- Mestleri Altına Değil Üstüne Meshedilir

Adsense kodları


Mestleri Altına Değil Üstüne Meshedilir

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
reyyan
Mon 23 August 2010, 03:51 pm GMT +0200
Mestleri Altına Değil, Üstüne Meshedilir

 


Mestlerin altı yere dokunduğu halde üstü meshedilir. Bunda kolaylık vardır. Hz. Ali'den (r.a.) dinî hükümlerin, kişilerin man­tığına göre olup olmayacağıyla ilgili bir takım şeyler sorulmuştu. O, şu cevabı vermiştir:

"Eğer din kişilerin mantığına göre olsay­dı, buna ruhsat verilseydi, ben, mestlerin üstüne değil altına meshederdim. Ama Resûlüllah (a.s.) Efendimiz giydiği mestlerin üze­rini meshetmiştir, biz kişisel mantığımıza değil, Resûlüllah'a (a.s.) uyarız ve O'na uymakla emrolunmuşuzdur."

Konuyla ilgili hadisler:

Muğire b. Şu'be'den (r.a.) yapılan rivayette demiştir ki:

"Resûlüllah (a.s.) Efendimizi mestlerin üzerine meshederken gördüm."[53]

Hz. Ali'den (r.a.) yapılan rivayette şöyle demiştir:

"Eğer din kişinin rey'i (görüş ve mantığı) ile olsaydı, mestin altını meshetmek üstünü meshetmekten daha uygun olurdu. Ama ben, Resûlüllah (a.s.) Efendimiz'i gördüm, mestlerinin üzerine meshediyordu."[54]

Sevr b. Yezîd'den, o da Recâ, b. Hayve'den, o da Muğîre b. Şu'be'nin kâtibi Verrâd'dan, o da Muğire b. Şu'be'den (r.a.) rivayet et­miştir. Muğire (r.a.) demiştir ki:

"Peygamber (a.s.) Efendimiz mes­tin hem üstünü, hem altını meshetti."[55]

Hadîslerin açık delâletinden şu hükümler anlaşılmaktadır:

1- Abdest alırken mestlerin üzeri meshedilir ve bu farz yeri­ne geçer; yani ayakları yıkama yerine kaim olur,

2- Mestlerin hem üstünü, hem altını meshetmek caizdir.

3- Din kişilerin re'yine göre değildir. Cumhurun ittifak ettiği görüş muteberdir.

Hadislerin ışığında müctehid imamların görüş, ictihad, istidlal ve ihticacları:

a) Hanefilere göre:

El parmaklarıyla üç parmak enine ve uzunluğuna eşit gelecek şekilde mestlerin üst kısmını meshetmek farzdır. Şu şartla ki, mesh edilen kısım ayak ile işgal edilmiş bulunsun...

b) Şâfiîlere göre:

Mestlerin üstünden hangi bölüme denk gelirse gelsin bir mik­tar meshetmek farzdır. İsterse bir tek ıslak parmağı götürüp ge­tirmeden dokundurmuş yani mest üzerine koymuş olsun kâfi ge­lir.[56]

Şafiiler bunu başı meshetmeye kıyas ederek ictihadda bulun­muşlardır. Onlara göre, nasıl başın az bir kısmına ıslak el veya par­mağı koymakla farz yerine gelirse, mestleri meshetmekte de bu miktar farzın yerine gelmesi için kâfidir. O bakımdan konç kısma, ökçe kısma, yanlar ve alt kısma ıslak eli dokundurmakla farz yeri­ne gelmez, yani bu bölümlere meshetmek caiz değildir. Topuklar hizasına gelen kısma meshetmek caizdir. Mestler üzerinde kıl bu­lunur da ıslaklığın deriye geçmesine engel teşkil ederse, yapılan mesh sahih olmaz.

c) Hanbelilere göre:

Mestlerin üstünün çoğu kısmını meshetmek farzdır. Alt kısmı­nı meshetmek ise müstehabdır. Abdest aldıktan sonra mestleri meshetmeyi unutur da sonra hatırlarsa, sadece meshetmekle yetinir, abdesti yeniden almasına gerek yoktur. Ama süre uzarsa, o takdir­de abdesti iade etmesi menduptur. Bunun gibi, mestleri meshetmeyi unutup o vaziyette namaz kılmışsa, hatırlayınca vakit geçmişse, mest üzerine meshedip namazı iade etmesi gerekir.

d) Mâlikîlere göre:

Mestlerin üstünü olduğu gibi meshetmek farzdır. Alt kısmını meshetmek ise müstehabdır. Mâlikilerden bazısına göre, alt kısmı­nı meshetmek vâcibdir. Abdest aldıktan sonra mestler üzerine meshetmeyi terkederse, o vaziyette kıldığı namazı vakit çıkmamışsa iade eder.[57]

Konuyla ilgili diğer rivayetler, görüşler ve tahliller:

Hz. Ali'den (r.a.) yapılan rivayette, Resûlüllah (a.s.) Efendimiz'in ıslak parmaklarıyla mestlerinin  üzerine hat hat meshettiğini görmüştür..." İmam Nevevî, bu rivayetin zayıf olduğunu belirtmiştir. Câbir (r.a.)'den yapılan rivayette ise, Resûlüllah (a.s.) Efendimiz'in kendilerine meshetmeyi öğrettiği kişilere, elleriyle mestlerin kısmından başlayarak bilekle topuğun birleştiği kısma kadar meshedilmesini gösterdiği, belirtilmiştir ki, parmakların arasını açarak bir defa sürdüğü ifade edilmektedir.

