- Müstehab Olan Gusüller

Adsense kodları


Müstehab Olan Gusüller

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
reyyan
Mon 23 August 2010, 03:34 pm GMT +0200
Müstehab Olan Gusüller

 

İslâm, beden temizliğini ibâdetle birleştirmiştir. Birini diğerin­den ayırmak mümkün değildir. 1400 yıl önce insan sağlığını koru­mak için dinimizin ve onun yüce muallimi Hz. Muhammed'in (a.s.) koyduğu prensipler, tavsiyeler ve sergilediği vâcib ve sünnetler her türlü takdirin üstündedir. Bâtı'nın bugünkü baş döndürücü tekni­ğine bakınca bir aşağılık kompleksine kapılmamalıyız. Geçmişlerine baktığımızda şu tabloyla karşılaşırız. Batı'da vücudun belli zamanlar­da yıkanması ancak son yüzyılda âdet olmuştur. Bu arada, birçok Avrupa ülkelerinde aylarca, yıllarca yıkanmayan, suya girmeyen kimseler pek çoktu. Bunlar, vücutlarının pis kokusunu kapatmak için bol bol koku sürerlerdi. Gene Avrupa'da, yıkanma âdeti başla­dıktan sonra bile bugünkü anlayışımızda bir temizlik görüşüne ula­şabilmek için yıllar geçmiştir.

Oldukça yakın yıllara kadar, bir suyun içine girip ovalanmak, aynı banyo suyu ile birkaç kişinin daha yıkanması olağandı. Buna karşılık Doğu'da, özellikle Müslüman ülkelerde çok eskiden beri çok daha sağlıklı ve düzenli bir yıkanma yolu tutulmuştur. Müslüman­lığın şartlarından olan temizlik, sık sık yıkanmayı şart koştuğu gibi, temiz su ile yıkanmayı da bir zorunluluk haline getirmiştir.

Bilindiği gibi, derinin içinde her yana yayılmış bir halde birçok kan damarları, ter bezleri, sinir uçları vardır. Deri bunlar sayesinde beslenir, vücutta zehirleri dışarı atar, dışardan gelen te'sirlerin sertliğini, yumuşaklığını, soğukluğunu, sıcaklığını duyar.

Derinin bu işleri gereği gibi yerine getirebilmesi için temiz olması, yani üzerindeki gözenek denilen ufacık deliklerin açık bulun­ması gerekir. Zira deri daima terlediği için vücut, elbiseyle örtülü de olsa, dışarıdan gelen tozlar, ufak yabancı cisimler terle karışarak bir kir tabakası meydana getirir. Bu tabaka gözenekleri kapar, vücudun deri yolundan solunumuna engel olur. Ayrıca bir takım mikroplar da bu kirlerin içine karışınca, derinin üzerinde iltihaplar, si­vilceler, çıbanlar olur; mikroplar bu yoldan vücuda girme imkânı bulur. İşte bütün bunlardan dolayı sık sık yıkanmamız gerekir.

Resûlüllah (a.s.) Efendimiz Allah'tan aldığı irfan ve bilgiyle in­san sağlığını korumak için temizliğin, onu sağlayan yıkanmanın önemi üzerinde yeterince durmuş ve yukarıda belirttiğimiz gibi, temizlikle ibâdeti birleştirip günlük yaşayışımızla birleştirmiştir.

İslâm dini, yalnız cenâbetlikten dolayı gusletmeyi emretmemiş, sünnet doğrultusunda haftada birkaç defa banyo yapmayı müstehab saymış ve bunun için birtakım mânevi mükâfatlar va'detmiştir.

İlgili hadîsler:

İbn Ömer (r.a.)'dan yapılan rivayette, Resûlüllah (a.s.) Efendimiz'in şöyle buyurduğunu haber vermiştir:

"Sizden biri cum'â'ya gittiğinde gusletsin!"[245]

Aynı hadîsi Müslim şu lâfızla rivayet etmiştir:

"Sizden biri cu­maya gitmeyi irâde ettiği zaman gusletsin!"

Ebû Sâid (r.a.)'den yapılan rivayette Peygamber (a.s.) Efendi­miz, şöyle buyurmuştur:

"Cuma gününün guslü her ihtilâm olana vâcibdir; misvak kullanmak ve kudreti yettiği kadarıyla güzel ko­ku sürünmek de öyle..."[246]

Ebû Hüreyre (r.a.)'den yapılan rivayette, Peygamber (a.s.) Efen­dimiz şöyle buyurmuştur:

"Her müslümana, her yedi günde bir gün başını ve bedenini yıkaması hak (vâcib) dır."[247]

Hadislerin açık delâletinden şu hükümler anlaşılmaktadır:

1- Cuma namazına hazırlanıp gitmek üzere olan kimsenin bu niyetle gusletmesi vâcibdir veya sünnettir.

