- Medine nin Coğrafî Durumu

Adsense kodları


Medine nin Coğrafî Durumu

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
sumeyye
Wed 3 February 2010, 11:53 am GMT +0200
Medine´nin Coğrafî Durumu, İsimleri ve İlk Sakinleri



Medine-i Münevvere; deniz sathından 916 metre kadar yükseklikte,[81] Kızıl Denizin 100 kilometre doğusunda,[82] meridyen olarak 39 derece 55 dakika doğuda, paralel olarak 24 derece 15 dakika kuzeyde,[83] Mekke´nin yarısı büyüklüğünde, çorak topraklı, kara taşlık bir şehir olup, kuzeyinde Uhud dağı bulunmaktadır. Ki, şehre en yakın dağ, Uhud dağıdır.

Medine-i Münevvere´nin hurma bahçeleri çok ve suları boldu.[84]

Medine-i Münevvere´de sebzelerin her çeşidi yetiştiği gibi; başta hurmaların en iyisi olmak üzere, kavun, karpuz, şeftali, incir, limon, turunç, üzüm, elma, nar, muz, vişne... gibi her çeşit meyve de yetişir.[85]

Yazın, gündüzleri havanın gölgede hararet derecesi 48´e kadar yükselir.

Kışın gündüzleri sıfırın altında 10 dereceye, geceleri ise -15 dereceye kadar düştüğü ve hatta suların donduğu bile olur.[86]

Rivayete göre; Medine´ye ilk gelip yerleşen kimsenin oğlunun adı Yesrib olduğundan, Medine o zamandan itibaren bu adla anılagelmiştir.[87]

Yâkutu´l-Hamevî, Medine´nin 29 ismini sıralar.[88]

Semhûdî de, "İsim çokluğu isim sahibinin şerefliliğine delalet eder" dedikten sonra, çeşitli kay­naklara dayanarak, Medine´nin:

1- Tâbe,

2- Tayyibe,

3- Asıma,

4- Darü´l-emân,

5- Dârü´s-sekîne,

6- Bârre,

7- Berre,

8- Beytü´r-resûl,

9- Habîbe,

10- Mahbûbe,

11- Dârü´l-ebrar,

12- Dârü´l-hicre,

13- Dârü´s-selâme,

14- Darü´l-feth,

15- Mahfûze,

16- Haremü´r-resûl,

17- Medine gibi 94 ismini sayıp, onlar hakkında açıklama yapar.[89]

Medine´ye Tâbe ve Taybe isimleri Yüce Allah tarafından verilmiştir.[90] Miraç gecesinde Cebrail Aleyhisselam, Peygamberimiz Aleyhisselama:

"İn de, namaz kıl!" demişti.

Peygamberimiz Aleyhisselam inip namaz kıldığı zaman, Cebrail Aleyhisselam:

"Sen nerede namaz kıldın biliyor musun?

Sen Taybe´de namaz kıldın! Oraya da hicret edeceksin!" demiş;[91] Peygamberimiz Aleyhisselam da, Tebük seferinden dönerken, Medine görününce:

"İşte, Tâbe!" buyurmuştur.[92]

Nuh Aleyhisselamın oğlu Sam´ın oğlu Lâvez´in oğullarından Amlîk (lmlak)[93] Amalikaların atası olup, Amalikalar bütün beldelere yayılmış, dağılmışlardı.

Maşrık, Umman, Hicaz, Şam, Mısır halkları onlardandı.

Bahreyn, Umman, Necd, Teymâ halkı onlardandı.

Kenânîler diye anılan[94] Şam zorbaları, Mısır firavunları da onlardandı .[95]

İrem b. Şam´ın oğlu Avs´ın oğullarından birisinin adı Abil ve Abil´in oğlunun adı da Yesrib´di.

Bu baba oğul, Medine´nin ilk sakini idiler.

San´aya yerleşen Amalikalardan bazıları Yesrib´e inip Abil´i oradan çıkarmışlar, oraya kendileri yer­leşmişlerdi.[96]

Medine´de ilk kez ekin ekenler, hurma ağacı ve üzüm asmaları dikenler,[97] yüksek evler, köşkler yapanlar, Amalikalardı .[98]

Buhtunnassar [Buhtunnasr] Beytü´l-Makdisi yıkıp İsrail oğullarından süreceğini sürdükten, esir ede­ceğini esir ettikten sonra, İsrail oğullarından bir cemaat Hicaz taraflarına gittiler. Vâdi´l-Kura´ya, Teymâ´ya ve Yesrib´e indiler.

