sumeyye
Mon 26 September 2011, 03:16 pm GMT +0200
Namaz bölümü 2
163/87 Abdullah'ın şöyle dediği rivayet edildi:
Peygamber'in seriât ve selâm o'na oğlu İbrâhîm öldüğü gün, güneş tutuldu. Bu nedenle Hz. Peygamber topluma karşı şöyle' konuştu:
«— Evet, güneş ve ay, ALLAH'ın bîriik ve gücünü kanıtlayanlardan Eki tanesidir ki, bir kimsenin ne ölmüş, rre de yaşamı nedeniyle tutulmazlar» Bu Haşinden hangisinin tutulduğunu görürseniz çıkıncaya dek namaz kılınız, ALLAH'a hamd ediniz, O'nu yüceltiniz, O'nu yaratıklardan tenzîh ediniz.» Sözünü bitirdikten sonra Hz. Peygamber inerek iki rekât namaz kıldı.
164/88 İbn Ömer'in şöyle dediği rivayet edildi:
Hz. Peygamber'in oğlu İbrahim'in öldüğü gün güneş tutuldu. Halk «İbrâhimi'n ölümü nedeniyle tutuldu» dediler. Bunun üzerine Peygamber selât ve selâm o'na namaza durdu. Ayakta uzun süre o denli durdu ki, artık rükûa varmıyacak sandılar. Daha sonra rükûa varıp ayakta durduju ölçüde rü-kûyu uzattı. Başını rükûdan kaldırıp aya:kta rükû kadar bekledi. Ayakta durduğu ölçüde secdede kaldı. İki secde arasında ve secde kadar kaldı. Sonra ikinci rekâtı aynı ölçülerde kılmağa başladı. Ancak son secdeye varınca ağladı. Ağlaması gittikçe arttı. Bu sırada şöyle dediğini işittik;
«Onlara, aralarında bulunduğum sürece, azap etmiyeceğini vadet-medin mi?"
Sonra oturarak teşehhüt yaptı. Namazı bitirince onlara doğru dönerek buyurdu ki:
«— Evet, güneş ile ay ALLAH'ın büyüklüğünü ve gücünü kanıtlayanlardan iki tanesidir ki, Onlarla kullarını korkutur. Bu, bir kimsenin ölmesi yüzünden olmadığı giıbi yaşamı ile de olmaz. Onları böyle görünce namaz kılmalısınız.»
165/89 -Ebû Hureyre'nin şöyle dediği rivayet edildi:
Peygamber selât ve selâm o'na bize Kur'an'dan bir surede olduğu gibi, istihare duasını Eve namazını) öğretiyordu.»
166/90 Abdullah (b. Mesûd'un) şöyle dediği rivayet edildi:
«Peygamber selât ve selâm o'na bize, bir konuda istihare için yapılacak duayı, Kur'andan bir surede yaptığı gibi, öğretiyordu.»
Bir başka rivayet:
«Peygamber —selât ve selâm O'na buyurdu :ki: İçinizden her kim yapmayı tasarladığı bir işin- kendisi için iyi yahut kötü olacağını öğrenmek isterse abdest alsın, iki rekât nafile namaz kılsın ve şöyle desin: «ALLAH'ım. Herşeyi Kapsayan ilmin sebebiyle, benim için hayırlı olanı senden öğrenmek isterim. Hayırlı olanı yapmamda bana kudretinle güç ve 'kuvvet vermeni dilerim. Hayrı, yüce fazlından beklerim. Evet benim bilmediğimi sen biiirsrn.» Senin gücün herşeye yeter de benim yetmez. Kullarından gibi olan şeyleri en iyi bilen sensin.
«ALLAHım. Yapmak istediğim bu iş, yaşayışım için hayırlı, geleceğim halokinda hayırlı ise, onu bana 'kolay kıl.»
(İbn Mesûd, diğer rivayetinde, ek olarak şöyle dedi:
«Eğer, hayırlı olan bir başka şeyse, onu bana yaz ki, o hayırlı olsun ve gönlümü ona yatır.»
