armi
Wed 23 December 2009, 05:46 pm GMT +0200
Müridin Gece Ve Gündüz Amelleri Hakkındadır
Bu fasılda, müridin gece ve gündüz yerine getirmesi gereken farz emirler ve fazilet kaynağı mendublar anlatılacaktır. Bunların ilki, fecrin doğuş vaktinde yapılması gereken zikirdir. Fecrin doğuş vakti, gökyüzünde fecrin ışıklarının baskın gelmesinin etkisiyle yıldızların ışıklarının zayıflamaya yüz tuttuğu doğu kesiminde gecenin karanlığından sıyrılan aklığın belirginleşme vaktidir.
Yüce ALLAH, kullarına tam bu vakitte Zatı´nı zikretmelerini emretmiş ve şöyle buyurmuştur: "Gecenin bir kısmında ve yıldızların batmaya yaklaştığı sırada Rabbini teşbih et". (Tur/49) Kul, bu vakitte sabah namazının iki rekat sünnetini kılar ve bu rekatlarda Kaftrun ve İhlas surelerini okur. ALLAH Resulü´nden (sav) yapılan rivayetlerin çoğunluğunda bu iki surenin okunduğu bildirilmektedir. Kul, bu namazdaki kıraatini, sessiz yapabileceği gibi sesli de yapabilir.
Bu konuda iki hadis rivayet edilmiştir. Bunlardan ilki, sessiz okuma yönünde olup Hz. Aişe´ye (ra) aittir. Dedi ki: "ALLAH Resulü (sav) sabah namazında kıraati sessiz yapardı. Öyle ki kendi kendime Fatiha´yi okuyup okumadığını sorardım".[16] Diğer hadis ise İbni Ömer´e (ra) ait olup sesli okumaya delalet etmektedir: "ALLAH Resu-lü´nü (sav) yirmi gün izledim ve sabah namazının iki rekatında Ka-flrun ve İhlas surelerini okurken dinledim" [17]
Ebu Hüreyre (ra) ve İbni Abbas´dan (ra) rivayet edilen bir diğer hadiste ise ALLAH Resulü´nün (sav) sabah namazının ilk rekatında Bakara suresinin "Ey müminler! Deyin ki: ´Biz ALLAH´a, bize indirilene, İbrahim´e, İsmail´e, İshak´a, Yakub´a ve Yakub´un oğullarına indirilenlere, yine Musa´ya, İsa´ya verilenlere ve bütün peygamberlere Rabbi katından verilen Kitab ve ayetlerin hepsine iman ettik. O´nun peygamberlerinden hiç birini diğerlerinden ayırt etmeyiz. Ve biz ancak O´na boyun eğen müslümanlarız". (Bakara/136) ayetini, ikinci rekatta ise "Ey Rabbimiz, indirdiğin -Kitab´a iman ettik ve Resulü´ne tabi olduk, bizi o şahitlerle beraber yaz!". (Al-i İmran/53) ayetini okuduğu bildirilmektedir. Kul, bazan da bunları okumalıdır.
Sonra, ALLAH Teala´dan yetmiş kez istiğfarda bulunur. Bu istiğfarların her birinde şöyle der:
"Kendinden başka ilah bulunmayan, el-Hayy ve el-Kayyum olan Yüce ALLAH´dan istiğfar eder, O´ndan tevbemin kabulünü niyaz ederim".
Sonra ALLAH´ı teşbih eder ve Kur´an´da bulunmakla birlikte Kur´an olmayan dört hikmet dolu kelimeyi yüz kere söyleyerek O´nun şanmı yüceltir ki bu dört kelime şunlardır: Sübhanallah, Elhamdülillah, La ilahe illallah ve ALLAHü Ekber. Ardından bir kez de Estağfirullah (=ALLAH´dan istiğfar dilerim) ve Tebârekallah ^Allah´ın şanı çok yücedir) kelimelerini zikreder. Kul, bu vakitte işte bunlar ile dua etmelidir. Çünkü ALLAH Resulü (sav) sabah namazının iki rekatından sonra bunlarla dua ederdi.
