GizEmLi_yAzaR
Tue 11 December 2007, 03:09 am GMT +0200
Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem) mübarek gün ve gecelerde ibadet ve taata daha fazla gayret göstermiş, ümmeti için daha çok dua etmiştir. Üç aylar ve faziletinden de bahsetmek gerekirse, üç aylarda insan, günlük programlarına me'sur ibadet ve zikirleri de ilave etmesi gerekir.
Yani üç aylara has bir program hazırlamak, üç ayların feyz ve bereketinden çokça istifade etmek lazımdır.
Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem) üç aylar hakkında şöyle buyurmuştur;
"Recep Allah'ın ayı, Şaban benim ayım, Ramazan da ümmetimin ayıdır."(Ebu Davud, Nesai, İbn-i Mace)
Recep Ayı:
Fazileti yüksek. Affı ve mağfireti bol aylardan birisi recep ayıdır.
Recep ayında Allah-u Zülcelal insanları affetmek ve rahmeti ile muamele etmek için küçük bahaneleri arar.
Abdullah ibn-i Abbas (r.a);
Receb ayında Hz. Peygamber (a.s.v)’in “Bu orucu artık bırakmaz.” deyinceye kadar çok oruç tuttuğunu, bazen de; “Bu artık oruç tutmaz.” deyinceye kadar orucu terk ettiğini haber vermiştir. (Buhari, Müslim, Ebu Davud)
Ey Nefsim! Allah-u Zülcelal bizlere af ve mağfiretini ulaştırmak bizleri cehenneminde yakmamak azap vermemek için, önümüze ne büyük fırsatlar ve ganimetler koymuş.
Sen ise bütün bunlara rağmen adeta ben cehenneme gideceğim diye haykırıyor ve gafletten uyanmıyorsun. Böylesi fırsatları elinden kaçırma. Ancak, recep ayının bu faziletlerinden faydalanarak Allah-u Zülcelal'e işlediğin günahları affettirebilir ve rahmetine müstehak olabilirsin.
Ey Nefsim! O baldan tatlı ırmaktan mı içmek istersin, zehirli zakkum kökü mü içmek istersin. Eğer o nehirden kana kana içmek isterim diyorsan, gel tevbe edelim ve Allah-u Zülcelal'e ita-atle ibadet edelim.
Regaip gecesi:
Enes (Radıyallahu Anh)'den rivayet edilen hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem) şöyle buyuruyor:
"Receb'in ilk cuma gecesinde uyanık ol. O geceyi gafletle geçirme. Çünkü, melekler o geceye (Regâib Gecesi) diye ad koymuşlardır. Zira o gecenin üçte biri geçtiğinde yer ve gök melekleri Kâbe-i Muazzama ve havalisinde toplanırlar.
Allahu Teâlâ meleklerin toptantısı üzerine;
"Ey meleklerim! Ne istiyorsunuz? diye sorar. Melekler:
"Ya Rabbi! Senden istediğimiz ve temennimiz, Receb'in oruçlularının günahlarını bağışlamandır.” derler. Allah-u Zülcelal'de;
"Receb'in oruçlularını affettim, buyurur."
Ey Nefsim! Bu gecede melekler dahi yeryüzünde ki kullar için af ve mağfiret di-lerken bizim bu gecelerdeki fırsatları kaçırmamız olur mu?
M elekler dahi bizim için bu gecede dua edip Allah-u Zülcelal kabul ederken eğer bizde salih bir kalp ve pişmanlıkla Allah-u Zülcelal'e bu gece yönelirsek bizide affedecektir.
Bu fırsatı bir ganimet bilerek, bu geceyi değerlendirmenin yollarına başvuralım. Ey Nefsim! Daha çok ibadet ve taat yapmak ve tevbe etmek için bundan iyi fırsat mı olur.
Miraç Gecesi
Allah-u Zülcelal dininin tebliğ yolunda her türlü zorluğa katlanan Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem)'i Recep ayının 26. gecesini 27 sine bağlayan gece, Beyt-i Makdis'den Sitre-i Münteha'ya oradan da Allah-u Zülcelal'in huzuruna çıkarttı.
Miraç gecesi Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem)'e bir çok ilahi ikramlar verildi.
Mesela; Allah'a ortak koşmayanların cennete gireceği müjdesi.
