- Namazı Terkedenlerin İleri Sürdükleri Bâzı Bahâneler

Adsense kodları


Namazı Terkedenlerin İleri Sürdükleri Bâzı Bahâneler

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
selsebil
Wed 4 March 2009, 08:21 pm GMT +0200
Maddî ve mânevî, dünyevî ve uhrevî pek çok faydaları bulunan namaz gibi ulvî bir ibâdet ve küllî bir hayıra, bâzı Müslümanların bir takım bahâneler ileri sürerek yaklaşmadıkları, ihmâl ve lâkayıtlık gösterdikleri görülmektedir.

İleri sürülen başlıca sebeb ve bahâneler şunlardır:

1 - Namazın, sadece ihtiyarlayınca yapılacak bir vazife olduğu; gençliğin dünyaya çalışmak, ihtiyarlığın ise âhirete yönelmek çağı bulunduğu düşüncesi,

2 - Dünyevî meşguliyetlerin çokluğunun namaza vakit bırakmadığı fikri,

3 - Günde 5 vakit namaz kılmanın, bitmediğinden insana usanç ve bıkkınlık vereceği anlayışı...

Aslında bu fikir ve düşünceler, sağlam bir temele dayanmayan, sadece ve sadece nefsin tenbelliğinden ve Şeytan'ın telkin ve vesveselerinden ileri gelen esassız bahanelerdir. Şimdi, bu bahaneleri sıra ile ele alalım:

1 - Namazın ihtiyarlıkta yapılacak bir meşguliyet olarak görülmesi, insanları namaz kılmaktan alıkoyan yaygın bir düşüncedir, fakat son derece yanlıştır. Zira her şeyden önce namaz, çocukluktan çıkıp erginlik çağına girdiği andan itibaren, ölünceye kadar insan üzerine farzdır. Bu farziyetin gençlik, orta yaşlılık ve ihtiyarlık halleriyle bir ilgisi yoktur. Kılınmayan her vakit namazı, kulun boynunda borç olarak kalır. Âhirette azâba çarpılmamak için, ölmeden evvel bu borçtan kurtulmak, kılınamayan namazları kaza etmek şarttır.

Gençliğinde namaz kılmayıp ihtiyarlığında kılmaya başlayan kimsenin, pek çok namaz yükü,

ibâdet borcu bulunuyor demektir. İhtiyar hâlinde bütün o borçları kaza etmeye ne derece

muvaffak olacağı ise şübhelidir. Kazâ etse bile, yine de tamamen kurtulmuş olmayacak;

namazlarını vaktinde kılmamanın mes'uliyetini üzerinde taşımaya devam edecektir.

Demek namaza ihtiyarlıkta başlamak düşüncesi, nefsin bir oyunundan, Şeytan'ın bir hilesinden başka bir şey değildir...

Diğer taraftan insanın ihtiyarlık vaktine kadar yaşayacağına dair elinde hiçbir garantisi de yoktur. Her vakit ölüm gelip kapısını çalabilir, hayatını sona erdirebilir. İnsanın yarına bile sağ çıkacağına dair, hiçbir senedi, güvencesi bulunmamaktadır.

Binaenaleyh, namazları ihtiyarlayınca kılma düşüncesi, bu bakımdan da boş bir hayal, temelsiz bir fikirdir. Kaldı ki gençlikte kılınan namazlar ile ihtiyarlıkta kılınanlar, hiçbir zaman bir olmaz. İnsanın bütün duygu ve hisleri ile dünyaya bağlı olduğu gençlik yıllarında nefsiyle mücadele ederek yaptığı ibâdetler, Allah katında son derece kıymetli ve değerlidir. İhtiyarlık halinde ise, insanın dünyaya meyli zaten kalmamış, ölümü daha yakından hissetmeye başlamıştır. Denebilir ki, nefsi bile artık namaz ve ibadete razı olur duruma girmiştir.

Böyle bir psikolojik hâl içinde yapılan ibâdet, elbette gençken, nefsin kötü his ve duyguları ile mücadele ederek yapılan ibâdete denk olamaz. Bunun içindir ki Peygamberimiz, genç iken yapılan ibâdetin ihtiyarlıkta yapılandan daha makbûl olduğuna, bir hadîs-i şerîflerinde işaret buyurmuşlardır.

