seymanur K
Sat 9 July 2011, 02:08 pm GMT +0200
Mutezile İle
Mutezile'nin Hâris'e olan hıncını anlayabiliriz; çünkü Haris, fehmu'l-Kur'an’da. Mutezile'ye değinmekte, onları bid'at ve dalalet ehli olmakla itham etmekte, bununla da yetinmeyip kendi döneminde kültürel ortama tamamen hakim olan Mutezile'ye karşı aklî delillerle desteklediği nassları da yeterince kullanmaktadır.
Muhâsibî ele aldığı konulara yaklaşımları itibarı ile Mutezile'yi eleştirmekle kalmayıp, -benzer yöntemleri kendisi de kullanmış olmakla birlikte- yöntem itibarı ile de onları eleştirmektedir. Muhâsîbî'yi dinleyelim:
Muhaliflerine cevap verirken kullandığı delillere hakimiyeti, kelam mezheplerinin sırlarına vukufiyeti ve üslup güzelliği sebebi ile Mutezile -sapkınlığının farkında olmamakla birlikte- sapkın bir fırkadır. Onlar kendi aralarında doğruyu söyler ve her tür sapkınlığı reddederler. Kendilerine sorulacak olursa AlIah'ı en iyi tanıyan onlardır ve bu hususta kendilerinden daha ehil hiç kimse yoktur, kendileri dışında bütün insanlar dalalettedir, Yüce Allah (c) onlar gibi olanlara azab etmez. Hatta onlara göre kendileri dışında hiç kimse kurtuluşa eremez. Her ne kadar kendi dışlarında -onlara göre- aldatılmış kimseler kendilerinin kurtuluş ehli olduklarını iddia etseler de Mutezile onların küfür ehli olduğunu söylemektedir. Mutezile fırkaları çoktur ve bunların her biri kendi dışında var olan gerçeği göremeyen gafil fırkalardır.[59]
Bu paragrafta Hârîs, Mutezile'yi Allah'ın kitabını bilmezlikten gelmek ve kelam ilminin inceliklerinden gafil olmakla suçlamakta; sonra da kendi görüşlerini desteklemek için tahrif ettiklerini söylediği: "Ümmetim yetmiş küsur fırkaya ayrılacaktır, Mutezile (biri) dışında hepsi dalalettedir" hadisine telmihte bulunmaktadır. Daha sonra Mutezile'nin hür ve bireysel düşünceye saygı hususundaki hassasiyetine değinmektedir ki Hâris'e göre onlar bu konuda her bîri kendi başına bir mezhep kuracak ve bu mezhebin hak mezhep olduğunu iddia edecek kadar aşırı gitmiş, kendi yandaşlarını bile küfürle itham etmişlerdi. Nitekim Nazzam'ın el-Allaf ile, Abbad b. Süleyman'ın diğer Mutezililerle, Ca'fer b. Harb ve Ca'fer b. Süleymam'ın başka bîr çok Mutezili ile ilişkileri bunu doğrular niteliktedir. [60]
[59] er,Raiye, s. 299; Kahire baskısı.
[60] Haris El- Muhasibi, El- Akl Ve Fehmü’l Kur’an, İşaret Yayınları, İstanbul, 2003: 35.