- Merraküşi İbni Musa

Adsense kodları


Merraküşi İbni Musa

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
reyyan
Wed 11 July 2012, 10:20 am GMT +0200
MERRÂKÜŞÎ, İBN-İ MUSA
(ö. 823/1421)

Hadis âlimi


Ebil-Mehâsin Cemâlüddîn Muhammed b. Mûsâ b. Alî el-Merrâküşî el-Mekkî. 3 Ramazan 787'de (8 Ekim 1385) Mekke'de doğdu. Aslen Merakeşli olup Mir'â-tü'll-cenân müellifi Yâfiî'nin torunudur. Küçük yaşta Kur'an'ı ezberledi, Mekke ve Medine'de İslâmî ilimlerle ilgili temel bilgileri aldı. Hadis, fıkıh, fıkıh usulü, hesap, Arapça, aruz, meânî ve beyân ilimlerini öğrenerek edebiyatın hem nazım hem nesir türlerinde başarı sağladı. Bilhassa hadis ilmindeki bilgisiyle tanındı. İlelü'l-hadîs ve ricâlü'l-hadîs konularındaki derin bilgisi, âlî ve nazil rivayetleri diğerlerinden ayırmadaki ustalığıyla Hicaz bölgesinde tanınmış bir âlim ve hadis hafızı oldu. 814'te (1411) seyahate çıkarak Medine, Kahire, İskenderiye, Kudüs, Şam, Halep, Hama, Humus, Ba'lebek, Gazze, Nablus ve Remle gibi ilim merkezlerini dolaştı. Cemâleddin Muhammed b. Abdullah İbn Zahîre, İbnü'l-Irâki, Takıyyüd-din el-Fâsî, Sıbt İbnü'l-Acemî, Selâhaddin el-Akfehsî gibi âlimlerden hadis ve fıkıh, babalığı Mâliki fakihi Halîl b. Hârûn es-Sanhâcî el-Cezâirî'den Arapça öğrendi. Kıraat âlimi İbnü'l-Cezerî ve Fîrûzâbâdî'den faydalandı. İbn Hacer el-Askalânî'nin belirttiğine göre 814-815 (1411-1412) yıllarında ondan Nuhbetü'l-fiker ile şerhi Nüzhetü'n-nazar’ı yazdı (el-Mecmacu’l-mü'esses, III, 342). Zeynüddin el-Irâki, Nûreddin el-Heysemî, İbn Haldun gibi âlimlerden mektupla icazet aldı.


İbn Hacer el-Askalânî ve diğer biyografi yazarlarının belirttiğine göre Merrâküşî az konuşması, aza kanaat etmesi, kazancını ve ilmini Allah yolunda sarfetmesi, kitaplarını başkalarının istifadesine sunması, zamanını değersiz şeylerle geçirmemesi gibi meziyetleri yanında sözü yerli yerinde kullanmada ve maksadını güzelce ifade etmede de başarılı idi. Defalarca gittiği Yemen'e yerleşerek 820 (1417) yılından itibaren Zebîd'deki el-Medresetü't-Tâciyye'de ders vermeye başladı. Şöhretini duyup ona ilgi gösteren Yemen Hükümdarı en-Nâsır Ahmed'e bir kaside yazarak teşekkür etti. Orada kaldığı süre içinde her yıl hacca gitti. 823 (1420) yılında Yemen'den hac için kara yoluyla yaptığı çetin yolculuk sonunda rahatsızlanarak 28 Zilhicce 823'te (3 Ocak 1421) Mekke'de vefat etti ve Cennetü'l-muallâ'ya defnedildi. Onun ölümü üzerine yazılıp mezarı başında okunan uzunca bir mersiye Lahzü'l-elhâz'da bulunmaktadır (Takıyyüddin İbn Fehd, s. 277-279).


Eserleri.

1. Tahrîcü meşyehati Ebî Bekir b. Hüseyin b. Ömer el-Kureşî el-Merâği. Merrâküşî sekiz cüzden meydana gelen bu eserini, hocası Merâgi'nin seksen küsur yıllık öğrenim ve öğretim hayatında birçok âlimden semâ yoluyla elde ettiği rivayetlerinden derlemiş olup eserin onun hayatında istinsah edilen bir nüshası Dârü'l-kütübi'l-Mısriyye'de kayıtlıdır (Mustalah, nr. 97).


2. Tahrîcü meşyehati Takıyyiddîn el-Fâsî. Müellif eserine hocasının Muhammed adlı şeyhleriyle başlamış olup müellifin bu adı taşıyan âlimlere dair birkaç "kürrâse" yazdığı belirtilmektedir.


3. Tahrîcü meşyehati'l-Fîrûzâbâdî. Takıyyüddin İbn Fehd bu eseri Fîrûzâbâdî'den okumak için Yemen'e gittiğini ve onu kıraat yoluyla okuduğunu söylemektedir (a.g.e., s. 275).


4. Erbaûne hadîşen mütebâyinetü'l-is-nâd ve'l-mütûn. Kütüb-i Sitte musanniflerine ulüvv-i nisbî yoluyla muvafakat eden hadislerden meydana gelen eseri müellifin temize çekemediği belirtilmekte, ayrıca bir başka kırk hadisinin bulunduğu kaydedilmektir.


Merrâküşî'nin bunlardan başka hadis usulüne dair Muhtasar adlı bir eseri, İbnü'l-Cevzî tarzında kaleme aldığı Mevzûât’ı, yarım kalmış bir Târîhu'l-Medîne'si bulunduğu, ders aldığı hocalarını ayrı bir meşyehada topladığı, Nuhbetü'l-fiker’i şerhetmeye başladığı, fakat bu çalışmalarını tamamlayamadığı bildirilmektedir. Müellif kendi eserleri dâhil olmak üzere çok sayıda kitabını Zebîd'e nakletmiş, ancak Mekke'de âni vefatı üzerine bunlar kaybolmuştur. Onun ayrıca pek çok manzumesinden söz edilmiş, İbnü'l-Cezerî'den istediği manzum icazet talebiyle İbnü'l-Cezerî'nin ona gönderdiği manzum cevabı bazı kaynaklarda yer almıştır (a.g.e., s. 280-281).

(T.D.V:İslam Ans., 29/209)