- Muhyiddin-i Arabi'yi nasıl tanımalıyız? Vahdet-i vücud inancı hakkında bilgi

Adsense kodları


Muhyiddin-i Arabi'yi nasıl tanımalıyız? Vahdet-i vücud inancı hakkında bilgi

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
halim
Sat 22 April 2017, 04:14 pm GMT +0200
Muhyiddin-i Arabi'yi nasıl tanımalıyız? Vahdet-i vücud inancı hakkında bilgi verir misiniz?

Muhyiddin-i Arabî, büyük bir İslâm âlimi ve mutasavvıfıdır. Bedüzzaman’ın ifadesiyle “ulûm-i İslâmiyenin bir mucizesi”dir.

Muhyiddin-i Arabî’nin şahsiyeti ve eserleri hakkında Üstad Bediüzzaman’ın Lem’alar isimli eserinde yaptığı değerlendirmeyi özetleyerek verirsek, mesele büyük ölçüde anlaşılacaktır.

"Muhyiddin-i Arabî’nin kendisi hâdî ve makbuldür. Doğru yoldadır, imanı makbul bir insandır. Fakat her kitabında mühdî ve mürşid olamıyor. Her kitabında gerçeğe ulaştırıcı ve hakikatı gösterici değildir. İslâmî ve imanî hakikatlerde çok zaman ölçüsüz gittiğinden Ehl-i Sünnet ve Cemaatin kaidelerine muhalif hareket ediyor. Bazı sözleri de zahirî mânâsıyla dalâleti, küfrü ifade ediyor. Fakat kendisi dalâlet ve küfürden uzaktır, mü’mindir, muvahhiddir."

“Çünkü bazan söz küfür olarak görünür, fakat sahibi kâfir olamaz.”
Daha sonra Said Nursî, Muhyiddin-i Arabî’nin eserleri ve onların okunması hususunda bir sözünü naklederek nasıl hareket edilmesini açıklar. Muhyiddin-i Arabî’nin sözü şöyle:

“Bizden olmayan ve makamımızı bilmeyen, kitaplarımızı okumasın; zarar görür. Evet, bu zamanda Muhyiddin’in kitapları, hususan vahdetü’l-vücuda dair meseleleri okumak zararlıdır." (Lem'alar, s. 261-262)
Bu ifadelerden açıkça anlaşılan mânâ şudur:

Muhyiddin-i Arabî’nin kendisi mü’mindir ve imanı tamdır. Fakat bazı sözleri zahirî mânâsıyla küfrü gerektirebilir; ancak te’vile muhtaç olduğundan gerçek mânâsını anlamak güçtür. Bunun için kitaplarının okunmaması daha doğrudur. Çünkü bugün dahi her kitabın, her ilmin, her sahanın belli bir okuyucu kitlesi, bir uzmanı vardır. O ilimden ancak o sahada belli bir birikimi ve malûmatı olan kimseler istifade eder. Herkesin ondan faydalanması düşünülemez, zaten bu mümkün de değildir.

Muhyiddin-i Arabî Hazretlerinin kitaplarını da bu açıdan değerlendirmek lâzımdır. Hattâ okuyanlara zararı dokunduğu içindir ki, İbn-i Âbidin’in ifadesine göre bazı Osmanlı padişahları tarafından Muhyiddin-i Arabî’nin kitaplarının okunması yasaklanmıştır. Bu arada merhum İbni Âbidin şu fıkhî hükmü de zikreder:

“Onun Füsusu‘l-Hikem isimli kitabını yaymak, neşretmek haramdır. Çünkü bu kitap küfrü gerektiren birçok mesele ihtiva etmektedir. İslâm'ın nurunu söndürmek için çalışan Yahudiler tarafından bu kitaba pekçok ilaveler yapılmıştır.” (İbn Abidin, 3/294)
Gariptir ki, "Füsusu‘l-Hikem" 1950 öncesinin materyalist Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel tarafından tercüme edilerek yayınlanmıştır. Bu arada Şark Klasikleri adı altında bazı kaynaklar tercüme edilmiş, tercümeler esnasında pekçok yanlış yoruma müsait ifadeler kullanılmış, Müslüman halk bu kanalla da inanç ve yaşayış hususunda şüphe ve tereddütlere düşmüştür.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

RAMAZAN 7/D
Sat 22 April 2017, 05:22 pm GMT +0200
Es Selamün Aleyküm . Büyük bir Arap tasavvuf adamı olan Muhiyyiddin Arabi «Vahdet-i vücud» (varlık birliği) diye anılan ünlü tasavvuf kuramını şiddetle savunmuş, İslam tasavvufuna hakim olan belli başlı kişilerin arasında yer almıştır. Bu kişi hakkında bildiğim tek bilgi bundan ibaretti vesilenizle artmış oldu .

ALLAH cc razı olsun

ceren
Sat 22 April 2017, 09:22 pm GMT +0200
Aleykümselam.Rabbim bizleri islam büyüklerinin yolunda giden kullardan eylesin inşallah.Rabbim razı olsun paylaşımdan...