rabia
Wed 10 March 2010, 09:48 pm GMT +0200
Muhabere ve Muzaraa
Gelirinin bir kısmı karşılığında mal sahibinin arazisini bir işçiye vererek çalıştırması caiz olmaz.
Ancak altın, gümüş, (para) veya herhangi bir gıda maddesi karşılığında mal sahibinin arazisini işçiye vererek çalıştırması caizdir.
Muhaberede tohum işçiye ait, muzaraâda ise tohum mal sahibine ait olluyorsa da, ikisi de caiz değildir.
Muzaraâ, tohum mal sahibine ait olarak geliri aralarında paylaşmak üzere, tarlayı bir işçiye işletmek için vermesi ile yaptıkları bir anlaşmadır ki bu muamele de caiz değildir.
Konu ile ilgili delil şudur: Said bin Dahhak rivayet eder. "Hz. Peygamber (s.a´.v.) muzaraadan nehyetti" [1]
Rafi b. Hadic (r.a.)´dan şöyle rivayet edilmiştir:
"Biz Resulullah zamanında araziyi icraya verirdik, tarlaları mahsulün üçte biri veya dörtte biri ya da kararlaştırılan bir ürün mukabilinde kiraya verirdik. Amcalarımdan biri bize geldi ve şöyle dedi: Resulullah bizleri bizim için menfaatli bir işten nehyetti. Allah ve resulüne itaat etmek ise bizim için daha hayırlıdır. Resulullah arazi icarı yapıp ta tarlaları mahsulün "üçte biri veya dörtte biri ya da kararlaştırılan ürün miktarı karşılığında kiraya vermekten nehyetti ve arazi sahibine tarlasını kendisinin ekmesini yahut başkasına ücretsiz ektirmesini emir buyurdu. Tarlanaın (bu şekilde) kiraya verilmesini kerih gördü." [2]
Şafii mezhebinde muzaraa ve muhabara muamelelerinin caiz olmamasının hikmeti, her iki muamelede de tarladan elde edilecek ürünün bir kısmı mukabilinde işçinin çalıştırılmasıdır. Belirsiz ve bilinmeyen bir ücret üzerine akid yapıldığı için caiz değildir.
Akit ile anlaştıkları işçi aynı olup, yalnız ağaçları sulamak zor ise, müsakat anlaşmasına tabi olarak müzaraa caizdir. Yani meyve veya ekinin bir kısmı karşılığında müsakat ile müzaraa ortaklıkları için her ikisine birden akit yapılırsa caizdir.
Muzaraâ ayrı olursa caiz değildir. Bu durumda meyve mülk sahibinindir ve mülk sahibi; İşçiye emeğinin, hayvanlarının ve aletlerinin ücretini verir.
İşçiye ücret verilmeyip, gelirin aralarında paylaştırılarak müzaraanın haramlığından kurtulmanın yolu şudur:
Mülk sahibi işçiyi tarladan yararlanmanın yarısı karşılığında veya tohumun yarısı ve ta´yin olmaksızın tarlanın yarısını icare vererek kişiyi kiralar. Böylece gelir yarı yarıya aralarında taksim edilir.
Muhabere, muzaraâ muamelesinin aynısıdır. Ancak bunda tohumu işçi ödemektedir ki bu muamele de sahih değildir.
Müsakat ile muzaraâ her ikisi birden akitleri yapılsa caiz olduğunu belirtmiştik. Ama müsakat ile muhabere birlikte de akitleri yapılırsa yine de eaiz olmaz. Eğer böyle bir muamele yapılmışsa gelir işçinin olup işçi, mülk sahibine icar parasını verecektir. İcar miktarının tayini ise benzerlerine kıyas edilerek tesbit edilir.
Gelir her ikisi arasında paylaştırılmak ve işçiye ücret verilmemek üzere bazı örf ve adetlerde yapıldığı gibi muhaberenin haramlığından kurtulmak isteniyorsa şu yöntem uygulanmalıdır:
Tarla sahibi, tohumun ve emeğinin yarısı ile aletlerinin kullanılması karşılığında tarlanın yarısını kiraya verir. Böylece her biri gelirin yarısını alır. [3]
[1] Müslim, 1549.
[2] Buhari, 2214, Müslim, 1548.
[3] Kadı Ebu Şuca, Ğayetül-İhtisar ve Şerhi , Ravza Yayınları: 356-357.
