hafiza aise
Mon 4 April 2011, 01:36 pm GMT +0200
5. Namaza Başlarken Tekbir Almak Ve Elleri Kaldırmak
48. Abdullah ibn Ömer (r.anhümâ)'dan rivayet edilmiştir:
"Resululah (s.a.v) namaz kılmaya kalktığı zaman ellerini omuzları hizasına kadar kaldırır. [534] sonra tekbir alırdı. [535] Rükuya gitmek istediği zaman da böyle yapar, rükudan doğrulduğu zaman da böyle yapardı. Başını secdeden kaldırdığı zaman bunu yapmazdı. [536]
(Hadisin metni, Müslim'e aittir.)
Bir rivayette ise şu ifade yer almaktadır;
Resululah (s.a.v) başını rükudan kaldırdığı zaman ellerini de (omuzlarının hizasına kadar) kaldırır ve Semiallâhu limen hamideh Rabbena ve leke'1-hamd (Allah, kendisine hamd eden kimseyi işitir. Rabbimiz! Hamd, yalnızca sanadır) derdi.[537]
Bunun benzeri başka bir rivayette ise,
Resululah (s.a.v) secdeye giderken ve secdeden başını kaldırırken [538] (elleri kaldırma hareketini) yapmazdı" ifadesi yer almaktadır.[539]
Buhârî'nin Nâfi'den yaptığı rivayet İse şu şekildedir:
Abdullah ibn Ömer, namaza başlarken tekbir alır ve iki elini fvu-karıva) kaldırırdı. Rükuya giderken yine ellerim kaldırırdı. Semiallâhu limen hamideh' (Allah, kendisine hamd eden kimseyi işitir) dediği zaman da ellerini kaldırırdı, ikinci rek'atten sonra ayağa kalktığı zaman yine ellerini (yukarı) kaldırırdı. Abdullah ibn Ömer, bu fiilleri, Peygamber (s.a.v)'e dayandırdı. [540]
Ebu Dâvud, Buhârî'nin Nâfi'den yaptığı rivayeti nakledip daha sonra da şöyle der: "Gerçekte bu, Abdullah ibn Ömer'in (kendi) sözüdür. Hz. Peygamber (s.a.v)'den merfu [541] olarak rivayet edilmiş bir hadis değildir. Ayrıca bu hadisi, es-Sekafî'de mevku [542] olarak (Abdullah ibn Ömer'den) rivayet etmiş olup bu hadisin içerisinde şu ifade yer almaktadır:
"İkinci rek'atten (sonra üçüncü rek'ate) kalkarken ellerini gömisle-ri hizasına [543] kadar kaldırırdı."
Doğru olan da bu (hadisin mevkuf olması)dır.
Yine Ebu Dâvud (devamla) der ki; Hammâd b. Seleme, bu hadisi Hz. Peygamber (s.a.v)'e dayandırdı. Fakat Eyyûb ile Mâlikfin rivayetlerinde,) ikinci rekatten (sonra üçüncü rekata) kalktığında (ellerini) kaldırdığından bahsetmemişlerdir.
İbn Cüreyc, bu rivayet hakkında dedi ki: Nâfi'ye: 'Abdullah ibn Ömer, ellerini iftitah tekbiri alırken mi daha yukarı kaldırırdı, yoksa diğerlerinde mi' diye sordum. O da: 'Hayır, (hepsinde) aynı seviyede (kaldırırdı) dîye cevap verdi. Bunun üzerine ben de: Bana (bunu) işaretle göster' dedim. O da göğüslerine yada biraz daha aşağısına işaret etti.[544]
Ebu Davud'un diğer bir rivayeti ise şu şekildedir:
"Peygamber (s.a.v), (ilk) iki rekattan (üçüncü rekata) kalktığı man tekbir alır ve ellerini kaldırırdı.[545]
Yine Ebu Davud'un başka bir rivayeti ise şu şekildedir:
"Peygamber (s.a.v), namaz kılmaya kalktığı zaman (iftitah tekbiri alırken) ellerini omuzları hizasına kadar kaldırırdı. Sonra tekbir getirip yine aynı şekilde ellerini kaldırır ve rükuya varırdı. Sonra (rükudan) belini doğrultmak isteyince de ellerini omuzları hizasına kadar kaldırır.[546] sonra 'Semiallâhu limen hamiden' (Allah, kendisine hamd eden kimseyi işitir) derdi. Secde(ye eğileceğin) d e (ve secdeden kalkacağında ise) ellerini kaldırmazdı Namaz bitinceye kadar rükudan önce aldığı her tekbirde ellerini kaldırırdı.
