sumeyye
Mon 10 January 2011, 11:26 am GMT +0200
Müşrikler Ahitlerini Bozdular
669. Mü'minlerin annesi Meymûne bint-i Haris (r.a.) rivayet ediyor:
Resûlullah (s.a.v.) Meymûne'nin yanında gecelemişti. Geceleyin kalkıp namaz için abdest aldı. Abdest alırken onun,
"Lebbeyk, lebbeyk=buyur buyur" dediğini işittim.
Bunu üç defa söyledi. Ayrıca,
"Sana yardım edildi, yardım edildi" dedi.
Bunu da üç defa söyledi. Abdesti bitirdiğinde "Ya Resûlallah, abdest alırken senin üç defa "Buyur, buyur sana yardım edildi, yardım edildi" dediğini işittim. Sanki birisi ile konuşuyordun. Yanında biri mi vardı?" dedim.
Resûlullah,
"Şu Ka'boğullarının recez [şiir] okuyucusu feryad ederek bana sesleniyor ve imdatlarına yetişmemi istiyor. Kendilerine karşı Kureyşlilerin Bekiroğullarına yardım ettiklerini söylüyor" buyurdu.
Sonra Resûlullah (s.a.v.) çıktı ve Aişe'ye hazırlık yapmasını ve bunu hiç kimseye söylememesini tembihledi. Bir zaman sonra Ebû Bekir Âişe'nin yanına girdi. Onun hazırlık yaptığını görünce, "Kızım, bu hazırlığı niçin yapıyorsun?" dedi. Âişe, "Vallahi bilmiyorum" dedi.
Ebû Bekir, "Allah'a yemin olsun, şu Benî Asfar (Rumlar) ile savaş zamanı değildir. Resûlullah nereye gitmek istiyor olabilir?" diye sordu.
Âişe "Vallahi ben bilmiyorum" dedi.
Aradan üç gün geçti. Resûlullah halka sabah namazını kıldırmıştı. Birinin ona şiir okuduğunu işittim:
Allah'ım, ben Muhammed'den bizim babamızın ve onun kadim babasının antlaşmasını istiyorum ve onu hatırlıyorum.
Sen çocuk biz ise doğuranlar olmuştuk.[757]
Biz sana teslim olduk, yardımımızı da esirgemedik.
Eğer Kureyş seninle anlaştıkları va'de muhalefet eder, ahdi bozarsa,
Eğer senin tekidli misâkmı bozarlarsa,
Ve kimseyi yardıma çağırmayacağını zannederlerse,
Allah seni hazır bir yardıma kavuştursun.
Allah'ın kullarını çağır ki yardıma gelsinler.
Aralarında Allah'ın Resulü var.
Ayın on dördü gibi parlak ve yüksek.
Resûlullah (s.a.v.) ona üç defa,
"Buyur, buyur, sana yardım edildi, sana yardım edildi" dedi.
Sonra Resûlullah (s.a.v.) çıktı. Kendisine Ravha'da bir bulut görününce,
"Şu bulut Ka'boğullarına yardımı müjdeliyor" buyurdu.
Ka'b kabilesinin kardeşi olan Adiy kabilesinden bir adam kalktı ve "Ey Allah'ın Resulü ve Adiy kabilesinin yardımcısı" dedi.
Resûlullah (s.a.v.),
"Boynun toprağa bulansın. Adiy Ka'b'dan, Ka'b da Adiy'den başkası mıdır?" buyurdu.
O adam o gazvede şehid edildi.
Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
"Allah'ım, onların gözlerini bizim haberimize karşı bağla. Onları aniden yakalayalım."
Sonra [ordu hazırlandı ve Resûlullah Mekke üzerine sefere çıktı]. Merru'z-Zehran'da konakladı. O gecelerde Ebû Süfyan bir Harb, Hakim bin Hizam ve Budeyl bin Verkâ haber araştırmak üzere Merru'z-Zehran'in ileri gelenlerinin yanına çıkmışlardı. Ebû Süfyan bir ateş gördü ve "Ey Büdeyl, bu ateş akrabaların Ka'boğullarının ateşidir" dedi. Büdeyl, "Belki de sertinle savaşmak için toplanmışlardır" cevabını verdi. O gece Müzeyneli süvariler onları yakaladı. Onlar kendilerinin Abbas bin Abdulmüttalib'e [Peygamberimizin amcasına] götürülmelerini istediler. Onlar da kendilerini Abbas bin Abdulmüttalib'e götürdüler. Ebû Süfyan Abbas'dan kendileri için Resûlullahdan eman almasını istedi. Sonra Abbas çıkıp Resûlullahın (s.a.v.) yanına girdi, kendisinin eman verdiği kimseye eman vermesini diledi. Resûlullah (s.a.v.),
"Ebû Süfyan dışında, eman verdiğin herkese ben de eman verdim" buyurdu.
