sumeyye
Wed 12 January 2011, 06:05 pm GMT +0200
Nafile Orucu Bozan Kazâ Eder Mi?
342. Abdullah bin Abbas (r.a.) rivayet ediyor:
Resûlullah (s.a.v.) Aişe ile Hafsa'nın yanına girdi. Onlar oruçlu idiler. Sonra çıktı, biraz sonra tekrar döndü. Onlar birşeyler yiyorlardı.
"Siz oruçlu değil miydiniz?" buyurdu.
"Evet, ama, bize şu yemek hediye edildi, hoşumuza gitti, ondan yedik" dediler. Resûlullah,
"Yerine bir gün oruç tutun" buyurdu.[1109]
İzah
Ebû Dâvud'dâ Hz. Âişe'den rivayet edilen hadis şöyledir: Hafsa ile ben oruçlu idik. Bize bir yemek getirildi ve ondan yedik. Sonra Peygamber (s.a.v.) geldi. Ona, "Orucumuzu bozduk" dedik. O,
"Size bir günah yok. Ama başka bir gün kaza ediniz" buyurdu.
İmam A'zam ve İmam Mâlik'e göre nafile oruca başlayan kimsenin orucunu tamamlaması gerekir. Böyle birisinin özürsüz yere orucunu bozması caiz değildir. Bunlar,
"Amellerinizi bozmayın"
âyetine dayanırlar. Bunlara göre özürsüz olarak nafile orucunu bozan kimse günahkâr olur. Ayrıca orucunu kaza etmesi gerekir. Hanefîler yukarıda zikrettiğimiz hadisleri görüşlerine delil olarak zikrederler.
Mâlikîlere göre böyle birisi mes'ul olmakla birlikte orucunu kaza etmesi gerekmez.
İmam Şafiî ve Ahmed bin Hanbel'e göre, nafile orucu bozan birisi mes'ul olmayacağı gibi, onu kaza etmesi de gerekmez. Bu âlimler de şu hadisi görüşlerine delil olarak zikrederler:
Mekke fethedildiği gün peygamberimize (s.a.v.) bir kabda içecek getirilmişti, Resûlullah onu içti ve Ümmü Mâni'ye (r.a.) verdi. Bu hanım oruçlu idi. Fakat Peygamberimizin (s.a.v.) ikramını geri çevirmemek için onu içti. Sonra da Resûlullaha, "Ben oruçlu idim. Orucumu bozdum. Benim için bağışlanma dile" dedi.
Peygamberimiz,
"Kaza orucu mu tutuyordun?" buyurdu.
Onun "Hayır" demesi üzerine de,
"Eğer nafile ise ziyanı yok" buyurdu.[1110]
Allah Verdiği Nimetleri Kulunun Üzerinde Görmeyi Sever
343. Ebû Ahvas babasının şöyle dediğini nakleder:
Resûlullaha üstü başı pejmürde ve toz içerisinde olan bedevî kılığında biri geldi. Resûlullah ona,
"Ne malın yar?" diye sordu.
Adam, "Allah bana her nimetten vermiş" dedi. Bunun üzerine Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
"Allah nimet verdiği kulunun üzerinde o nimeti görmeyi sever."[1111]
İzah
Konu ile ilgili bir hadis şu mealdedir:
"Allah sana bir mal verdiğinde Allah'ın sana olan nimet ve kereminin izleri sende görülsün."
Harama ve israfa girmemek şartıyla Allah'ın ihsan ettiği nimetlerden istifade edilmelidir. Bu, yeme içme için böyle olduğu gibi, giyim kuşam için de böyledir. Bir Müslüman giyim kuşamına dikkat etmelidir.
Ancak bunu yaparken giyim kuşamın "esiri" de olunmamalıdır. Çünkü iyi giyinme tehlikelidir. Kişi güzel giyinip bununla gurura kapılırsa, elbisesi ile "çalım satarsa," fakir fukarayı hor görürse, Allah'ı gazaplandırmış olur. Allah'ın gururlananları sevmeyeceğini de unutmamak gerekir.
Evet, bu hadislerinde Allah'ın verdiği nimetin eserini kulunun üzerinde görmesini isteyen Peygamberimiz, pekçok hadislerinde de gurur elbisesinden ümmetini sakındırmıştır. Meselâ bununla ilgili bir hadis şu mealdedir:
"Yerde sürünecek kadar uzun elbise giymekten sakın. Çünkü bu kibir alâmetidir. Allah ise kibri sevmez."
Araplar arasında elbisenin yerde sürünmesi kibir alâmeti idi. Kısa da olsa kibir için giyilen her elbise, bu hadisin şümulüne dâhildir.[1112]
Tebâreke Sûresinin Fazileti
344. Enes (r.a.) rivayet ediyor:
"Kur'ân'da sadece otuz âyetten ibaret bir sûre vardır ki okuyanını Cennete girdirinceye kadar savunur. O sûre, Tebâreke [Mülk] Süresidir."[1113]
İzah
Tebâreke Sûresi, Peygamberimizin de ifâde ettiği gibi 30 âyettir. İman esaslarını ve tevhid delillerini içen alır. Sûre, herşeyin mülkünün, idare ve tasarrufunun Allah'a âit olduğunu açıklayarak başladığı için Mülk Sûresi adını almıştır.
