- Makıl b. Yesâr'ın Kızkardeşini Evlendirmesi:

Adsense kodları


Makıl b. Yesâr'ın Kızkardeşini Evlendirmesi:

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
Hadice
Fri 8 October 2010, 09:56 am GMT +0200
                                      Makıl b. Yesâr'ın Kızkardeşini Evlendirmesi:
   


Ma'kıl b. Yesâr'ın, kızkardeşi ric'i bir talak ile kocasından boşandı. Iddet müddeti dolduktan sonra eski kocası yeniden onunla evlenmek istedi. Kadının kendisi de bunu istiyordu. Ancak kardeşi Ma'kıl ona engel oldu. Nihayet, "kadınları boşadığınız zaman bekleme sürelerini bitirdiler mi, kendi aralarında güzelce anlaştıkları taktirde, (eski) kocalarıyla evlenmelerine engel olmayın[240] ayeti indi ve Ma'kıl kızkardeşini eski kocasıyla evlendirdi.

Şayet kadın kendi kendini evlendirebilşeydi, kadının isteğiyle ko­casının isteği yeterli olurdu. Ayet inmezden önce kardeşinin engelle­mesinin bir itibarı olmaz ve evlenme geçerli olur, ayet indikten sonra kardeşinin akdi üstlenmesine kadar beklemezdi.

3- Buhârî, Tirmizî, Ebû Davud, Hâkim, Dârekutnî ve Beyhakî şunu rivayet ederler: Ma'kıl b. Yesâr, Rasûlullah (s.a.v.) döneminde kızkardeşini müslüman erkeklerden biriyle evlendirdi. Sonra adam onu ric'i bir talakla boşadı ve iddeti doluncaya kadar geri almadı. Sonra adam da o kadına, kadın da adama sevdalandı. Bunun üzerine adam (boşadığı) bu kadına talip oldu. O zaman Ma'kıl o adama: "Behey şaşkın, onu sana verdim; onunla evlendirdim, ama sen kalktın onu boşadm. Allah'a yemin ederim ki artık sana ebediyyen dönmeyecektir" dedi. Ancak Allah, bu erkeğin o kadına ve bu kadının da (eski) erkeğine ihtiyacı olduğunu biliyordu. Bunun üzerine şu ayeti indirdi: "Kadınları boşadığınız zaman bekleme sürelerini bitirdiler mi... Allah bilir, siz bilmezsiniz. [241]

Ma'kıl, ayeti duyduğunda: Bana Rabbimin sözünü dinlemek ve O'na itaat etmek, düşer, dedi. Sonra o adamı çağırıp: "Onu sana veriyor ve onu seninle evlendiriyorum" dedi.

Tirmizî'nin yorumu:

Tirmizî, hadisi Mübarek b. Fudâle'den, el-Hasan'dan, Ma'kıl b. Yesar'dan rivayet eder, sonra hadisin derecesini ve neye delil olduğunu belirterek şöyle der: Bu hadis hasen-sahihtir. Başka vecihten de Hasan (el-Basri) den rivayet edilmiştir. Ancak Hasan'dan yapılan rivayet ga­riptir.

Tirmizî sonra şöyle devam eder:

Hadiste velisiz nikahın caiz olmadığına dair delil vardır. Çünkü Ma'kıl b. Yesâr'ın kızkardeşi dul idi. Eğer evlenme işi velisinin değil de kendi elinde olsaydı, kendi kendini evlendirir ve velisi Ma'kıl b, Yesâr'a muhtaç olmazdı. Nitekim yüce Allah, velilere hitap ederek şöyle buyur­maktadır: "Kendi aralarında güzelce anlaştıkları takdirde (eski) kocalarıyla evlenmelerine engel olmayın.[242]

Bu ayet, kadınların râzî olmaları şartıyla evlendirme işinin veli­lere ait olduğuna delildir.

Ibnu Huzeyme, Tirmizî'yi destekliyor:

Tirmizî'nin ayetten çıkardığı bu görüş, yerinde ve kuvvetli bir görüştür. Hâkim'in nakline göre imamlar imamı Ibnu Huzeyme'nin görüşüne uygundur. Hâkim, hadisi yorumlarken şöyle demektedir: Bu hadiste, Yüce Allah'ın nikâh akdini kadınlara değil, velilere verdiğine dair açık bir delil vardır. Kadınlar dul olsalar da nikah akdini üstlenemezler.

Taberî'nin yorumu:

Yukarıdaki ayeti kerimenin tefsirinde Taberî şöyle demektedir.[243]

Rivayet edilir ki bu ayet, bir kızkardeşini amca çocuklarından bi­riyle nikahlayan hakkında inmiştir. Adam, o kadınla evlendikten sonra onu boşamış ve iddeti doluncaya kadar onu geri almamıştır. Iddet bit­tikten sonra kadını kardeşinden istemiş, kadın da eski kocasına dönmek istediği halde kardeşi onun eski kocasıyla evlenmesini yasak­lamıştır.