Yine Ebu Davud'un diğer bir rivayeti ise şu şekildedir:
Peygamber (s.a.v)'i; namaza başlarken, rükuya varmadan önce ve (başını) rükudan kaldırdığında ellerini omuzlarının hizasına kadar kaldırırken gördüm. Secdeye vardığında ve iki secde arasında ise ellerini kaldırmazdı. [547]
Tirmizî'de, Ebu Davud'un naklettiği (721 nolu) hadisi rivayet etmiştir.
Nesâî ise, ilk (üç) rivayetini [548] Buhârî ile Müslim'in rivayetlerine ve son rivayetini [549] ise Ebu Davud'un (720 nolu) rivayetine (uygun bir şekilde) rivayet etmiştir.
Yine Nesâî'nin (konu ile ilgili) başka bir rivayeti de şu şekildedir:
Peygamber (s.a.v) namaza başladığı zaman, rükuya giderken, rükudan kalkarken ve ikinci rekattan ayağa kalkınca ellerini omuzlan hizasına kadar kaldırırdı. [550]
Yine Nesâî başka bir rivayetinde Vâsi' b. Habbân yolundan şu şekilde rivayette bulunmuştur:
Abdulah ibn Ömer'e, Resulullah (s.a.v)'in nasıl namaz kıldığını sordum. Bunun üzerine Abdullah ibn Ömer şöyle dedi:
(Rükuya) inişinde "Allahu Ekber" ve (rükudan) kalkışında "Allahu Ek-ber" derdi. [551] Sağma selam verirken "es-Selâmu aleykum ve rahmetulah", soluna selam verirken "es-Selâmu aleykum ve rahmetulah" derdi.[552]
[534] İki görüşünden birine göre İmam Mâlik (ö. 179/795), İmam Şâfıî (ö. 204/819) ve İmam Ahmed {ö. ö. 241/795)'e göre; eller, omuzların hizasına kadar kaldırılır. Hanefiiere göre ise; eller, kulakların yumuşağına kadar kaldırılır. Hanefilerin bu konudaki deiili; Müslim'in, Mâlik ibnu'l-Huveyris'den naklettiği şu rivayette: "Peygamber (s.a.v) ellerini kaldırdığı zaman ta kulaklarının hizasına vardırırdı" denilmektedir. Bu manada bir başka hadisi, Dârekutnî, sahih bir senedle Enes'den rivayet etmiştir. Tahâvî (ö. ö. 321/933)'nin Berâ b. Azib'den rivayet ettiği bir hadiste; ellerin baş parmakları kulak yumuşağına yaklaşacak surette kaldırılacağı bildirilmektedir.
Kısacası; bu görüşlerin hepsine delalet eden meşhur ve mahfuz rivayetler vardır. Bu hadisler, bu hususta müsaade ve cevaza delalet ederler, (ç)
[535] Hadis, namaz için başlama tekbiri alınırken ellerin kaldırılacağını açıkça ifade etmektedir, jbn Münzir "el-Mühezzeb" şerhinde ise İftitâh tekbiri alırken elleri kaldırmanın müstehab olduğu hususunda bu ümmetin İcma ettiğini belirtmiştir.
Ellerin nasıl kaldırılacağı meselesi ihtilaflıdır. Tahâvî (ö. 321/933)'ye Söre, parmaklar yayılarak ellerin içi kıbleye karşı gelecek şekilde kaldırılacaktır. Tahâvî, bu görüşünü; Taberânî (Ö. 360/970)'nin "el-Evsat" adlı kitabında Abdullah İbn Ömer'den merfu olarak "Herhangi biriniz namaz kılmaya niyetlenirken ellerini kaldırsın, ellerinin içlerini kıbleye karşı çevirsin" şeklinde rivayet ettiği hadise dayandırmaktadır.
Tirmizî (ö. 279/892}'nin Ebu Hureyre'den merfu olarak "Peygamber (s.a.v) namaz kılmaya kalktığı zaman ellerini ne fazla açardı ve ne de fazla kapardı" şeklinde rivayet ettiği hadis zayıf kabul edilmiştir.
