- Manastırlı Ve Ahmet Mithat

Adsense kodları


Manastırlı Ve Ahmet Mithat

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
hafız_32
Wed 15 September 2010, 12:17 pm GMT +0200
Manastırlı Ve Ahmet Mithat

Aman yarabbi! Müslümanların çilesi dolmak bilmiyecek mi? Alemi islâmın başından musibet hiç eksilmiyecek mi? Bir yandan vatanın en kıymetli parçalan birer birer elimizden çıkıyor; öbür taraftan milletin en güzide evlâdı aramızdan çekilip çekilip gidiyor!

Hangi derdimize ağlayalım ? Hangi felâketimizin matemini tutalım? Manastırdan üç beş gün sonra Manastırlıyı kaybeden vatan, bugün de Alımet Mithat´ın arkasından ağlıyor. Ya hasreten alelmüslimin Ya hasreten bade hasreten alelmüslimin!

Manastırlı kim idi? Müteehhirini ulemanın en büyüklerinden idi. Şu son zamanlarda Şeyh Mehmet Abduh diyarı Mısırın; mevlâ-na Hüseyin Cısr Suriyenin; Şeyh Emin Şark Vilâyetlerimizin en büyük hakimi, en meşhur âllamesi olduğu gibi, Manastırlı da bu di­yarın en mütebahhir bir âlimi nihriri idi.

Manastırlı altmişbeş sene imtidad edebilen hayatının elli senesini ulûmu islâmiyeye vakfetmiş; bütün ömrünü okumakla, okutmakla geçirmiş bir vücudu muhterem idi.

Manastırlı irfanmdaki azamet, hafızasındaki kudret, muhakematındaki isabet, mesaisindeki ciddiyet, zekâsındaki faaliyet itibariyle pek nadir yetişen fıtratlerdendir. Manastırlı kadar muntazam çalışmış: Manastırlı kadar çok okutmuş: Manastırlı kadar zamanını az israf etmiş ekâbiri, biz, islâmın, zamanı cahiliyeti olan bu devirde değil, edvarı maziye-i marifetimizde bile o kadar mebzul göremiyoruz.

Manastır´nının hücre-i mesaisi pek zengin bir kütüphane idi. Gecelerini hep orada okumakla, yazmakla geçirir; gündüzlerinin yarısını şehir kütüphanelerinde, yarısını da mekteplerde, tatil günlerini ise cami kürsülerinde imrar ederdi.

Manastırlı ulûmu islâmiyenin her birine ayrı ayrı çalışmış, hem senelerce çalışmış idi. Kemali im´an ile mütalea ettiği, kenarlarına kendi mütalealarmı ilâve eylediği nefaisi marifetin yalnız isimlerini saymak bile akıllara hayret verir!

Manastırlı mütalea yahut münakaşa ettiği mebahisi ilmiyeyi o mebahisin mütehammil olduğu, lâkin hiç bir bahsin mütehammil olamiyacağı derecelerde tamik ederdi. Onun için derslerinden müptedi talebe pek o kadar müstefid olamazdı. Lâkin müntehi talebe de Mnastırlı gibi bir üstadı muhakkak bulamazdı. Mevaizine gelince, onlardan hem havas, hem avam büyük büyük istifadeler ederdi.

Meclisi ise pek lâtif idi. Ancak bilemem, okumaktan, okutmaktan yorgun düştüğü için midir, nedir, hususî mahafilde söylemekten ziyade söyletmeyi isterdi. Her meslek erbabını hürmetle kabul eder; hepsini de istiskal etmeksizin dinlerdi.

Manastırlı garp lisanlarına vakıf değildi. Lâkin Mısır´da basılan eserleri birer birer takib ettiği için, cihanı medeniyetteki terakkiyati ilmiyeyi, edebiyeyi, inkılabatı fikriyeyi o vasıta ile günü gününe haber alırdı.

Manastırlı ulûmu islâmiyenin her birinde ihatai külliye sahibi olmakla beraber kendisinin en ziyade zevk aldığı, en ziyade uğraştığı fen; fenni celili tefsir idi. Ta îbni Abbas´tan zamanımıza gelinceye kadar kaç maruf müfessir yetişmiş ise. Manastırlı onların hepsini bilir, hepsini pek yalandan tanırdı.

Manastırlının ulema arasındaki iştiharı bundan otuz sene evvel başlar: Felsefe-i islâmiyedeki ihtisasiyle bihakkın iştihar etmiş olan Mevlana Hafız Şakir efendi merhum ile Manastırlı arasında bir mesel-i ilmiye, bir “amd, kasd” meselesi hadis olmuştu. Davanın nasıl bittiğini, hakkın hangi tarafta kaldığını halâ bilmiyorum. Yalnız şurası hatırıındadır ki; o sırada biz Rüştiye mektebi sıralarında oturuyorduk. Hafız Şakir efendi merhumu o vakitler yedi yaşından yetmişine kadar bilmiyen yoktu. Henüz o kadar iştihar etmemiş bir îsmail efendinin çıkıp da şakir efendi hoca ile münakaşaya girişmesi biz çocukların bile hayretini, hatta hiddetini nıucib olmuş idi!

