Hadice
Fri 21 January 2011, 10:43 am GMT +0200
MÜ’MİN ALLAH’DAN KORKAR VE İŞİNİ SAĞLAM YAPAR:
Mü’min içinden gelen çalışma isteğiyle yetinmez; işinu iyi, sağlam ve güzel yapmağa gayret eder. Çünkü derinden duyar ve kesinlikle inanır ki, Allah onu işinde denetlemektedir; fabrikasında, çiftliğinde veya nerede olursa olsun görmektedir. Allah “İhsan’ı her şeye farz etmiştir”107. İslam peyegamberi ibaddetteki “ihsan”ı açıklamış ve şöyle demiştir: “İhsan, Allah’ı görürcesine ibadet etmendir; sen onu grömesen de O seni görür108.
(107) Müslim rivayet emiştir, sahihtir.
(108) Meşhur Cibril hadisinin bir bölümü.
İşte mü’min -yalnız ibadette değil- bütün işlerde aynı şuuru taşır; Allah’ı görür gibi hareket eder. Eğer bu dereceye varamazsa, en azından Allah’ın onu gördüğünü hisseder. Bütün işlerinde mü’min’in parolası şudur: Allah’ı razı edeceğim.
Allah ise, işini mükemmel ve sağlam yapmadıkça razı olmaz. işte Peyamberimiz, mü’minlere öğrettiği budur: “Allah işlerinizi sağlam yapmanızı sever”109. Ama ne iş olursa olsun, ister dünya ile ister ahiret ile ilgili olsun.
(109) Beyhaki fiuabü’l-iman’da rivayet etmiştir.
İki esaslı haslet (huy) daha vardır ki, işin iyi ve üretimin bol olması bunlara bağlıdır. Bunlar da: Emanet (güven) ile ihlastır. Bu ikisi de mü’minde en mükemmmel ve en parlak şekliyle mevcuttur.
Mesela sanatkar bir mü’min, sanatı ile hep maddi kazanç düşümez, bir fabrikada çalışıyorsa hep sahibini memnun etmeye uğraşmaz; fakat o, işinde emindir, emeğini ihlas ile harcar, Allah’ı unutmaz, mü’min kardeşlerini hukukuna riayet eder. Onları hem dost, hem denetleyici olarak görür. Bütün bunlardan sonra da Ahirette Allah’dan sevap umar.
“De ki: Yapın (yapacağınızı); yaptığınız işleri Allah da görecek, Resulü de, mü’minler de. Sonra görülmeyeni ve görüleni bilen (Allah)a döndürüleceksiniz. O size yaptıklarınızı birbir haber verecek” (Tevbe: 9/105)
Çoğu zaman gazetelerde okuyor, sağdan soldan duyuyor ve gözlerimizle de görüyoruz; amme hizmeti gören kurulşlarda nice yeni yeni cihazlar durmakta, sağlam makinalar harap olmakta, halkın ihtiyaç duyduğu maslahatlar muattal halmakta ve işler günlerce bırakılmaktadır. Bütün bunların sonunda da yararlı tesisler başarısızlığa uğramakta, emekler boşa gitmekte ve birçok mal zayi olmaktadır. Sonunda da genel üretim gerilemekte, hem de nasıl gerilemektedir. Bu ise Allanh’ı saymayanların, ahireti hesaba katmayanların güvensizliklerinin, samiyetsizliklerinin ve vicdansızlıklarının bir sonucudur.