167/91 Ümmühânî'den şöyle rivayet edildi:
Peygamber —seiât ve selâm o'na— Mekke'nin fethi günü zırhını çıkardı, su getirterek temizlik yaptı. Sonra da tek parçalı elbise getirtip giydi, onunla namaz kıldı.
Bir rivayette ek olarak şöyle dedi: Tek parçalı elbiseyi, sağ koltuğunun altından geçirip sol omuzunun üzerine atmak yoluyla büründü.»
Başka bir rivayet:
«— Peygamber selât ve seiâm O'na Mekke'nin fethi günü zırhını çıkarıp su istedi. (Râvî) dedi ki: «Su, içerisinde hamur bulaşıkları bulunan büyük bir çanakta getirildi. Onunla abdest aldı. Bir elbiseyle utanç yerleriıri kapattı ve gusl etti. Sonra tek parçalı elbise getirterek, sağ koltuğunun altından geçirip soi omuzunun üzerine atmak suretiyle ona büründü. İki rekât namaz kıldı.
«Ebû Hanîfe'ye bakılırsa, bu kıldığı kuşluk namazıydı.» Başka bir rivayet:
« Peygamber selât ve selâm O'na Mekke'nin fetih günü, zırhını çıkardı su istedi. İçerisinde kuru hamur bulaşıkları bulunan büyük bir kapta su getirildi. Yıkanarak dört, ya da iki rekât namaz kıldı. Bu sırada tek parçalı elbiseye, sağ koltuğunun altından geçirip sol omuzunun üzerine atmak suretiyle, bürünmüştü.»
168 92 Hz. Ayşe'den şöyle rivayet edildi:
«Evet. Peygamber selât ve selâm O'na Ramazan ayı geldiğinde, geceleri uyuduğu gibi, ibadet de yapardı. Ancak son on günü gelince, kendini tüm ibadete verirdi.»
169/93 Muğiyre'nin şöyle dediği rivayet edildi:
«Peygamber selât ve selâm O'na gecenin çoğunu ibadetle (tehec-cüd namazı ile) geçirirdi ki, bu yüzden ayakları şişerdi. Arkadaşları O'na:
«— Geçmiş ve gelecekteki günahların bağışlanmadı mı?» diye sorarlardı. Hz. Peygamber:
«Öyleyse neden pekçok şükreden- bir kul oimıyayım?» diye cevap verirlerdi.
170/94 Ebû Cafer'den şöyle rivayet edildi:
«Evet, Peygamber'in selât ve selâm O'na geceleyin kıldığı namaz on üç rekât İdi. Bunlardan üçü, vitir ikisi de sabah namazına ait idî."
171/95 Humrân'ın şöyle dediği rivayet edildi:
«İbn Ömer, nerede görülürse, Humrân'da herhalde onun yanında bulunurdu. Günlerden birinde İbn Ömer:
«Humrân dedi. Bizimle birlikte olmak için gösterdiğin ça'ba İie ancak 'kendi 'kendine manevî ıbi-r 'kazanç sağlamak istediğini sezmekteyim» deyince ümrân:
« Evet öyledir. Ey Ebû Abdirrahmân» diye karşılık verdi.
Bunun üzerine İbn Ömer şöyle konuştu:
« İki huy var ki, evet, sana bunları kendim yasak ediyorum, ve bir iyi huy için de öğüt veriyorum, çünkü bunu, Peygamber'in de selât ve selâm O'n-a emrettiğini kendisinden duydum.» Humrân: «Ebu Abdirrahmân, Nedir bu üç huy?» diye sordu. O da cevap verdi:
« Ölümün geldiğinde, üzerinde kimsenin borcu kalmasın. Ancak ödenmesi için karşılığım bıraktığın borç olursa başka.
Gereğince amel etmediğin bir âyeti, gösteriş için işittirmeğe çalışma. Çünkü, sen nasıl böyle yaptinsa, kıyamet günü de aynı şey sana uygulanarak cezalandırılırsın. ALLAH, kişiye, arvcak hak ettiği cezayı verir.
Peygamber'in 'selât ve selâm O'na bana emrettiği gibi benim de sana emredeceğim şeye gelince, o da sabah'ın i'ki rekât namazıdır ki sakın birakmıyasın.