Biz tabii evvelâ meseleyi anlamak icab edeceğini ufacık beynimize uğratmadan Şakir efendi hocayı haklı çikarıverdik. Akşam eve gider gitmez, merhum pederimle de. ayni mesele üzerine konuştuk. Babam benim ismail efendi merhuma olan hücumumu görünce; “oğlum, daha sen bu gibi mesaili anlayamazsın. Vakıa Şakir efendi yetişmiş bir büyük hocadır. Lâkin îsmail efendi de yetişiyor, çünkü alabildiğine çalışıyor.” demişti.

Manastırlının umum arasında iştiharına ise “risaleî hamidiye” tercümesi sebeb olmuştur. Bu tercüme de Ahmet Mithat efendinin sayesindedir. Zira Manastırlı merhumu bu hayırlı işe sevk eden o zattır...

Zavallı Mithat! Sen ne kadar hayırlı işler vücuda getirdin: Ne kadar hayırlı işlere delâlet ettin! Senin ellibeş yıl süren hayati faaliyetin milletin hayrına ait meşkûr, mebrur hizmetlerle doludur.

Varsın, o hizmetlerin şükranesi olarak seni tahkir etsinler, tekfir etsinler! Havas senin o büyük namına timsali cehaletler diksin; avam senin o açık nasiye-i imanına doğru küfürler savursım!

Sen bu millete hocalık ettin; sen bu millete okuyup yazmayı öğrettin, sen bu millete kütüphaneler dolusu nafi eser yazdın. İçimizde senin eserini okumamış, senden bir çok şey öğrenmemiş kimse yoktur.

Seni nasıl teçhil ediyorlar ki, ömrün çalışmakla geçti! Seni nasıl tekfire kalkışıyorlar ki müdafaalarım bütün cihan okudu!

Yaşın yetmişbeşi bulmuş, vücudun alabildiğine yıpranmış iken, milletin selâhı için, yirmibeşlik delikanlılardan ziyade çalışıyordun. Nihayet, gittin. O Darüşafakadaki öksüzlerin kucağında can verdin, Bezlettiğin mesai Allah indinde ne derecelerde meşkûr imiş ki: böyle evliyaullaha bile nadir nasip olur, bir hatime ile huzuru rabbilâ-îemine gittin!

Mithat´ın Darüşşafaka avlusuna çıkarılan cenazesini üç dört yüz yetim ihata etmiş idi. Tezkiye vazifesini Fahrülulema Halis efendi hazretlerine tevdi ettiler. Bir taraftan ihtiyarlığı, diğer taraftan geçende geçirdiği hastalıktan kalan dermansızlığı sebebiyle ayakta durmaya mecali olmayan o nihriri muhterem de asasına dayanarak cenazenin önüne geldi; göz yaşları arasında boğulan bir sesle:

“Ey cemaati müslimin! Bu adam şehittir. Şehadetine huzuru rabbulâleminde ben şahidim” dedi. Kısa, lâkin müessir bir duadan sonra çekildi. Ben ömrümde o kadar hazin, o kadar samimî bir tezkiye görmemiştim. [76]



SON

[1] Kur’an-ı Kerim’den Ayetler, Mehmet Akif Ersoy, Nakışlar Yayınevi: 214.

[2] Göğsü kabartan âbidelerle dolu olan mazi.

[3] Şevketli devirlerimizi.

[4] Taklid kaydinden, zincirinden.

[5] Göçebelik âlemi.

[6] Rehber, Örnek edinmişler.

[7] Temas seyyiesi, temas kötülüğü.

[8] Ortadan yok olacak derecede alçaldiğı.

[9] Yükseklik yolu.

[10] Güçlükler.

[11] Yükseklikler.

[12] Terbiye etmek ve yükseltmek.

[13] Utanacağı.

[14] Seçilmiş edebiyatçı.

[15] Kur’an-ı Kerim’den Ayetler, Mehmet Akif Ersoy, Nakışlar Yayınevi: 215-217.

[16] Derinleştirmeler.

[17] İncelemeler.

[18] Yüzyüze gelmeksizin.

[19] Kibir ve azamet örtüsü.

[20] Cemaatin cahilleri.

[21] Eserlerin saf simasında.

[22] Tiksinme kırışıklığı.

[23] Küçümseme gülüşü.

[24] Allah rızası için çalışmalarından.

[25] Kur’an-ı Kerim’den Ayetler, Mehmet Akif Ersoy, Nakışlar Yayınevi: 218-221.

[26] Doğu ile batı arasındaki uzaklık.

[27] Özlü, verimli toprağın.

[28] Kur’an-ı Kerim’den Ayetler, Mehmet Akif Ersoy, Nakışlar Yayınevi: 222-224.

[29] Kur’an-ı Kerim’den Ayetler, Mehmet Akif Ersoy, Nakışlar Yayınevi: 225-226.

[30] Kur’an-ı Kerim’den Ayetler, Mehmet Akif Ersoy, Nakışlar Yayınevi: 227-228.

