sidretül münteha
Sun 9 January 2011, 04:24 pm GMT +0200
NİKÂH BAHSİ
Peygamber Sallallahu Aleyhi Ve Sellem'in Bazı Hanımları İle Evlenmesi
4061- Âişe radiyallahu anhâ'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Sen (Âişe'yi kastediyor) bana üç kere rüyamda gösterildin. Melek seni (rüyamda) bir ipek parçası içinde getirip «işte bu senin zevcendir» dedi. Yüzünü açtım baktım ki getirdiği (kız) sen idin. Diyordum ki: Eğer bu (rüya) Allah'tan ise mutlak bunu gerçekleştirir." [Buhârî ve Müslim][1]
4062- Tirmizî'nin lafzı: "Bu, dünyada da âhirette de senin zevcendir."[2]
4063- Urve radiyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, Âişe'yi Ebû Bekr'den istedi. Ebû Bekr dedi ki:
«Ben senin kardeşinim.»
«Sen benim Allah uğrunda ve Kitâb'ında kardeşimsin. Ama o, bana helâldir»."[3]
4064- Âişe radiyallahu anhâ'dan; Dedi ki:
"Ey Allah'ın Resulü! İçinde ot bulunan bir vadide konaklarsan. Otların bir kısmını yenmiş; bir kısmmı da yenmemiş bulursan, deveni hangisinde otlatırsın?"
"Tabiî otları yenmemiş kısmında" buyurmuş. Âişe (bu sözü ile) Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'in kız olarak ancak kendisiyle evlendiğini kastetmiştir.
[İkisi de Buhârî'ye aittir.][4]
4065- Âişe radiyallahu anhâ'dan: "Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem, benimle ben altı yaşımdayken evlendi (nişanlandı). Medine'ye geldik. Haris bin el-Hazrecoğullarında konakladık. Sıtmaya yakalandım. Saçlarım döküldü, (iyileşince) yine uzadı. Ben salıncakta arkadaşlarımla sallanıp oynarken annem Ümmü Rûmân bana geldi. Benden ne istediğini bilmeden yanma vardım. Elimden tutup beni evin kapısında durdurdu. Ben soluk soluğa idim. Nerdeyse kalbim duracaktı. Biraz su alıp yüzüme ve başıma sürdüm. Beni eve soktu. Evde bir takım Ensâr hanımları vardı.
«Hayırlı, uğurlu ve bereketli olsun!» dediler. Annem beni onlara teslim etti. Üstümü başımı düzelttiler. Çok geçmeden Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'i orada görünce irkildim. Beni hemen ona teslim ettiler. Ben o zaman dokuz yaşındaydım."[5]
4066- Diğer rivayet: : Urve dedi ki:
"Hatice, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, Medine'ye gitmeden üç yıl önce vefat etti. Ondan sonra iki veya iki seneye yakın bir müddet bekledikten sonra Âişe ile altı yaşındayken evlendi, dokuz yaşma bastığında onunla zifafa girdi."[6]
4067- Diğer rivayet: "Onunla dokuz sene birlikte oldu."[7]
4068- Diğer rivayet: "Benimle, yedi yaşımdayken evlendi." [Buhârî, Müslim, Ebû Dâvud ve Nesâî.][8]
4069- Rezîn şunu ekledi: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e süt hediye edildi; kadınlara:
«Haydi buyurun için ve arkadaşınıza da (beni kastediyordu) içirin!" dedi. Utandılar ve:
«Biz istemiyoruz» dediler. Şöyle buyurdu: "Açlıkla yalan bir arada durmaz; haydi için!» buyurdu. Bunun üzerine içtiler."[9]
4070- İbn Ömer radiyallahu anh'dan: "Bedir savaşına katılan ve Medine'de vefat eden Hüneys bin Huzâfe es-Sehmî'den dul kalan Hafsa'yı (babası) Ömer, Osman'a rastladığında (evlenmesi için) teklif etti ve dedi ki:
«İstersen Hafsa'yı sana vereyim.» O önce:
«Bir düşüneyim» dedi.