Diğer bir hadîs-i şerîflerinde de şöyle buyurmuşlardır:

"En hayırlı genç odur ki, ihtiyar gibi ölümü düşünüp âhiretine çalışarak gençlik hevesatına esîr olmayıp gaflette boğulmayandır."

Görüldüğü gibi gençlerin de ihtiyarlar gibi ölümü düşünüp âhiretlerine ciddî çalışmaları, namaz ve diğer ibâdetleri eksiksiz yerine getirmeleri gerekmektedir.

2. Dünya meşguliyetlerinin çokluğunun ise, namaz kılmaya mâni olucu tarafı yoktur. Zira Cenâb-ı Hak her gün bize 24 saatlik bir hayatı vermiştir. Bizden buna mukabil bir saatlik bir zamanı, kendine ibâdet için istemektedir. Evet, beş vakit namaz, abdestler de dahil, insanın en fazla bir saatini işgal eder. Yirmi dört saatin 23 saatini dünyaya sarfederken, bir saatini de, yine kendimizin hem dünya, hem de âhiret saadetimize vesile olan namazın edâsı için harcamamak hangi mantık ve hangi akılla bağdaşabilir? En basit, boş ve mâlâyâni ihtiyaçlara vakit ayrılırken böyle en ulvî bir ibadeti yapmamaya "zamanın yokluğunu" gerekçe göstermek, ancak ve ancak nefis ve şeytanın telkinlerine boyun eğmektir.

3. Namazın, her gün tekrarlandığından bıktırıcı ve usandırıcı olduğu düşüncesine gelince, bu da nefsin tenbelliğinin bir bahanesidir. Zira her gün yemek yiyip su içen insan, bunların tekrarından usanmıyor, bil'akis lezzet duyuyor. Binaenaleyh ruhun gıdası, kalbin âb-ı hâyâtı olan namazın tekrarından da, ruhu ölmemiş, kalbi sönmemiş bir insanın usanması söz konusu olamaz.

Şeytan bu kabil menfî telkinleri daha çok namaza yeni başlama durumunda olanlara yapmaktadır. Namaza devam edip onun mânevî feyiz ve bereketine mazhar olanlar, bu gibi bahanelerin yersizliğini zâten idrâk etmişlerdir.

Meşhurdur, adamın biri oğluna:

"Evlâdım, kırk gün namaz kıl, bak, bir daha bırakabilecek misin?" demiş. Oğlu da babasına:

"Baba, sen de kırk gün kılma, bak, bir daha başlayabilecek misin?" diye cevab vermiş.

Demek ki, bu gibi esassız bahaneler, hep nefis ve şeytan'ın telkin ve desiselerinden ibarettir. Nefisle devamlı mücadele ederek insanın bu telkinleri yenmesi gerektir. Aksi takdirde bir su gibi elden akıp giden ömür sermayesi, bir rüzgâr gibi uçup giden hayat nimeti; hüsranla ve imtihanı kaybetmiş olmanın ızdırabiyle neticelenir.

Kur'an'da birçok yerde kat'î emredilen namazı mutlaka edâ etmemiz, elde olmayan sebeblerle

kılamamışsak mutlaka kaza etmemiz gerektir. Böylece en mühim bir kulluk borcumuzu ve

insanlık vecibemizi yerine getirmiş, mânevî mes'uliyetten kurtulmuş oluruz.

Cenâb-ı Hak hepimize bu küllî hayrı yerine getirmekte sebat, devam ve irâde kuvveti versin. Âmin!..

Yıl 1491 idi.

Gül Babanın kulübesinin bulunduğu yere büyük bir bina yapıldı. O günden itibaren bu bina, sırayla mektep, hastahane ve saray olarak kullanıldı. Nihayet 1868'de tekrar mektep hâline getirildi. Cumhuriyet döneminde de adı Galatasaray Lisesi olarak değiştirildi.

Gül Baba'nın kabri de mektebin hemen yanıbaşındadır.