[31] Nerede bulunursa öldürülmesi için hüküm giymişti.

[32] En yüksek mevkili arkadaşlar.

[33] Hastalıktan kurtuluş,

[34] Bürde (hırka).

[35] Kur’an-ı Kerim’den Ayetler, Mehmet Akif Ersoy, Nakışlar Yayınevi: 229-250.

[36] Kur’an-ı Kerim’den Ayetler, Mehmet Akif Ersoy, Nakışlar Yayınevi: 231-233.

[37] Kur’an-ı Kerim’den Ayetler, Mehmet Akif Ersoy, Nakışlar Yayınevi: 234-236.

[38] Kur’an-ı Kerim’den Ayetler, Mehmet Akif Ersoy, Nakışlar Yayınevi: 237-238.

[39] Kur’an-ı Kerim’den Ayetler, Mehmet Akif Ersoy, Nakışlar Yayınevi: 239-240.

[40] Kur’an-ı Kerim’den Ayetler, Mehmet Akif Ersoy, Nakışlar Yayınevi: 241-242.

[41] Kur’an-ı Kerim’den Ayetler, Mehmet Akif Ersoy, Nakışlar Yayınevi: 243-245.

[42] Kur’an-ı Kerim’den Ayetler, Mehmet Akif Ersoy, Nakışlar Yayınevi: 246-249.

[43] Kur’an-ı Kerim’den Ayetler, Mehmet Akif Ersoy, Nakışlar Yayınevi: 250-252.

[44] Kur’an-ı Kerim’den Ayetler, Mehmet Akif Ersoy, Nakışlar Yayınevi: 253-254.

[45] Kur’an-ı Kerim’den Ayetler, Mehmet Akif Ersoy, Nakışlar Yayınevi: 255-256.

[46] Kur’an-ı Kerim’den Ayetler, Mehmet Akif Ersoy, Nakışlar Yayınevi: 257-259.

[47] Kur’an-ı Kerim’den Ayetler, Mehmet Akif Ersoy, Nakışlar Yayınevi: 260-263.

[48] Hem İslâmiyetten önceki devirde yaşamış, hem islâmiyet devrine yetişmiş.

[49] Müminlerin, inananların anası.

[50] Üstad, bir kaç satır sonra ma´nasını veriyor.

[51] Kur’an-ı Kerim’den Ayetler, Mehmet Akif Ersoy, Nakışlar Yayınevi: 264-266.

[52] Selefin geride kalanları, hayattr kanlan.

[53] Noktalamak, durak işaretleri ..oymak.

[54] Kur’an-ı Kerim’den Ayetler, Mehmet Akif Ersoy, Nakışlar Yayınevi: 267-271.

[55] Kış kasideleri.

[56] Yeşil bir luleli, bir elbise.

[57] Beyaz bir örtü.

[58] Kur’an-ı Kerim’den Ayetler, Mehmet Akif Ersoy, Nakışlar Yayınevi: 272-274.

[59] Kur’an-ı Kerim’den Ayetler, Mehmet Akif Ersoy, Nakışlar Yayınevi: 275-277.

[60] Kur’an-ı Kerim’den Ayetler, Mehmet Akif Ersoy, Nakışlar Yayınevi: 278-280.

[61] Körü körüne.

[62] Kur’an-ı Kerim’den Ayetler, Mehmet Akif Ersoy, Nakışlar Yayınevi: 281-284.

[63] Kur’an-ı Kerim’den Ayetler, Mehmet Akif Ersoy, Nakışlar Yayınevi: 285-288.

[64] Kur’an-ı Kerim’den Ayetler, Mehmet Akif Ersoy, Nakışlar Yayınevi: 289-291.

[65] Koruyucu tedbirler.

[66] Dinî kitaplar.

[67] Göz yumuyoruz.

[68] Helâl sayan.

[69] Kur’an-ı Kerim’den Ayetler, Mehmet Akif Ersoy, Nakışlar Yayınevi: 292-293.

[70] Balkan harbinden sonra Şemseddin Günaltay´ın neşrettiği Sulmetten Nura adlı eser için.

[71] Sapıklığını.

[72] Kur’an-ı Kerim’den Ayetler, Mehmet Akif Ersoy, Nakışlar Yayınevi: 294-295.

[73] Hak ve hakikati araştırıp bulmalar

[74] Ayak uydurur.

[75] Kur’an-ı Kerim’den Ayetler, Mehmet Akif Ersoy, Nakışlar Yayınevi: 296-297.

[76] Kur’an-ı Kerim’den Ayetler, Mehmet Akif Ersoy, Nakışlar Yayınevi:


ceren
Sat 22 December 2018, 10:52 am GMT +0200
Esselamu aleykum. Rabbim razı olsun bizlere bu bilgileri sunan kardesimizden....

Bilal2009
Sat 22 December 2018, 02:48 pm GMT +0200
Ve aleykümüsselam Rabbim paylaşım için razı olsun

Sevgi.
Sat 22 December 2018, 11:48 pm GMT +0200
Aleyküm selam Manastırlı ulemanın büyüklerindendir Allah ondan razı olsun inşaAllah