Aradan birkaç gün geçtikten sonra da:
«Onunla evlenmemeyi uygun gördüm» dedi. Ömer dedi ki:
Sonra Ebû Bekr'e teklif ettim ve:
«İstersen Hafsa'yı seninle evlendireyim» dedim. Sustu, ses çıkarmadı. Onun için Ebû Bekr'e Osman'a kızdığımdan daha çok içerledim.
Aradan çok geçmeden Hafsa'yı benden (yani Ömer'den) Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem istedi ve derhal onu onunla evlendirdim.
Sonra Ebû Bekr bana rastladığı zaman şöyle dedi:
«Hafsayı bana arz etmiştin. Ben de sustum, biliyorsun o zaman belki bana kırıldın.»
«Evet» dedim.
«Susmamın sebebi şu idi: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem ondan (Hafsa'dan) söz etti de ben onun sırrını yaymak istemedim. Eğer O (Hafsa'yı) terk etseydi, ben tabiî ki kabul ederdim»." [Buhârî ve Nesâî][10]
4071- Ümmü Seleme radiyallahu anhâ'dan: ... "Onun iddeti bitince, Ebû Bekr ona haber gönderip istetti. Onunla evlenmeyi kabul etmedi. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Ömer'i elçi olarak ona gönderip istetince, şöyle dedi:
«Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e haber ver, de ki: Ben kıskanç bir kadınım. Ben çok çocuklu bir kadmım. Sonra velilerimden burada kimse yoktur.»
Durumu varıp Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e iletince, şöyle buyurdu:
«Git ona dön ve şöyle de: «Ben kıskanç bir kadınım, sözüne gelince; ben, Allah'a dua ederim senin kıskançlığını giderir. Ben çocuklu bir kadınım, sözüne gelince, çocukları himaye edilecektir. Burada velilerimden hiç kimse yoktur, sözüne gelince, burada bulunan ve bulunmayan velilerinden hiç kimsenin bunu hos görmiyeceğini sanmam.»
Ümmü Seleme, oğlu Ömer'e:
«Ey Ömer! Haydi kalk, Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem ile beni evlendir!» dedi. Hemen onu onunla evlendirdi." [Nesâî][11]
4072- Enes radiyallahu anh'dan: "Zeyneb'in iddeti bitince, Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem Zeyd'e şöyle dedi:
«Haydi git ona benim kendini istediğimi bildir!» Zeyd dedi ki:
«Gidip Zeyneb'e şöyle dedim: Müjde! Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem beni sana gönderdi, seninle evlenmek istiyor.»
«Rabbim tarafından emrolunmadıkça böyle bir şey yapamam» dedi ve hemen mescidine gitti (ibadetine koyuldu). Sonra (hakkında) âyet nazil oldu. Peygamber sallallahu aleyhi ve selleffl de gelip izinsiz onun yanma girdi." [Müslim ve Nesâî]
İnşaallah bu hadis Ahzâb sûresinin tefsirinde ileride gelecektir.[12]
4073- Ümmü Habîbe radiyallahu anhâ'dan:
"O, Ubeydullah bin Cahş'ın hanımı idi. Habeşistanda ölünce, onu Necâşi Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem ile dört bin (dirhem veya dinar) mehir vererek evlendirdi.
