- Namaza başlarken tekbir almak

Adsense kodları


Namaza başlarken tekbir almak

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
hafiza aise
Mon 4 April 2011, 01:36 pm GMT +0200
5. Namaza Başlarken Tekbir Almak Ve Elleri Kaldırmak

 

48. Abdullah ibn Ömer (r.anhümâ)'dan rivayet edilmiştir:

"Resululah (s.a.v) namaz kılmaya kalktığı zaman ellerini omuzları hizasına kadar kaldırır. [534] sonra tekbir alırdı. [535] Rükuya gitmek istediği zaman da böyle yapar, rükudan doğrulduğu zaman da böyle yapardı. Başını secdeden kaldırdığı zaman bunu yapmazdı. [536]

(Hadisin metni, Müslim'e aittir.)

Bir rivayette ise şu ifade yer almaktadır;

Resululah (s.a.v) başını rükudan kaldırdığı zaman ellerini de (omuzlarının hizasına kadar) kaldırır ve Semiallâhu limen hamideh Rabbena ve leke'1-hamd (Allah, kendisine hamd eden kimseyi işitir. Rabbimiz! Hamd, yalnızca sanadır) derdi.[537]

Bunun benzeri başka bir rivayette ise,

Resululah (s.a.v) secdeye giderken ve secdeden ba­şını kaldırırken [538] (elleri kaldırma hareketini) yapmazdı" ifadesi yer al­maktadır.[539]

Buhârî'nin Nâfi'den yaptığı rivayet İse şu şekildedir:

Abdullah ibn Ömer, namaza başlarken tekbir alır ve iki elini fvu-karıva) kaldırırdı. Rükuya giderken yine ellerim kaldırırdı. Semiallâhu limen hamideh' (Allah, kendisine hamd eden kimseyi işitir) dediği zaman da ellerini kaldırırdı, ikinci rek'atten sonra ayağa kalktığı za­man yine ellerini (yukarı) kaldırırdı. Abdullah ibn Ömer, bu fiilleri, Peygamber (s.a.v)'e dayandırdı. [540]

Ebu Dâvud, Buhârî'nin Nâfi'den yaptığı rivayeti nakledip daha sonra da şöyle der: "Gerçekte bu, Abdullah ibn Ömer'in (kendi) sözüdür. Hz. Peygam­ber (s.a.v)'den merfu [541] olarak rivayet edilmiş bir hadis değildir. Ayrıca bu hadisi, es-Sekafî'de mevku [542] olarak (Abdullah ibn Ömer'den) rivayet etmiş olup bu hadisin içerisinde şu ifade yer almaktadır:

"İkinci rek'atten (sonra üçüncü rek'ate) kalkarken ellerini gömisle-ri hizasına [543] kadar kaldırırdı."

Doğru olan da bu (hadisin mevkuf olması)dır.

Yine Ebu Dâvud (devamla) der ki; Hammâd b. Seleme, bu hadisi Hz. Peygamber (s.a.v)'e dayandırdı. Fakat Eyyûb ile Mâlikfin rivayetlerinde,) ikinci rekatten (sonra üçüncü rekata) kalktığında (ellerini) kaldırdığından bah­setmemişlerdir.

İbn Cüreyc, bu rivayet hakkında dedi ki: Nâfi'ye: 'Abdullah ibn Ömer, el­lerini iftitah tekbiri alırken mi daha yukarı kaldırırdı, yoksa diğerlerinde mi' diye sordum. O da: 'Hayır, (hepsinde) aynı seviyede (kaldırırdı) dîye cevap verdi. Bunun üzerine ben de: Bana (bunu) işaretle göster' dedim. O da gö­ğüslerine yada biraz daha aşağısına işaret etti.[544]

Ebu Davud'un diğer bir rivayeti ise şu şekildedir:

"Peygamber (s.a.v), (ilk) iki rekattan (üçüncü rekata) kalktığı man tekbir alır ve ellerini kaldırırdı.[545]

Yine Ebu Davud'un başka bir rivayeti ise şu şekildedir:

