sidretül münteha
Tue 25 October 2011, 02:41 pm GMT +0200
1. Namaza Davet (Ezan)
1. Yahya b. Said anlatıyor: Resûlullah (s.a.v.), cemaatin namaza toplanması için iki tahta alıp birbirine vurulmasını istemişti. O günlerde Abdullah b. Zeyd el-Ensârî (r.a.), rüyasında iki tahta görünce «bunlar Resûlullah (s.a.v.)'ın istediği tahtalara benziyor,» dedi. Kendisine: «Namaz için ezan okumaz mısınız?» denildi. Uyanınca Resûlullah (s.a.v.)'a gelip rüyasını anlattığında, Resûlullah (s.a.v.) ezan okunmasını emretti.[1]
2. Ebû Saîd el-Hudrî (r.a.)'den, Resûlullah (s.a.v.):
«— Ezanı işitince müezzinin dediklerini siz de aynen söyleyin» buyurdu.[2]
3. Ebû Hüreyre (r.a.)'den, Resûlullah (s.a.v.) buyurdular ki:
«— İnsanlar ezandaki ve birinci saftaki fazileti bilselerdi, ezan okumak ve ilk safta bulunmak için kura çekmekten başka İmkân da olmasaydı, mutlaka kura çekerlerdi. Eğer namaza erken gelmenin faziletini bilselerdi erken gelmek için yarışırlardı. Yatsı ve sabah namazlarının ecir ve sevabını bilselerdi —sürünerek de olsa— onlara gelirlerdi».[3]
4. Ebû Hüreyre (r.a.)'den, Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: «Kaamet edilince koşarak namaza gelmeyin, onaağır ağır gelin, yetişebildiğiniz rekâtları imamla kılın, yetişemediğinizi kendiniz tamamlayın. Çünkü siz namaza yöneldiğiniz sürece namazda sayılırsınız «[4]
5. Abdurrahman b. Abdullah b. Abdurrahman b. Ebî Sa'saa el-Ensârî babası Abdullah'tan: Ebû Said el-Hudrî (r.a.) bana şöyle söyledi: Görüyorum ki koyunu ve kıri çok seviyorsun. Kırda koyunlarının yanında olduğun vakit, namaz için yüksek sesle ezan oku. Zira Resûlullah (s.a.v.)'dan işittim; şöyle buyurdu: «Müezzinin sesini işiten cin, insan ve her şey kıyamet günü ona şahitlik eder.»[5]
6. Ebû Hüreyreden Resûlullah (s.a.v.)'ın şöyle buyurduğu rivayet olundu:
«— Ezan okunurken şeytan yellene yellene ezanı işitemeyeceği yere kadar kaçar. Ezan bitince geri gelir. Kaamet getirilirken yine kaçar, bitince tekrar döner. Hatta namaz kılanın kalbine kadar girip "filan şeyi hatırla, filan şeyi hatırla" diyerek ona akla gelmedik şeyleri hatırlatarak kaç rek'at kıldığını unutturacak derecede onu şaşırtır.»[6]
7. Sa'd es-Sâidî'nin oğlu Sehl der ki: îki vakitte göklerin kapıları açılır, dua edenlerin çoğunun duası kabul olunur: Ezan okunurken ve Allah'ın dini uğrunda savaşırken.[7]
îmam Malik'e:
«— Cuma günü vakit girmeden ezanı okumak caiz olur mu?» diye sorduklarında: «Hayır, güneş zevalden dönünce ezan okunur.» diye cevap verdi.
îmam Malik, ezan ve kaamette kelimelerin ikişer defa tekrarlanması ve kaamet edilince cemaatin ne zaman kalkması gerektiğini soranlara şöyle cevap verdi; «Ezan ve kaamet hakkında Medine'itlerden gördüğümden başka bir şey duymadım. Kaamette kelimeler tekrarlanmaz. Birer defa söylenir. Medine ulemasının devamlı yaptıkları budur.[8]
Kaamet edilirken kalkmaya gelince, bu hususta kesin bir şey duymadım. Burada cemaatin, kudretlerine göre hareket etmeleri kanaatindeyim. Çünkü kimisi düşkündür, yani ihtiyar, hasta veya halsizdir, Önce kalkar, kimisi de enerjiktir, yani güçlü kuvvetli ve dinçtir, sonra kalkar imama yetişir. Herkes bir olamaz ki, hepsi birden kalksın.»
îmam Malik'e sordular; «Bir yerde cemaat toplanıp farz namaz kılmak isterler. Ezan okumayıp sadece kaamet etseler kâfi midir?»
îmam Malik: «Onlara kaamet yeter. Ezan, sadece cemaatle namaz kılınan mescitlerde vacip olur.» dedi.[9]
îmam Malik'e; Müezzinin imama selam vermesi ve onu namaza çağırması ve ilk selam verilecek kimse soruldu.
îmam Malik: «îlk zamanlarda selam verildiğine dair bana bir haber ulaşmadı.» dedi.
Yahya dedi ki:
îmam Malik'e; «Bir cemaat için ezan okuyan, sonra biri gelir mi diye bekleyen, kimse gelmeyince namaza durup tek başına kılan kimse, daha sonra cemaat gelince onlarla beraber namazı tekrar kılar mı?» diye sordular.
îmam Mâlik: «Namazı iade etmez. Müezzin namazı kıldıktan sonra gelen tek başına kılar» dedi.