ibni Ebi Leyla-Davud b. Ali-Babası kanalıyla İbni Abbas´dan (ra) şöyle bir hadis rivayet edilmiştir: İbni Abbas (ra) dedi ki: "Ab-bas (ra) beni ALLAH Resulü´ne (sav) gönderdi. Ben de akşam vakti O´nun yanma vardım. Teyzem Meymune´nin (ra) yanındaydı. Gece namaz kılmak için kalktı. Sabah namazından önce iki rekat kıldıktan sonra şöyle dua etti:
"ALLAHım! Ben Senin katından kalbimi hidayete erdirecek, dağınıklığımı toplayacak, karışıklığımı toparlayacak, gençliği geri verecek, görünen halimi ıslah edecek, borcumu ödeyecek, gizlimi koruyacak, zahiri halimi yükseltecek, ameli arındıracak, yüzümü ağartacak, rüşdümü gösterecek, ve beni her türlü kötülükten uzak tutacak bir rahmet diliyorum. ALLAHım, bana sadıkîbir iman, sonrasında küfür olmayan bir yakin, dünya ve ahirette Sen´in ikram şerefine nail olabileceğim bir rahmet nasib et!
ALLAHım! Sen´den ölümde başarıyı, şehitlerin makamlarını, bahtiyarların hayatını, peygamberlerin refakatini ve düşmanlara karşı yardımını niyaz ediyorum. .
ALLAHım! ihtiyacımı Sana havale ediyorum. Görüşüm yetmese,amelim zayıf kalsa da Sen´in rahmetine muhtacım. Ey İşleri bitiren! Ey yüreklere şifa veren! Kullarını denizlerde kurtardığın gibi, beni de cehennem ateşinden, helak çağrısından ve kabirlerin fitnesinden kurtarmam niyaz ediyorum.
ALLAHım! Görüşüm yetmese ve uğruna yaptığım ameller yetersiz kalsa, niyyet ve arzum ona ulaşmaya yetmese de, yarattıklarından birine vaadettiğin veya kullarından birine vereceğin iyilik için Sana yönelir ve Sen´den onu niyaz ederim ey alemlerin Rabbi!
Allahım! Bizi, hidayeti bulmuş ve ona sevkeden kullarından eyle! Sapıtan ve insanları saptıranlardan eyleme! Düşmanlarına karşı savaşçı, dost ve velilerine karşı barışçı eyle. Biz, Sen´in sevginle sevdiklerini sever, Sana karşı geldikleri için Sen´in düşmanlığına uğrayan kullarına düşman oluruz.
Allahım! duam budur ve kabulü Sen´in takdirindedir. Çabam budur, tevekkülüm Sana´dır. Biz Allah için varız ve biz kesinlikle O´na dönücüyüz. Çetin ahdin ve doğru emrin sahibi olan Allah´ın verdiğinden başka güç yoktur. Sen´den Kıyamet günü emniyet, ebediyet günü, yakın kılman şahitler, sürekli rüku´ ve secde edenler ve ahitlerine vefalı olanlarla birlikte cennet diliyoruz. Muhakkak ki Sen, çok merhametli ve çok sevici olansın. Sen dilediğini yaparsın. İzze-tiyle merhamette bulunan Allah çok yücedir ve onunla buyurmuştur. Şan elbisesini kuşanan Allah çok yücedir ve onunla ikramda bulunmuştur. Teşbihin sadece Kendisine layık olduğu Allah pek yücedir. Fazilet ve nimetler sahibi Allah çok yücedir. Kudret ve kerem sahibi Allah çok yücedir. İlmiyle her şeyi sayan Allah çok yücedir.
