sumeyye
Mon 29 March 2010, 08:57 pm GMT +0200
Ölüler İle Dirilerin Ruhları Rüyada Görüşür
Bu konuda Selmân-i Fârisi ve Abdullah bin Selam´ın sözleri daha önce geçti. Bu meselenin delilleri sayılmayacak kadar çoktur. Gerçek olan olaylar bunun en doğru delilidir. Dirilerin ruhları birbiriyle görüstüğü gibi, ölüler ile dirilerin ruhları da birbiriyle görüşür.Cenâb-i Hakk şöyle buyuruyor: «Allah ölümde canları alır. Ölmeyip rüyasında olan canları da alır. Ölümle ona hükmettiğini tutar, diğerini belli bir zamana kadar bırakır»[1]
Baki bin Muhalled ve ibn-i Mende, «Ruh» kitabında ve Taberâni «Evsat»da Said bin Cübeyr tarikiyle ibn-i Abbâs (Radiyallahû anh)´dan şu âyet hakkında şöyle dediğini rivayet etmişlerdir.
Bana ulaştı ki, diriler ile ölülerin ruhları rüyada görüşür. Birbirinden durumlarını öğrenirler. Allah ölülerin ruhlarini tutar, digerlerin belli bir zamana kadar cesedlerine geri gönderir.
îbn-i Ebi Hâtem, Süddi´den, yukardaki âyet-i kerime hakkinda söyle dedigini rivayet etmistir.
«Allah uykuda ruhlari alir. Dirinin ruhu ile ölünün ruhu görüşür. Tanışıp sohbet ederler. Dirinin ruhu dünyadaki cesedine gönderilir, belli bir zaman orda kalır. Ölünün ruhu da cesedine dönmek ister. Fakat tutuklanır.»,
Cüveybir yukardaki âyet hakkinda ibn-i Abbâs (Radiyallahû anh) ´dan rivayet ettigine göre şöyle demiştir:
Doğu ile batı arası kadar bir ip, yer ile gök arasinda uzanmış ölülerin ruhları ile dirilerin ruhları o ipe gelir. Ölü ile diri orada görüşür. Rızkını tamamlamak üzere cesedine dönmek için diriye izin verildigi zaman ölü yakalanır.
Firdevs [2] kitabinda Ebû Derda Radiyallahû anh.´in hadisinde söyle denilmistir;
İnsanin ruhu cesedinden çıktığında bir ay evinin etrafinda, bir sene de kabrinin etrafinda çevrilir. Sonra ruhların üzerinde görüştüğü o îpe yükselir
îbn-i Kayyim dedi ki, ruhlarin görüstügüne bir delil sudur:
Diri, ölüyü rüyasinda görür. Ondan gaybî haberler alir ve o haberler aynen çikar.
Ben de derim ki, ibn-i Sirîn´den senediyle şöyle rivayet edilmistir:
Ölünün rüyada sana haber verdigi haktır. Çünkü o hak bir âlemdedir.
îbn-i Ebi Dünya ve ibn el-Cevzi, «Uyun el-Hikayât» kitabında senediyle Sehr bin Havsep´den rivayet ettiklerine göre:
Sa´d bin Cüsâme ve Avf bin Mâlik âhiret kardesi olmuştular. Sa´b Avf´a dedi ki:
Kardeşim hangimiz daha önce ölürse öbürüne görünsün. Avf:
? Bu da mı olur? dedi.
Sa´b: ? Evet, dedi.
Sonra Sa´b öldü. Avf onu rüyasında gördü.
? Sana ne yapıldı, dedi.
? Sıkıntıdan sonra mağfiret edildim, dedi.
Nedir o sıkıntı dedi. Sa´b:
Bu, filan yahudiden borç aldığım on dinardir, onlari ok eğerine birakmistim. Git onlari ona ver ve bil ki, ailemin başına ne gelmişse haberim vardir. Hattâ, bir kaç gün önce ölen kedimin de haberi bana geldi ve bil ki, falan kizim alti gün sonra ölecektir, ona iyi davranın» dedi.