Onu Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e Şurahbîl bin Hasene ile gönderdi." [Ebû Dâvud ve Nesâî][13]
4074- Diğer rivayette: "Dört bin dirhemle" şeklinde geçmektedir.[14]
4075- Enes radiyallahu anh'dan: "Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem Hayber'e geldi; Allah kalenin fethini ona müyesser kılınca, kendisine Safıyye bint Hüyey bin Ahtab'ın güzelliğinden söz edildi. Kocası öldürülmüştü. Yeni evlenmişti. Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem, ganimetten bir pay olarak onu kendi nefsi için seçti. Onunla beraber yola koyuldu; Seddu'r-Revhâ'ya varınca onunla zifafa girdi. Sonra küçük bir yaygı içerisinde hurma ve keş karışımı bir yemek hazırlandı ve sonra bana:
«Etrafındakileri çağır\» buyurdu. İşte bu yemek Safiyye için düğün yemeği oldu. Sonra Medine'ye doğru hareket ettik. Onun için bineğinin terkisine bir örtü seriyordu. Devesinin yanında oturup dizini koyuyor, Safiyye de onun dizine basıp onun devesine öyle biniyordu."[15]
4076- Diğer rivayet: O (Safiyye) Dih-ye'nin payına düşmüştü. Müteakiben Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem yedi kişi karşılığında Safiyye'yi ondan satın alıp Üm-mü Süleym'e, yanında iddet görmesi ve hazırlaması için verdi. Velîmesi (=düğün yemeği) hurma, kuru süt ve yağdan ibaretti. İnsanlar yediler, doydular."
Dediler ki: "Onunla evlendi mi yoksa onu ümmü veled (yani efendisi için çocuk yapan cariye) mi yaptı bilmiyoruz. Eğer onu örterse anla ki o hanımı olmuştur; örtmezse o ümmü veleddir." Deveye binerken onu örttü. Bundan onun onunla evlendiğini anladılar.
Medine'ye yaklaşınca, Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem bineğini hızlandırdı, biz de hızlandırdık. Derken Adbâ (devesi) tö-
kezledi. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem düştü, o da düştü. Kalkıp onu örttü. Kadınlar gördüler ve şöyle dediler:
«Allah Yahudi olan bu kadını uzaklaştır-sınî»" [Buhârî, Müslim, Ebû Dâvud ve Nesâî.][16]
4077- Âişe radiyallahu anhâ'dan:
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in hanımlarından Benu'l-Mustalik'ten Cüveyri-ye binti'l-Haris, Sabit bin Kays bin Şem-mâs'ın hissesine düştü. Kendini borçlandırmak ve borcunu ödeyip azat ettirmek için onunla mükâtebe anlaşması yaptı. Son derece güzel bir kadındı. Gözün onda hazzı vardı (gören zevk duyardı).
Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'e gelip mükâtebe için (gerekli parayı bulmakta) yardım istedi. Kapıda durduğu zaman, durumundan hoşlanmadım. Benim gördüğümü (güzelliğini) mutlaka Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'in de göreceğini anladım. Dedi ki:
«Ey Allah'ın Resulü! Ben Cüveyriye bin-ti'1-Hâris'im. Durumum sana gizli değil, pek âlâ biliyorsun; ben Sabit bin Kays'in hissesine düştüm. Kendimi azat ettirmek için ona borçlandım, mükâtebe akdi yaptım. Bana yardım etmen için sana geldim.»
«Sana istediğinden daha hayırlısını teklif etsem hoşlanır mısın?»
«-Nedir o ey Allah'ın Resulü?»
«Borçlarını (mükâtebe bedelini) ödeyip seninle evleneyim!»
«Olur» dedi.
Orada bulunan insanlar Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in Cüveyriye ile evlendiğini duyunca, ellerindeki esirleri azat edip salıverdiler ve «Bunlar Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'in akrabalarıdır (hanımı tarafından yakınlarıdır)» dediler."
(Âişe) dedi ki: "Kavmi hakkında ondan daha bereketli bir kadın görmedim. Onun yü-züsuyu hürmetine, Mustalikoğullanndan tam yüzden fazla ev halkı hürriyetine kavuştu."
[Ebû Dâvud][17]
4078- Âişe radiyallahu anhâ'dan: "Cevn'in kızı (Ümeyme) Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'in yanına girince: «Senden Allah'a sığınırım!» dedi. Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'in cevabı: «Çok büyük bir varlığa sığındın. Haydi git, ailene dön!»" [Buhârî ve Nesâî, "Kilâbîlerden bir kadın girince" lafzı ile.][18]
4079- Ebû Üseyd'den nakledilen diğer rivayet:
Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem onun (Ümeyme'nin) yanına girip onunla baş-başa kalınca, "Haydi kendini bana bağışla!" dedi. O şu cevabı verdi:
"Kraliçe bir kadın kendi nefsini teb' asına hibe eder mi?"