Allahım! benim kalbime bir nur ver, kabrime bir nur ver, kulağıma bir nur ver, gözüme bir nur ver, saçıma bir nur ver, cildime bir nur ver, etime bir nur ver, kanıma bir nur ver, kemiğime bir nur ver, önüme bir nur ver, arkama bir nur ver, sağıma bir nur ver, soluma bir nur ver, üstüme bir nur ver ve altıma bir nur ver! Allahım, nurumu arttır, bana bir nur ver ve benim için bir nur kıl! [18]
Allah Resulü´nün (sav) bedeninin bütün uzuvları için istediği bu nurlar, aslında el-Nur olan Allah Teala´nm, O´nun her halinde, hareket ve sükununda sürekli O´na bakması ve O´nun için destek ve şahit olması, O´nu sürekli koruması, devamlı nıüşahadesi altında tutması içindir. Böylelikle Allah Resulü´nün (sav) gözü kaymayacak, azgınlığa kalkmayacak ve nefsi her hangi bir arzuya teslim olmayacaktır.
Kul, bu duayı sabah namazının iki rekatından sonra okumalı ama öncesinde Allah Teala´dan kulu ve Resulü Muhammed (sav) ve ailesi için salat ve selam niyazında bulunmalıdır. İşte o zaman Allah Teala kulunun duasım kabul buyurur. Çünkü Allah Resulü (sav) şöyle buyurmuştur: "Allah Teala´dan bir istekte bulunacağınız zaman, bana salat etmesini niyaz ederek başlayın. Çünkü Allah Teala, iki istekte bulunulup da birini kabul edip diğerini reddedecek kadar ikramdan uzak değildir".
Kul, sünneti kıldıktan sonra Allah´ın sahiplenişi ve komşuluğu kapsamına girmek için namazın farzını cemaatla birlikte kılmalıdır. Bir hadis-i şerifte sabah namazının cemaatla kılınması hakkında şöyle buyrulmaktadır: "Cemaat içinde kılman sabah namazı, gecenin tamamını ibadetle geçirmekten daha faziletlidir. Son yatsı namazını cemaat içinde kılmak da, bir gecenin yarısını ibadetle geçirmekten daha faziletlidir"[19]
Kul, sabah namazını cemaatla kılarken de, kıraata kulak vermeli, kalbini açık, aklım diri tutmalı, gayretini toplamalı, uyanık olmalı, güzelce yönelmeli ve Allah Kelamı üzerinde iyice düşünmeli ve inceliklerini anlamaya çalışmalıdır. Namazı bitirdikten sonra da, müstehab olan zikirlerini yapmalıdır. [20]
Bu fasılda, müridin gece ve gündüz yerine getirmesi gereken farz emirler ve fazilet kaynağı mendublar anlatılacaktır. Bunların ilki, fecrin doğuş vaktinde yapılması gereken zikirdir. Fecrin doğuş vakti, gökyüzünde fecrin ışıklarının baskın gelmesinin etkisiyle yıldızların ışıklarının zayıflamaya yüz tuttuğu doğu kesiminde gecenin karanlığından sıyrılan aklığın belirginleşme vaktidir.
Yüce ALLAH, kullarına tam bu vakitte Zatı´nı zikretmelerini emretmiş ve şöyle buyurmuştur: "Gecenin bir kısmında ve yıldızların batmaya yaklaştığı sırada Rabbini teşbih et". (Tur/49) Kul, bu vakitte sabah namazının iki rekat sünnetini kılar ve bu rekatlarda Kaftrun ve İhlas surelerini okur. ALLAH Resulü´nden (sav) yapılan rivayetlerin çoğunluğunda bu iki surenin okunduğu bildirilmektedir. Kul, bu namazdaki kıraatini, sessiz yapabileceği gibi sesli de yapabilir.
