müzzemmil
Mon 19 September 2011, 09:28 pm GMT +0200
Nefs-Akıl İlişkisi
Nefs-akıl ilişkisine de kısaca değinmek yerinde olacaktır. Nefs ile aklın aynı şeyler olup-olmadığı, Felsefeciler arasında tartışılagelmiştir. "Bir ayn'ın başka bir ayn'a dönüşmesinin mümkün olmadığı" ilkesinden hareketle Nefs'in akıl olması ve "akıl" adım alması sadece bir isim takmadan ibarettir. Hiçbir zaman Nefs cevheri akıl cevherine dönüşmez" görüşü ortaya konmuştur.
Ayrıca, "Nefs, ilk önce gayr-i mahsus şeyleri küllî olarak idrak etmesi yönünden "Akıl", bedenlerimizdeki etki gücü ve bedenlerimizle gösterdiği faaliyeti bakımından da "Nefs'tir" de denmiştir. Nefs ile akıl arasındaki fark ve görüş ayrılığı, bir Nefs'in diğer bir Nefs'ten veya bir aklın diğer bir akıldan daha güçlü ve daha şerefli, yüce ve üstün olmaları bakımındandır. Yoksa bunlardan biri mahsusâtı, diğeri ma'kûlâtı idrâk etmeye ait olmak açısından bir diğerinden ayrılmış değildir" görüşü Felsefeciler arasında hâkimdir. [272] Tasavvufî düşünce sisteminde ise akıl, iman ve ahlâk açısından gereklidir ve sahip olduğu bilgilere göre "fıtrî, hüccet ve tecrübî" gibi kısımlara ayrılır. Akıl insanı, yüce Allah'ın hoşnut olacağı şeylere, Nefs ise kişiyi hevâ ve heveslere ve sapıklığa çağırır. [273]
Sûfîlere göre kul için sürekli olarak biri akıldan, diğeri de Nefs'in hevâsından gelen iki türlü çağrı vardır. Aklın çağrısına uyan imâna ve tevhide ulaşır. Nefs'in hevâ ve heveslerinin davetine uyan kimse de sapıklığa ve küfre düşer. [274]
[272] Muhammed Şerafeddin, "Kitab al-Muteber", s. 17-18, Darülfünun İlahiyat Fak. Mecmuası, c. V, sayı: 22, Burhaneddin Matbaası, İst., 1932.
[273] Ali Durusoy, A.g.e., s. 26.
[274] Hucvirî, A.g.e., s. 321. Ahmet Ögke, Kur'an'da Nefs Kavramı, İnsan Yayınları: 59.