Sabahleyin, evine gittim. Eğeri aradım, aşagıya indirdim, baktim, kese içinde on dinar var. Yahudi´yi çağırdım. «Senin Sa´b´dan kalan bir seyin var mi?» dedim, O:
«Allah Sa´b´a rahmet etsin. O Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem),in sahabelerinin iyilerindendi. Benden on dinar borç istedi. Ona verdim» dedi. Sonra on dinarini verdiğimde;
«Vallahi ona borç verdigim on dinarin aynısıdir» dedi.
Ben ailesine «Sa´b´ın vefatindan sonra sizde bir olay oldu mu?» dedim. Onlar:
«Evet söyle söyle olaylar oldu» dediler. Kedinin Ölümünü dahi zikrettiler. Ben:
«Kardesimin kızıi nerde» diye sordum. «Dışarda oynuyor» dediler. Beni yanina götürdüler, oksadim. Baktim harareti var, ona iyi davranin dedim. Alti gün sonra kiz öldü.
îbn-eLMübarek ?«Zühd»,de Atiyye bin Kays´dan, o da Avf bin Malik el-Escaî´den rivayet ettigine göre:
O, Muhlim isminde bir adamla âhiret kardesiydi. Sonra, Muhlim sekerâta girdi. Avf ziyaretine gitti. Ona dedi ki:
Şayet o âleme gidersen dön başına, ne geldigini bize haber ver.
Muhlim:
? Eger böyle bir sey benim gibilere mümkün ise yaparim, dedi. Sonra ruhunu teslim etti. Avf, bir sene sonra onu rüyasinda gördü.
Yâ Muhlim, sana ne yapildi, dedi. O;
Ücretimizi aldik, dedi. Avf:
Hepiniz aldiniz mi? diye sordu. O:
Evet, hepimiz, dedi. Yalniz, parmakla gösterilen ve Ölenlerin en sonunda kalan düsükler henüz amellerinin almamislardir.
Vallahi ben bütün ecrimi aldim, hattâ ölümümden bir ce kaybolan kediden dolayi da ecrimi aldim.
Sabahleyin, Avf onun hanimina gitti. Içeri girdigi zaman «Me haba ey Muhlim´den sonra Sa´b´in ziyaretçisi!» diye karsilik aldi. Avf onun hanimina Muhlimi ölümünden sonra gördün mü?» diye sordu.
Hanim, «evet, dün geceleyin onu gördüm. Su kizimi beraberinde götürmek için benimle çekisti. Avf, rüyasinda Muhlim´den gördüklerini anlatti. Tâ kediden bahsedince, hanim, ben kedinin nerde oldugunu bilmiyorum, hizmetçim daha iyi bilir. Hizmetçisini çagirdi. Hizmetçi kedimiz Muhlim´in vefatindan bir gece evvel kayboldu, dedi. Muhlim, Sa´b´in kardesi Cüsâme´nin oglu idi.
Ebus´ seyh ibn-i Hibban «Vasâya» kitabinda, Hâkim «;Müstedrek»,de, Beyhaki «Delâil»,de sened ile Ebû Nuaym Ala el-Horasarlî´den rivayet ettiklerine göre söyle demistir
Sabit bin Kays bin Semmas´m (Radiyallâhû anh) kizi bana anlatti ki, Sabit Yemâme gününde öldü. Üzerinde nefis bir zirh vardi. Müslümanlardan bir adam gitti, zirhi aldi. Ehl-i imanin biri uyurken Sabit rüyasina girmis, demis ki:
«Sakin bu rüyadir, diye ehemmiyet vermemezlik yapma. Sana gerçekten bir vasiyetim var:
«Ben dün aksam öldürüldüm. Müslüman bir adam yanima geldi, zirhimi aldi. Menzili, menzillerin en sonundadir. Çadirinin yaninda, deprenen bir at var. Zirhin üzerine bir kazan birakmis, kazanin üzerinde semer var. Halid bin Velid´e git, ona söyle, birisini gönderip zirhimi aldirsin. Medine´ye gittiginde de Resûlullah,in halifesi Ebû Bekr es-Siddik´a da git, su kadar borçlu oldugumu falan ve falan kölelerimi âzad ettigimi söyle.