Bu tarihî olay, îman ve ibâdet duygusunun insana yaşlılıkta bile verdiği çalışma gayretini, insanlara ve gelecek nesillere faydalı olma azmini, en güzel şekilde göstermektedir. (Mehmed Dikmen, İslâm'da Fazilet Yarışı)



armağan
Sun 19 April 2009, 04:50 pm GMT +0200
seytan öyle bi mahluktur ki insanların aklına olur olmaz düşünceler verip namazdan uzaklaştırır.ama inancı kuvvetli olan kişiler şeytann bu vesveselerine inanmamalı ve ibadetini yerine getirmelidir.Nefsine sahip çıkmadır....Rabbim inş  kullarının nefisini mutmainne olan nefislerden eylesin.... (amin)

Allah razı olsun hocam..

fadik
Thu 23 April 2009, 07:35 am GMT +0200
Terk-i salat iman zafiyetidir. Namazda süreklilik allaha kendini yakın ihissetmekle orantılıdır

queen
Tue 16 March 2010, 10:43 pm GMT +0200
namz inanla inanmayan arasındaki alameti farika

mehmed67
Tue 16 March 2010, 11:07 pm GMT +0200
Dinin direği olan ve çekilmesi halinde dinin yıkıldığı kuşatıcı bir ibadet olan namaz, ilk insan ve ilk Peygamberden bugüne, bütün semavî öğretilerin emrettiği bir kulluk şeklidir.

Namaz, kulun Allah’ın yüceliği karşısında eğilmesi ve alçalmasıdır.

İnsan, Allah’ın azameti karşısında ne kadar çok alçalırsa o kadar çok yücelmektedir.

Namaz, yaratılmışların kulluklarını bünyesinde toplar, her var olanın tesbih ve zikrini içerir, her şey ve herkes adına insan tarafından gerçekleştirilir.

Her şey Allah’ı yücelterek anmakta, zikir ve tesbih etmektedir.

Namaz, bütün bu hamdlerin toplamı ve en yetkin örneğidir.

 
Paylaşım için Allah razı olsun...

akmina
Tue 16 March 2010, 11:36 pm GMT +0200
Bu güzel paylaşımın için teşekkürler

cerendemir
Fri 25 October 2013, 01:50 am GMT +0200
Rabbim bir sn bile olsa şeytana uymakdan bizi korusun.Yapacağımız ibadetlere engel olan,bizi saptıran şeytandır.Rabbim bizleri korusun inşallah.

Kevšer
Sat 18 July 2015, 09:38 am GMT +0200
Paylaşımlarınız için Rabbim Razı olsun . Çoğu kez mutlaka vesvese halinde namazlarımız olmuştur.Allah af eylesin inşaEllah . paylaşımları okur iken bian ibadetlerimde yapmış olduğum hatalarımı gözden geçiriyorum.İnsaEllah Allah'ın izni ile daha özenli dinimiz gereğince uygulamak istiyorum.

halim
Sat 18 July 2015, 09:45 am GMT +0200
Esselamu aleykum; İnşaallah namazını dosdoğru kılanlardan olur sudan bahanelerle ve şeytani desiselerden uzak sadece rızayi ilahiyi gözeterek namazını ve ibadetini yapan hayırlı insanlardan oluruz.
Allah razı olsun

mevlüde06
Sat 18 July 2015, 10:25 am GMT +0200
Ve aleykumusselam ve rahmetullah..namaz için Hiçbir bahane one sürülemez.İnşallah gaflete düşüp bahaneye basvuranlardan eylemesin.Allah razı olsun güzel paylaşımını için.

Rüveyha
Sat 18 July 2015, 05:21 pm GMT +0200
Ve aleykumusselam.Âmin ...Rabbim bizleri namazdan,ibadetlerimizden alıkoyacak hertürlü bahanelerden muhafaza eylesin İnşaAllah..

besiye7A
Sat 18 July 2015, 05:47 pm GMT +0200
Paylaşım için teşekkürler allah razı olsun

ceren
Sat 18 July 2015, 07:03 pm GMT +0200
Aleykümselam.Rabbim biz Müslümanları kendi nefsimizden,şeytanın nefsinden korusu.İbadetlerini tam yapan,namaz kılan ve ibadetlerin de devamlılığı sağlayan,usanmayan kullardan olalım inşallah...

selinay 7b
Fri 11 March 2016, 04:50 pm GMT +0200
Selamun Aleykum.
Rabb'im bizlere namazlarımizi her gün beş vakit ve huşu ile kılmayı nasip eylesin inşallah. Amin.
Allah razı olsun