Abbas, "Ey Allah'ın Resulü, bana sınır koyma" dedi. Resûlullah (s.a.v.),
"Senin eman verdiğin herkes emindir" buyurdu.
Abbas onları Resûlullahın yanına götürdü. Resûlullah onları Müslüman olmaya davet etti. Hakim bin Hizam ile Büdeyl bin Verka hemen Müslüman oldular. Ebû Süfyan ise, "Yâ Resûlallah, beni himayene al" dedi. Resûlullah (s.a.v.),
"Sen eman verilenlerdensin" buyurdu.
Abbas (r.a.) onlarla beraber çıktı. [Geceyi beraber geçirdiler. Resûlullah sabah tekrar getirmesini istediği için] Abbas Ebû Süfyan ile Resûlullahın yanına gitti. [İçeride Resûlullah Ebû Süfyan'ı tekrar Müslüman olmaya çağırdı. Ebû Süfyan Hz. Abbas'ın da telkiniyle nihayet Müslüman oldu.] Beraberce çıktılar. Ebû Süfyan, "Biz gitmek istiyoruz" dedi. Abbas, "Günün ağarmasını bekleyin" dedi. [Gün ağardığında] Resûlullah abdest aldı. Müslümanlar Peygamberimizin abdest suyunu yüzlerine sürmek için uçuştular. Ebû Süfyan Hz. Abbas'a, "Ey Fadl'ın babası, kardeşinin oğlu kadar saltanatı büyük olanı görmedim" dedi.
Hz. Abbas, "Bu saltanat değil, peygamberliktir. Bunun için onun üzerine titriyorlar" cevabını verdi.[758]
İzah
Peygamberimizin müşriklerle yaptığı Hudeybiye sulhu ile kabilelerden bir kısmı Kureyşlilerin, bir kısmı da Müslümanların himayesine girmişlerdi. Bu cümleden olarak Bekiroğulları müşriklerin, Ka'boğulları da Müslümanların safında yer almıştı. Zaman içerisinde bu iki kabile arasında anlaşmazlık çıktı. Kureyşliler Bekiroğullarına yardım ettiler. Bekiroğulları da Müslümanların himayesinde olan Ka'boğullarından birçok kimseyi öldürdüler. İşte hadis bu zulme karşı Ka'boğullarının Peygamberimiziden yardım istemelerini, Resûlullahın da (s.a.v.) onlara yardımcı olduğunu ifâde etmektedir.
Hadisin birinci kısmı, aynı zamanda Resûlullahın bir mucizesini nazara vermektedir. Peygamberimiz, hadise daha kendisine intikal etmeden, şâirin yardım isteyen şiirini duymuştur.
Sabahleyin Hz. Aişe'ye hadiseyi haber verdi. Aişe Validemiz, "Kılıç onları yok etmişken, Kureyşliler seninle aralarındaki antlaşmayı bozmaya mı kalkıştılar?" diye sordu.
Resûlullah (s.a.v.),
"Onlar Allah'ın olmasını dilediği iş için (Mekke'nin fethedilmesi) için antlaşmayı bozdular" buyurdu.[759]
Onların içinde Resûlullah gazaplanır.
Eğer ondan boyun eğme istenirse yüzü siyaha değişir.
Çok askerler içindeki köpüklü bir şekilde deniz gibi akar.
Eğer Kureyş seninle anlaştıkları va'de muhalefet eder, ahdi bozarsa,
Eğer senin tekidli misâkını bozarlarsa,
Keda'da[760] benim için gözetleyiciler koyarlarsa,
.Benim hiç kimseyi yardıma çağırmadığımı zannederlerse,
Onlar daha zelil ve sayıca daha azdırlar.
Ve onlar bizi uyurken Vetir'de[761] gece bastılar ve
Bizi rükû ve secdede iken katlettiler. (Müslüman olduğumuz halde öldürüldük.)
Müşrikler Bekiroğullarına yardım edince, Hudeybiye sulhunu tek taraflı olarak bozmuş oldular. Bunun üzerine de hadiste de açıklandığı gibi, Peygamberimiz kalabalık bir ordu ile anlaşmayı bozan müşrikleri cezalandırmak üzere Mekke üzerine yürüdü ve Mekke'yi fethetti.[762]
Haricîleri Öldürenlere Vaad Edilenler
670. Hz. Ali (r.a.) diyor ki:
"Eğer şımarmayacağınızı bilse idim, Allah'ın Resulünün lisanıyla Haricîleri öldürenlere neler vaad ettiğini size haber verirdim."