Adam Hâlid bin Velid´e geldi, durumu ona anlatti. Halid (Radiyallâhû anh) adami gönderdi, zirhi getirtti. Hz. Ebû Bekr´e de rüyayi anlattigin da vasiyetini yerine getirdi.
Râvi dedi ki, Sabit bin Kays´dan baska ölümünden sonra yapi lan vasiyeti yerine getirilen kimseyi bilmiyoruz.
Hakim «Müstedrek»inde, Beyhaki «Delail»de, Kesir bin Salt´dan rivayet ettiklerine göre, söyle demistir:
Hz. Osman, öldürülecegi gün yatti. Uyaninca dedi ki:
Resûlullah Sallallâhû Aleyhi ve Sellem rüyamda gördüm. «Sen bu Cuma bize kavusacaksin» diye buyurdu.
Yine Hâkim, ibn-i Ömer (Radiyallahû anh)´dan rivayet ettigine göre;
Osman bin Af fan (Radiyallahû anh) sabahin birinde gelip dedi ki:
Resûîullah Sallallâhû Aleyhi ve Sellem,i rüyamda gördüm.
? Yâ Osman yanimizda iftarim açarsin, diye buyurdu. Hz. Osman oruç tutmustu. O günde sehid edildi.
Hakim, Hüseyn bin Hârice´den rivayet ettigine göre söyle demistir :
îlk fitne (sahabe iç savasi) oldugu zaman benim için bir tarafi tercih etmek müskillesti. Yâ Rabbi, bana tutunacagim bir yol göster, dedim. Bir gece rüyamda dünya ve ahireti gördüm. Aralarinda uzun olmayan bir duvar vardi. Ben duvarin yaninda idim. Keske bu duvardan tirmanip ölüleri görebilseydim de uzanip onlara sorabilseydim de bana durumu bildirsinler, dedim.
Dedi ki: Sonra, agaçlik bir yere indim. Bir cemâat orda oturuyordu. Siz sehid ler misiniz? dedim.
«Hayir,» dediler.
«Sehidier nerde» dedim, onlar: Yukari çik, dediler.
Ben öyle bir dereceye çiktim ki, genislik ve güzelligini yalniz Allah bilir. Baktim Muhammed (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) ve yasli bir Adam Ibrahim Peygamber (Aleyhi´s-selâm) ordaydilar. Hz. Muhammed (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) ona: «ümmetime magfiret dile» diyordu. Ibrahim ise;
«Ümmetinin senden sonra ne yaptiklarini görmüyormusun, kanlarini döktüler, halifelerini Öldürdüler. Neden dostum Sa´d gibi kalmadilar,» diyordu.
Ben uyandigimda, belki de yararli bir rüya gördüm, gideyim bakayim Sa´d yapiyor. Ben de onun gibi yapayim. Sa´d (Radiyallahû anh)´e gittim, hikâyemi ona anlatinca çok sevindi : «Allah´in dostu olan Ibrahim´in ona dost olmadigi kisi kaybetmistir» dedi. Ben:
Sen hangi tarafi tutuyorsun, dedim. O:
Ben hiç bir tarafi tutmuyorum, dedi. Ben:
? Bana ne emrediyorsun, dedim. O:
Keçilerin var mi, dedi.´ Ben:
Hayir, dedim. O:
? Öyle ise bir kaç koyun al, fitne çekilinceye kadar onlarla beraber (dagda) kal, dedi.