îmam Malik'e, «Müezzin ezan okuduktan sonra sünneti kılmaya dursa, cemaatin başka birine kaamet ettirip namazı kılmak istemesi, caiz midir?» diyenlere:
«Olabilir, müezzinin kaamet etmesiyle başkasının kaamet etmesi arasında fark yoktur,» dedi.[10]
imam Malik der ki: Sabah namazının ezanı şafaktan önce caizdir. Fakat diğer namazlarda vakit girmeden önce ezan okumak caiz değildir.[11]
8. îmam Malik'den şöyle rivayet edilir; Müezzin, Hz. Ömer'e gelerek kendisini sabah namazına çağıracaktı, uyuduğunu görünce:
«— Essalatu hayrun minennevm» (Namaz uykudan hayırlıdır) dedi. Bunu işiten Ömer (r.a.) bu sözü sabah namazı ezanına ilâve etmesini emretti.[12]
Ebu Süheyl, babası Malik'ten şöyle rivayet etti: Güvenilir kişilerden gördüğüm, her namaz vaktinde ezan okumalarıdır.
9. Îmam Malik, Nâfi'den şöyle rivayet eder: Abdullah b. Ömer Baki'de idi, ezanı işitince hızla mescide gitti.
[1] Ebu Davud, Salât, 2/28; Tirmizî, Salât, 2/25; İbn Mace, Ezan, 3/1.
[2] Buharı, Ezan, 10/7; Müslim, Salât, 4/10; Şeybanî, 91,
[3] Buharı, Ezan, 10/9; Müslim, Salât, 4/129.
[4] Buharî, Ezan, 10/21; Müslim, Mesacid, 5/151-155.
[5] Buharî, Ezan, 10/5.
[6] Buharî, Ezan, 10/4; Müslim, Salât, 4/19.
[7] İbn Abdilber der ki: Bu hadis, Muvatta ravilerine göre mevkuftur, böyle bir görüş, re'y ile söylenmez. Pekçok yolla rivayet edilir: Ebu Hazım-Sehl b. Sa'd
[8] îmam Malik hazretlerinin mezhebi, daha ziyade Medine'lilerin amellerine ve onlardan rivayet edilen hadislere dayanır. Onlar -bazı hadislerde olduğu gibi- ezanda kelimeleri ikişer defa, kaamette birer defa söylerler. Yalnız «-Kad kaametissalah»ı, iki defa söylerler, imam Malik ve îmam Şafiî bunu kabul etmişlerdir.
Ebû Hanife ve Hanefi imamları ise şu hadis-i şerife dayanarak, -ezanda olduğu gibi- kaamette de kelimelerin ikişer defa söylenmesi gerektiği hükmüne varmışlardır: Resûlullah (s.a.v.): «... ve kaamet on yedi kelimedir.... kaamet: Allahu ekber Allahu ekber, Allahu ekber Allahu ekber. Eşhedu enlâ ilahe illallah, eşhedu enla ilahe illallah. Eşhedu enne Muhammeden resulullah, eşhedu enne Muhammeden resûlullah. Hayye alessalah, hayye alessa-lah. Hayye alelfelah, hayye alelfelah. Kad kaametissalah, kad kaametissalah. Allahu ekber Allahu ekber. Lâ ilahe illallah. (Ebû Dâvud, c.l s. 137, Hadis No: 502).
[9] Hanefi imamlarına göre namaz nerede kılınırsa kılınsın ezan okumak sünnettir, hatta kaza namazları dahi olsa. Yalnız kaza namazı bir vakitten fazla kılınmak istenirse bir defa ezan okunur, diğer vakitler için kaamet getirmek yeterlidir. îmam Malik'in yukarıda ezan hakkındaki *-Vâcib» tabiri *- Sünnet-i Müek-kede» manasınadır ve bütün imamlara göre ezan sünnettir, yalnız Hanbeli mezhebinde, şehir ve kasabalarda ezan farz-ı kifayedir. Bir camide okununca diğer camilerden farziyeti düşer, o camilerde ezan okunması sünnet olur.
[10] Mecburiyet ve zaruret yoksa ezanı okuyanın kaamet etmesi efdaldir. Hz. Peygamber (s.a.v-): «- Ezam kim okursa, kaametâ o etsin,» buyurur. (Ebu Davud.c.1, s. 116-126)
[11] Mâliki, Şafiî ve Hanbeli mezheplerinde şafaktan önce ezan okumak caizdir. Fakat sabah namazı şafaktan sonra kılınır. Hanefîlerde caiz değildir, caiz diyenler şafaktan sonra iadesi sünnettir, derler. İmam Ahmed ise, «Sadece Ramazanda tekrar edilir, diğer zamanlarda şafaktan önce okunan ezan kâfidir,» der. Şu hadis-i şerifler de Hanefi imamlarının görüşlerini teyit etmektedir: «Bir sabah ezanım Bilâl-i Habeşi (r.a.) şafaktan önce okur, bunu gören Hz. Peygamber (s,a.v.) Bİlâl'e:
«- Ezan okuduğun yere git yüksek sesle: «Uykunun tesiri altında Bilâl şafaktan önce okudu» diye seslen.» buyurdu. (Ebû Davud c.l, s.116-126) Burada Hz. Peygamber'in ezanın şafaktan önce okunmasına razı olmadığı anlaşılıyor. Yine Hz. Ömer'in hilafeti zamanında Mezruk adında bir müezzin ezanı şafaktan önce okuyunca Hz. Ömer şafaktan sonra ezanı tekrar etmesini emreder. (Ebû Davud c.l, s.116-126)
Gerçi bazan Bilâl-i Habeşi şafaktan önce ezan okuyordu, bu sabah namazı için değil müslümanlarl teheccüd namazına kaldırmak içindi. Böyle günlerde şafaktan sonra ikinci defa ezan okunuyordu. Bugün de Kabe'de ve
Ravza-i Mutahhara'da aynen tatbik edilmektedir.
[12] (11/a) şeybani 91.