"Peygamber (s.a.v), namaz kılmaya kalktığı zaman (iftitah tekbiri alırken) ellerini omuzları hizasına kadar kaldırırdı. Sonra tekbir getirip yine aynı şekilde ellerini kaldırır ve rükuya varırdı. Sonra (rükudan) belini doğrultmak isteyince de ellerini omuzları hizasına kadar kal­dırır.[546] sonra 'Semiallâhu limen hamiden' (Allah, kendisine hamd eden kimseyi işitir) derdi. Secde(ye eğileceğin) d e (ve secdeden kalka­cağında ise) ellerini kaldırmazdı Namaz bitinceye kadar rükudan önce aldığı her tekbirde ellerini kaldırırdı.

Yine Ebu Davud'un diğer bir rivayeti ise şu şekildedir:

Peygamber (s.a.v)'i; namaza başlarken, rükuya varmadan önce ve (başını) rükudan kaldırdığında ellerini omuzlarının hizasına kadar kal­dırırken gördüm. Secdeye vardığında ve iki secde arasında ise ellerini kaldırmazdı. [547]

Tirmizî'de, Ebu Davud'un naklettiği (721 nolu) hadisi rivayet etmiştir.

Nesâî ise, ilk (üç) rivayetini [548] Buhârî ile Müslim'in rivayetlerine ve son ri­vayetini [549] ise Ebu Davud'un (720 nolu) rivayetine (uygun bir şekilde) rivayet etmiştir.

Yine Nesâî'nin (konu ile ilgili) başka bir rivayeti de şu şekildedir:

Peygamber (s.a.v) namaza başladığı zaman, rükuya giderken, rü­kudan kalkarken ve ikinci rekattan ayağa kalkınca ellerini omuzlan hi­zasına kadar kaldırırdı. [550]

Yine Nesâî başka bir rivayetinde Vâsi' b. Habbân yolundan şu şekilde rivayette bulunmuştur:

Abdulah ibn Ömer'e, Resulullah (s.a.v)'in nasıl namaz kıldığını sordum. Bunun üzerine Abdullah ibn Ömer şöyle dedi:

(Rükuya) inişinde "Allahu Ekber" ve (rükudan) kalkışında "Allahu Ek-ber" derdi. [551] Sağma selam verirken "es-Selâmu aleykum ve rahmetulah", soluna selam verirken "es-Selâmu aleykum ve rahmetulah" derdi.[552]


[534] İki görüşünden birine göre İmam Mâlik (ö. 179/795), İmam Şâfıî (ö. 204/819) ve İmam Ahmed {ö. ö. 241/795)'e göre; eller, omuzların hizasına kadar kaldırılır. Hanefiiere göre ise; eller, kulakların yumuşağına kadar kaldırılır. Hanefilerin bu konudaki deiili; Müslim'in, Mâlik ibnu'l-Huveyris'den naklettiği şu rivayette: "Peygamber (s.a.v) el­lerini kaldırdığı zaman ta kulaklarının hizasına vardırırdı" denilmektedir. Bu manada bir başka hadisi, Dârekutnî, sahih bir senedle Enes'den rivayet etmiştir. Tahâvî (ö. ö. 321/933)'nin Berâ b. Azib'den rivayet ettiği bir hadiste; ellerin baş parmakları kulak yumu­şağına yaklaşacak surette kaldırılacağı bildirilmektedir.

Kısacası; bu görüşlerin hepsine delalet eden meşhur ve mahfuz rivayetler vardır. Bu hadis­ler, bu hususta müsaade ve cevaza delalet ederler, (ç)

[535] Hadis, namaz için başlama tekbiri alınırken ellerin kaldırılacağını açıkça ifade etmektedir, jbn Münzir "el-Mühezzeb" şerhinde ise İftitâh tekbiri alırken elleri kaldırmanın müstehab olduğu hususunda bu ümmetin İcma ettiğini belirtmiştir.