Buhârî (ö. 256/S70)'nin rivayetinde, ellerin İftitâh tekbiri ile beraber kaldırılacağı; Müslim (ö. 261/S75)'in rivayetinde ise ilk önce eller kaldırılıp sonra tekbir alınacağı bildirilmektedir. Resulullah (s.a.v), bu her iki şeklin caiz olduğunu bildirmek için böyle yapmıştır. Hanefi mezhebinde, her İki görüşte yer almıştır.
Bazıları, el kaldırmanın bir teabbüd olduğunu söylemiş, bazıları da bunun tevhide İşaret olduğunu ileri sürmüşlerdir. El kaldırmanın hikmeti hususunda daha bir çok görüş vardır. (Ç)
[536] Buhârî, Ezan 83, 84, 85, 86; Müslim, Salât 21-23 (390); Ebu Dâvud, Salât 114-115 (721, 722), 115-116 {741, 742, 743); Tirmizî, Salât 76 (255); Nesâî, İftitâh 1, 2, 3, 86; İbn Mâce, İkâme 15 (858); Ahmed b. Hanbel, 2/147
[537] Buhârî, Ezan 83
[538] Hadis, secdeye giderken ve secdeden doğrulurken ellerin kaldmlmayacağına delildir. Fa-kihlerin çoğunun görüşü de bu doğrultudadır, (ç)
[539] Buhârî, Ezan 85
[540] Buhârî, Ezan 86
[541] Merfu': Hz. Peygamber (s.a.v)'den gelen hadise denir, (ç)
[542] Mevkuf: Sahabeden gelen hadise denir, ç
[543] İmam Mâlik (ö. 179/795)'in iki meşhur görüşünden birine göre; eller, göğüsler hizasına kadar kaldırılır,
[544] Ebu Dâvud, Salât 115-116 (741)
[545] Ebu Dâvud, Salât 115-116 (743)
[546] Hanefîlere göre ise, namazda eller yalnızca İftitah tekbiri alınırken kaldırılır. Sütyân es-Sevrî (ö. 161/777), İbrahim en-Nehaî (ö. 95/713), İbn Ebi Leylâ (ö. 14/765}'nın görüşü de bu doğrultudadır. İbn Kasım'm, İmam Mâlik'den rivayet ettiği meşhur ve Mâlİkilerce kabul edilen görü§ de budur.
Tirmizî (ö. 279/892), "Sahabe ile tabiinin bir oklarının görüşleri de budur" diyor. "el-Be-dâyi" isimli eserde, Abdullah ibnn Abbâs'm, "Resulullah (s.a.v)'in cennetle müjdelediği on zat, İftitah tekbirinden başka namazın hiçbir yerinde ellerini kaldırmazdı" dediği rivayet olunmaktadır. Başkaları Abdullah ibn Mes'ud, Câbİr b. Semure, Berâ b. Âzib, Abdullah ibn Ömer ve Ebu Saîd el-Hudrf'den de aynı görüşü paylaştıklarını söylemişlerdir. Hanefilerin diğer bir delili de; Ebu Davud'un Salât 116-117 (749)'da, Berâ b. Âzib'den gelen rivayette; "Peygamber (s.a.v) namaz için İftitah tekbiri aldığı zaman ellerini ta baş parmakları kulak yumuşaklarına varıncaya kadar kaldırır, bir daha bunu tekrarlamazdı" denilmektedir. Ayrıca bu hadisi, Tahâvî ile İbn Ebi Şeybe'de rivayet etmiştir. Nesâî, İftitah 87'de, Abdullah'tan şöyie bir hadis gelmiştir: "Size Resulullah (s.a.v)'İn namazını (nasıl kıldığını) haber vereyim?' dedi. (Orada bulunanlar) Evet deyince, Abdullah kalktı. (Namaza başlarken) ellerini kaldırdı. Bir daha da kaldırmadı."