Tebâreke Sûresinin faziletini haber veren daha pekçok hadis vardır. Bunlardan bâzıları şu mealdedir:
"Tebâreke Sûresi var ya, işte onu okumak kabir azabına engeldir."[1114]
"Kur'ân'da 30 âyetten ibaret olan bir sûre bir adama şefaat etti ve neticede o adamın günahları bağışlandı. Bu sûre, Tebâreke Süresidir."[1115]
"Resülullah Tebâreke Sûresini okumadan uyumazdı."[1116]
Mülk Sûresinin ilk dört âyeti şu mealdedir:
"Sânı ne yücedir Onun ki mülk elindedir. O herşeye kadirdir."
"Hanginiz daha güzel işler yapacaksınız diye sizi imtihan etmek için ölümü de, hayatı da o yarattı. Onun kudreti her şeye galiptir ve O çok bağışlayıcıdır."
"Yedi göğü birbiriyle ahenk içinde O yarattı. Rahman'ın yarattığında nizamsızlıktan eser göremezsin. Haydi çevir gözünü: En küçük bir kusur görüyor musun?
"Sonra tekrar tekrar gözünü çevir. Kusur bulamaz, hor ve hakir sana döner, o göz bitkindir artık."[1117]
Hâkimliğin Mes'uliyeti
345. Ebû Hüreyre (r.a.) rivayet ediyor:
"Kim hâkim olursa, bıçaksız olarak boğazlanmış demektir."[1118]
İzah
Resülullah (s.a.v.) bu hadislerinde hâkimlik mesleğinin zorluğuna ve mes'uliyetine dikkat çekmektedir. Konu ile ilgili başka hadisler de vardır. Meselâ bunlardan birisi şu mealdedir:
"Hâkim üçtür. Biri Cennetlik, ikisi Cehennemliktir. Cennetlik olan, hakkı bilip öyle hükmedendir. Hakkı bildiği halde hükmünde bile bile adaletsiz davranan ise Cehennemdedir. İnsanlar arasında cahilane hükmeden hâkimler de Cehennemliktir."[1119]
Hadiste geçen "bıçaksız olarak boğazlanmak" manevî boğazlanmaktır. Bununla bedenin değil, dinin helak olduğu nazara verilir. Hadiste hâkimlikten sakınmaya teşvik vardır.[1120]
Allah'ın Kitabına Uygun Olmayan Şart
346. Âişe (r.a.) rivayet ediyor:
"Allah'ın kitabına uygun olmayan her şart bâtıldır. Yüz defa şart kılınmış da olsa bu böyledir."[1121]
İzah
Verdiğimiz kaynaklarda hadisin baş tarafında şu ilâve vardır:
"Bâzı insanlara ne oluyor ki, alışverişlerinde Allah'ın kitabında olmayan şartlar ileri sürüyorlar?"
Son kısımda ise "Allah'ın şartı daha doğru, daha sağlamdır" ziyâdesi vardır.
Peygamberimizin bu sözleri söylemesinin sebebi, bir kölenin azadı esnasında İslama uygun olmayan şartların ileri sürülmesidir. Ancak hadis umumîdir. Hadiste yer alan "Allah'ın kitabında olmayan şartlar ileri sürüyorlar" ifâdesi, Kur'ân'da yer almayan mânâsında değildir. Çünkü Peygamberimizin bu sözü söylemesine sebep olan şey Kur'anın bir hükmünün çiğnenmesi değil, Resûlullahın koyduğu bir hükmün çiğnenmesidir. Peygamberimiz, Allah'ın vahyetmesi ile Kur'ân'ın dışında olarak kendi koyduğu hükümleri de "Allah'ın kitabında" ifadesiyle tâbir etmiştir. Çünkü,
"Peygamber size ne emretmişse onu alın,"[1122] ve
"Allah ve Resulüne itaat edin"[1123]
gibi âyetlerle kendisine bu yetkiyi veren de Kur'ân'dır.
Hadisle ilgili dikkat çekilmesi gereken bir husus da, hükmü çiğneyenler belli kimseler olduğu halde, Resûlullahın bunu onların yüzüne vurmayıp, "Bâzı insanlara ne oluyor ki..." gibi umumî bir ifâde kullanmasıdır. Bu da tebliğle vazifeli kimselerin takip etmesi gereken mühim bir sünnettir. [1124]
[1109] Ebû Dâvud, Siyam: 73; Tirmizî, Savm: 35. İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/461.
[1110] Ebû Dâvud, Siyam: 72. İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/461-462.
[1111] Tirmizî, Edeb: 54; Dârimî, Libas; 14. İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/462-463.
[1112] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/463-464.
[1113] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/464.
[1114] Câmiü's-Sagîr, 4:115; Tirmizî, Fezâilü Kur'ân: 9.
[1115] Tirmizî, Fezâilü Kur'ân: 9.
[1116] Tirmizî, Fezâilü Kur'ân: 9
[1117] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/464-465.
[1118] Ebû Dâvud, Akdiye: 1; Tirmizî, Ahkâm: 1. İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/465.
[1119] Ebû Dâvud, Akdiye: 2.
[1120] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/465-466.
[1121] Buhari, Zekât: 61, Büyü: 67, 73, Itk: 10, Mekâtib: 2, 3, 4, 5, Hibe: 7; Müslim, Itk: 5; Tirmizî, Büyü: 33, İbni Mâce, Itk: 3; Ebû Dâvud, Itk: 2; Muvatla, Itk: 17. İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/466.
[1122] Haşir: 59/7.
[1123] Nisa: 4/59.
[1124] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/466-467.