Beş vakit namaz. Ayrıca Bakara suresinin son iki ayeti ve İsra suresinin 22. ve 39. ayetlerinde on iki esas bu gece müslümanlara hediye olarak ikram edildi.
1- Allah'tan başkasına kulluk etmeyin.
2- Anaya babaya iyi davranın.
3- Akrabaya, yoksula, yolda kalmışa hakkını verin.
4- Cimri ve israfçı olmayın.
5- Evlatlarınızı fakirlik korkusu ile öldürmeyin.
6- Fuhuş ve zinaya yaklaşmayın.
7- Cana kıymayın.
8- Yetimin malına doğru olmayan bir şekilde yaklaşmayın.
9- Ahdi yerine getirin. (Verilen sözü tutun)
10- Ölçü ve tartıda doğruluğa dikkat edin.
11- Hakkında bilgi sahibi olmadığınız şeyin ardına düşmeyin.
12-Yer yüzünde gurur ve kibirle yürümeyin. Büyüklük taslamayın.
Ey Nefsim!
Allah-u Zülcelal biz günahkar ve asi kullarına merhamet etmiş, muhatap kabul etmiş ve bizlere bu ikramları vermiştir.
Bu ikram ve izzetler, Allah-u Zülcelal'in yolundan gittiğin müddetçe senin içindir.
Yok eğer hala ben asiliğimde ve günahlarımda ısrar edeceğim dersen, yarın şiddetli bir azap ve üzüntü seni beklemektedir.
Eğer bu ikramlara layık olmak istiyorum di-yorsan, tevbe et ve Allah'a dön. Ve bu prensipleri kendi hayatında tatbik et. Unutma kurtuluş Allah-u Zülcelal'in yolundadır ve birgün O'na döneceğiz.
Şâban Ayı:
Hz. Ali (r.a)’den rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber (a.s.v) bir hadis-i şerifte şöyle buyurmuştur; “Şaban ayının ortası, on beşinci geceye ulaştığınız zaman, o geceyi ibadetle, gündüzünü de oruçla geçirin.Allah-u Teala, o geceye girildiği sırada güneş batarken dünya semasına iniş tecellisini eyleyip şöyle buyurur; Bir şey isteyen yokmu ki vereyim; bağışlanmasını dileyen yokmu ki, bağışlayayım.Rızık isteyen yokmu ki, rızıklandırayım.Tan yeri ağırıncaya kadar bu emir geçerlidir.” (Mecalis-i Rumi)
Enes bin Malik (Radıyallahu Anh) şöyle buyuruyor:
"Resûlullah (Sallâllahu Aleyhi ve Sellem)'in ashab-ı kiramı Şaban'ın hilâlini görünce kendilerini Kur'-an-ı Kerim okumağa verirler ve devamlı Kur'an okurlar idi.
Zenginler mallarının zekâtını fakir ve düşkünlere verirler; bu suretle onların “Ramazan-ı şerîf” orucuna varlıklı çıkmalarına yardım ederlerdi.
Hakim ve valiler mahkumları huzuruna çağırıp (Hadd-î Şer'î) lâzım gelenlere hükm'ü tatbik ederler. Haddi gerektirmiyenleri tahliye ederlerdi.
Tüccarlar borçlarını öderler ve alacaklalarını alırlar idi. Ve Ramazan hilalini görünce güzel bir temizlik yaparak şehr-ü Ramazan'da oruç ve namazlarına ciddiyetle sarılırlar ve bilhassa şehr-ü Ramazan'ın son on gününü büsbütün ibadet ve itikaf ile geçirmeğe hazırlanırlardı."
Ey Nefsim!
Yukarıda anlatılan Şaban ayını fırsat bilip kendilerini ibadet ve taate hayıra, hasenata ve kur’an okumaya veren insanlar sahabe idi. Sahabe olmalarına rağmen büyük bir fırsat bilerek bu ayı değerlendiriyorlardı.
Ey Nefsim! Sen neyine güveniyorsunda, böylesine bir gaflet ve uyku halinde kalı-yorsun. Onlar Sahabe oldukları halde bu kadar ibadet yaparlarken sen neyine güvenipte durabilirsin. Belki sen bu ibadet ve taatlere daha layıksın.
Ey Nefsim! Eğer yarın hesap günü rezil olmak ve Cehennemde azap çekmek istemiyorsan bu ayı fırsat bilelim.