Ayrıca Hanefiler; rükuya giderken ve rükudan doğrulurken ellerin kaldırılacağına dair rivayetlerin, İslamiyetin ilk "yıllımda geçerli olduğunu, daha sonra bu hadislerin nesh edildiğini söylemişlerdir. Neshe delil İse; Abdullah ibn Zübeyr'den gelen hadistir. Bu hadis göre; "Abdullah, namazda rükuya giderken ve rükudan doğrulurken elleri kaldıran bir zat görmüş. Ona: 'Böyle yapma! Çünkü bu, Resulullah (s.a.v)'in bîr zamanlar yaptığı bîr iştir. Sonra onu terk etti' demiştir." Yine neshi, Tahâvînin sahih bir senedle Mü-cahid'den rivayet ettiği hadis te doğrulamaktadır. Bu hadiste Mücahİd: "Abdullah ibn Ömer'in arkasında namaz kıldım. İftitah tekbirinden başka namazın hiçbir yerinde ellerini kaldırmazdı" demiştir. Tahâvî, bu hadisi rivayet ettikten sonra şöyle der: "İşte Abdullah ibn Ömer..., Peygamber (s.a.v)'in vaktiyle ellerini kaldırdığını görmüş, sonra bundan vazgeçmiştir. O, bunu ancak kendince nesh sabit olduğundan yapmıştır." Bu hadisi, İbn Ebi Şeybe'de rivayet etmiştir.
Bununla birlikte Hanefiler ile diğer görüş sahipleri arasında, bu rivayetler ile ilgili çeşitli tartışmalar yapılmıştır. Her biri kendi görüşünün doğruluğunu ortaya koymaya, diğerinin görüşünü ise çürütmeye çalışmışlardır.
Kısacası; bu görüşlere delalet eden çeşitli rivayetler vardır. Bu rivayetler, bu hususta müsaade ve cevaza delalet ederler, (ç) Ebu Dâvud, Salât 114-115 (722)
[547] Ebu Dâvud,Salât 114-115 (721)
[548] Nesâî, îftifâh 1, 2, 3
[549] Nesâî, İftitâh 86
[550] Nesâî, Sehv3
[551] İftitâh tekbiri, yani namaza başlarken "Allahu Ekber" demek; Ebu Hanîfe, Mâlik, Şafiî, Ahmed b. Hanbel, sahabe-i kiram iie tabiunun büyük çoğunluğuna göre vacip (=farz)dir. Sadece Kadı İyaz (ö. 544/1149) ile diğer bazı alimler, İftitâh tekbirinin; Said ibnu'l- Müseyyeb (ö. 92/712}, Hasan el-Basrî (ö. 110/728), Zührî (ö. 124/742), Katâde (ö. 118/736) ve Evzaî (ö. 157/774)'ye göre vacip (-farz) değil, sünnet olduğunu belirttiklerini rivayet etmişlerdir, (ç)
[552] Nesâî, Sehv 70
48. Abdullah ibn Ömer (r.anhümâ)'dan rivayet edilmiştir:
"Resululah (s.a.v) namaz kılmaya kalktığı zaman ellerini omuzları hizasına kadar kaldırır. [534] sonra tekbir alırdı. [535] Rükuya gitmek istediği zaman da böyle yapar, rükudan doğrulduğu zaman da böyle yapardı. Başını secdeden kaldırdığı zaman bunu yapmazdı. [536]
(Hadisin metni, Müslim'e aittir.)
Bir rivayette ise şu ifade yer almaktadır;
Resululah (s.a.v) başını rükudan kaldırdığı zaman ellerini de (omuzlarının hizasına kadar) kaldırır ve Semiallâhu limen hamideh Rabbena ve leke'1-hamd (Allah, kendisine hamd eden kimseyi işitir. Rabbimiz! Hamd, yalnızca sanadır) derdi.[537]
Bunun benzeri başka bir rivayette ise,
Resululah (s.a.v) secdeye giderken ve secdeden başını kaldırırken [538] (elleri kaldırma hareketini) yapmazdı" ifadesi yer almaktadır.[539]
Buhârî'nin Nâfi'den yaptığı rivayet İse şu şekildedir:
Abdullah ibn Ömer, namaza başlarken tekbir alır ve iki elini fvu-karıva) kaldırırdı. Rükuya giderken yine ellerim kaldırırdı. Semiallâhu limen hamideh' (Allah, kendisine hamd eden kimseyi işitir) dediği zaman da ellerini kaldırırdı, ikinci rek'atten sonra ayağa kalktığı zaman yine ellerini (yukarı) kaldırırdı. Abdullah ibn Ömer, bu fiilleri, Peygamber (s.a.v)'e dayandırdı. [540]
Ebu Dâvud, Buhârî'nin Nâfi'den yaptığı rivayeti nakledip daha sonra da şöyle der: "Gerçekte bu, Abdullah ibn Ömer'in (kendi) sözüdür. Hz. Peygamber (s.a.v)'den merfu [541] olarak rivayet edilmiş bir hadis değildir. Ayrıca bu hadisi, es-Sekafî'de mevku [542] olarak (Abdullah ibn Ömer'den) rivayet etmiş olup bu hadisin içerisinde şu ifade yer almaktadır:
"İkinci rek'atten (sonra üçüncü rek'ate) kalkarken ellerini gömisle-ri hizasına [543] kadar kaldırırdı."
