saniyenur
Wed 25 January 2012, 10:45 am GMT +0200
Mühlet
Allah (c.c.)'ın ayetlerine ve sünnetine iman etmeyen, geçmiş tarihten ve yaşanan örneklerden ibret almayan sapıklar, kendilerine va'dedilen azabı acele istemelerine rağmen Rahman ve Rahim olan Rabbimiz onlara bir süre, bir mühlet vermektedir.
Artık bu sözü yalan sayanları sen bana bırak. Biz onları bilmeyecekleri bir yönden derece derece azaba yaklaştırıyoruz. Ben onlara mühlet veriyorum. Hiç şüphe yok ki Benim düzenim (onların müstahak olduğu fendim) sağlamdır. Kalem 44. .45
Andolsun ki senden evvelki peygamberlerle de alay edildi, Ben o kafirlere bir mühlet (fırsat) verdim. Sonra onlan (azabla) yakalayıverdim. İşte nasılmış sonuçlandırmam. Ra'd32
Sen şimdi o kafirlere bir mühlet ver, onlara az bir süre tanı. Tarık 17
Eğer seni yalanlıyorlarsa onlardan Önce Nuh, Ad, Semud kavmi de, İbrahim'in kavmi de ve Lut'un kavmi de, Medyen halkı da yalanlamıştı. Musa da yalanlanmıştı. Ben de o kafirlere bir mühlet verdim, sonra da onları yakalayıverdim. Nasılmış benim (inkarcıları) inkarım (inkılabım). Hacc 42.44
Allah (cc.) bu mühleti, İlahi davete muhatap olan bütün insanlara tanımaktadır. Tabi ki bu mühletin verilmesinde birçok hikmetler bulunmaktadır: Bu mühletin verilmesinde ilk neden, İlahi davetin geniş boyutlarıyla gün yüzüne çıkması ve davete muhatap olan insanlar tarafından yeterince anlaşılabilmesi içindir.
Bilindiği gibi cahili sitemlerde yaşayan insanlar, cahili propagandaların tesirinde kalabilmekte ve bilerek veya bilmeyerek cahili değer ölçülerine sahip çıkmaktadırlar. Karşılaştıkları Rabbani gerçeklerin, cahili değer ölçüsüyle değerlendirecek olan insanlar, elbetteki Rabbani gerçekleri kavrayamayacaklar ve kavrayamadıkları bu gerçeklere karşı çıkacaklardır. Cahili sistemler tarafından empoze edilen bu gibi birikimler, İlahi davet ile bu davete muhatap olan insanlar arasında birer engel durumundadır, İlahi davetin davete muhatap olan insanlarca anlaşılabilmesi için bu gibi cahili birikimlerin izale edilmesi gerekmektedir. Cahiliyeyi muhatap alan Kur'an'ı Kerim ayetleri başlangıç ve gelişim aşamaları dikkate alınarak incelendiği zaman, Rabbani davetin söz konusu cahili birikimlere hikmetli bir şekilde müdahale ettiği müşahade edilecektir.
İlahi daveti gündeme getiren bütün peygamberler kavimlerine verilen mühlet süresince, İlahi davetin anlaşılmasına engel olan cahili birikimleri ve cahili değer ölçülerini Rabbani yaklaşımlarla izale etmektedirler. Rabbani davetin süreklilik kazandığı bu mühlet zarfında İlahi davet ile insanlar arasındaki, psikolojik ve sosyolojik cahili engeller kaldırılmakta, kabul edenler neyi kabul ettiklerini, reddedenler de neyi reddettiklerini bilmektedirler. Yine bu mühlet zarfında İlahi davet net ve açık olarak her köşeye, her insana ulaşmakta ve davete muhatap olan insanlar Allah (c.c.)'ın rahmeti ve azabı ile karşı karşıya getirilmektedir. Nitekim vuku bulan bazı mucizeler de, bu mühlet içerisinde tecelli etmektedir.
Netice olarak bazı insanlar sapıklıktan rucu etmekte, İlahi daveti anlamalarına rağmen dünyevi menfaatleri için küfürlerinde inat edenler ise şiddetli azaba müstahak olmaktadır.
Tabi ki kendilerine tanınan mühletin sonunda helak edilmeleri, küfürlerinde inat etmeleri ile ilgili bir hadisedir, İlahi daveti kabul edenlerin ise felah bulacakları, Allah (c.c.)'ın affına mazhar olacakları ve helak edilmeyecekleri bir gerçektir. Çünkü bilindiği gibi toplumların helakı ile ilgili Sünnetullah Allah (c.c.)'ın ayetlerini inkar eden ve bu inkarlarından vazgeçmeyen kavimler üzerine tecelli etmektedir.
Sünnetullah gereği helak edilen kavimler kendilerine verilen mühlet zarfında küfürlerinden vazgeçmeyen, küfürlerinde ısrar eden kavimlerdir. Bunlara tanınan mühlet, bunlara bir hayır getirmemiştir.
O küfredenler, kendilerine tanıdığımız mühleti sakın kendileri için hayırlı sanmasınlar, biz onlara günahları daha da artsın diye mühlet vermekteyiz. Onlar için hor ve zelil edici bir azab vardır. Al-i İmran 178