Ellerin nasıl kaldırılacağı meselesi ihtilaflıdır. Tahâvî (ö. 321/933)'ye Söre, parmaklar yayı­larak ellerin içi kıbleye karşı gelecek şekilde kaldırılacaktır. Tahâvî, bu görüşünü; Taberânî (Ö. 360/970)'nin "el-Evsat" adlı kitabında Abdullah İbn Ömer'den merfu olarak "Herhangi biriniz namaz kılmaya niyetlenirken ellerini kaldırsın, ellerinin içlerini kıbleye kar­şı çevirsin" şeklinde rivayet ettiği hadise dayandırmaktadır.

Tirmizî (ö. 279/892}'nin Ebu Hureyre'den merfu olarak "Peygamber (s.a.v) namaz kılmaya kalktığı zaman ellerini ne fazla açardı ve ne de fazla kapardı" şeklinde rivayet ettiği hadis zayıf kabul edilmiştir.

Buhârî (ö. 256/S70)'nin rivayetinde, ellerin İftitâh tekbiri ile beraber kaldırılacağı; Müslim (ö. 261/S75)'in rivayetinde ise ilk önce eller kaldırılıp sonra tekbir alınacağı bildirilmekte­dir. Resulullah (s.a.v), bu her iki şeklin caiz olduğunu bildirmek için böyle yapmıştır. Ha­nefi mezhebinde, her İki görüşte yer almıştır.

Bazıları, el kaldırmanın bir teabbüd olduğunu söylemiş, bazıları da bunun tevhide İşaret olduğunu ileri sürmüşlerdir. El kaldırmanın hikmeti hususunda daha bir çok görüş vardır. (Ç)

[536] Buhârî, Ezan 83, 84, 85, 86; Müslim, Salât 21-23 (390); Ebu Dâvud, Salât 114-115 (721, 722), 115-116 {741, 742, 743); Tirmizî, Salât 76 (255); Nesâî, İftitâh 1, 2, 3, 86; İbn Mâce, İkâme 15 (858); Ahmed b. Hanbel, 2/147

[537] Buhârî, Ezan 83

[538] Hadis, secdeye giderken ve secdeden doğrulurken ellerin kaldmlmayacağına delildir. Fa-kihlerin çoğunun görüşü de bu doğrultudadır, (ç)

[539] Buhârî, Ezan 85

[540] Buhârî, Ezan 86

[541] Merfu': Hz. Peygamber (s.a.v)'den gelen hadise denir, (ç)

[542] Mevkuf: Sahabeden gelen hadise denir, ç

[543] İmam Mâlik (ö. 179/795)'in iki meşhur görüşünden birine göre; eller, göğüsler hizasına ka­dar kaldırılır,

[544] Ebu Dâvud, Salât 115-116 (741)

[545] Ebu Dâvud, Salât 115-116 (743)

[546] Hanefîlere göre ise, namazda eller yalnızca İftitah tekbiri alınırken kaldırılır. Sütyân es-Sevrî (ö. 161/777), İbrahim en-Nehaî (ö. 95/713), İbn Ebi Leylâ (ö. 14/765}'nın görüşü de bu doğrultudadır. İbn Kasım'm, İmam Mâlik'den rivayet ettiği meşhur ve Mâlİkilerce kabul edilen görü§ de budur.

Tirmizî (ö. 279/892), "Sahabe ile tabiinin bir oklarının görüşleri de budur" diyor. "el-Be-dâyi" isimli eserde, Abdullah ibnn Abbâs'm, "Resulullah (s.a.v)'in cennetle müjdelediği on zat, İftitah tekbirinden başka namazın hiçbir yerinde ellerini kaldırmazdı" dediği rivayet olunmaktadır. Başkaları Abdullah ibn Mes'ud, Câbİr b. Semure, Berâ b. Âzib, Ab­dullah ibn Ömer ve Ebu Saîd el-Hudrf'den de aynı görüşü paylaştıklarını söylemişlerdir. Hanefilerin diğer bir delili de; Ebu Davud'un Salât 116-117 (749)'da, Berâ b. Âzib'den gelen rivayette; "Peygamber (s.a.v) namaz için İftitah tekbiri aldığı zaman ellerini ta baş parmakları kulak yumuşaklarına varıncaya kadar kaldırır, bir daha bunu tek­rarlamazdı" denilmektedir. Ayrıca bu hadisi, Tahâvî ile İbn Ebi Şeybe'de rivayet etmiştir. Nesâî, İftitah 87'de, Abdullah'tan şöyie bir hadis gelmiştir: "Size Resulullah (s.a.v)'İn nama­zını (nasıl kıldığını) haber vereyim?' dedi. (Orada bulunanlar) Evet deyince, Abdullah kalk­tı. (Namaza başlarken) ellerini kaldırdı. Bir daha da kaldırmadı."