Evet, bu İ'ki rekât namazda, gönülden istenecek pek çok yararlar vardır.:
172/96 Hz. Ayşe'nin şöyle dediği rivayet edildi:
«.Peygamber selât ve. selâm O'na sabahın iki rekât sünnetini kılmakla gösterdiği süreklilik ve direnişi nafile namazlarından hiç biri-
173/97 İbn Ömer'in şöyle dediği rivayet edildi:
«Peygamber -selât ve selâm O'na-, kırk gün yahut bu ay suresince taktım. Sabah namazının (sünnetinde) «Kul huvallahu ahad» ile «Kul yâ eyyühel kâfirûne»yi okuduğunu işittim.»
174/98 Cabir b. Semüre'tıin şöyle söylediği rivayet edildi:
«Peygamber selât ve selâm O'na sabah namazını-kıldıktan sonra güneş doğup yükselinceye dek yerinden ayrılmazdı.»
175/99 İbn Ömer, Hz. Peygamberin şöyle söylediğini rivayet etti: . « Her kim yatsının (farzını) kıldıktan sonra mescidden ayrılmadan dört rekât namaz kılarsa, kadir gecesinde kılmış kadar sevap alır.»
176/100 İbn Ömer'den rivayete göre: Peygamber selât ve selâm Ona şöyle buyurdu:
«Her kim yatsı namazından sonra, dört rekât, arada selâm vermeksizin, kılar; birinci rekâtta «fâtihâ» ile «Tenzil Secde suresini; ikinci rekâtta «Fâtî'hâ» ve «Hamim Du<hân» suresini; üçüncü rekâtta «Fatiha» ile «Yâsin»i; son rekâtta da «Fatiha» ve «Tebâreke-Mülk» suresini okursa Kadir gecesinde ibadet yapmış kimsenin sevabı gibi, Ona sevap yazılır. Ayrıca, halkından cehennem ateşinde yanma cezasına çarptırılmış olanların şefaat etmek için yetki verilir. Kabir işkencesinden de korunur.
177/101 İbn A'bbâs'ın şöyle dediği rivayet edildi:
«Peygamber selât ve selâm O'na öğlenin farzından sonra iki rekât namaz kıldı.»
178/102 İbn Ömer'in rivayetine göre; Peygamber selât ve selâm O'na şöyle buyurdu:
«(Nafile) namazlarınızı evlerinizde kılınız. Oraları mezarlık (gibi namazsız! yapmayınız.»
179/103 İbn Ömer'in şöyle dediği rivayet edildi:
-Bilâlden, Peygamberin selât ve selâm. O'ne Kabe'de namaz kıldığı yeri ve kaç rekât olduğunu sordum. Dedi ki:
«— iki rekât kıldı. Yeri de o-zaman altı sütun üzerinde bulunan Beyt (Allâh'im, kapısından itibaren başlayan ilk iki sütuırun yanıbaşıdır.»
180/104 İbn Ömer'den şöyle rivayet edildi:
«Bir adam, O'na, Peygamberin seriât ve selâm O'na Kâibeye girdiği gün orada kıldığı namaza ilişkin bir soru sordu. Şöyle cevap verdi:
«Kabe'de -dört rekât kıldı.»
«Bildiği yeri bana göster» deyince, bunun için oğlunu görevlendirdi.
Böylece, hurma ağacının kütüğünün yanındaki sütunun altına giderek orası olduğunu gösterdi.
Başka bir rivayet; tbn Ömer şöyle dedi.
Peygamber selât ve selâm O'na Kabe'de dört rekât namaz kıldı.»
Bunun üzerine (Râvî Saîd) O'na:
« Namaz kıldığı yeri bana gösterir misin?» dedim. «Oğlunu benim le gönderdi. Bana, hurma ağacının altındaki orta sütunun bulunduğu yer; gösterdi.»
181/105 ibn Bureyde, babasının şöyle dediğini rivayet etti:
«Ölmeden önce, üç çocuğunun- ölümünü görüp bu uğursuzluğa sabreden hiçbir müsiüman yoktur ki, öldükten sonra da Allahu Teâlâ onu cen nete sokmasın.»
