hafiza aise
Mon 23 April 2012, 04:50 pm GMT +0200
Mutlu bir evlilik için eşinizin ihtiyaçlarına kulak verin
Ağustos 2007 23.SAYI
Eşlerin birbirlerinden karşılıklı fedakarlıkta bulunma gayretlerinin azaldığı bir devirde yaşıyoruz. Bunalıma giren, geçimsiz ve mutsuz aileler giderek çoğalıyor. Yapılan araştırmalar, evliliklerin sadece yüzde 30-40’ının mutlu olduğunu gösteriyor. Uzmanlara göre bunun en büyük nedeni, oldukça dikkat ve emek isteyen bir kurum olan evliliğe çiftlerin gereken itinayı göstermemeleri ve çoğunun evlendikten sonra kendilerini bırakmaları. “Nasıl olsa evlendik!” zihniyetine takılan evliliklerin sonunda, hayal kırıklıkları ve sorunların ortaya çıktığı ise acı bir gerçek. Doç. Dr. Sefa Saygılı, güzel giden evliliklerin daha da güzelleştirilebileceğini, ilişkileri kötü giden ve boşanmanın eşiğine gelen çiftlerin ise karşılıklı gayretle evliliklerini kurtarabileceklerini ifade ediyor. Mutlu evliliğin ön şartı olarak “Eşler birbirlerinin temel ihtiyaçlarının farkında olmalı” diyen Saygılı, eşlerin karşılanması gereken ihtiyaçlarını ise şöyle sıralıyor:
Evlilikte eşlerin ihtiyaçları nelerdir?
Sevgi ve güven: Eşlerin birbirini şartsız bir şekilde kabul etmeleri ve sevmeleri gerekir. Şartsız sevme, bir eşin davranışlarından dolayı değil de eş olduğu için sevilmesi anlamına gelir.
İlgi ve destek: Eşlerin birbirinin sıkıntılarıyla, başkalarıyla olan problemleriyle, yaptıkları iş ve faaliyetlerle ilgilenmeleri, zorluklarla başa çıkmayı kolaylaştıracak ve eşler arasındaki bağı kuvvetlendirecektir.
Başkalarına sevgi ve güven verme, destek olma: Eşler arasında güvenli bir ilişki kurulmuşsa, kendileri dışında başkalarına (çocuklar, anne baba, kardeşler, akrabalar, komşular vb.) sevgi, güven verme, ilgi gösterme ve destek olma serbestliği arkadan gelir. Yardımseverliği önce evimizde, eşimiz ve çocuklarımıza yapmalıyız.
Cinsellik: Uygun bir çiftin ilişkisinde, cinsel ihtiyaçların ifade edilmesine ve karşılanmasına öncelik verilir. Cinsel hayatta çözülmemiş gizli problemler varsa, bunlar çoğu zaman cinsel uyumu bozar ve cinsel hayata dolayısıyla evliliğe zarar verebilir.
Direkt ve açık iletişim: İletişim yani aile fertlerinin fikir ve duygu alışverişinde bulunmaları, birbirlerini anlamaları, problemlerini, üzüntü ve sevinçlerini birbirleriyle paylaşmaları büyük önem taşır. Özetle aile fertlerinin ihtiyaçlarının giderilmesi için direkt ve açık bir iletişim şarttır.
Beraber gezi ve pikniklere çıkma: “Beni hiç gezmeye götürmüyorsun!” ifadesi, mutlu olmayan eşlerin ilişkisinde öne çıkarılan şikayetler arasındadır. Eşler sosyal hayatı ne kadar çok paylaşırlarsa aralarındaki yakınlık, arkadaşlık ve dostluğun derecesi o kadar yüksek olur. Bir çift birlikte toplantı ve konferanslara katılmak, yürüyüş yapmak, alış veriş yapmak, dışarıda yemek yemek gibi birçok şeyi birlikte yapabilir.
Eşe maddi destek ve ekonomik güven: Para konusunda eşlerin birbirlerini mağdur etmemeleri, karşılıklı konuşarak iki tarafı da memnun eden bir yol bulmaları gerekir. Ailenin temel bakım ihtiyaçları karşılanmayınca, duygusal ve sosyal ihtiyaçlar da ihmal edilecektir.
Şahsi serbestlik hakkı: Evli olan kişiler kendi kimliklerini unutmamalı, belli ölçüde bağımsız olmalıdırlar. Eşler her an “burun buruna” yaşarsa birbirlerini boğar, birbirinin kişisel gelişimini engelleyebilirler. Pek çok çiftin ilişkisi, masallarda olan “Her şeyi birlikte yapmalıyız!” efsanesi yüzünden aksamaya başlar. Eşlerin kendilerine göre faaliyetleri arkadaşları olabilmelidir.
Ailenin bir araya gelmesi: Aile bireylerinin aralarındaki olumlu iletişim ne kadar fazlaysa, aile fertleri için ailenin anlamı o kadar büyüktür. Yemek ve sohbet saatleri ailenin bir araya gelmesi için ideal fırsatlardır. Bu nedenle özellikle sofrada tüm ailenin bir arada olmasına özen gösterilmeli.
Manevi değerlere sahip çıkma: Her ailenin ve daha sonra yetişkin olarak her aile ferdinin yaşamın ve kainatın anlamını bilmesi gerekir. Özgüvenin gelişmesi, ruhi gelişmenin temel niteliklerinden biridir. Çocukların hayata manevi boyut katmaları çok önemlidir. Bu yüzden birlikte yapılan ibadetler, dualar, bayram ve kandillerin kutlanması ihmal edilmemesi gereken fırsatlardır.
“İnsanın en fazla ihtiyacını tatmin eden, kalbine karşılık bir kalbin bulunmasıdır ki, her iki taraf sevgilerini, aşklarını, şevklerini birbirleriyle paylaşsınlar. Lezzetlerde birbirlerine ortak, gam ve kederli şeylerde de yardımcı olsunlar.”
Bediüzzaman
“Evlilik hayatında, tabii, tadı tuzu olan tartışmalarla birlikte, mutlu olmanın anahtarı sorumluluk duymaktır! Eşinize ve çocuklarınıza karşı derin bir sorumluluk duyarsanız, o zaman onları mutlu etmek için çalışırsınız. Bu da sizin yaşama sevincinizi ve enerjinizi artırır.”
Taha Akyol/Gazeteci-yazar
Aysun ÇETİNTAŞ