2- Cuma günü ihtilâm olan herkese gusletmek vâcibdir. Aynı zamanda o gün misvak kullanmak ve güzel koku sürünmek de öyle...

3- Haftada bir gün yıkanmak vâcibdir...

Hadîslerin ışığında müctehid imamların görüş, tesbit, istidlal ve ihticacları:

a) Hanefîlere göre:

Gusül bazan farz, bazan vâcib, bazan sünnet, bazan da müstehabdır. Vâcib olan gusül ölüleri yıkamaktır. Sünnet olanı, cuma, arafe ve iki bayram günü yıkanmaktır.

Cuma günü sünnet veya müstehab olan şeyler şunlardır: Cu­ma günü namaz için hazırlanan kimsenin güzel koku sürünmesi, en temiz ve güzel elbisesini giyinmesi ve bunlardan önce gusledip bir temizlik yapması bu cümledendir. Çünkü Cuma İslâm'ın en büyük şiarından biridir.[248]

b) Şâfiîlere göre:

Cuma namazını irade edip hazırlanmak üzere bulunan kimse­nin gusletmesi sünnettir. Faziletini kaçırmamak için terki mekruh­tur.

Şâfiiller bu mes'elede Buhari ve Müslim'in, Ebû Dâvud ve Tirmizî'nin rivayet ettikleri sahih hadîslerle istidlal etmişlerdir.

Yine bu mezhebe göre, Cuma günü fecir doğduktan sonra ve bir de Cuma'ya gideceğine az kala yıkanması efdaldır, yani fecir­den sonra fazilet vakti başlar ve Cuma'ya gitmeye az kala bir za­mana kadar devam eder.[249]

İmam Şafiî diyor ki: "Adamın Cuma günü gusül ve benzeri şey­lerle ciddi bir temizlik yapması, saçlarının fazlasını alıp tıraş olma­sı, tırnaklarını kesip bedeninin her yerine güzel koku sürünmesi misvak kullanıp nezafet hususunda itinâ göstermesi müstehabdır. Aynı zamanda bayramlarda, toplantılarda ve benzeri yerlerde bulunmakta sözü edilen nezafeti yerine getirmekte te'kiden müstehabdır. Bunun gibi Cuma'ya hazır olacak, kadın dışında erkek, köle, ço­cuk ve diğer kimselerin temizlik yapması, çirkin kokuları kendin­den gidermesi müstehabdır.[250]

c) Hanbelilere göre:

Cumaya gitmek isteyen kimsenin gusletmesi, tertemiz elbisesi­ni giyinmesi ve güzel koku sürünmesi müstehabdır. Bu hususta mu­halif bir görüş yoktur. Çünkü konuyla ilgili birçok sahih rivayetler mevcuttur. İlim ehlinin ekserisi bunun vâcib olmadığına kaildir. İmam Tirmizî, Resûlüllah'ın (a.s.) ashabından beri bu ameliye (gu­sül, temizlik, güzel koku sürünmek) devam edegelmiştir, diyor. Evzâi' Sevrî, İmam Mâlik, İmam Şafiî' İbn Münzir ve rey tarafdarları da aynı görüştedirler. Bazısına göre, bu bir icma' sayılır.

İbn Abdilberr diyor ki:

"Müslüman ilim adamlarından önceki­lerle sonrakiler, Cuma guslünün farz ve vâcib olmadığında icma' etmiştir. Ancak İmam Ahmed'den yapılan bir başka rivayette, vâ­cib olduğunu söylemiştir. Aynı zamanda Ebû Hüreyre, Amir b. Selîm, Ammar b. Yasîr (Allah hepsinden razı olsun) ve diğer bazı ashab da vacib olduğuna kail olmuşlardır. Onlara göre, bu husustaki Peygamber emri vücub ifade eder.

Oysa bu emrin vücub değil, istihbab ifade ettiği şu hadîsten an­laşılmaktadır.

