Tue 21 December 2010, 06:25 pm GMT +0200
(317) Müsafirine Yemek İkram Edip De Namaza Duran Kimse
747— Nuaym ibni Ka'neb'den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir:
— Ebû Zer'e gittim, fakat ona rasgelemedim. Hanımına dedim ki:
— Ebû Zer nerede? Ev işleriyle meşguldür, şimdi sana gelir; dedi. Ben onu beklemek için oturdum. Biraz sonra beraberindeki iki deve olduğu halde geldi. Birini diğerinin arkasına takmıştı; bu iki deveden her birinin boynunda da bir su kabı vardı. Bunları yere indirdi. Sonra (bana) geldi. Ben ona dedim ki:
— Ey Ebû Zer! Karşılaştığım bir adam yoktur ki, seninle karşılaşmadan bana daha sevgili olsun ve seninle karşılaşmadan da bana daha tiksindirici olsun. Ebû Zer şöyle dedi:
— Allah babana rahmet etsin, bu iki (zıd şeyi) bir araya toplıyan nedir? Nuaym dedi ki:
— Cahiliyet zamanında bir kızcağızı diri olarak gömdüm. Seninle karşılaştığım takdirde korkuyorum ki, sana tevbe yoktur, kurtuluş yoktur dersin. Yine ümit etmekteyim ki, senin tevben makbuldür, sana kurtuluş vardır, dersin. Ebü Zer sordu:
— Cahiliyet zamanında mı bu günahı işledin? Ben:
— Evet, dedim. Dedi ki:
— Allah, geçmiş (cahiliyette) günahları bağışlamıştır. Karışma da dedi ki, bize yemek getir. O, çekindi. Sonra ona yine emretti. Hanımı (yemek getirmekten) çekindi. Öyle ki, ikisinin de sesleri yükseldi. Adam ey... (uzatma), dedi. Siz, Resûlüllah (Salla! tahu Aleyhi ve Sellem)'în buyurduğunu öteye geçmezsiniz. Ben dedim ki:
— Resûlüllah onlar hakkında ne buyurdu? Peygamber şöyle buyurdu:
— Kadın bir eğe kemiğidir. Eğer onu doğrultmak istersen, onu kırarsın. Eğer onu idare edersen, onda noksanlıkla beraber geçime medar olacak kıymet vardır.»
sonra hanım dönüp tirit yemeği getirdi ki, kumru'ya benziyordu. Ebû Zer dedi ki:
— Ye, ben seni korkutmuş olmıyayım; çünkü ben oruçluyum (yemiyeceğim).
Sonra namaza durdu, rüku'u çabuk yapmıya başladı. Sonra namazdan ayrıldı da yemek yedi. Ben:
— Inna Lülâh» bana yalan söylersin diye korkmamıştım, dedim.
O şöyle dedi: «Allah babana rahmet etsin, sen benimle karşılaşalı beri yalan söylemedim.» Dedim ki:
— Sen oruçlu olduğunu bana söylemedin mi? Dedi ki:
— Evet, ben bu aydan üç gün oruç tuttum da (bütün) bu ayın sevabı bana yazıldı ve yemek bana helâl oldu, (zira hadîs-i şerifte, bir ayın üç gününü oruç tutan kimse, o ayın tamamını oruç tutmuş gibi sevab alır, Duyurulmaktadır).[215]
Müsafire fazla ikram olsun diye, Ebû Zer hazretleri arkadaşına yemeğini verdikten sonra namaza durmuş ve sonradan yemeğe iştirak etmiştir. Oruçluyum sözünde de yalan söylemiş olmadığını açıklamıştır. Her ayın ilk, orta ve son günlerini, yahut onüç, ondört ve onbeşinci gönlerini oruç tutmak ayın tamamını oruç tutmak gibidir. Ebû Zer de, aydan üç gün oruç tutmuş olduğundan, İçinde bulunduğu ayı oruçlu saymıştır. Böylece hem doğru söylemiş, hem de müsafirîne fazla İkram etmiş oldu.
Hanımlarla ilgili hadîs-i şerifin açıklaması şöyle :
Hanımlar, yaratılışta bir takım kusurlara sahiptirler. Bu noksanlık tamamen giderilmek İstenirse, bu mümkün olmaz; boşanmayı ve ayrılmayı gerektirir. Halbuki hanımların aile ve geçim için lüzumlu ve faydalı tarafları vardır ki, insanlar buna muhtaçtır. O halde tabiî hallerine rıza gösterip seviyeleri üzere onları idare etmek gerekir.
Buradaki hadîs-i şerifi Ebü Zer 'den nakleden Nuaym ibni Ka'neb de ashab-i kiramdan şerefli ve iyiliksever bir zat idi. Cömertliği Peygamber (Sav)in hoşuna gitmesinden ötürü onun yüzünü okşamiştı.[216]
[214] A. Fikri YAVUZ, İmam Buhari’nin Derlediği Ahlak Hadisleri (Edeb-ül Müfred), Sönmez Neşriyat: 2/102.
[215] Tirmizt: Kİtabu't-Talâk, (12.) Bab, Hadîs: 1888. Müslim: Kitabu'r-Rıda, (18.) Bab, Hadis: 65. Fadlu'llah: C. I, s. 212-215. El-îsabe; C. IH, s. 538, sayı: 8780. Müsned-i İmam Ahmed: C. V, s. 150-151, I. baskı.
A. Fikri YAVUZ, İmam Buhari’nin Derlediği Ahlak Hadisleri (Edeb-ül Müfred), Sönmez Neşriyat: 2/103-105.