ezelinur
Fri 21 January 2011, 06:56 pm GMT +0200
070-MEARİC SURESİ
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
[070.001-2] Bir talip, vaki olacak azabı taleb etti. Kâfirler için onu bertaraf edecek yoktur.
[070.003] (O azap) Yüksek dereceler sahibi olan ALLAH tarafındandır.
[070.004] Melekler ve Rûh oraya bir günde çıkarlar ki, oranın mesafesi ellibin yıldır.
[070.005-6] Artık güzelce bir sabr ile sabret. Şüphe yok ki, onlar onu uzak görürler.
[070.007-8] Halbuki, Biz onu pek yakın görürüz. O gün ki, (azabı vaki olur) gök erimiş maden gibi olacaktır.
[070.009-10] Dağlar da atılmış rengârenk yün gibi olacaktır. Hiçbir dost da bir dostu sormaz.
[070.011-2] Onlar birbirlerine gösterilirler. Günahkar olan temenni eder ki, o günün azabından dolayı oğullarını feda etsin. Ve refikasını ve kardeşini feda etsin.
[070.013-4] Ve kendisini barındıran aşiretini (feda etsin). Ve yeryüzünde kim var ise, cümlesini fidye-i necât olarak versin de (sonra) bu fedakarlığı kendisini kurtarsın.
[070.015-6] Hayır. Asla. Şüphe yok ki o bir mühim ateştir. Nâsın derisi için bir soyup dağıtıcıdır.
[070.017-8] Çağır, arkasını dönüp yüz çevireni. Ve (malı) toplayıp da, bir kap içinde saklayanı.
[070.019-20] Şüphe yok ki insan haris olarak yaradılmıştır. Ona şer dokunduğu zaman çok feryat edicidir.
[070.021-2] Ve ona hayır dokunduğu zaman da çok cimridir, kıskançtır. Namaz kılanlar müstesna.
[070.023-4] Onlar ki namazları üzerine devam ederler. Ve onlar ki, mallarında bir malüm hak vardır.
[070.025] Dilenen ve mahrum olan için.
[070.026-7] Ve onlar ki ceza gününü tasdik ederler. Ve onlar ki, Rablerinin azabından korkanlardır.
[070.028] Şüphe yok ki, Rablerinin azabı gayr-i me'mundur, ondan kimse emin olamaz.
[070.029] Ve onlar ki, kendi tenâsül uzuvlarını muhafaza ederler.
[070.030] Zevcelerine veya mâlik bulundukları cariyelerine karşı müstesna, çünkü onlar kınanmış değildirler.
[070.031] Artık her kim bunun ötesini araştırırsa işte haddi aşmış olanlar onlardır, onlar.
[070.032-3] Ve onlar ki emanetlerine ve ahdlerine riâyet ederler. Ve onlar ki, şehâdetlerini doğruca ikame ederler.
[070.034] Ve onlar ki, namazları üzerine muhafazada bulunurlar.
[070.035] İşte onlar cennetlerde ikram olunmuş zâtlardır.
[070.036-7] Artık ne var o kâfir olanlara ki senin cihetine koşarlar. Dağınık fırkalar olarak sağdan ve soldan.
[070.038] Onlardan her bir şahıs naim cennetine girdirileceğini mi ümit ediyor?
[070.039] Hayır, asla. Şüphe yok ki Biz onları bilir oldukları şeyden yarattık.
[070.040] Artık öyle değil, meşriklerin ve mağriblerin Rabbine kasem ederim ki şüphe yok, Biz elbette kâdiriz,
[070.041] Onlardan hayırlısına tebdîl etmeye. Ve biz önüne geçilmişler değiliz.
[070.042] Şimdilik onları bırak, dalsınlar ve oynasınlar,vaad olundukları günlerine kavuşacaklarına değin.
[070.043] O gün ki, kabirlerinden sür'atle çıkarlar, sanki onlar dikili bir şeye koşarlar.
[070.044] Gözleri düşkün olduğu halde kendilerini bir zillet kaplayacaktır, işte o, onların tehdid olunmuş oldukları gündür.
