sumeyye
Sat 9 April 2011, 12:36 pm GMT +0200
NAMAZ KILMANIN YASAKLANDIĞI VAKİTLER
Güneş doğarken, batarken ve zeval vaktinde namaz kılmak, tilavet secdasi yapmak (İmam Şâfıî), cenaze namazı kılmak (İmam Şâfıî) caiz olmaz: Zira Ukbe b. Âmir el- Cühenî bu hususda şöyle bir hadîs-i şerîf rivayet etmiştir:
“Rasûlullah (sas) üç vakitte namaz kılmamızı, ölülerimizi gömmemizi yasakladı: Güneşin doğuşundan bir mızrak boyu yükselişine kadar, tam tepe noktasına gelişinden yana kayışına kadar, guruba meyletmesinden tamamen batışına kadar.” [17]
Bu hadîs-i şerîfde geçen; 'ölülerimizi gömmemizi' sözüyle cenaze namazı kasdedilmiştir.
Amr b. Anbese'den şöyle rivayet edilmiştir: “Dedim ki; ey Allah (cc) ın Rasûlü, saatler arasında biri diğerinden faziletli olanı var mıdır? Buyurdu ki; Gecenin son bölümü daha faziletlidir. Bu bölüm fecir doğuncaya kadar makbuldür. Sonra güneş doğuncaya kadar namaz kılma. Güneş doğarken kalkan gibi durdukça namazdan geri dur; ta ki yükselip ışık saçsın. Çünkü güneş şeytanın iki boynuzu arasından doğmaktadır ve kâfirler o esnada güneşe secde ederler. Sonra namaz kıl; çünkü artık güneş tam görünür ve yapılan ibadet makbul olur. Direğin gölgesi kendi misline varıncaya dek kıl, sonra bırak; çünkü o vakitte cehennem kızdırılmakdadır. Sonra güneş zevale erdiğinde ikindiye kadar kıl. Sonra namazı bırak; çünkü güneş şeytanın iki boynuzu arasından batmakta ve kâfirler ona secde etmektedirler.” [18]
Ancak o günün ikindi namazı güneş batarken de kılınabilir: Çünkü sebep, önce de açıkladığımız gibi, vaktin kalan kısmıdır ki; bu durumda mükellef namazı gereği gibi edâ etmiş oluyor. Hz. Peygamber (sas) bunu teyid sadedinde şöyle buyurmuştur:
“Gün batmadan ikindi namazından bir rek'ata ulaşan kimse, o namazın tamamına ulaşmıştır.” [19]
Sabah namazını kıldıkdan sonra güneşin doğuşuna kadar ikindi namazını kıldıkdan sonra (İmam Şâfıî) güneşin batışına kadar nafile namaz kılınamaz: Zira Ebû Saîd el- Hudrî'den rivayet olunduğuna göre, Hz. Peygamber (sas) bu iki vakitte nafile namaz kılınmasını yasaklamıştır. [20] Ama bu iki vakitte kaza namazı kılınması, tilavet secdesi yapılması caizdir. Yalnız iki rek'atlık tavaf namazı kılınmaz. Bu vakitlerde nafile kılma yasağı başka bir sebepden dolayıdır ki; o da vaktin tamamının farz ile meşgul edilmesdir. Zira farzın sevabı daha büyüktür. Yasak kendi misli olan bir farz hakkında zuhur etmez. Ama farzdan aşağı derecede olan tavaf namazında zuhur eder.
Fecir doğdukdan sonra sabah namazının iki rek'at sünnetinden başka nafile namaz kılınmaz. Akşam namazından önce (İmam Şâfii) nafile namaz kılınmaz: Çünkü Hz. Peygamber (sas) namaz kılmaya tutkun olduğu halde, fecir doğdukdan sonra sabah namazının iki rek'at sünnetinden başka nafile namaz kılmamıştır. Akşam namazını geciktireceğinden dolayı, bu namazdan evvel nafile namaz kılınmaz. Çünkü akşam namazının geciktirilmesi mekrûhdur.
Cuma günü imam hutbe okumak üzere minbere çıktıkdan sonra nafile namaz kılınmaz: Çünkü Hz. Peygamber (sas) buyurdu ki;
“İmam çıktıkdan sonra artık ne namaz, ne de konuşma vardır.”
Arafat ve müzdelife dışında; ne hazarda ne de seferde (İmam Şafii) bir vakitte iki namaz birleştirilerek kılınamaz: Zira Allah (cc) buyurmuştur ki;
“Çünkü namaz müminler üzerine vakitleri belli bir farzdır.” [21] İki ayrı vaktin namazını aynı vakitte birleştirerek kılmakla vakit değiştirilmiş olur. Ama vakten değil de fiilen iki namazı birleştirmek caizdir. Bu da “Hz. Peygamber (sas) iki namazı cemetti” şeklindeki rivayetin tevilidir. Bunu şöyle açıklamak mümkündür: Öğle namazı vaktinin sonuna kadar geciktirilir, son vaktinde kılınır. İkindi namazı da, vakti girer girmez, hemen kılınır. Böylece öğlen ve ikindi namazları vakit itibariyle değil ama, fiilen birleştirilmiş olur. Ancak Arafat'da öğle ile ikindi, Müzdelife'de de akşam ile yatsı namazları birleştirilir. Buna dair teferruatlı açıklama inşâallah 'Hac Menasiki' bahsinde verilecektir. [22]
[17] Bu hadisi Müslim rivayet etmiştir.
[18] Bu hadisi Müsned’inde Ahmed b. Hanbel rivayet etmiştir.
[19] Bu hadisi Buhari, Müslim, Malik, Ebu Davud, Tirmizi, Nesei, İbn Mace ve Müsned’inde Ahmed b. Hanbel rivayet etmiştir.
[20] Bunu Buhari, Müslim, Nesei ve Müsned’inde Ahmet b. Hanbel rivayet etmiştir.
[21] Nisa: 4/103.
[22] Abdullah b. Mahmûd b. Mevdûd el- Mavsılî, El-İhtiyar Li-Ta'lîlî'l-Muhtar, Ümit Yayınları: 1/80-82.