Düşünelim ki bu ay bize verilmiş son fırsat ve son ihtardır. Ona göre ibadet yapalım ve tevbe edip Allah'a dönelim.
Beraat Gecesi
Hz.Aişe (Radıyallahu anha) şöyle anlatmıştır:
Resûlullah (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem) Efendimiz Şaban ayının onbeşinci gecesi olan Beraat gecesinde:
"Ya Aişe! Bu gece hangi gecedir?" buyurdu. Ben de:
"Allah ve Resûlü en iyi bilir.. dedim. Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem) şöyle buyurdu;
"Bu gece Şaban'ın onbeşinci gecesidir. Bu gecede dünya işleri ve kulların amelleri Allah-u Teâla'ya arz olunur.
Bu gecede Allah'ın Cehennemden affettiği kimselerin adedi. Benî Kelb kabîlesinin koyunlarının kılları miktarıncadır. (Bu gece rızıklar dağıtılır, bir sene içinde öleceklerin listesi Azrail'e verilir)." buyurdu. Ve;
"Sen bu geceyi benim ibâdetle geçirmeme izin verir misin?" dedi. Ben,
-Evet, buyurun, dedim.
Resulullah (Sallâllahu Aleyhi Ve Sellem) namaz kılmaya başladı. Fatiha ve küçük bir sûre okuyarak kıyâmını hafif tuttu. Secdesini ise gecenin yarısına kadar uzattı.
Sonra ikinci rek'ata kalktı. Birinci rek'attaki kıraat gibi kıraatını hafif ettikten sonra secdeye vardı. Ve sabaha kadar secdede kaldı. Ben Resulullah'ın o kadar uzun secdede kalmasından va kendisinden geçmiş görünmesinden ruhu kabz oldu sanmıştım.
Bu endişe ile kendisine yaklaştım. Mûbarek ayaklarına dokununca vefat etmediğini anladım." (Beyhaki)
Ey Nefsim!
Allah-u Zülcelal kullarını affetmek için bak Beraat gecesini bir fırsat olarak vermiştir. Alemlerin Efendisi olmasına rağmen ve Allah-u Zülcelal geçmiş ve gelecek günahlardan koruduğu halde Peygamber Efendimiz bu gecede sabaha kadar ibadet ve taat etmiştir.
Ey Nefsim! Sen kendi halini bir düşün... Bu kadar hata ve günahın içerisinde ve bu kadar acizliğinle senin bu gecelere ve bu gibi fırsatlara daha çok ihtiyacın yok mu?
Bu gecede affedilen kulların arasına girmek ve Allah-u Zülcelal'in rızasını kazanmak istemez misin? Eğer istiyorsan, bu geceyi değerlendir, Allah-u Zülcelal'e yönel affedilmen için gözyaşı dök.
Bilmiş ol ki kurtuluşun ancak Allah'ın yolundadır.
Ramazan Ayı:
Bu mübarek aylarda çokça ibadet ve zikir yapmak suretiyle nefislerimizi temizlemek ve Ramazan ayına tertemiz olarak girmek gerekir. Ramazan ayına hazırlanmayan, ne zaman temizlenip; ibadet ve taatta bulunacaktır? Ramazan ayının ibadeti diğer bütün aylardan daha üstündür.
Ebu Hureyre (radıyallahu anh) anlatıyor:
“Rasûlullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdular ki: “Beş vakit namaz, bir cuma namazı diğer cuma namazına , bir Ramazan diğer Ramazana hep kefarettirler.Büyük günah irtikab edilmedikçe aralarındaki günahları affettirirler.” (Müslim, Tirmizi)
Üç aylarda gündüzleri oruçlu olmak, geceleri ibadet etmek suretiyle onun rahmet ve bereketinden istifade edelim. Bundan kendimizi mahrum etmeyelim. Yapmış olduğum programa hassaten Ramazan ayına ait ek ibadet, taat ve zikirleri ilave ederek; bu ayın gün ve gecelerinden çokça istifade etmek gerekir.
Çünkü Allah-u Zülcelal'in rahmeti Ramazan ayında daha çok inmektedir.
Kadir Gecesi:
Allah-u Zülcelal'in Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem) vasıtası ile biz insanlara gönderdiği Kur'an'ı Kerim, Kadir Gecesinde nazil olmaya başlamıştır.
Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem) şöyle buyurmuştur;
"Kadir gecesi, içinde Kadir gecesi bulunmayan bin aydan daha hayırlıdır." (Tirmizi)
Kadir gecesinin Ramazan Ayının hangi gününe ras geldiği tam bilinmemekle beraber Alimler ittifakla son on gününde aranmasının uygun olduğunu beyan etmişlerdir.
Kadir Gecesi Allah-u Zülcelal hiçbir duayı, temenniyi ve tövbeyi geri çevirmez. Affedilmeyi arzu eden, mükafatlar almak isteyen kullar için bulunmaz bir nimet ve fırsattır.
Ey Nefsim!
Allah-u Zülcelal sana günahlarından kurtulman ve affına müstahak olabilmen için bir fırsat daha sunmaktadır. Ramazan ayının bereketine ve feyzine ek olarak Ramazan Ayının her gecesini Kadir gecesi kabul edip ibadet ve taatte bulun.
Düştüğün bu günah bataklığından ve küfür zindanından Kadir gecesinin nuru ile çıkmaya azmet. Yılmadan usanmadan ibadet ve taat et.
En azından Ramazan Ayı’nın son on gününü, Kadir gecesini aramak ve ibadet etmek ile geçir. Unutmaki hesap günü çetin, cehennem azap dolu, hüsran olmamak ve azap çekmemek için tevbe et ve bu günü fırsat bilerek Allah'a yalvar.
Şevval Ayı ve Orucu:
Sünneti müekked oruçlardan, Ramazan bayramından sonra Şevval ayında altı gün oruç tutmalıdır. Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem) şöyle buyurmuştur;
"Kim Ramazan ayının orucunu tutarsa, buna altı gün de Şevval'den ilave ederse bütün seneyi oruç tutmuş gibidir." (Müslim, Ebu Davud, Tirmizi)
Ey Nefsim!
Sende Şevval ayında altı gün oruç tuttuğunda bütün seneyi oruçlu geçirmiş gibi kazançlı bir iş yapmak istemez misin? Bu ticaretteki kar nerede vardır.
Aşure Günü:
Mübarek günlerden biriside aşure günüdür, bu günlerde oruç tutmak sünnet-i müekkeddir.
Aşure Günü'nün orucunun bütün bir senenin günahına keffaret olduğu hadis-i şerifde beyan edilmiştir.
Kişinin bu günde ehline bol harcaması ve ihtiyaçları olan müslümanlara da bol sadaka vermesi icab eder.
İbn-i Mesud (radıyallahu anh) anlatıyor:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem) buyurdular ki: “Kim ailesine aşüre günü geniş (cömert) davranırsa Allahta ona senenin geri kalan günlerinde geniş davranır.” (Beyhaki)
Katâde (r.a) anlatıyor:
“Resûlullah (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem) buyurdular ki: “Aşûre orucunun önceki yılın günahlarına kefaret olacağını Allah’ın rahmetinden umarım.” (Tirmizi)
Her aydan da üç gün oruç tutmak sünnet olduğu için, kişi bu aşure gününü de vesile ederek üç gün oruç tutarsa çok efdaldir.
Aşure gününü de taatla geçirmek suretiyle değerlendirmek lazımdır. Yalnız bu aşure gününü bir gün önce ve bir gün sonra oruç tutmakla üç güne tamamlamak daha efdaldir. Sadat-ı Kiram bu oruç üzerine devam etmişlerdir.
Ey Nefsim! İşlemiş olduğun günahların keffaretini isteseler, hangi mal ve zenginlik ile ödeyebilir ve gücün yetebilir.
Allah-u Zülcelal sana bu fırsatı sunuyor. Aşure günü tuttuğun üç günlük oruç seni bütün senenin günahlarından kurtaracak.
Akıllı ol ey nefsim! Ve bu fırsatı kaçırma. Senin bu kadar günahlarının arasında bu tür fırsatlara ihtiyacının ne kadar büyük olduğunu unutma.
Tevbe et ve Allah'a dön.
Arefe Günü ve Orucu:
Arefe günü oruç tutmak da sünnet-i müekkedlerdendir. İki gün önceden başlayıp üç güne tamamlamak daha faziletlidir.
Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem) şöyle buyurmuştur;
"Arefe gününün orucu bir gelecek bir de geçmiş senenin günahına keffarettir." (Müslim, Ebu Davud, Tirmizi)
Nakşibendi Sâdat-ı, bu müekked sünnetleri hiçbir surette terk etmemişlerdir. Biz de Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem)'e ve Sâdat-ı kirama mutabaat yapmak suretiyle müekked sünnetleri terk etmeyelim.