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
[070.001-2] Bir talip, vaki olacak azabı taleb etti. Kâfirler için onu bertaraf edecek yoktur.
[070.003] (O azap) Yüksek dereceler sahibi olan ALLAH tarafındandır.
[070.004] Melekler ve Rûh oraya bir günde çıkarlar ki, oranın mesafesi ellibin yıldır.
[070.005-6] Artık güzelce bir sabr ile sabret. Şüphe yok ki, onlar onu uzak görürler.
[070.007-8] Halbuki, Biz onu pek yakın görürüz. O gün ki, (azabı vaki olur) gök erimiş maden gibi olacaktır.
[070.009-10] Dağlar da atılmış rengârenk yün gibi olacaktır. Hiçbir dost da bir dostu sormaz.
[070.011-2] Onlar birbirlerine gösterilirler. Günahkar olan temenni eder ki, o günün azabından dolayı oğullarını feda etsin. Ve refikasını ve kardeşini feda etsin.
[070.013-4] Ve kendisini barındıran aşiretini (feda etsin). Ve yeryüzünde kim var ise, cümlesini fidye-i necât olarak versin de (sonra) bu fedakarlığı kendisini kurtarsın.
[070.015-6] Hayır. Asla. Şüphe yok ki o bir mühim ateştir. Nâsın derisi için bir soyup dağıtıcıdır.
[070.017-8] Çağır, arkasını dönüp yüz çevireni. Ve (malı) toplayıp da, bir kap içinde saklayanı.
[070.019-20] Şüphe yok ki insan haris olarak yaradılmıştır. Ona şer dokunduğu zaman çok feryat edicidir.
[070.021-2] Ve ona hayır dokunduğu zaman da çok cimridir, kıskançtır. Namaz kılanlar müstesna.
[070.023-4] Onlar ki namazları üzerine devam ederler. Ve onlar ki, mallarında bir malüm hak vardır.
[070.025] Dilenen ve mahrum olan için.
[070.026-7] Ve onlar ki ceza gününü tasdik ederler. Ve onlar ki, Rablerinin azabından korkanlardır.
[070.028] Şüphe yok ki, Rablerinin azabı gayr-i me'mundur, ondan kimse emin olamaz.
[070.029] Ve onlar ki, kendi tenâsül uzuvlarını muhafaza ederler.
[070.030] Zevcelerine veya mâlik bulundukları cariyelerine karşı müstesna, çünkü onlar kınanmış değildirler.
[070.031] Artık her kim bunun ötesini araştırırsa işte haddi aşmış olanlar onlardır, onlar.
[070.032-3] Ve onlar ki emanetlerine ve ahdlerine riâyet ederler. Ve onlar ki, şehâdetlerini doğruca ikame ederler.
[070.034] Ve onlar ki, namazları üzerine muhafazada bulunurlar.
[070.035] İşte onlar cennetlerde ikram olunmuş zâtlardır.
[070.036-7] Artık ne var o kâfir olanlara ki senin cihetine koşarlar. Dağınık fırkalar olarak sağdan ve soldan.
[070.038] Onlardan her bir şahıs naim cennetine girdirileceğini mi ümit ediyor?
[070.039] Hayır, asla. Şüphe yok ki Biz onları bilir oldukları şeyden yarattık.
[070.040] Artık öyle değil, meşriklerin ve mağriblerin Rabbine kasem ederim ki şüphe yok, Biz elbette kâdiriz,
[070.041] Onlardan hayırlısına tebdîl etmeye. Ve biz önüne geçilmişler değiliz.
[070.042] Şimdilik onları bırak, dalsınlar ve oynasınlar,vaad olundukları günlerine kavuşacaklarına değin.
[070.043] O gün ki, kabirlerinden sür'atle çıkarlar, sanki onlar dikili bir şeye koşarlar.
[070.044] Gözleri düşkün olduğu halde kendilerini bir zillet kaplayacaktır, işte o, onların tehdid olunmuş oldukları gündür.