Bu konuda iki hadis rivayet edilmiştir. Bunlardan ilki, sessiz okuma yönünde olup Hz. Aişe´ye (ra) aittir. Dedi ki: "ALLAH Resulü (sav) sabah namazında kıraati sessiz yapardı. Öyle ki kendi kendime Fatiha´yi okuyup okumadığını sorardım".[16] Diğer hadis ise İbni Ömer´e (ra) ait olup sesli okumaya delalet etmektedir: "ALLAH Resu-lü´nü (sav) yirmi gün izledim ve sabah namazının iki rekatında Ka-flrun ve İhlas surelerini okurken dinledim" [17]
Ebu Hüreyre (ra) ve İbni Abbas´dan (ra) rivayet edilen bir diğer hadiste ise ALLAH Resulü´nün (sav) sabah namazının ilk rekatında Bakara suresinin "Ey müminler! Deyin ki: ´Biz ALLAH´a, bize indirilene, İbrahim´e, İsmail´e, İshak´a, Yakub´a ve Yakub´un oğullarına indirilenlere, yine Musa´ya, İsa´ya verilenlere ve bütün peygamberlere Rabbi katından verilen Kitab ve ayetlerin hepsine iman ettik. O´nun peygamberlerinden hiç birini diğerlerinden ayırt etmeyiz. Ve biz ancak O´na boyun eğen müslümanlarız". (Bakara/136) ayetini, ikinci rekatta ise "Ey Rabbimiz, indirdiğin -Kitab´a iman ettik ve Resulü´ne tabi olduk, bizi o şahitlerle beraber yaz!". (Al-i İmran/53) ayetini okuduğu bildirilmektedir. Kul, bazan da bunları okumalıdır.
Sonra, ALLAH Teala´dan yetmiş kez istiğfarda bulunur. Bu istiğfarların her birinde şöyle der:
"Kendinden başka ilah bulunmayan, el-Hayy ve el-Kayyum olan Yüce ALLAH´dan istiğfar eder, O´ndan tevbemin kabulünü niyaz ederim".
Sonra ALLAH´ı teşbih eder ve Kur´an´da bulunmakla birlikte Kur´an olmayan dört hikmet dolu kelimeyi yüz kere söyleyerek O´nun şanmı yüceltir ki bu dört kelime şunlardır: Sübhanallah, Elhamdülillah, La ilahe illallah ve ALLAHü Ekber. Ardından bir kez de Estağfirullah (=ALLAH´dan istiğfar dilerim) ve Tebârekallah ^Allah´ın şanı çok yücedir) kelimelerini zikreder. Kul, bu vakitte işte bunlar ile dua etmelidir. Çünkü ALLAH Resulü (sav) sabah namazının iki rekatından sonra bunlarla dua ederdi.
ibni Ebi Leyla-Davud b. Ali-Babası kanalıyla İbni Abbas´dan (ra) şöyle bir hadis rivayet edilmiştir: İbni Abbas (ra) dedi ki: "Ab-bas (ra) beni ALLAH Resulü´ne (sav) gönderdi. Ben de akşam vakti O´nun yanma vardım. Teyzem Meymune´nin (ra) yanındaydı. Gece namaz kılmak için kalktı. Sabah namazından önce iki rekat kıldıktan sonra şöyle dua etti:
"ALLAHım! Ben Senin katından kalbimi hidayete erdirecek, dağınıklığımı toplayacak, karışıklığımı toparlayacak, gençliği geri verecek, görünen halimi ıslah edecek, borcumu ödeyecek, gizlimi koruyacak, zahiri halimi yükseltecek, ameli arındıracak, yüzümü ağartacak, rüşdümü gösterecek, ve beni her türlü kötülükten uzak tutacak bir rahmet diliyorum. ALLAHım, bana sadıkîbir iman, sonrasında küfür olmayan bir yakin, dünya ve ahirette Sen´in ikram şerefine nail olabileceğim bir rahmet nasib et!
ALLAHım! Sen´den ölümde başarıyı, şehitlerin makamlarını, bahtiyarların hayatını, peygamberlerin refakatini ve düşmanlara karşı yardımını niyaz ediyorum. .
ALLAHım! ihtiyacımı Sana havale ediyorum. Görüşüm yetmese,amelim zayıf kalsa da Sen´in rahmetine muhtacım. Ey İşleri bitiren! Ey yüreklere şifa veren! Kullarını denizlerde kurtardığın gibi, beni de cehennem ateşinden, helak çağrısından ve kabirlerin fitnesinden kurtarmam niyaz ediyorum.
ALLAHım! Görüşüm yetmese ve uğruna yaptığım ameller yetersiz kalsa, niyyet ve arzum ona ulaşmaya yetmese de, yarattıklarından birine vaadettiğin veya kullarından birine vereceğin iyilik için Sana yönelir ve Sen´den onu niyaz ederim ey alemlerin Rabbi!
