulamada kavramlarla tutumlar arasında bir ayırım yapmak çok güçtür. Bu cihetle ölü­mü nasıl yorumladığımız ile, ölüm karşısındaki tutumlarımız konusu ayrı ayrı incelenebilir. Zira herhangi birşeyle ilişkileri­miz, hem kavramsal hem de tutumsal öğeler içermektedir [772]. Bu cihetle insanların ölüm karşısındaki tepkilerine, tüm psiko­lojik ve otomatik ifade şekillerinin katıldığı kabul edilmektedir. Bu mânada kişinin ölümle ilişkisi, hem kavramsal yani ona yük­lediği mâna, hem de tutumsal yani ona karşı psikolojik olarak yakınlık veya uzaklığı açısından değerlendirilebilir. Ancak, ölümle ilgili tutumların oluşmasında, insanın ona yüklediği mâ­na, herhalde en önemli yeri işgal etmektedir.

Jung'un da ifade ettiği gibi hedefine yol alan bir mermi gi­bi, hayat da ölüme doğru yol almaktadır. Yaşamın çıkışma bir hedef bulunması gibi, inişine yani ölüme de bir mâna bulunma­lıdır [773]. Bu bağlamda ölüme de çeşitli mânalar atfedildiğini gö­rüyoruz. Mesela, Duke Üniversitesi araştırmacıları ölüme; haya­tın sonu, öbür dünyaya atlama tahtası, kişiliğin sona ermesi, ya­şamı ve ilişkileri kesen bir düşman, sevilenlerin ayrılması, daha önce ölen sevgililerle buluşma, ceza veya mükafat gibi mânalar verildiğini tespit etmişlerdir [774]. Bazılarına göre ölüm, en eski, en gizemli ve en acımasız bir düşman olarak değerlendirilmiş­tir [775]. Esasen çaresizlik, üzüntü, ümit, isyan, teslimiyet, tevek­kül ve iman ölümle karşı karşıya kalan insanın hissetmiş olduğu duygulardır [776]. Ölümle ilgili tutumlar çokça değişmesine rağ­men, değişmeyen bir şey vardır. O da her zaman aranan fakat çoğunlukla ulaşılamayan bir yatışma isteğidir [777]. Temelde ölüm karşısında, inkar, meydan okuma, onu isteme ve kabullenme şeklinde dört değişik tutumun sergilendiği görülmektedir.[778]


[770] Kr$. Köknel, Korkular, Takıntılar, s. 216. Yrd. Doç. Dr. Faruk Karaca, Ölüm Psikolojisi, Beyan Yayınları: 219-224.

[771] Krş. Thomas, Ölüm, s. 19.

[772] Krş. Çileli, Ölüm, s. 250.

[773] Bk. Jung, The Soul and Death, s 7

[774] F.C. Jeffers-Venvoerdt, “How the Old Face Death”den nakleden: Çile­li, Ölüm, s. 264-265.

[775] Krş. Bowker, The Meanings of Death.s. 224.

[776] Krş. Yem Türk Ansiklopedisi, “Ölüm maddesi” ötüken Neşriyat, İstan­bul 1985, c.VIII, s. 2932.

[777] Bk. Mannoni, Korku, s. 25.

[778] Yrd. Doç. Dr. Faruk Karaca, Ölüm Psikolojisi, Beyan Yayınları: 224-226.