O zaman, Yesrib´de, Amalikaların kalıntıları ile Cürhümîlerden bir cemaat bulunuyordu.

İsrail oğulları orada bunlarla birlikte oturdular ve onlara karıştılar.

Medine´nin yerlileri gittikçe azalırken, İsrail oğulları çoğaldılar.

Yerlilerin azaldıklarını, zayıfladıklarını görünce, üzerlerine yürüdüler; onları Yesrib´den sürüp çıkardılar. Mallarını, mülklerini ele geçirdiler.

İsrail oğulları böylece, Allah´ın dilediği kadar, Medine´de kaldılar.[99]

Yemen´deki Me´rib seddini, ilk önce fındık fareleri oymaya başlamış, sonra da Yüce Allah bir sel salıp yıkmıştı.[100]

Yurtlarının harab olduğunu gören, Evs ve Haznecîlerin atası Müzeykıya Amrb. Âmir b. Harise b. Salebe bütün mallarını, mülklerini ve hayvanlarını satarak, oğulları ve kendilerine tâbi olanlarla birlikte gidip önce Âklerin beldelerinde oturdu..

Sonra Mekke´ye, Mekke´den sonra da Medine´ye gitti.

O zaman Medine´nin içinde Yahudiler oturdukları için, bunlar Medine´nin dışında oturdular.

Sayıca çoğalıp güçlendikleri zaman Yahudileri şehrin dışına çıkarıp, şehrin içine kendileri yerleştil­er.

Bu sefer de Yahudiler şehrin dış kısımlarında oturdular.[101]

Medine´de bütün mallar, mülkler, köşkler, hurma bahçeleri Yahudilerin elinde idi. Çokluk ve güçlülük de onlarda idi.

Bir müddet sonra, Evs ve Hazrecler hem Yahudilerle aralarında, hem birbirlerine karşı güvenlik, hem de başkalarına karşı birbirlerini savunma antlaşması yapmak isteyip yaptılar ve uzun müddet buna bağlı kaldılar.

Evsî ve Hazrecîlerin mal mülk sahibi olmaya başladıklarını, sayıca da çoğaldıklarını gören Beni Kurayza ve Beni Nadîr Yahudileri onların kendilerine galebe çalıp evlerini ve mallarını zaptedeceklerinden korktular.

Kendi aralarında görüşüp konuşarak Evsî ve Hazrecîlerle yapmış oldukları antlaşmayı bozdular.

Yahudiler sayıca çok kalabalık idiler.

Evsî ve Hazrecîler, Yahudilerin kendilerini Medine´den sürüp çıkaracaklarından korkar bir halde yaşamaya başladılar.

Benî Salim b. Avf b. Hazrec´in kardeşi Malik b. Aclan´ı kendilerine seyyid, başkan yaptılar.[102]

İsrail oğullarının başına Fıtyevn adında ahlâksız bir adam geçmiş,[103] Evs ve Hazrecîleri de hükmü altına almıştı.[104]

Yahudiler de, Evsî ve Hazrecîler de, ona boyun eğmişlerdi.[105]

Fıtyevn; evlenecek her kızın ve kadının kocasından önce kendisinin yanında bir gece kalmasını âdet haline getirtmiş ve bunu Evsî ve Hazrecîlere da uygulamaya[106] ve Malik b. Aclan´ın, Süleym oğullarından bir adamla nikahlanan kızkardeşini yanına getirtmeye kalkışmıştı.[107] Kızkardeşinin kocasıyla gerdeğe gireceği gecede kavminin meclisine bacakları açık girdiğini gören Malik b. Adan, ona:

"Sen, bacakların açık olarak çirkin bir çıkışla kavminin yanına çıktın ha!?" diyerek çıkışınca, kızkardeşi:

"Bu gecemde bana yapılmak istenilen şey, kocamdan başkasının yanına sokulmak istenilişim, bun­dan daha ağırdır!" dedikten sonra evine girdi.

Malik b. Adan, hemen onun yanına vardı. Ne demek istediğini öğrenince, ona:

"Senin elinden bir hayır, bir iyilik gelir mi?" diye sordu.

Kızkardeşi:

"Evet, gelir! Sen benden ne gibi bir iyilik istersin?" dedi.

Malik b. Adan:

"Ben senin yanındaki kadınlarla birlikte içeri girerim! Yanına girince de Fıtyevn´i kılıçla vurur, geber­tirim!" dedi.

Kızkardeşi:

"Yap bunu!" dedi.

Malik b. Adan, kadın elbisesi giyinip kadınlarla birlikte gitti.

