- Merverruzi Ebu Hamid

Adsense kodları


Merverruzi Ebu Hamid

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
reyyan
Thu 12 July 2012, 05:59 pm GMT +0200
MERVERRÛZÎ, EBU HAMİD
(ö. 362/973)

Şafiî müctehidi ve kadı



Ebû Hâmid Ahmed b. Bişr b. Âmir el-Amirî el-Merverrûzî. Benî Âmir kabilesine mensup olup Horasan bölgesinde Murgâb nehrinin yukarı kesimindeki Merverrûz (Mervürrûz) şehrinde doğdu; bu yere kısaca Merrûz denildiğinden nisbesi Merrûzî olarak da anılır. Bazı kaynaklarda Mervezî şeklinde zikredilirse de bu nisbe Murgâb'ın aşağı kısmında daha büyük bir şehir olan Merv ile (Mervüşşâhicân) ilgilidir. Şîrâzî ve İbn Hallikân'ın baba adını Âmir, dede adını Bişr şeklinde göstermeleri yanlıştır. Memleketinde ve İsferâyin'de tahsil gördükten sonra öğrenimini Basra'da sürdürdü. Kaynaklarda hocalarından Ebû İshak İbrahim b. Ahmed el-Mervezî ve Ebû Ali Hüseyin b. Salih İbn Hayrân'ın adları geçer. Ebû Hayyân et-Tevhîdî onun Ebü'l-Hasan İbnü'l-Kattân'ın (Ahmed b. Muhammed el-Bağdâdî) meclisinde bulunduğunu kaydeder (el-Beşâ'ir ve'z-zehâ'ir, VIII, 124).


Basra'ya yerleşen Merverrûzî öğretimle meşgul oldu ve muhtemelen burada bir süre kadılık görevinde bulundu. Bundan dolayı "kadı" lakabıyla anılır. Kaynaklarda Şâfiîler'in önde gelen âlimlerinden olduğu belirtilerek ilim ve saygınlığından söz edilmekte, çeşitli konulardaki görüşleri yanında hikmetli sözlerine yer verilmektedir. Önde gelen talebelerinden Ebû Hayyân et-Tevhîdî'nin bildirdiğine göre Mu'tezile ulemâsından İbn Mugallis ile münazara yapmış (a.g.e., VI, 35-36), Vezir Ebü'l-Ferec İzzüddevle Muhammed b. Abbas'ın meclislerinde tartışmalara katılmıştır (Mesâlibü'l-vezîreyn, s. 151). Yine Ebû Hayyân et-Tevhîdî onun siyer ve ahbâr konusunda derin bilgi sahibi, hafızası güçlü, istinbat ve cedelde mahir olduğunu belirtir (el-Beşâ'ir ve'z-zehâir II, 11). Merverrûzî, mezhep imamının usul ve kaidelerine bağlı kalarak ictihad yapan fıkıh âlimlerinden (ashâbü'l-vücûh) kabul edilir. Birçok öğrencisi arasında Ebû Muhammed el-İstahrî. Ebü'l-Kâsım ed-Dîneverî, Ebü'l-Feyyâz Muhammed b. Hüseyin el-Basrî, İbn Ebû Hâmid et-Tûsî, Ebû İshak el-Mihrânî, Ebû Ömer el-Bistâmî, Ebû Ali el-Hemedânî gibi âlimlerin adı geçmektedir. Ebû Hayyân et-Tevhîdî, 360 (971) yılında Bağdat'ta Merverrûzî'nin meclisinde filozof Ebü'l-Hasan el-Âmirî'yi gördüğünü kaydeder (a.g.e., 111, 93). Yine Ebû Hayyân'ın belirttiğine göre hayatının sonlarına doğru iki yıl Bağdat'ta kalan Merverrûzî tekrar Basra'ya döndü ve burada vefat etti. Ebû Muhammed künyeli fakih ve edip bir oğlu olduğu zikredilir.


