sumeyye
Thu 5 May 2011, 04:57 pm GMT +0200
d- Müslümanların Denenmesi
Yalnız o değil, ona tabi olan, onun getirdiği dine iman eden sahabeler de çeşitli denemelerden geçirdiler. Onlar da Peygamberin uğradığı bir çok sıkıntıya ve zorluğa beraber uğradılar, işkence ve zulüm gördüler. Rahatlarını, belki mallarını, ülkelerini ve hatta canlarını bile uğurda feda etmek zorunda kaldılar.
Kur'an bütün bunları deneme olduğunu bildiriyor:
"Hani onlar, size hem üstünüzden, hem alt tarafınızdan gelmişlerdi; gözler de kaymış, yürekler hançereye (boğaza) gelip dayanmıştı ve siz Allah hakkında da (bir takım) zanlarda bulunuyordunuz.
İşte orada, iman etmekte olanlar, denemeden geçirilmiş ve şiddetli bir sarsıntıya uğratılmışlardı." [234]
Sadece bu kadar değil, Allah (c.c.), kendi yolunda mücadele edenlerle, bu işte yan çizenleri bilmek istemektedir:
"Andolsun, biz, sizden mücahit olanlarla sabredenleri bilinceye (belli olup ortaya çıkıncaya) kadar, sizi deneyeceğiz..." [235]
Hz. Muhammed (s.a.v.) ve onun temiz sahabeleri çeşitli şekillerde ve farklı şeylerle denendiği gibi, İslâm ümmeti de diğer insanlardan ayrı olarak bir takım sebeplerle denemeye tabi tutulacaktır.
"Andolsun, mallarınızla ve canlarınızla imtihan edileceksiniz. Sizden önce kendilerine kitap verilenlerden ve şirk koşmakta olanlardan elbette çok eziyet verici (sözler) işiteceksiniz. Eğer sabreder ve sakınırsanız, (bu) azimle sarınılacak işlerdendir." [236]
Mü'minlere verilen mallar ve çocuklar deneme unsurundan başka bir şey değildir. [237] Herkes elindeki nimetten, imkandan, emanetten ve görevden sınava tabi tutulacaktır.
Hayat devam ettiği, yeryüzünde şirk ve iman kaldığı, ya da bu ikisi arasındaki mücadele bitmediği sürece mü'minlerin denemesi de bitmeyecektir.
Mü'minler, çeşitli imtihanlarla karşılacaklar, zenginliklerle, mal yarşıyla, lükslerle, süslerle, helâl ve haramla, lezzetlerle, tüketimlerle denenecekler. Müslümanlara yardımla, onlarla dayanışmalarla, onların dertleriyle dertlenmekle, onların lehine kendi hakkından vaz geçmekle sınanacaklar.
Zalimlerin zulmüyle, tuğyan edenlerin azgınlıklanyla, günahkârların günahları pazarlamasıyla, şiddet ve baskılarla, haklarının gasbedilmesiyle, sindirilme, ezilme, yok edilme tehditleriyle imtihan edilecekler.
Daha da kötüsü, bazı beldelerde İslâmı yaşamak adeta ateşten gömlek giymek kadar zor olacağı dönemler olabilecektir. Kimileri de Allah'ın dini İslâmı, onun sevgisini ortadan kaldıramadıkları için onu değiştirmeye, kendi sapık sistemlerine payanda yapmaya kalkışacaklar, sonra o yanlış ve saptırılmış bir inanç biçimini insanlara asıl din gibi dayatacaklar.
Mü'minler böylesine zor ve tehlikeli sınavlardan geçecekler. Onlar en zor şanlarda bile, baskıcı sistemlerin içerisinde dahi Allah'ın dinine sahip çıkma yiğitliği ile denenecekler.
Kur'an şöyle diyor:
"Andolsun, Biz sizi bir parça korku, açlık ve bir parça mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltme ile imtihan edeceğiz. Sabredenleri müjdele. Onlara bir musibat isabet ettiğinde, derler ki: Biz Allah'a aitiz ve şüphesiz O'ndanız ve yine O'na dönücüleriz.” [238]
Günümüzde mü'minler, bir insan olarak Allah'a kulluk, nimetlere hakkıyla şükür gibi imtihana tabi tutulmanın ötesinde, İslâmi kimliklerini ifade edebilme, ya da onu yeterince koruma noktasında amansız zorluk ve güçlüklerle sınanıyorlar. Şirkin ve tuğyanın hakim olduğu bir dünyada mü'minler, İslâmı yaşama hususunda büyük sıkıntılarla karşı karşıya bulunmaktadırlar.
Herkesin sonuna kadar özgür olduğu, herkesin istediği gibi yaşadığı, istediği gibi isyan edebildiği ve günah işlediği, herkesin istediği ölçüde -hatta ölçüsüzlükte- çılgınlaştığı bir dünyada; Allah'a kul olmak, İslâm olduğunu ortaya koymak kolay olmamaktadır. Mü'minler, İslâmî kimlikleriyle ve kıyafetleriyle horlanıyorlar, hakarete uğruyorlar, alaya alınıyorlar. Önlerine maddi ve manevi çeşitli engeller çıkarılıyor.
Bu durum mü'minler için çetin bir imtihandır. Bu güçlükler, bu zorluklar, bu sıkıntılar birer denemedir. Bu sınavı başaranlar en büyük ödülü alacaklardır. Onlara müjdeler olsun. [239]
[234] Azhab: 33/10-ll.
[235] Muhammed: 47/31.
[236] Al-i İmran: 3/186.
[237] Enfal: 8/28.
[238] Bakara: 2/155-156
[239] Hüseyin K. Ece, Hz. Süleyman, H. Ece Yayınları: 124-127.