Doğru olan da bu (hadisin mevkuf olması)dır.
Yine Ebu Dâvud (devamla) der ki; Hammâd b. Seleme, bu hadisi Hz. Peygamber (s.a.v)'e dayandırdı. Fakat Eyyûb ile Mâlikfin rivayetlerinde,) ikinci rekatten (sonra üçüncü rekata) kalktığında (ellerini) kaldırdığından bahsetmemişlerdir.
İbn Cüreyc, bu rivayet hakkında dedi ki: Nâfi'ye: 'Abdullah ibn Ömer, ellerini iftitah tekbiri alırken mi daha yukarı kaldırırdı, yoksa diğerlerinde mi' diye sordum. O da: 'Hayır, (hepsinde) aynı seviyede (kaldırırdı) dîye cevap verdi. Bunun üzerine ben de: Bana (bunu) işaretle göster' dedim. O da göğüslerine yada biraz daha aşağısına işaret etti.[544]
Ebu Davud'un diğer bir rivayeti ise şu şekildedir:
"Peygamber (s.a.v), (ilk) iki rekattan (üçüncü rekata) kalktığı man tekbir alır ve ellerini kaldırırdı.[545]
Yine Ebu Davud'un başka bir rivayeti ise şu şekildedir:
"Peygamber (s.a.v), namaz kılmaya kalktığı zaman (iftitah tekbiri alırken) ellerini omuzları hizasına kadar kaldırırdı. Sonra tekbir getirip yine aynı şekilde ellerini kaldırır ve rükuya varırdı. Sonra (rükudan) belini doğrultmak isteyince de ellerini omuzları hizasına kadar kaldırır.[546] sonra 'Semiallâhu limen hamiden' (Allah, kendisine hamd eden kimseyi işitir) derdi. Secde(ye eğileceğin) d e (ve secdeden kalkacağında ise) ellerini kaldırmazdı Namaz bitinceye kadar rükudan önce aldığı her tekbirde ellerini kaldırırdı.
Yine Ebu Davud'un diğer bir rivayeti ise şu şekildedir:
Peygamber (s.a.v)'i; namaza başlarken, rükuya varmadan önce ve (başını) rükudan kaldırdığında ellerini omuzlarının hizasına kadar kaldırırken gördüm. Secdeye vardığında ve iki secde arasında ise ellerini kaldırmazdı. [547]
Tirmizî'de, Ebu Davud'un naklettiği (721 nolu) hadisi rivayet etmiştir.
Nesâî ise, ilk (üç) rivayetini [548] Buhârî ile Müslim'in rivayetlerine ve son rivayetini [549] ise Ebu Davud'un (720 nolu) rivayetine (uygun bir şekilde) rivayet etmiştir.
Yine Nesâî'nin (konu ile ilgili) başka bir rivayeti de şu şekildedir:
Peygamber (s.a.v) namaza başladığı zaman, rükuya giderken, rükudan kalkarken ve ikinci rekattan ayağa kalkınca ellerini omuzlan hizasına kadar kaldırırdı. [550]
Yine Nesâî başka bir rivayetinde Vâsi' b. Habbân yolundan şu şekilde rivayette bulunmuştur:
Abdulah ibn Ömer'e, Resulullah (s.a.v)'in nasıl namaz kıldığını sordum. Bunun üzerine Abdullah ibn Ömer şöyle dedi:
(Rükuya) inişinde "Allahu Ekber" ve (rükudan) kalkışında "Allahu Ek-ber" derdi. [551] Sağma selam verirken "es-Selâmu aleykum ve rahmetulah", soluna selam verirken "es-Selâmu aleykum ve rahmetulah" derdi.[552]
[534] İki görüşünden birine göre İmam Mâlik (ö. 179/795), İmam Şâfıî (ö. 204/819) ve İmam Ahmed {ö. ö. 241/795)'e göre; eller, omuzların hizasına kadar kaldırılır. Hanefiiere göre ise; eller, kulakların yumuşağına kadar kaldırılır. Hanefilerin bu konudaki deiili; Müslim'in, Mâlik ibnu'l-Huveyris'den naklettiği şu rivayette: "Peygamber (s.a.v) ellerini kaldırdığı zaman ta kulaklarının hizasına vardırırdı" denilmektedir. Bu manada bir başka hadisi, Dârekutnî, sahih bir senedle Enes'den rivayet etmiştir. Tahâvî (ö. ö. 321/933)'nin Berâ b. Azib'den rivayet ettiği bir hadiste; ellerin baş parmakları kulak yumuşağına yaklaşacak surette kaldırılacağı bildirilmektedir.