Allahım! Bizi, hidayeti bulmuş ve ona sevkeden kullarından eyle! Sapıtan ve insanları saptıranlardan eyleme! Düşmanlarına karşı savaşçı, dost ve velilerine karşı barışçı eyle. Biz, Sen´in sevginle sevdiklerini sever, Sana karşı geldikleri için Sen´in düşmanlığına uğrayan kullarına düşman oluruz.
Allahım! duam budur ve kabulü Sen´in takdirindedir. Çabam budur, tevekkülüm Sana´dır. Biz Allah için varız ve biz kesinlikle O´na dönücüyüz. Çetin ahdin ve doğru emrin sahibi olan Allah´ın verdiğinden başka güç yoktur. Sen´den Kıyamet günü emniyet, ebediyet günü, yakın kılman şahitler, sürekli rüku´ ve secde edenler ve ahitlerine vefalı olanlarla birlikte cennet diliyoruz. Muhakkak ki Sen, çok merhametli ve çok sevici olansın. Sen dilediğini yaparsın. İzze-tiyle merhamette bulunan Allah çok yücedir ve onunla buyurmuştur. Şan elbisesini kuşanan Allah çok yücedir ve onunla ikramda bulunmuştur. Teşbihin sadece Kendisine layık olduğu Allah pek yücedir. Fazilet ve nimetler sahibi Allah çok yücedir. Kudret ve kerem sahibi Allah çok yücedir. İlmiyle her şeyi sayan Allah çok yücedir.
Allahım! benim kalbime bir nur ver, kabrime bir nur ver, kulağıma bir nur ver, gözüme bir nur ver, saçıma bir nur ver, cildime bir nur ver, etime bir nur ver, kanıma bir nur ver, kemiğime bir nur ver, önüme bir nur ver, arkama bir nur ver, sağıma bir nur ver, soluma bir nur ver, üstüme bir nur ver ve altıma bir nur ver! Allahım, nurumu arttır, bana bir nur ver ve benim için bir nur kıl! [18]
Allah Resulü´nün (sav) bedeninin bütün uzuvları için istediği bu nurlar, aslında el-Nur olan Allah Teala´nm, O´nun her halinde, hareket ve sükununda sürekli O´na bakması ve O´nun için destek ve şahit olması, O´nu sürekli koruması, devamlı nıüşahadesi altında tutması içindir. Böylelikle Allah Resulü´nün (sav) gözü kaymayacak, azgınlığa kalkmayacak ve nefsi her hangi bir arzuya teslim olmayacaktır.
Kul, bu duayı sabah namazının iki rekatından sonra okumalı ama öncesinde Allah Teala´dan kulu ve Resulü Muhammed (sav) ve ailesi için salat ve selam niyazında bulunmalıdır. İşte o zaman Allah Teala kulunun duasım kabul buyurur. Çünkü Allah Resulü (sav) şöyle buyurmuştur: "Allah Teala´dan bir istekte bulunacağınız zaman, bana salat etmesini niyaz ederek başlayın. Çünkü Allah Teala, iki istekte bulunulup da birini kabul edip diğerini reddedecek kadar ikramdan uzak değildir".
Kul, sünneti kıldıktan sonra Allah´ın sahiplenişi ve komşuluğu kapsamına girmek için namazın farzını cemaatla birlikte kılmalıdır. Bir hadis-i şerifte sabah namazının cemaatla kılınması hakkında şöyle buyrulmaktadır: "Cemaat içinde kılman sabah namazı, gecenin tamamını ibadetle geçirmekten daha faziletlidir. Son yatsı namazını cemaat içinde kılmak da, bir gecenin yarısını ibadetle geçirmekten daha faziletlidir"[19]
Kul, sabah namazını cemaatla kılarken de, kıraata kulak vermeli, kalbini açık, aklım diri tutmalı, gayretini toplamalı, uyanık olmalı, güzelce yönelmeli ve Allah Kelamı üzerinde iyice düşünmeli ve inceliklerini anlamaya çalışmalıdır. Namazı bitirdikten sonra da, müstehab olan zikirlerini yapmalıdır. [20]