Onun sinirini sakinleştirmek için elini ona uzatınca, şöyle çıkıştı:
"Senden Allah'a sığınırım!"
"Sen, gerçekten sığınılmaya lâyık olana sığındın" deyip (yanımıza) çıktı ve şöyle dedi:
"Ey Ebû Üseyd! Buna râzikiyye (denilen beyaz keten kumaştan yapılmış) iki elbise verip, ailesine yetiştirip onlara kavuştur."[19]
4080- Diğer rivayet:
"Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, Ümeyme bint Şarâhîl ile evlendi." Benzeri rivayet.[20]
4081- Buhârî ve Müslim, Sehl bin Sa'd'-dan benzerini rivayet ettiler; onda şöyle geçmektedir:
"Ona (kadına) dediler ki: «Bu kimdir biliyor musun?» «Hayır» dedi.
«Bu Allah Resulüdür, seni istemek için geldi» dediler.
«Peygamber 'le evlenmeyi kaçırmaktan dolayı bedbaht oldum» dedi."[21]
4082- Ümmü Şerîk radiyallahu anhâ'dan: "O, kendini Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e bağışlayanlardandı."[22]
4083- Enes radiyallahu anh'dan: "Dediler ki: «Ey Allah'ın Resulü! Ensâr hanımlarından hiçbirisiyle evlenmiyecek misin?»
«Onlarda aşın kıskançlık vardır» buyurdu." [Nesâî][23]
[1] Bu hadisi Buhârî (nikâh 9, VI, 119; 35/1, VI, 131; ta'bîr 20-21, VIII, 75-6) ve Müslim (fadâilu's-sahâbe no. 79, s. 1889).
Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/226.
[2] Bu rivayeti Tirmizî (no. 3880), Abd b. Humeyd an Ab-dirrezzâk an Abdillah b. Amr b. Alkame an ibn e. Hüseyn an İbn e. Müleyke an Âise seneâi ile tahrîc etti ve isnadı hakkında "hasen garîb" hükmü verdi.
Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/226.
[3] Bu hadisi Buhârî (nikâh 11, VI, 120), Abdullah b. Yûsuf an Ley s an Yezîd an İrak an Urve senedi ile tahrîc etti.
Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/226.
[4] Bu hadisi Buhârî (nikâh 9, VI, 119), İsmaîl b. Abdillah .. an ahîhî an Süleyman an Hisâm b.Urve an ebîhî an Âise senedi ile tahrîc etti.
Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/226.
[5] Bu hadisi Buhârî (nikâh 38-39, VI, 134; 57-59, VI, 139; 61, VI, 140), Müslim (nikâh no. 69-72, s. 1038-9), Ebû Dâvud (no. 2121,4933-7), Nesâî (nikâh 29/1-3, VI, 82) ve İbn Mâce (no. 1876), Hisâm b. Urve an ebîhî an Âise asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.
Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/226-227.
[6] Bu hadisi Buhârî (nikâh 38-39, VI, 134; 57-59, VI, 139; 61, VI, 140), Müslim (nikâh no. 69-72, s. 1038-9), Ebû Dâvud (no. 2121,4933-7), Nesâî (nikâh 29/1-3, VI, 82) ve İbn Mâce (no. 1876), Hisâm b. Urve an ebîhî an Âise asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.
Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/227.
[7] Bu hadisi Buhârî (nikâh 38-39, VI, 134; 57-59, VI, 139; 61, VI, 140), Müslim (nikâh no. 69-72, s. 1038-9), Ebû Dâvud (no. 2121,4933-7), Nesâî (nikâh 29/1-3, VI, 82) ve İbn Mâce (no. 1876), Hisâm b. Urve an ebîhî an Âise asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.
Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/227.
