ezelinur
Mon 25 January 2010, 06:30 pm GMT +0200
Mestler üzerine meshetmenin hükmü tevatür derecesine varan birçok sahîh hadîslerle sabit olmuştur. “İstizkâr” adlı eserde denilmiştir ki: Mestler üzerine meshetmekle ilgili olarak kırk kadar sahabe, Peygamber (s.a.s.) Efendimizden çeşitli rivayetlerde bulunmuşlardır. Muhaddis Hasen der ki:
“Ashâbdan yetmiş kadar zât, Rasûlullah (s.a.s.)’in mestler üzerine meshettiğine ilişkin olarak bana rivayette bulundular. Bu konudaki sahîh hadîslerden biri de, Kütüb-i Sitte İmamlarının rivayet etmiş olduğu şu hadîs-i şeriftir kî, buna göre: Cerîr b. Abdullah el-Becelî ismindeki sahabe; küçük abdestini yapıp sonra da abdest almış ve mestlerinin üzerine meshetmişti. Kendisine,
“Mesh mi yapıyorsun?” diye sorulduğunda,
“Evet... Rasûlullah (s.a.s.) in, küçük abdestini yaptıktan sonra, abdest alıp mestlerinin üzerine meshettiğini bizzat gördüm” diye cevab vermişti.”
Bu hadîsi Zeylâî de Nasbü´r-Râye adlı kitabında nakleder ve der ki: “Bu hadîs, bazılarını hayrete düşürmüştür. Çünkü Cerîr bin Abdullah el-Becelî´nin müslüman oluşu, abdestle ilgili hükmü içeren Mâide sûresinin nüzulünden sonra vukû bulmuştur. Bilindiği gibi Mâide süresindeki abdestle ilgili hükmü belirten âyet-i kerîme şudur:
“Ey îmân edenler, namaza kalkacağınız zaman yüzlerinizi ve dirseklerinize kadar ellerinizi yıkayın ve başlarınızı meshedip her iki topuğa kadar ayaklarınızı yıkayın.” [99]
Bu âyet-i kerîme, abdest alırken ayakların suyla yıkanmasının zorunluluğunu açıkça ifade etmektedir. Ancak bir delîl olan bu âyete muarız bulunan ve tevatür derecesine oluşan birçok sahîh hadisler de mevcuddur. Ki bu sahîh hadîslerin, Mâide sûresinin mezkûr altıncı âyetinin nüzulünden sonra Peygamber (s.a.s.) Efendimizin mübarek ağızlarından vârid olduğu kesinlikle bilinmektedir.
Peygamber (s.a.s.) in buyurmuş olduğu bu sahîh hadîsler hüküm olarak ifade etmektedirler ki: Ayaklarda mest bulunmadığı zaman su ile yıkanmaları farzdır. Ama ayaklarda mest bulunduğu zamanlarda suyla yıkanmaları farz değildir. Aksine mest bulunduğu zaman yıkama yerine meshetmek farzın yerini bulması için yeterli olur. Bu sahîh hadîslere örnek olarak Buhârî´nin, Muğire bin Şu´be´den rivayet ettiği şu hadîs-i şerîfleri nakletmekle yetineceğiz:
Peygamber Efendimiz defi hacet için dışarı çıkmışlardı. Muğire de içinde su bulunan matrayla peşi sıra gitti. Peygamber Efendimiz defi hacetini yaptıktan sonra Muğire, eline su döktü. O da abdestini alıp mestleri üzerine de meshetti.” [100]
Buhârî buna bağlı olarak yine Muğire´den şöyle bir rivayette bulunur:
“Muğire şöyle dedi:
“Peygamber Efendimizle birlikte bir yolculuğa çıkmıştık. Yoldayken O´nun mestlerini çıkarmak istedim. Bunun üzerine bana:
“Bırak onları. Çünkü ben onları temiz olarak giydim.” dedi ve sonra da mestlerinin üzerine meshetti.” [101]
Bu hadîslerin yanı sıra daha birçok sahîh hadisler vardır ki, bunları Buhârî Müslim ve diğerleri sahîh rivâyetçilerden nakletmişlerdir.[102]