Yani üç aylara has bir program hazırlamak, üç ayların feyz ve bereketinden çokça istifade etmek lazımdır.
Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem) üç aylar hakkında şöyle buyurmuştur;
"Recep Allah'ın ayı, Şaban benim ayım, Ramazan da ümmetimin ayıdır."(Ebu Davud, Nesai, İbn-i Mace)
Recep Ayı:
Fazileti yüksek. Affı ve mağfireti bol aylardan birisi recep ayıdır.
Recep ayında Allah-u Zülcelal insanları affetmek ve rahmeti ile muamele etmek için küçük bahaneleri arar.
Abdullah ibn-i Abbas (r.a);
Receb ayında Hz. Peygamber (a.s.v)’in “Bu orucu artık bırakmaz.” deyinceye kadar çok oruç tuttuğunu, bazen de; “Bu artık oruç tutmaz.” deyinceye kadar orucu terk ettiğini haber vermiştir. (Buhari, Müslim, Ebu Davud)
Ey Nefsim! Allah-u Zülcelal bizlere af ve mağfiretini ulaştırmak bizleri cehenneminde yakmamak azap vermemek için, önümüze ne büyük fırsatlar ve ganimetler koymuş.
Sen ise bütün bunlara rağmen adeta ben cehenneme gideceğim diye haykırıyor ve gafletten uyanmıyorsun. Böylesi fırsatları elinden kaçırma. Ancak, recep ayının bu faziletlerinden faydalanarak Allah-u Zülcelal'e işlediğin günahları affettirebilir ve rahmetine müstehak olabilirsin.
Ey Nefsim! O baldan tatlı ırmaktan mı içmek istersin, zehirli zakkum kökü mü içmek istersin. Eğer o nehirden kana kana içmek isterim diyorsan, gel tevbe edelim ve Allah-u Zülcelal'e ita-atle ibadet edelim.
Regaip gecesi:
Enes (Radıyallahu Anh)'den rivayet edilen hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem) şöyle buyuruyor:
"Receb'in ilk cuma gecesinde uyanık ol. O geceyi gafletle geçirme. Çünkü, melekler o geceye (Regâib Gecesi) diye ad koymuşlardır. Zira o gecenin üçte biri geçtiğinde yer ve gök melekleri Kâbe-i Muazzama ve havalisinde toplanırlar.
Allahu Teâlâ meleklerin toptantısı üzerine;
"Ey meleklerim! Ne istiyorsunuz? diye sorar. Melekler:
"Ya Rabbi! Senden istediğimiz ve temennimiz, Receb'in oruçlularının günahlarını bağışlamandır.” derler. Allah-u Zülcelal'de;
"Receb'in oruçlularını affettim, buyurur."
Ey Nefsim! Bu gecede melekler dahi yeryüzünde ki kullar için af ve mağfiret di-lerken bizim bu gecelerdeki fırsatları kaçırmamız olur mu?
M elekler dahi bizim için bu gecede dua edip Allah-u Zülcelal kabul ederken eğer bizde salih bir kalp ve pişmanlıkla Allah-u Zülcelal'e bu gece yönelirsek bizide affedecektir.
Bu fırsatı bir ganimet bilerek, bu geceyi değerlendirmenin yollarına başvuralım. Ey Nefsim! Daha çok ibadet ve taat yapmak ve tevbe etmek için bundan iyi fırsat mı olur.
Miraç Gecesi
Allah-u Zülcelal dininin tebliğ yolunda her türlü zorluğa katlanan Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem)'i Recep ayının 26. gecesini 27 sine bağlayan gece, Beyt-i Makdis'den Sitre-i Münteha'ya oradan da Allah-u Zülcelal'in huzuruna çıkarttı.
Miraç gecesi Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem)'e bir çok ilahi ikramlar verildi.
Mesela; Allah'a ortak koşmayanların cennete gireceği müjdesi.
Beş vakit namaz. Ayrıca Bakara suresinin son iki ayeti ve İsra suresinin 22. ve 39. ayetlerinde on iki esas bu gece müslümanlara hediye olarak ikram edildi.
1- Allah'tan başkasına kulluk etmeyin.