[8] Bu hadisi Buhârî (nikâh 38-39, VI, 134; 57-59, VI, 139; 61, VI, 140), Müslim (nikâh no. 69-72, s. 1038-9), Ebû Dâvud (no. 2121,4933-7), Nesâî (nikâh 29/1-3, VI, 82) ve İbn Mâce (no. 1876), Hisâm b. Urve an ebîhî an Âise asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.
Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/227.
[9] Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/227.
[10] Lafız Buhârî'ye aittir. Bu hadisi Buhârî (nikâh 33, VI, 130; 36/3, VI, 133; 46, VI, 137) ve Nesâî (nikâh 30, VI, 83), ez-Zührîan Salim b. Abdillah b. Ömer an ebîhî asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.
Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/227.
[11] Bu hadisi Nesâî (nikâh 28, VI, 81), Muh. b. İsm. b. İbr. an Yezîd (b. Hârûn) an Hammâd b. Seleme an Sabit el-Bünânî an İbn Ömer b. e. Seleme an ebîhî an Ümmi Seleme senedi ile tahrîc etti.
Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/227-228.
[12] Bu hadisi Müslim (nikâh no. 89, s. 1048) ve Nesâî (nikâh 26/1, VI, 79), Süleyman b. el-Muğîre an Sabit an Enes asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.
Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/228.
[13] Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 2107) ve Nesâî (nikâh 68, VI, 119), Abdullah b. el-Mübârek an Ma'mer ani'z-Züh-rtan Urve an Ümmii Habîbe asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. İlk lafız Ebû Davud'a, ikincisi ise Nesât'ye aittir.
Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/228.
[14] Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 2107) ve Nesâî (nikâh 68, VI, 119), Abdullah b. el-Mübârek an Ma'mer ani'z-Züh-rtan Urve an Ümmii Habîbe asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. İlk lafız Ebû Davud'a, ikincisi ise Nesât'ye aittir.
Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/228.
[15] Lafzı Buhârî'ye (buyu' 111) aittir. Bu hadisi Buhârî (buyu' 111, III, 42; cihâd 74, III, 224; mağâzî 38, VI, 77; afime 28, VI, 206-7; da'vât 36, VII, 158), Müslim (hacc no. 462, s. 993), Ebû Dâvud (no. 2995) ve Nesâî (istiâze 45, VIII, 274), Amr b. e. Amr an Enes asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.
Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/228-229.
[16] Bu rivayeti Müslim (nikâh no. 87, s. 1045-6), İbn e. Şey-be an Affân an Hammâd b. Seleme an Sabit an Enes senedi ile daha uzun bir metinle tahrîc etti.
Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/229.
[17] Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 3931), Abdülazîz b. Yahya an Muh. b. Seleme an Muh. b. İshâk an Muh. b. Ca'fer b. ez-Zübeyr an Urve an Âise senedi ile tahrîc etti.
Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/229.
[18] Bu hadisi Buhârî (talâk 3/1, VI, 163) ve Nesâî (talâk 14, VI, 156), el-Veltdb. Müslim ani'l-Evzâf ani'z-Zührî an Urve an Âişe asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.
Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/230.
[19] Bunu Buhârî (talâk 3/2, VI, 163), Ebû Nuaym an Abdir-rahman b. Gasîl an Hamza b. e. Useyd an Ebî Üseyd senediyle tahrîc etti.
Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/230.
[20] Bu rivayeti Buhârî (talâk 3/3, VI, 164), el-Hüseyn b. el-Velîd en-Neysâbûrî an Abdirrahman an Abbâs b. Sehl b. Sa'd an ebîhî ve Ebî Üseyd senedi ile tahrîc etti.
Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/230.
[21] Bu hadisi Buhârî (eşribe 30/1, VI, 252) ve Müslim (eşribe no. 88, s. 1591), Muh. b. MutarrifEbû Gassân an Ebî Hazım an Ebî Hureyre asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.
Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/230.
[22] Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/230.
[23] Bu hadisi Nesâî (nikâh 16, VI, 69), İshâk b. İbr. ani'n-Nadr an Hammâd b. Seleme an İshâk b. Abdillah an Enes senedi ile tahrîc etti.
Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/230.