- Marufu emretmek münkerden nehyetmek ve inzar

Adsense kodları


Marufu emretmek münkerden nehyetmek ve inzar

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
sidretül münteha
Fri 27 May 2011, 03:13 pm GMT +0200
Ma'ruf'u Emretmek, Münkerden Nehyetmek Ve İnzar



"Allah'ın azabıyla uyarıp korkutmanın mânâ ve hikmeti" Şu anda "eğitim" konusundaki açıklamamızı burada kesiyor, Allah'ın dininin en sıhhatli bir metodla insanlığa nasıl arzedileceği, ma'ruf ve münker çalışmasının nasıl yapılacağı ve bu yolla dine davet etmenin nasıl olacağı hususunu açıklamak istiyoruz. Aslında bunu "tevhide davet" diye de adlandırabiliriz. Çünkü bu yol, şirk ve şirk üzerinde kurulan her çeşit hayat nizâmını reddeder. Tevhîdî da'vetin üzerinde kurulduğu formül şudur: "Kendisinden başka hiç bir kanun koyucusunun bulunmadığı ancak tek Allah vardır. Önünde boyun eğilinen yegâne mutlak hâkim O'dur. Onun dışındakiler sahtedir, uydurmadır. (Onların reddi müslümanlar üzerine vaciptir) O'na ibâdet edip, onun hükümranlığı karşısında dikilen müstekbirler dünya ve âhirette hüsran içindedirler, onların hiçbir nasibi yoktur. (Allah'ın sâlih kullan yer yüzünün haklı sahipleri, yöneticileri ve hâkimleri olmaları farz olduğundan, onlara hayat hakkı yoktur. Onun için hakkın ve bâtılın mücâdelesi kıyamete dek devam eder.)"
Kur'an-ı Kerim, da'vetle ilgili bu önemli görevi, "korkutma ve müjdeleme"; "tebliğ etme ve hatırlatma" diye adlandırdı. Oysa tebliğ ve davet açısından bu kavramlarla, "ma'rufu emr-münkeri nehy" kavramları arasında herhangi bir fark yoktur.
Kur'an-ı Kerim'in peygamberlerin da'vetleriyle ilgili olarak çokça bahsettiği bir terim de inzardır. Hatta Kur'an'da Peygamber (s.a.v.) hakkında: "nezir" (Korkutucu) veya "Nezîrun Mübîn" (Apaçık bir korkutucu) diye çokça kullanılan bir terim olarak görüyoruz.
Allah Teâlâ ikinci veya üçüncü kez vahyi bu terimlerle göndermiştir.
“Ey bürünüp sarınan (Habîbim) kalk, artık (kâfirleri azab ile) korkut.”169
“Sen (Habîbim) ancak bir münzirsin (eğri yolun sonunu insanlara haber verensin) her kavmin de bir hidâyet rehbersiz.” 170
Aslında "inzar" terimi, kâinatın yöneticisine karşı haddi aşmaktan ve isyanın kötü sonuçlarından tüm insanlığı sakındırmaktır. Fakat hızarla emredilmenin, yalnız bu zorlayıcı emirle îfâ edileceği anlamı çıkmaz. Çünkü bu kavramın kapsadığı alan bundan daha geniştir. Öyle ki Allah Teâlâ insanları, doğruya ve hakka yöneltmek için tüm peygamberleri bu mühim vazife ile görevlendirmiştir. Şayet gönderildikleri ümmet içerisinde bu görevlerini îfâ etmezler de hakka dönülüp vahiy yasasına göre hayat şekillenmezse, Allah'ın azabı, her çeşidiyle o ümmeti ablukaya alır ve mukaddes cezaya çarptırılır.
O halde "inzar" kavramı için arzedilen bu tanımı düşünmek ve İmam İbn-i Teymiyye'nin bu terime getirdiği yorum ışığında, "ma'ruf ve münker" kavramlarıyla "inzar" terimi arasındaki manevî bağı ve ilişkiyi anlamak gerekir. İbn-i Teymiyye der ki:
"İnzar kavramının ruhu ve özü, ma'rufu emredip münkeri nehyetmektir.”171
Bu tanımdan anlaşılıyor ki ma'rufun her çeşidini emretmek, münkerin her türlüsünü yasaklamak, tamamen "inzar" gibi da'vetle ilgili geniş kapsamlı bir kavramdır.



169 el-Müddesir: 74/1-2.
170 er-Ra'd: 13/7.
171 el-Hisbe fil İslâm: 71