2- Anaya babaya iyi davranın.
3- Akrabaya, yoksula, yolda kalmışa hakkını verin.
4- Cimri ve israfçı olmayın.
5- Evlatlarınızı fakirlik korkusu ile öldürmeyin.
6- Fuhuş ve zinaya yaklaşmayın.
7- Cana kıymayın.
8- Yetimin malına doğru olmayan bir şekilde yaklaşmayın.
9- Ahdi yerine getirin. (Verilen sözü tutun)
10- Ölçü ve tartıda doğruluğa dikkat edin.
11- Hakkında bilgi sahibi olmadığınız şeyin ardına düşmeyin.
12-Yer yüzünde gurur ve kibirle yürümeyin. Büyüklük taslamayın.
Ey Nefsim!
Allah-u Zülcelal biz günahkar ve asi kullarına merhamet etmiş, muhatap kabul etmiş ve bizlere bu ikramları vermiştir.
Bu ikram ve izzetler, Allah-u Zülcelal'in yolundan gittiğin müddetçe senin içindir.
Yok eğer hala ben asiliğimde ve günahlarımda ısrar edeceğim dersen, yarın şiddetli bir azap ve üzüntü seni beklemektedir.
Eğer bu ikramlara layık olmak istiyorum di-yorsan, tevbe et ve Allah'a dön. Ve bu prensipleri kendi hayatında tatbik et. Unutma kurtuluş Allah-u Zülcelal'in yolundadır ve birgün O'na döneceğiz.
Şâban Ayı:
Hz. Ali (r.a)’den rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber (a.s.v) bir hadis-i şerifte şöyle buyurmuştur; “Şaban ayının ortası, on beşinci geceye ulaştığınız zaman, o geceyi ibadetle, gündüzünü de oruçla geçirin.Allah-u Teala, o geceye girildiği sırada güneş batarken dünya semasına iniş tecellisini eyleyip şöyle buyurur; Bir şey isteyen yokmu ki vereyim; bağışlanmasını dileyen yokmu ki, bağışlayayım.Rızık isteyen yokmu ki, rızıklandırayım.Tan yeri ağırıncaya kadar bu emir geçerlidir.” (Mecalis-i Rumi)
Enes bin Malik (Radıyallahu Anh) şöyle buyuruyor:
"Resûlullah (Sallâllahu Aleyhi ve Sellem)'in ashab-ı kiramı Şaban'ın hilâlini görünce kendilerini Kur'-an-ı Kerim okumağa verirler ve devamlı Kur'an okurlar idi.
Zenginler mallarının zekâtını fakir ve düşkünlere verirler; bu suretle onların “Ramazan-ı şerîf” orucuna varlıklı çıkmalarına yardım ederlerdi.
Hakim ve valiler mahkumları huzuruna çağırıp (Hadd-î Şer'î) lâzım gelenlere hükm'ü tatbik ederler. Haddi gerektirmiyenleri tahliye ederlerdi.
Tüccarlar borçlarını öderler ve alacaklalarını alırlar idi. Ve Ramazan hilalini görünce güzel bir temizlik yaparak şehr-ü Ramazan'da oruç ve namazlarına ciddiyetle sarılırlar ve bilhassa şehr-ü Ramazan'ın son on gününü büsbütün ibadet ve itikaf ile geçirmeğe hazırlanırlardı."
Ey Nefsim!
Yukarıda anlatılan Şaban ayını fırsat bilip kendilerini ibadet ve taate hayıra, hasenata ve kur’an okumaya veren insanlar sahabe idi. Sahabe olmalarına rağmen büyük bir fırsat bilerek bu ayı değerlendiriyorlardı.
Ey Nefsim! Sen neyine güveniyorsunda, böylesine bir gaflet ve uyku halinde kalı-yorsun. Onlar Sahabe oldukları halde bu kadar ibadet yaparlarken sen neyine güvenipte durabilirsin. Belki sen bu ibadet ve taatlere daha layıksın.
Ey Nefsim! Eğer yarın hesap günü rezil olmak ve Cehennemde azap çekmek istemiyorsan bu ayı fırsat bilelim.
Düşünelim ki bu ay bize verilmiş son fırsat ve son ihtardır. Ona göre ibadet yapalım ve tevbe edip Allah'a dönelim.