497, 670, 691, 720 numaralı hadislere ve izahlarına bakınız. [763]
Bir Yerden Kalktıktan Sonra Söylenilecek Söz
671. Zübeyr bin Avvam (r. a.) rivayet ediyor:
"Ya Resülallah, sizin yanınızdan çıktıktan sonra dışarıda Câhiliyeye âit sözlere dalıyoruz" dedim.
Resûlullah şöyle buyurdu:
"Günahkar olacağınızdan korktuğunuz o gibi yerlerde bulunduğunuzda oradan kalktığınızda şöyle derseniz, bu söz o meclisde size isabet eden günahlara keffâret olur:
"Allah'ım, Seni noksan sıfatlardan, Sana layık olmayan şeylerden tenzih ve hamd ü sena ile takdis ederiz. Senden başka ilâh olmadığına şahitlik ederiz. Senden bağışlanma dileriz. Ve Sana tevbe ederiz."[764]
Resûlullahın Bereket Duası Yaptığı Üç Şey
672. Ebû Hüreyre (r.a.) rivayet ediyor:
Resûlullah (s.a.v.) üç şey için bereket duası yaptı. Bunlar: Sahurda yenilen yemek, tirid yemeği ve bir şeyi ölçmek, (tartmak veya saymak) tır.[765]
Bâzı Suçların Cezaları
673. Ebû Said el-Hudrî (r.a.) rivayet ediyor:
"Şarkıcı ve çalgıcı kadınlar çalıştıranlar, içki içenler ve ipek elbise giyenler yüzünden bu ümmette yere batma, hayvan şekline dönüşme ve gökten taş yağma hadiseleri olacaktır."[766]
"Hayvan şekline dönüşme" ile ilgili olarak 113 numaralı hadisin izahına bakınız.[767]
Allah'ı Çok Zikretmek
674. Ebû Hüreyre (r.a.) rivayet ediyor:
"Allah'ı çok çok zikreden, münafıklıktan kurtulmuştur."[768]
Hz. Ebû Bekir Ve Ömer'in Fazileti
675. Enes (r.a.) rivayet ediyor:
"Ebû Bekir ve Ömer [dünyadaki] Cennetlik yaşlıların efendisidir."[769]
Peygamberimizin Hz. Ali'ye Tavsiyesi
676. Ali (r.a.) rivayet ediyor:
Resûlullah,
"Fitneler çıkacak ve sen kavminle karşılıklı deliller getirerek cedelleşeceksin" buyurdu.
"Ya Resûlallah, o zaman bana ne tavsiye edersiniz?" dedim.
"Allah'ın kitabıyla hükmet" buyurdu.[770]
İzah
Peygamberimizin Allah'ın bildirmesiyle istikbalde olacak hadiselerle ilgili daha önce bir kaç hadis geçmişti. Bu da Resûlullahın gaybî haberlerinden birisidir. Sevgili Peygamberimiz Hz. Ali'ye fitneler çıkacağını bildirmiş, kavmi ile cedelleşeceğini bildirmiş, ondan Allah'ın kitabı ile hükmetmesini istemiştir. Gerçekten de Hz. Ali devrinde zaman zaman yer verdiğimiz gibi fitneler çıkmış, Hz. Ali Hz. Aişe, Muâviye ve yamndakilerle, ayrıca Haricîlerle tartışmış, onlara haklılığı noktasında deliller getirmiştir. Bütün bu safhalarda her zaman ve her şartta Allah'ın kitabı ile hükmetmiş, dünyevî saltanat uğruna Allah'ın kitabıyla hükmetmekten geri durmamıştır.[771]
[757] Peygamberimizin anne tarafının kendi kabilelerinden olduğunu hatırlatıyor.
[758] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 2/373-379.
[759] Halebî, İnsanü'l-Uyûn: 3:5.
[760] Mekke'nin üst tarafında bir yer ismi.
[761] Mekke'nin alt tarafında Huzaa'ya âit bir su kaynağının ismi.
[762] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 2/379-380.
[763] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 2/380.
[764] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 2/380-381.
[765] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 2/381.
[766] Tirmizi Fiten: 21, 38; İbni Mâce, Fiten: 29. İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 2/382.
[767] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 2/382.
[768] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 2/382.
[769] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 2/382-383.
[770] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 2/383.
[771] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 2/383.