Hafız İbn Hacer, bu hadîsin isnadının zayıf olduğuna dikkatleri çekmiş ve şöyle demiştir:

"Anladım ki, mestlerin keyfiyet ve ke­miyeti hakkında itimad edilen bir hadis vârid olmamıştır."[58]

Muğire b. Şu'be'den (r.a.) rivayet edilen 662 no'lu hadis hak­lında Bülûğu’l-merâm şarihi Sıddîk Hasan Han diyor ki: İmam Tirmizî bu rivayeti yaptıktan sonra şöyle demiştir: "Bu hadîs ma'luldür."[59] Nitekim Ebû Zer'â'dan ve Muhammed'den bu hadis hakkında sorduğumda şöyle dediler: "Sahîh değildir. Çünkü Mu­ğîre'nin kâtibinden rivayet edilmiş, hadîs metninde Muğîre'nin Pey­gamber (a.s.)  Efendimiz'den işittiği belirtilmemiştir.[60]

el-Esrem'in Ahmed b. Hanbel'den yaptığı rivayette ise, Ahmed b. Hanbel'de bu hadîsin zayıf olduğunu belirtmiştir.

Abdurrahman b. Mehdi ise bu hadîsi İbn Mübarek'den, o da Sevr'den rivayet etmiştir. Sevr ise şöyle demiştir: "Ben Recâ'dan duydum, o da Muğîre'nin kâtibinden rivayet etmiş, fakat kâtibin de Muğîre'den rivayet ettiğini belirtmemiştir. O yüzden hadîs "mursel" oluyor.

Böylece mestlerin hem altını, hem üstünü meshetmek hakkın­daki rivayet zayıf olduğu ortaya çıkmış bulunuyor. O bakımdan is­tidlale pek uygun görülmemiştir. Sahîh hadîsler ise, meşru' olan meshin mestin üstüne yapılanıdır, altına değil... Nitekim es-Sevri, Ebu Hanîfe, el-Evzâî ve Ahmed b. Hanbel bu görüştedirler. İmam Mâlik, İmam Şafiî ve bu ikisinin arkadaşları, ayrıca Zührî ve İbn Mübarek yukarıdakilerin hilâfına hem üstüne, hem altına meshedilir demişlerdir. Ashab-ı Kirâm'dan Sa'd b. Ebî Vakkas ve Tabiîn'den Ömer b. Abdülaziz'in de ictihadı bu doğrultudadır. Ancak ge­rek İmam Mâlik, gerek İmam Şafiî böyle ictihad etmekle beraber mestlerin sadece üstüne meshetmeyi kâfi görmüşler, alt kısmına meshedilmediği takdirde bir şey lâzım gelmiyeceğini söylemişler­dir. Hatta İmam Mâlik, "kim mestlerinin yalnız altına mesheder de üstünü terkederse, kâfi gelmez, vakit içinde veya dışında kıldığı na­mazı iade etmesi gerekir." İmam Şafiî'den de meşhur olan rivayet, bu anlamdadır; yani sadece üstüne meshetmekle yetinmek kâfidir, farz yerine gelmiş olur.

 
Çıkarılan Hükümler:

 

1- Mestlerin üstüne meshetmek farzdır ve farzın yerine gel­mesi hususunda kâfidir.

2- Mesh, ıslak elin içiyle ayakların uç kısmından yukarıya doğru sürtülerek çekilir.

3- Mestlerin üstüne meshedilirken altına meshetmekte bir sa­kınca yoktur. (Bu İmam Şafiî ile İmam Mâlik'in ictihadıdır.)

4- Sadece ıslak eli mestlerin üstüne koymakla da mesh yapıl­mış olur.

ceren
Tue 12 June 2018, 03:01 am GMT +0200
Esselamu aleykum. Mest üzerine mest etmek farzdır.Mest ederken üst tarafı islatiriz.ama alt tarafı islatmakda caizdir.Rabbim razı olsun paylasimdan kardeşim. ..

Bilal2009
Tue 12 June 2018, 03:19 pm GMT +0200
Ve aleykümüsselam Rabbim paylaşım için razı olsun Rabbim bizleri Peygamberimizin sünnetlerini uygulayanlardan eylesin

Sevgi.
Wed 13 June 2018, 02:22 am GMT +0200
Aleykümüsselam mestlerin altına değil üstüne mestedilir inşaAllah