Kısacası; bu görüşlerin hepsine delalet eden meşhur ve mahfuz rivayetler vardır. Bu hadisler, bu hususta müsaade ve cevaza delalet ederler, (ç)
[535] Hadis, namaz için başlama tekbiri alınırken ellerin kaldırılacağını açıkça ifade etmektedir, jbn Münzir "el-Mühezzeb" şerhinde ise İftitâh tekbiri alırken elleri kaldırmanın müstehab olduğu hususunda bu ümmetin İcma ettiğini belirtmiştir.
Ellerin nasıl kaldırılacağı meselesi ihtilaflıdır. Tahâvî (ö. 321/933)'ye Söre, parmaklar yayılarak ellerin içi kıbleye karşı gelecek şekilde kaldırılacaktır. Tahâvî, bu görüşünü; Taberânî (Ö. 360/970)'nin "el-Evsat" adlı kitabında Abdullah İbn Ömer'den merfu olarak "Herhangi biriniz namaz kılmaya niyetlenirken ellerini kaldırsın, ellerinin içlerini kıbleye karşı çevirsin" şeklinde rivayet ettiği hadise dayandırmaktadır.
Tirmizî (ö. 279/892}'nin Ebu Hureyre'den merfu olarak "Peygamber (s.a.v) namaz kılmaya kalktığı zaman ellerini ne fazla açardı ve ne de fazla kapardı" şeklinde rivayet ettiği hadis zayıf kabul edilmiştir.
Buhârî (ö. 256/S70)'nin rivayetinde, ellerin İftitâh tekbiri ile beraber kaldırılacağı; Müslim (ö. 261/S75)'in rivayetinde ise ilk önce eller kaldırılıp sonra tekbir alınacağı bildirilmektedir. Resulullah (s.a.v), bu her iki şeklin caiz olduğunu bildirmek için böyle yapmıştır. Hanefi mezhebinde, her İki görüşte yer almıştır.
Bazıları, el kaldırmanın bir teabbüd olduğunu söylemiş, bazıları da bunun tevhide İşaret olduğunu ileri sürmüşlerdir. El kaldırmanın hikmeti hususunda daha bir çok görüş vardır. (Ç)
[536] Buhârî, Ezan 83, 84, 85, 86; Müslim, Salât 21-23 (390); Ebu Dâvud, Salât 114-115 (721, 722), 115-116 {741, 742, 743); Tirmizî, Salât 76 (255); Nesâî, İftitâh 1, 2, 3, 86; İbn Mâce, İkâme 15 (858); Ahmed b. Hanbel, 2/147
[537] Buhârî, Ezan 83
[538] Hadis, secdeye giderken ve secdeden doğrulurken ellerin kaldmlmayacağına delildir. Fa-kihlerin çoğunun görüşü de bu doğrultudadır, (ç)
[539] Buhârî, Ezan 85
[540] Buhârî, Ezan 86
[541] Merfu': Hz. Peygamber (s.a.v)'den gelen hadise denir, (ç)
[542] Mevkuf: Sahabeden gelen hadise denir, ç
[543] İmam Mâlik (ö. 179/795)'in iki meşhur görüşünden birine göre; eller, göğüsler hizasına kadar kaldırılır,
[544] Ebu Dâvud, Salât 115-116 (741)
[545] Ebu Dâvud, Salât 115-116 (743)
[546] Hanefîlere göre ise, namazda eller yalnızca İftitah tekbiri alınırken kaldırılır. Sütyân es-Sevrî (ö. 161/777), İbrahim en-Nehaî (ö. 95/713), İbn Ebi Leylâ (ö. 14/765}'nın görüşü de bu doğrultudadır. İbn Kasım'm, İmam Mâlik'den rivayet ettiği meşhur ve Mâlİkilerce kabul edilen görü§ de budur.