Ebû Hayyân hocasının fıkıh, kelâm, tasavvuf ve diğer konulardaki görüş ve rivayetlerine el-Beşâ'ir ve'z-zeha'ir adlı eserinde geniş yer verir (1,89-90, 147-148; II, 47-48, 116-117, 236; III, 152, 173; IV, 229, 234; V, 73-74, 126; VI, 149-150, 193-194; VII, 178, 245, 262-263; VIII, 137). Fıkhın temelinin Resûlullah'ın sünnetini bilmek, söz ve fiillerinden hüküm çıkarmak olduğunu söyleyen Merverrûzî hadisten çok kıyas, re'y ve istihsana başvurması sebebiyle Ebû Hanîfe'yi eleştirerek iki öğrencisi Şeybânî ile Ebû Yûsuf ve bunların devletle ilgileri olmasaydı mezhebinin silinip gideceğini ileri sürer (a.g.e., VII, 62). Tasavvuf ehlinin zühd anlayışını da tenkit ederek zühdün kudret ölçüsünde emir ve nehiylere uymak, havf ve recâ arası bir durumda bulunmak ve hayır konusunda iyi niyetle kalbi ıslaha çalışmaktan ibaret olduğunu belirtir (a.g.e., I, 203). Genelde fıkıh ulemâsına karşı müsamahalı bir tutum izlerken kelâmcıları şiddetle eleştirir ve onları Allah'ın diniyle oynamak ve şüpheleri yaymakla itham eder (a.g.e., VII, 63).


Nevevî, künye benzerliği olan Ebû Hâmid el-İsferâyinî'nin mezhep kaynaklarında "şeyh", Merverrûzî'nin ise "kadı" lakabıyla anıldığını, el-Mühezzeb (Şîrâzî) ve er-Ravza'da (Nevevî) çokça anılmasına karşılık Gazzâlî'nin el-Vasît, el-Vecîz ve Şîrâzî'nin et-Tenbîh'ini zikredilmediğini belirtir. Nevevî ayrıca, "kadı" kelimesinin Horasan ulemâsının eserleriyle Gazzâlî'nin kitaplarında mutlak olarak zikredilmesi halinde Ebû Ali el-Merverrûzî'nin, Irak Şâfıî ulemâsının kitaplarında zikredilmesi halinde ise Ebû Hâmid el-Merverrûzî'nin kastedildiğini söyler.


Eserleri.


Kaynaklarda Merverrûzî'nin el-İşrâf alâ usûli'l-fıkh, el-Câmiu'ş-sağir, Şerhu Muhtaşari'l-Müzenî ve el-Câmiu'l-kebîr (el-Câmi fı'l-mezheb) adlı eserleri kaleme aldığı belirtilir. Nevevî ve İsnevî son kitabın değerli bir eser olduğunu söylerken Sübkî'nin naklettiğine göre Ebû Hafs el-Mutavviî de el-Müzheb fî zikri şüyûhi'l-mezheb adlı eserinde bu kitabın Şafiî fıkhının meselelerini çözmede temel kaynak, mezhebin usul ve fürûunu, nas ve vecihlerini toplayan önemli bir çalışma olduğunu kaydeder. Bu eserlerin günümüze ulaşmamasına karşılık Ebû Hayyân et-Tevhîdî'nin rivayet ettiği, Hz. Ebû Bekir ile Hz. Ali arasında Sakife'de olanlarla ilgili mektuplaşmayı içeren bir risale Ebû Hayyân'ın üç risalesi içinde Risâletü's-Sakife başlığıyla yayımlanmıştır. Ancak İbn Ebü'l-Hadîd, Şerhu Nehci'l-belâğa'da naklettiği bu risalenin (X, 271-285) aslında Ebû Hayyân'a ait olduğunu, el-Beşâ'ir'de kendi görüşlerini birçok yerde hocasına nisbet ettiği gibi bu risaleyi de ona nisbet ettiğini ileri sürer (X, 285-287).

(T.D.V.İslam Ans. 29/233-234)