"Kim Cuma günü abdest alırsa, o ne güzel şey! Kim de guslederse, şüphesiz ki gusül efdaldır."[251] Tirmizi bu hadîsin hasen olduğunu belirtmiştir. Ayrıca Ebû Hüreyre'den (r.a.) yapı­lan rivayette Resûlüllah (a.s.) şöyle buyurmuştur:

"Kim güzel bir abdest alır, sonra Cuma'ya gelir ve (hatibi) dinleyerek susup konuşmazsa, o cumayla gelecek cuma arasındaki günâhları bağışla­nır, fazla olarak da üç günlük günâhı affedilir. Kim de (yerdeki) toz ve çakıla el sürerse cumanın faziletini ibtal etmiş olur."[252]

Guslün vakti, fecir doğduktan sonra başlar. Fecirden önce yı­kanmak bu maksad için yeterli sayılmaz. Nitekim Mücahid, el-Hasan, Nahaî' Sevri ve Şafiî de aynı görüştedirler. Evzaî'den yapılan rivayete göre, fecirden önceki gusül de yeterli sayılır.[253]

d) Mâlikîlere göre:

Cuma günü fecir doğduktan sonra gusletmek menduptur. Ay­rıca genel temizlik yapmak, güzel koku sürünmek, yeni ve temiz elbise giyinmek ve Kehf sûresini okumak menduptur.[254] İmam Mâlik "Cuma sabahı cuma için gusledip camiye giden ve bu arada abdesti bozulduğu için çıkıp abdest alan adamın guslü bozulmuş sayılmaz. Ama gusülden sonra yemek yer veya uyursa, guslünü iade etsin. Hem cuma, hem cenabetten dolayı bir gusül yapmak kâ­fidir," demiştir.[255]

Konuyla ilgili diğer rivayetler, tesbitler ve tahliller:

846 no'lu İbn Ömer hadisinin birçok tariki vardır. İmamlardan çoğu bunu rivayet etmiştir. İbn Mende'nin tesbitine göre, sözü edi­len hadîsi Nâfî'den üçyüze yakın kimse rivayet etmiş, İbn Ömer dışında yirmidört kadar sahabiden nakledilmiştir. Ayrıca bu konu­da onun üstünde sahih hadîs tesbit edilmiştir. Böylece rivayetlerin tamamı, cuma günü gusletmenin meşru'iyyetine delâlet etmektedir. Zahirîlerle bazı ilim adamları hadislerde geçen "gusledin!" emrinin zahirine bakarak bunun vâcib   olduğuna kail olmuşlarsa da cum­hur bunun sünnet veya müstehab olduğunda müttefiktir.

847 nolu Ebû Said hadîsini muhaddîslerden yedisi rivayet et­miştir. Müslim'de ise bu hadîsin sonunda şu fazlalık nakledilmiştir:

"Kadınlara ait güzel kokudan olsa bile sürünmek..."   

Bu fazlalık, cuma günü güzel koku sürünmenin müekked olduğuna delâlet eder.

Hadîste "Cuma gününün guslü her ihtilâm olana vâcibdir" buyurulması, o gece ihtilâm olanların çokluğuna işarettir. Aynı za­manda cuma günü gusletmenin müekked bir istihbab anlamı taşıdığına işarettir. Yoksa, ihtilâm olan kimseye gusül zaten vâcibdir. Ayrıca burada "vacib" sıfatının kullanılması, guslün vâcib olduğuna değil, istihbabın te'kidini beyândır. Çünkü aynı cümlede atıf olacak, güzel koku sürünmek, misvak kullanmak da zikredilmiştir. Bilindiği gibi, gerek güzel koku, gerekse misvak kullanmak sünnettir veya müstehabdır.

848 no'lu Ebû Hüreyre hadîsinde geçen "yedi günde bir gül­"den maksat, cuma günüdür. Buradaki "hak" tabirine bakıp istidlal edenler, cuma günü gusletmenin vâcib olduğuna kail olmuşlarsa da cumhur bu görüşe muhaliftir. O halde "hak" tabiri, yıkanmada istihbabın te'kidine işarettir...

İbn Ömer'den yapılan rivayette deniliyor ki: Cuma günü hut­be okunduğu bir sırada bulunuyorduk, derken ilk muhacirlerden bir adam içeri girdi. Hz. Ömer (r.a.) ona:

"Bu hangi saattir?" diye­rek kınadı. O da,

"Doğrusu meşgul bulunuyordum, ehlime (evime ve çocuklarıma) dönmeden ezan sesini işittim, o bakımdan fazla bir şey yapmadan ancak abdest alabildim..." diye cevap verdi. Hz. Ömer (r.a.),

"Sadece abdest aldın öyle mi? Bilirsin ki Resûlüllah (a.s.) Efendimiz gusül ile emrederdi..." dedi.[256]

Yapılan tesbitlere göre, içeri geç gelen zat Hz. Osman (r.a.) imiş. Nitekim Müslim'in rivayetinde bu husus belirtilmiştir. İbn Abdü-berr, bu hususta muhalif bir görüş ortaya koyanı bilmiyorum, de­miştir.