Beraat Gecesi
Hz.Aişe (Radıyallahu anha) şöyle anlatmıştır:
Resûlullah (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem) Efendimiz Şaban ayının onbeşinci gecesi olan Beraat gecesinde:
"Ya Aişe! Bu gece hangi gecedir?" buyurdu. Ben de:
"Allah ve Resûlü en iyi bilir.. dedim. Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem) şöyle buyurdu;
"Bu gece Şaban'ın onbeşinci gecesidir. Bu gecede dünya işleri ve kulların amelleri Allah-u Teâla'ya arz olunur.
Bu gecede Allah'ın Cehennemden affettiği kimselerin adedi. Benî Kelb kabîlesinin koyunlarının kılları miktarıncadır. (Bu gece rızıklar dağıtılır, bir sene içinde öleceklerin listesi Azrail'e verilir)." buyurdu. Ve;
"Sen bu geceyi benim ibâdetle geçirmeme izin verir misin?" dedi. Ben,
-Evet, buyurun, dedim.
Resulullah (Sallâllahu Aleyhi Ve Sellem) namaz kılmaya başladı. Fatiha ve küçük bir sûre okuyarak kıyâmını hafif tuttu. Secdesini ise gecenin yarısına kadar uzattı.
Sonra ikinci rek'ata kalktı. Birinci rek'attaki kıraat gibi kıraatını hafif ettikten sonra secdeye vardı. Ve sabaha kadar secdede kaldı. Ben Resulullah'ın o kadar uzun secdede kalmasından va kendisinden geçmiş görünmesinden ruhu kabz oldu sanmıştım.
Bu endişe ile kendisine yaklaştım. Mûbarek ayaklarına dokununca vefat etmediğini anladım." (Beyhaki)
Ey Nefsim!
Allah-u Zülcelal kullarını affetmek için bak Beraat gecesini bir fırsat olarak vermiştir. Alemlerin Efendisi olmasına rağmen ve Allah-u Zülcelal geçmiş ve gelecek günahlardan koruduğu halde Peygamber Efendimiz bu gecede sabaha kadar ibadet ve taat etmiştir.
Ey Nefsim! Sen kendi halini bir düşün... Bu kadar hata ve günahın içerisinde ve bu kadar acizliğinle senin bu gecelere ve bu gibi fırsatlara daha çok ihtiyacın yok mu?
Bu gecede affedilen kulların arasına girmek ve Allah-u Zülcelal'in rızasını kazanmak istemez misin? Eğer istiyorsan, bu geceyi değerlendir, Allah-u Zülcelal'e yönel affedilmen için gözyaşı dök.
Bilmiş ol ki kurtuluşun ancak Allah'ın yolundadır.
Ramazan Ayı:
Bu mübarek aylarda çokça ibadet ve zikir yapmak suretiyle nefislerimizi temizlemek ve Ramazan ayına tertemiz olarak girmek gerekir. Ramazan ayına hazırlanmayan, ne zaman temizlenip; ibadet ve taatta bulunacaktır? Ramazan ayının ibadeti diğer bütün aylardan daha üstündür.
Ebu Hureyre (radıyallahu anh) anlatıyor:
“Rasûlullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdular ki: “Beş vakit namaz, bir cuma namazı diğer cuma namazına , bir Ramazan diğer Ramazana hep kefarettirler.Büyük günah irtikab edilmedikçe aralarındaki günahları affettirirler.” (Müslim, Tirmizi)
Üç aylarda gündüzleri oruçlu olmak, geceleri ibadet etmek suretiyle onun rahmet ve bereketinden istifade edelim. Bundan kendimizi mahrum etmeyelim. Yapmış olduğum programa hassaten Ramazan ayına ait ek ibadet, taat ve zikirleri ilave ederek; bu ayın gün ve gecelerinden çokça istifade etmek gerekir.
Çünkü Allah-u Zülcelal'in rahmeti Ramazan ayında daha çok inmektedir.
Kadir Gecesi:
Allah-u Zülcelal'in Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem) vasıtası ile biz insanlara gönderdiği Kur'an'ı Kerim, Kadir Gecesinde nazil olmaya başlamıştır.
Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem) şöyle buyurmuştur;
"Kadir gecesi, içinde Kadir gecesi bulunmayan bin aydan daha hayırlıdır." (Tirmizi)
Kadir gecesinin Ramazan Ayının hangi gününe ras geldiği tam bilinmemekle beraber Alimler ittifakla son on gününde aranmasının uygun olduğunu beyan etmişlerdir.