Bunu işiten Ömer (R.A):
«Yahut iki çocuğunun ölümünü...» diye söze katılınca, Peygamber selât ve selâm O'na
«— Evet, iki çocuğunun- ölümünü...» cevabını verdiler.
182/106 -Abdülmelik, Suriye'li bir kişiden aldığı rivayete göre,
Nefrî selât ve selâm O'na şöyle buyurdu:
«Evet. sen (kıyamet günüî, göreceksin ki, doğmadan düşen çocuğa: Haydi cennete gir» denildiğinde:
«Hayır, annem ile babam girmeden girmem» diyecektir.»
183/107 Abdullah b. Âmir, babasından aldığı rivayete göre,
Peygamber seriât ve selâm O'na şöyle buyurdu:
« Kul öldüğünde, yaptığı- kötü işleri ALLAH bildiği halde, insanlar onun hakkında: «iyi bir insandı» diyerek tanıklık etmeleri'üzerine ALLAH Teâlâ buyurur ki:
«— Meleklerim, Evet kulum hakkında kullarımın tanıklıklarını kabul ettim, ve bildiğim kötü işlerini de bağışladım.»
184/108 İbn Mesûd'un şöyle dediği rivayet edildi:
«Cenazenin taşınması konusunda Hz. Peygamberin sünneti: nâşın dört tarafından tutmandır. Bundan fazlası ise nafiledir.»
185/109 Ebû Atiyye el-Vedâî'den şöyle rivayet edi'Idi:
«Peygamber selât ev selâm ona bir cenaze kaldrrmaya çıktı. Aralarında bulunan bir kadını görünce.emir buyurdu da kadın oradan- çıkarıldi. Kadın iyice uzaklaşıp gözden kayboiuncaya dek bekledi. Ve sonunda (namaz için] tekbir almaya başladı.»
186/110 İbrahim, birden fazla Tabiîn'den şöyle rivayet etti:
«Ömer b. el-Hattâb r.a., Hz. Peygamber'in arkadaşlarını toplayarak onlardan cenaze namazında alınan tekbir sayısını sordu ve:
«— 'Bunun- için Peygamberin selât ve selâm O'na tekbir getirdiği en son cenazeyi araştırıp kaç tekbir olduğunu öğreniniz emrini verdi.»
Araştırma sonunda, vefatına değin, hep dört kez tekbir aldığı ortaya çıktı.» Bunun üzerine Hz. Ömer: «O halde, dört defa tekbir alınız.» buyurdu.
187/111 Ebû Hureyre'den şöyle rivayet olundu:
«Peygamber selât ve selâm O'na cerraze namazı kıldırdığında şöyle derdi:
«ALLAH yaşayanlarımızı, ölenlerimizi, burada bulunanlarımızı, bulunmayanlarımızı, küçüklerimizi, büyüklerimizi, enkök ve kadınlarımızı yarlığa.»
188/112 İbn Bürey'de babasından rivayette dedi ki:
«Peygamber'e selât ve selâm O'na lahit kazıldı. Kıble yönünden alınıp lâhde kondu ve lahit ile kabir arasına kerpiç dizildi.»
189/113 Sad b. Ubâde'nm rivayetine göre Peygamber şoy
«_ Mü'min kabrine konulduğunda melek gelerek kendtsmı oturtur ve aralarında şöyle konuşurlar: Melek: «— Rabbm 'kim?». « ALLAH.» « Nebîn kim?»
«— Muhammed selâtı selâm O'na» «Hangi dindensin?»
« temrine, buhinduflu dar kabir genişletilir ve cennetten bir ba
56 °Sf Ss'tnulan kâfir ise, mele. onu da oturtur ve aralanndaŞu konuşma geçer:
Melek:
«— Rabbın kim?» _ -
«— ALLAH... Bilmem.»
Ve bu sırada bir şeyini yitirmiş 'kimseye benzer. Melek:
«— Peygamberin kim?» «Hah... Bilmem.»
Yine bir şeyini yitirmiş kimse gibi cevap verir.