Kadınlar Fıtyevn´in yanından çıkınca Malik b. Adan içeri girip Fıtyevn´i kılıçtan geçirdi, öldürdü ve Şam´a kaçtı.

Orada, hükümdarlardan Ebu Cebele´ye, Fıtyevn´i kadınlara yaptığı kötülüklerden dolayı öldürdüğünü ve Yahudilerden korktuğu için artık Medine´ye dönemeyeceğini söyledi.

Bunun üzerine, Ebu Cebele; Medine´ye gidip Yahudileri hor hakir kılmadıkça kadınının yanına var-mamaya, koku sürünmemeye, içki içmemeye yemin etti.

Büyük bir ordu ile Medine´ye gelip Yahudilerin ileri gelenlerini ziyafete davet ederek, hepsini kılıçtan geçirdi.

Bundan sonra, Evsî ve Hazrecîler aziz, Yahudiler ise zelil oldular.[108]


[81] M. Feri d Vecdi, Dairetu´l-maârif, c. 8, s. 52 9.

[82] Eyyub Sabri Paşa, Mir´at-ı Medîne, s. 7.

[83] M. Ferid Vecdi, Dairetu´l-maârif, c. 8, s. 52 9.

[84] Yâkût, Mu´cemu´l-büldân, c. 5, s. 82.

[85] Eyyub Sabri Paşa, Mir´at-ı Medine, s. 36.

[86] M. Ferid Vecdi, Dairetu´l-maârif, c. 8, s. 52 9.

[87] Süheylî, Ravdu´l-ünüf, c. 4, s. 291, İbn Haldun, Târih, c. 2, ks. 1, s. 21, Semhûdî, Vefâu´l-vefâ, c. 1, s. 156.

[88] Yâkût, Mu´cemu´l-büldân, c. 5, s. 83.

[89] Semhûdi, Vefâu´l-Vefâ, c. 1, s, 8, 27.

[90] Ahmed b. Hanbel, Müsned, t 5, s. 89, 94,96, Müslim, Sahih, c. 2, s. 1007.

[91] Nesâî, Sünen, c. 1, s. 221, 222, İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 52, Zehebî, Târîhu´l-İslâm, s. 242, E bu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 3, s. 5-6.

[92] Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 5, s. 425.

[93] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 1, s. 8, Taberî, Târih, c. 1, s. 103.

[94] Taberî, Târîh, c. 1, s. 1 03.

[95] Taberî, c. 1, s. 103, Yâkût, Mu´cemu´l-büldân, c. 5, s. 84, Semhûdî, Vefâu´l-vefa, c. 1, s. 157.

[96] Taberî, Târîh.c.1, s. 1 06.

[97] Belâzurî, Fütûhu´l-büldân, c. 1, s. 16, Yâkût, Mu´cemu´l-büldân, c. 5, s. 84, Semhûdî, Vefâu´l-vefâ, c. 1, s. 157.

[98] Yâkût, Mu´cemu´l-büldân, c. 5, s. 84, Semhûdî, Vefa, c. 1, s. 157.

[99] Belâzurî, Fütûhu´lbuldan, c. 1, s. 15-16.

[100] Belâzurî, Fütûhu´l-büldân, c. 1, s. 16.

[101] Belâzurî, Fütûhu´l-büldân, c. 1, s. 17.

[102] Semhûdi, Vefâu´l-vefâ, c. 1, s. 178.

[103] Yâkût, Mu´cemu´l-büldân, c. 5, s. 85, Semhûdî, Vefa, s. 1 , s. 178.

[104] Yâkubî, Târih, c. 2, s. 197.

[105] Yâkût, Mu´cemu´l-büldân, c. 5, s. 85.

[106] Yâkût, c. 5, s. 85, Semhûdî, c. 1, s. 179.

[107] Semhûdi, c. 1 , s. 179.

[108] Yâkût, Mu´cem, c. 5, s. 85, Semhûdî, c. 1, s. 180-181.

M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 3/48-53.




Rüveyha
Sun 21 February 2016, 03:04 pm GMT +0200
Esselamu aleykum ve rahmetullah..Çok istifade ettim İnşaAllah..Rabbim bu mübarek topraklara varanlardan kılsın İnşaAllah.Rabbim razı olsun

Kevšer
Sun 21 February 2016, 04:41 pm GMT +0200
  Aleyna Ve Aleykümüsselăm ecmain. Emeklerinize sağlık kardeşim. Rabbim bizlere de gidebilmeyi nasip eylesin inşaAllah. Amin