Kadir Gecesi Allah-u Zülcelal hiçbir duayı, temenniyi ve tövbeyi geri çevirmez. Affedilmeyi arzu eden, mükafatlar almak isteyen kullar için bulunmaz bir nimet ve fırsattır.
Ey Nefsim!
Allah-u Zülcelal sana günahlarından kurtulman ve affına müstahak olabilmen için bir fırsat daha sunmaktadır. Ramazan ayının bereketine ve feyzine ek olarak Ramazan Ayının her gecesini Kadir gecesi kabul edip ibadet ve taatte bulun.
Düştüğün bu günah bataklığından ve küfür zindanından Kadir gecesinin nuru ile çıkmaya azmet. Yılmadan usanmadan ibadet ve taat et.
En azından Ramazan Ayı’nın son on gününü, Kadir gecesini aramak ve ibadet etmek ile geçir. Unutmaki hesap günü çetin, cehennem azap dolu, hüsran olmamak ve azap çekmemek için tevbe et ve bu günü fırsat bilerek Allah'a yalvar.
Şevval Ayı ve Orucu:
Sünneti müekked oruçlardan, Ramazan bayramından sonra Şevval ayında altı gün oruç tutmalıdır. Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem) şöyle buyurmuştur;
"Kim Ramazan ayının orucunu tutarsa, buna altı gün de Şevval'den ilave ederse bütün seneyi oruç tutmuş gibidir." (Müslim, Ebu Davud, Tirmizi)
Ey Nefsim!
Sende Şevval ayında altı gün oruç tuttuğunda bütün seneyi oruçlu geçirmiş gibi kazançlı bir iş yapmak istemez misin? Bu ticaretteki kar nerede vardır.
Aşure Günü:
Mübarek günlerden biriside aşure günüdür, bu günlerde oruç tutmak sünnet-i müekkeddir.
Aşure Günü'nün orucunun bütün bir senenin günahına keffaret olduğu hadis-i şerifde beyan edilmiştir.
Kişinin bu günde ehline bol harcaması ve ihtiyaçları olan müslümanlara da bol sadaka vermesi icab eder.
İbn-i Mesud (radıyallahu anh) anlatıyor:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem) buyurdular ki: “Kim ailesine aşüre günü geniş (cömert) davranırsa Allahta ona senenin geri kalan günlerinde geniş davranır.” (Beyhaki)
Katâde (r.a) anlatıyor:
“Resûlullah (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem) buyurdular ki: “Aşûre orucunun önceki yılın günahlarına kefaret olacağını Allah’ın rahmetinden umarım.” (Tirmizi)
Her aydan da üç gün oruç tutmak sünnet olduğu için, kişi bu aşure gününü de vesile ederek üç gün oruç tutarsa çok efdaldir.
Aşure gününü de taatla geçirmek suretiyle değerlendirmek lazımdır. Yalnız bu aşure gününü bir gün önce ve bir gün sonra oruç tutmakla üç güne tamamlamak daha efdaldir. Sadat-ı Kiram bu oruç üzerine devam etmişlerdir.
Ey Nefsim! İşlemiş olduğun günahların keffaretini isteseler, hangi mal ve zenginlik ile ödeyebilir ve gücün yetebilir.
Allah-u Zülcelal sana bu fırsatı sunuyor. Aşure günü tuttuğun üç günlük oruç seni bütün senenin günahlarından kurtaracak.
Akıllı ol ey nefsim! Ve bu fırsatı kaçırma. Senin bu kadar günahlarının arasında bu tür fırsatlara ihtiyacının ne kadar büyük olduğunu unutma.
Tevbe et ve Allah'a dön.
Arefe Günü ve Orucu:
Arefe günü oruç tutmak da sünnet-i müekkedlerdendir. İki gün önceden başlayıp üç güne tamamlamak daha faziletlidir.
Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem) şöyle buyurmuştur;
"Arefe gününün orucu bir gelecek bir de geçmiş senenin günahına keffarettir." (Müslim, Ebu Davud, Tirmizi)
Nakşibendi Sâdat-ı, bu müekked sünnetleri hiçbir surette terk etmemişlerdir. Biz de Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem)'e ve Sâdat-ı kirama mutabaat yapmak suretiyle müekked sünnetleri terk etmeyelim.