Gelirinin bir kısmı karşılığında mal sahibinin arazisini bir işçiye vererek çalıştırması caiz olmaz.
Ancak altın, gümüş, (para) veya herhangi bir gıda maddesi karşılığında mal sahibinin arazisini işçiye vererek çalıştırması caizdir.
Muhaberede tohum işçiye ait, muzaraâda ise tohum mal sahibine ait olluyorsa da, ikisi de caiz değildir.
Muzaraâ, tohum mal sahibine ait olarak geliri aralarında paylaşmak üzere, tarlayı bir işçiye işletmek için vermesi ile yaptıkları bir anlaşmadır ki bu muamele de caiz değildir.
Konu ile ilgili delil şudur: Said bin Dahhak rivayet eder. "Hz. Peygamber (s.a´.v.) muzaraadan nehyetti" [1]
Rafi b. Hadic (r.a.)´dan şöyle rivayet edilmiştir:
"Biz Resulullah zamanında araziyi icraya verirdik, tarlaları mahsulün üçte biri veya dörtte biri ya da kararlaştırılan bir ürün mukabilinde kiraya verirdik. Amcalarımdan biri bize geldi ve şöyle dedi: Resulullah bizleri bizim için menfaatli bir işten nehyetti. Allah ve resulüne itaat etmek ise bizim için daha hayırlıdır. Resulullah arazi icarı yapıp ta tarlaları mahsulün "üçte biri veya dörtte biri ya da kararlaştırılan ürün miktarı karşılığında kiraya vermekten nehyetti ve arazi sahibine tarlasını kendisinin ekmesini yahut başkasına ücretsiz ektirmesini emir buyurdu. Tarlanaın (bu şekilde) kiraya verilmesini kerih gördü." [2]
Şafii mezhebinde muzaraa ve muhabara muamelelerinin caiz olmamasının hikmeti, her iki muamelede de tarladan elde edilecek ürünün bir kısmı mukabilinde işçinin çalıştırılmasıdır. Belirsiz ve bilinmeyen bir ücret üzerine akid yapıldığı için caiz değildir.
Akit ile anlaştıkları işçi aynı olup, yalnız ağaçları sulamak zor ise, müsakat anlaşmasına tabi olarak müzaraa caizdir. Yani meyve veya ekinin bir kısmı karşılığında müsakat ile müzaraa ortaklıkları için her ikisine birden akit yapılırsa caizdir.
Muzaraâ ayrı olursa caiz değildir. Bu durumda meyve mülk sahibinindir ve mülk sahibi; İşçiye emeğinin, hayvanlarının ve aletlerinin ücretini verir.
İşçiye ücret verilmeyip, gelirin aralarında paylaştırılarak müzaraanın haramlığından kurtulmanın yolu şudur:
Mülk sahibi işçiyi tarladan yararlanmanın yarısı karşılığında veya tohumun yarısı ve ta´yin olmaksızın tarlanın yarısını icare vererek kişiyi kiralar. Böylece gelir yarı yarıya aralarında taksim edilir.
Muhabere, muzaraâ muamelesinin aynısıdır. Ancak bunda tohumu işçi ödemektedir ki bu muamele de sahih değildir.
Müsakat ile muzaraâ her ikisi birden akitleri yapılsa caiz olduğunu belirtmiştik. Ama müsakat ile muhabere birlikte de akitleri yapılırsa yine de eaiz olmaz. Eğer böyle bir muamele yapılmışsa gelir işçinin olup işçi, mülk sahibine icar parasını verecektir. İcar miktarının tayini ise benzerlerine kıyas edilerek tesbit edilir.
Gelir her ikisi arasında paylaştırılmak ve işçiye ücret verilmemek üzere bazı örf ve adetlerde yapıldığı gibi muhaberenin haramlığından kurtulmak isteniyorsa şu yöntem uygulanmalıdır:
Tarla sahibi, tohumun ve emeğinin yarısı ile aletlerinin kullanılması karşılığında tarlanın yarısını kiraya verir. Böylece her biri gelirin yarısını alır. [3]
[1] Müslim, 1549.
[2] Buhari, 2214, Müslim, 1548.
[3] Kadı Ebu Şuca, Ğayetül-İhtisar ve Şerhi , Ravza Yayınları: 356-357.