Hadîste geçen "gusül ile emrederdi" cümlesinden maksad, o gün guslün te'kiden müstehab olduğudur... Nitekim Semure b. Cündeb'den yapılan rivayette, Resûlüllah (a.s.) Efendimiz şöyle buyur­muştur:

"Kim cuma için abdest alırsa, sünnete uymuş ve en güzel­dir o sünnet. Kim de guslederse, bu daha üstündür."[257]

Aynı hadîsi İbn Huzeyme de tahcîc etmiş, Tirmizî hasen oldu­ğunu söylemiştir. Katade ise el-Hasen'den murselen rivayet etmiş­tir. Hasan'ın Semure'den rivayeti ittisal üzerine hamledilir ve bu hadîsi sahihler.

Urve'nin Hz. Aişe (r.a.)'dan yaptığı rivayette, demiştir ki:

"İn­sanlar konaklarından ve çevredeki köylerden cuma namazına  gelirlerdi. (Üzerlerinde) abae denilen giysi ile gelirlerdi de toz ve ter içinde kalırlardı. O yüzden kendilerinden (kerih) koku çıkardı... Onlardan biri Peygamber (a.s.) Efendimiz'e geldi. Ona: "Bu günü­nüz için iyice temizlenseniz ya!.." buyurdu[258]

Bu hadîste cuma günü gusletmenin vâcib olmadığına delâlet et­mektedir.

Evs b. Evs es-Sakafî'den yapılan rivayette, Resûlüllah (a.s.) Efendimizin şöyle buyurduğunu işitmiştir: "Kim (başını) ve (bede­nini) yıkar, vaktin evvelinde (cumaya) gider, hutbeye yetişir; (bir şeye) binmeyip (o vaziyette imama yaklaşır da kulak verip dinler, faydasız söz (ve davranışta) bulunmazsa, her adımına karşılık oru­cuyla namazıyla bir yıllık amelin (ecri) vardır."[259]

Tirmizî'nin hasen kabul ettiği bu hadîs de cuma günü guslet­menin faziletli bir sünnet olduğuna delâlet etmektedir.

Ebû Hüreyre'nin, "Gönül dostum bana üç şey ile tavsiyede bu­lundu: ".... ve cuma günü gusletmek..." [260] mealindeki rivayeti de sözü edilen guslün müstehab olduğuna delâlet etmekte­dir.

Fethülallam sahibi, Ebu Hüreyre'den rivayet edilen, "Kim gus­lettikten sonra cum'a namazına gider, (nafileden) makdur olanı kı­lar, sonra da İmam hutbesini bitirinceye kadar susup (dinler) ve onunla beraber (cuma) namazını kılarsa, o cum'ayla diğer cuma arasındaki (günâh ve kusurları) bağışlanır, fazla olarak da üç gün­lük (günâh ve kusurları bağışlanır)." [261] mealindeki hadîse da­yanarak cuma günü gusletmenin vâcib olmadığını istidlal etmiştir. Aynı zamanda o gün için mümkün olan nafile namaz kılmayı da ihmal etmemesi müstehabdır, diyor. Bu "tahiyyetü'l-mescid" olabilir.[262]

 
Çıkarılan Hükümler:

 

1- Cuma günü fecir doğduktan cuma ezanı vakti yaklaşıncaya kadar geçen süre içinde gusletmek sünnet veya müstehabdır. Ancak guslü gerektiren bir sebep mevcutsa, o takdirde gusletmek farzdır; bu aynı zamanda cuma guslü yerine de geçer.

2- Cuma günü genel bir temizlik yapmak sünnettir.

3- Cuma günü güzel koku sürünmek ve temiz elbise giyinmek müstehabdır.

4- Cuma günü mümkün olduğu kadar erken camiye gitmek ve tahiyyetü’l-mescid namazını kılmak müstehabdır.

5- Hutbeyi susup dinlemek müekked sünnettir;  kimine göre vâcibdir.               

6- Hutbe okunurken konuşmak, cumanın faziletini düşürür.

ceren
Mon 11 June 2018, 03:09 am GMT +0200
Esselamu aleykum. Rabbim razı olsun bilgilerden kardeşim. ..

Sevgi.
Tue 12 June 2018, 02:23 am GMT +0200
Aleykümüsselam gusülde suyun heryerimize değmesi gerekir vucudumuzda suyun geçmesini engelleyecek bir şey varsa gusül kabul olmaz