Tirmizî (ö. 279/892), "Sahabe ile tabiinin bir oklarının görüşleri de budur" diyor. "el-Be-dâyi" isimli eserde, Abdullah ibnn Abbâs'm, "Resulullah (s.a.v)'in cennetle müjdelediği on zat, İftitah tekbirinden başka namazın hiçbir yerinde ellerini kaldırmazdı" dediği rivayet olunmaktadır. Başkaları Abdullah ibn Mes'ud, Câbİr b. Semure, Berâ b. Âzib, Abdullah ibn Ömer ve Ebu Saîd el-Hudrf'den de aynı görüşü paylaştıklarını söylemişlerdir. Hanefilerin diğer bir delili de; Ebu Davud'un Salât 116-117 (749)'da, Berâ b. Âzib'den gelen rivayette; "Peygamber (s.a.v) namaz için İftitah tekbiri aldığı zaman ellerini ta baş parmakları kulak yumuşaklarına varıncaya kadar kaldırır, bir daha bunu tekrarlamazdı" denilmektedir. Ayrıca bu hadisi, Tahâvî ile İbn Ebi Şeybe'de rivayet etmiştir. Nesâî, İftitah 87'de, Abdullah'tan şöyie bir hadis gelmiştir: "Size Resulullah (s.a.v)'İn namazını (nasıl kıldığını) haber vereyim?' dedi. (Orada bulunanlar) Evet deyince, Abdullah kalktı. (Namaza başlarken) ellerini kaldırdı. Bir daha da kaldırmadı."
Ayrıca Hanefiler; rükuya giderken ve rükudan doğrulurken ellerin kaldırılacağına dair rivayetlerin, İslamiyetin ilk "yıllımda geçerli olduğunu, daha sonra bu hadislerin nesh edildiğini söylemişlerdir. Neshe delil İse; Abdullah ibn Zübeyr'den gelen hadistir. Bu hadis göre; "Abdullah, namazda rükuya giderken ve rükudan doğrulurken elleri kaldıran bir zat görmüş. Ona: 'Böyle yapma! Çünkü bu, Resulullah (s.a.v)'in bîr zamanlar yaptığı bîr iştir. Sonra onu terk etti' demiştir." Yine neshi, Tahâvînin sahih bir senedle Mü-cahid'den rivayet ettiği hadis te doğrulamaktadır. Bu hadiste Mücahİd: "Abdullah ibn Ömer'in arkasında namaz kıldım. İftitah tekbirinden başka namazın hiçbir yerinde ellerini kaldırmazdı" demiştir. Tahâvî, bu hadisi rivayet ettikten sonra şöyle der: "İşte Abdullah ibn Ömer..., Peygamber (s.a.v)'in vaktiyle ellerini kaldırdığını görmüş, sonra bundan vazgeçmiştir. O, bunu ancak kendince nesh sabit olduğundan yapmıştır." Bu hadisi, İbn Ebi Şeybe'de rivayet etmiştir.
Bununla birlikte Hanefiler ile diğer görüş sahipleri arasında, bu rivayetler ile ilgili çeşitli tartışmalar yapılmıştır. Her biri kendi görüşünün doğruluğunu ortaya koymaya, diğerinin görüşünü ise çürütmeye çalışmışlardır.
Kısacası; bu görüşlere delalet eden çeşitli rivayetler vardır. Bu rivayetler, bu hususta müsaade ve cevaza delalet ederler, (ç) Ebu Dâvud, Salât 114-115 (722)
[547] Ebu Dâvud,Salât 114-115 (721)
[548] Nesâî, îftifâh 1, 2, 3
[549] Nesâî, İftitâh 86
[550] Nesâî, Sehv3
[551] İftitâh tekbiri, yani namaza başlarken "Allahu Ekber" demek; Ebu Hanîfe, Mâlik, Şafiî, Ahmed b. Hanbel, sahabe-i kiram iie tabiunun büyük çoğunluğuna göre vacip (=farz)dir. Sadece Kadı İyaz (ö. 544/1149) ile diğer bazı alimler, İftitâh tekbirinin; Said ibnu'l- Müseyyeb (ö. 92/712}, Hasan el-Basrî (ö. 110/728), Zührî (ö. 124/742), Katâde (ö. 118/736) ve Evzaî (ö. 157/774)'ye göre vacip (-farz) değil, sünnet olduğunu belirttiklerini rivayet etmişlerdir, (ç)
[552] Nesâî, Sehv 70