Ayrıca Hanefiler; rükuya giderken ve rükudan doğrulurken ellerin kaldırılacağına dair ri­vayetlerin, İslamiyetin ilk "yıllımda geçerli olduğunu, daha sonra bu hadislerin nesh edil­diğini söylemişlerdir. Neshe delil İse; Abdullah ibn Zübeyr'den gelen hadistir. Bu hadis gö­re; "Abdullah, namazda rükuya giderken ve rükudan doğrulurken elleri kaldıran bir zat görmüş. Ona: 'Böyle yapma! Çünkü bu, Resulullah (s.a.v)'in bîr zamanlar yaptı­ğı bîr iştir. Sonra onu terk etti' demiştir." Yine neshi, Tahâvînin sahih bir senedle Mü-cahid'den rivayet ettiği hadis te doğrulamaktadır. Bu hadiste Mücahİd: "Abdullah ibn Ömer'in arkasında namaz kıldım. İftitah tekbirinden başka namazın hiçbir yerinde ellerini kaldırmazdı" demiştir. Tahâvî, bu hadisi rivayet ettikten sonra şöyle der: "İşte Abdullah ibn Ömer..., Peygamber (s.a.v)'in vaktiyle ellerini kaldırdığını görmüş, sonra bundan vazgeçmiştir. O, bunu ancak kendince nesh sabit olduğundan yapmıştır." Bu ha­disi, İbn Ebi Şeybe'de rivayet etmiştir.

Bununla birlikte Hanefiler ile diğer görüş sahipleri arasında, bu rivayetler ile ilgili çeşitli tar­tışmalar yapılmıştır. Her biri kendi görüşünün doğruluğunu ortaya koymaya, diğerinin gö­rüşünü ise çürütmeye çalışmışlardır.

Kısacası; bu görüşlere delalet eden çeşitli rivayetler vardır. Bu rivayetler, bu hususta mü­saade ve cevaza delalet ederler, (ç)  Ebu Dâvud, Salât 114-115 (722)

[547] Ebu Dâvud,Salât 114-115 (721)

[548] Nesâî, îftifâh 1, 2, 3

[549] Nesâî, İftitâh 86

[550] Nesâî, Sehv3

[551] İftitâh tekbiri, yani namaza başlarken "Allahu Ekber" demek; Ebu Hanîfe, Mâlik, Şafiî, Ahmed b. Hanbel, sahabe-i kiram iie tabiunun büyük çoğunluğuna göre vacip (=farz)dir. Sadece Kadı İyaz (ö. 544/1149) ile diğer bazı alimler, İftitâh tekbirinin; Said ibnu'l- Müseyyeb (ö. 92/712}, Hasan el-Basrî (ö. 110/728), Zührî (ö. 124/742), Katâde (ö. 118/736) ve Evzaî (ö. 157/774)'ye göre vacip (-farz) değil, sünnet olduğunu belirttiklerini rivayet etmişlerdir, (ç)

[552] Nesâî, Sehv 70

ceren
Sat 19 March 2016, 06:03 pm GMT +0200
Esselamu aleykum.Namaza baslamadan niyet efip tekbir gefirmeliyiz.Sonra da farza uygun kilmaliyiz.Peygamber efendimizin yolunda gidip onun gibi namaz kilip faziletine eren kullardan olalim inşallah...

Sevgi.
Mon 4 July 2022, 01:32 am GMT +0200
Esselamü Aleyküm. Rabbim bizlere namazını en güzeli ile kılan kullarından eylesin inşaAllah

Bilal2009
Thu 21 July 2022, 05:30 pm GMT +0200
Ve aleykümüsselam Rabbim bizleri namazı dosdoğru kılan kullarından eylesin Rabbim paylaşım için razı olsun