GizEmLi_yAzaR
Tue 11 December 2007, 09:15 pm GMT +0200
Nakşibendi tarikatına mensup olanlar, her ne kadar günümüzde tam layıkıyla onun nihayetine eremiyorlarsa da, bu tarikata mensup olanlarla, olmayanlar arasında çok büyük bir fark vardır. Bundan dolayı Nakşibendi tarikatının azı dahi, az değildir.
Bunun için her insan, bu büyük deryadan kendisini mahrum etmemek için çaba sarfetmelidir.
Siyalkoş isminde bir hayvan vardı. Bu hayvan daima arslan ile beraber dolaşırdı. Fakat arslana pek fazla yaklaşmazdı. Arkadaşları: “Sen hem arslanla dolaşıyor, ondan ayrılmıyorsun, hem de ona yaklaşmıyorsun. Bunun nedeni nedir?” diye sordular. Onlara şöyle cevap verdi: "Ben arslanla dolaştığım zaman, diğer hayvanlar arslandan korktukları için bana bir zarar veremiyorlar. Arslan kendisine yemek için bir hayvanı öldürdüğü zaman, bana biraz yiyecek et düşüyor. Ondan bu şekilde istifade ediyorum. Fakat arslan kuvvetli bir hayvan olduğu için; yanında bir edepsizlik yaparsam, beni de bir pençe darbesiyle helak edeceğinden korktuğum için ona fazla yaklaşmıyorum."
İşte mürid de bu siyalkoş gibi mürşidinden ayrılmamalı, istifade etmelidir. Bu şekilde mürşidine yakın olduğu zaman nefs ve şeytan müride yaklaşamazlar. Fakat mürid mürşidine fazla yakın olup, yanında rahat hareket etmekten de kaçınmalıdır. Olabilir ki yapacağı bir âdâbsızlık zarar görmesine sebep olur. Mürid, tavşan nasıl aç aslandan korkarsa, mürşidinden öyle korkmalıdır. Mürşidin celallenmesi (kızması) kendi iradesinden kaynaklanmamaktadır. Mürid, mürşidinin celalli zamanına rastlarsa, ondan uzak durmalıdır.
Bunun için her insan, bu büyük deryadan kendisini mahrum etmemek için çaba sarfetmelidir.
Siyalkoş isminde bir hayvan vardı. Bu hayvan daima arslan ile beraber dolaşırdı. Fakat arslana pek fazla yaklaşmazdı. Arkadaşları: “Sen hem arslanla dolaşıyor, ondan ayrılmıyorsun, hem de ona yaklaşmıyorsun. Bunun nedeni nedir?” diye sordular. Onlara şöyle cevap verdi: "Ben arslanla dolaştığım zaman, diğer hayvanlar arslandan korktukları için bana bir zarar veremiyorlar. Arslan kendisine yemek için bir hayvanı öldürdüğü zaman, bana biraz yiyecek et düşüyor. Ondan bu şekilde istifade ediyorum. Fakat arslan kuvvetli bir hayvan olduğu için; yanında bir edepsizlik yaparsam, beni de bir pençe darbesiyle helak edeceğinden korktuğum için ona fazla yaklaşmıyorum."
İşte mürid de bu siyalkoş gibi mürşidinden ayrılmamalı, istifade etmelidir. Bu şekilde mürşidine yakın olduğu zaman nefs ve şeytan müride yaklaşamazlar. Fakat mürid mürşidine fazla yakın olup, yanında rahat hareket etmekten de kaçınmalıdır. Olabilir ki yapacağı bir âdâbsızlık zarar görmesine sebep olur. Mürid, tavşan nasıl aç aslandan korkarsa, mürşidinden öyle korkmalıdır. Mürşidin celallenmesi (kızması) kendi iradesinden kaynaklanmamaktadır. Mürid, mürşidinin celalli zamanına rastlarsa, ondan uzak durmalıdır.