Melek:
«— Hangi dindensin?» ,
; « Hah... Bilmem
Bunun üzerine kabri pek çok daraltılır ve oturduğu yer cehennemden bir yer olduğu görülür. Sonrada, melek ona. öyle bir vurur ki, sesini cinler insanlar dışında kalan 'bütün yaratıklar duyarlar.»
Peygamber —selât ve selâm O'na— bundan sonra (şu mealdeki) âyeti okudu:
«ALLAH, imân edenleri hem dünyada, hem ahirette (kabirde) sabit söz alan şehadet kelimesi ile sağlamlaştırır; tevhide bağlı .kılar. ALLAH zalimleri {'kâfirleri) şaşırtır ve ALLAH dilediğini yapar.» [8]
190/114 Ümmühânî'n-in rivayetine göre
Nebi selât ve selâm O'na şöyle buyurdu:
«— Kabirde üç şeyle karşılaşılır; sânı yüce ALLAH'a olan iman sorusu, (mü'minlere) cennette açılıp gösterilecek yerler, ve başucunda Kur'-an okunması.»
191/115 Ibn Büreyde, babasmdan a-Idığı rivayete göre şöyle dedi-
peygamber ile SeIât Ve Selâm ona- bir cenaze –kaldırmağa çıkmıştık Annesinin kabrine gittik döndüğünde o kadar çok ağlıyordu ki nerdeyse ruhu bedenden çıkacaktı
.yordu ki. ruhu bedeninden çıkacaktı.
«Ey ALLAH'ın Resulü, neden ağlıyorsun?», diye sorduk Cevap verdi:
-— 'Rabbimden Murıammediın annesinin (Annemin-) kabrini ziyaret etmek üzere izin istedim. İzin aldım. Anca!k, şefaat etmek için istediğim izni geri çevirdi.»
Başka bir rivayet:
Peygamber selât ve selâm O'na annesinin kabrini ziyaret etmek üzere (Ratobiraden) izin istedi, verildi. Müslümanlarla birlikte gitti. Kabre yaklaştıklarında müslüunanlar durdular, Peygamber —selât ve selâm O'na— yalnız başına geçip gitti. Kabrin yanında uzun süre kaldı. Ağlaması o kadar şi-ddetlendi ki, sakinieşmiyecek sanmıştık. Ve ağlayarak 'dönmüştü'. Hz. Ömer O'na:
«Babam, annem yoluna kurban* ey ALLAH'ın Resulü...» diye sorunca, buyurdu ki:
«—: Rabbimden, annemin kabrini ziyaret etmek üzere izin istedim, verdi. Ancak, şefaat etmek için istediğim izni geri çevirdi. Bu yüzden merhamete ğe'erek ağladım.»
Bunu duyan müslümanlar da Hz. Peygamber için merhamete gelerek ağladılar.»
192/116 Abdullah, babası (Bürey'de) der; aldığı rivayete göre,
Hz. Peygamber —selât ve selâm O'na— şöyle buyurdu:
«— Kabirleri ziyaret etmenizi yasak etmiştik. Bundan böyle, bağırıp çağırmada^ taşkınlık yapmadan, ziyaret edebilirsiniz.»
193/117 İbn Büreyde babasından şöyle rivayet etti.
Peygamber —selât ve selâm O'na— mezarlığa gittiğinde şöyle derdi: «— Ey müsİümanlar ülkesinin sakinleri. Size selâm olsun. Evet, biz de inşaallah aranıza katılacağız.» ALLAH'dan bize ve size afiyet dileriz.»
[1] Kâf suresi 50, 10.
[2] Bunlar: alın. İki el, İki diz. ve İki ayak uçlarıdırlar.
[3] Hitbe: Burada, Yüce Allah'ı övmektir.
[4] İslâmın ilk yıllarında.
[5] Cuma suresi (62), â. 11.
[6] El-Â'lâ (87) suresi ile El-Gâşiye (88} suresinin ilk ayetleridir.
[7] Sefere çıkmadan dört, sefer iç&risinde ikr rekât olarak kılınmıştır.
[8] İbrahim, â. 27.