Taberî, kızkardeşinin eski kocasıyla evlenmesini kabul etmeyen kişinin kim olduğuna dair müfessirlerin ihtilaf ettiklerini belirttikten sonra şöyle demektedir: Müfessirlerden kimine göre sözkonusu kişi, Ma'kıl b. Yesâr el-Müzenî'dir. Kimine göre ise, Câbir b. Abdillah el-Ensârî'dir. Taberî, görüşlerin her birini destekleyen rivayetleri naklet­tikten sonra şöyle demektedir: Doğrusu şöyle denilmesidir: Yüce Allah âyeti, boşama yahut nikâhın feshi gibi bir sebeple kocalarından aynlan kadınların eski kocalarına dönmeyi istedikleri halde onları eski koca­larına vermeyen velilerinin bu davranışlarının haram olduğunu belirt­mek için indirmiştir.

Ayet, Ma'kıl b. Yesâr'ın kızkardeşine karşı takındığı tavır üzerine de, Câbir b. Abdillah'ın amcası kızına karşı takındığı tavır üzerine de inmiş olabilir. Âyetin nuzûl sebebi şu olay da olabilir, diğeri de. Hangisi olursa olsun âyet, zikrettiğimize delalet etmektedir.

Taberî, âyeti tefsir ettikten sonra şöyle devam eder: Âyet şöyle di­yenin görüşünün doğruluğuna açıkça delalet etmektedir: Asabeden bir veli olmaksızın nikâh yoktur. Yüce Allah ayrıca kadın evlenmek istediği halde velinin ona engel olmasının haram olduğunu ve velinin bundan sakınması gerektiğini belirtmektedir.

Şayet kadın, velisi onu nikahlamadan kendi kendini nikahlayabil şeydi ya da nikâhta dilediğini veli yapabilseydi, velisinin onu engellemesini yasaklamanın bir anlamı olmazdı. O zaman onu en­gellemesinin bir yolu kalmazdı. Çünkü kadın dilediği zaman kendini ev­lendirir ya da başka birini bulur ve o kişi onun nikâh akdini üstlenirdi. Böylece ortada bir engelleme sözkonusu olmazdı ki, engelleyenin engel­lemesinin yasaklanmasından bahsedilsin. Durum böyle olunca, kadının nikâhında velisinin bir hakkının bulunduğu ve akdin ancak veli ile olabileceğine dair görüşün tutarlılığı ortaya çıkmış oluyor.

Allah'ın bu yasaklamasının hiç bir hüküm ifade etmediğini söyleyen görüşün tutarsızlığı ile kadının evlendirilmesinde velisinin de hakkı vardır, diyen görüşün haklılığı anlaşılmış oluyor.

Ibnu Kesir'in yorumu:

Ibnu Kesir, sözkonusu âyetin tefsirinde, ayetin, kadının kendi kendini evlendiremiyeceğine ve nikâh akdini üstlenecek bir velinin mutlaka bulunması gerektiğine delalet ettiğini; Tirmizî ve Taberî'nin anlattıklarına katıldığım belirtir. Daha sonra âyetin, Ma'kıl b. Yesâr hakkında indiğine dair rivayetin sahih olduğunu söyler.[244]

Tercihe şâyân görüş, îbnu Kesir'in görüşüdür. Çünkü Kuran ilim­leri ve Tefsir usûlü kurallarına uygundur. Bu kurallara göre rivayette: Âyet şu sebeple indi" veya:

Âyet şu sebeple indi" veya: Şu olay meydana geldi bunun üzerine Allah şu ayeti indirdi" ifadeleri kullanılmışsa, bu ifadeler sebep bildirir. Ama Ayet şu konuda indi" ifadesi kullanılmışsa sebep konusunda açık bir ifade değildir. Ma'kıl b. Yesâr'la ilgili rivayet, diğerleri arasında sebep konu­sunda açık bir ifade olduğuna göre tercih edilmesi gereken rivayet bu­dur. Hafız Ibnu Kesir de bu sebeple bu rivayeti tercih etmektedir.

Şafiî'nin yorumu:

Şafiî, el-Umm isimli kitabında[245] yukarıdaki Bakara sûresinde geçen âyette, "erkekler kadınların yöneticisi ve koruyucusudur[246]"sahiplerinin izniyle onlarla evlenin[247]âyetlerini naklet­tikten sonra, "Kur'an'ı bilen ilim ehlinden bazıları, Ma'kıl b. Yesâr'ın..." diyerek olayı aktarır. Olayı aktardıktan sonra da şöyle der: Bunun üzerine âyet indi. "Boşadığınız zaman" yani kocalar kadınlarını boşadıkları zaman, "sürelerini bitirdiler mi" yani iddetlerini doldurdu­lar mı, "onlara engel olmayın" yani, siz ey velileri "(eski) kocalarıyla ev­lenmelerine" eğer onları ric'i talâk ile boşamışlarsa.

Şafiî sözlerine şöyle devam eder:

Âyetin başka bir mânâya ihtimali olduğunu bilmiyorum. Çünkü ancak engelleyebüenlere engellemememeleri emredilebilir ki onlar da velilerdir. Onlar olmaksızın kadının nikâh akdi yapılamaz. "Engellemeyin" hitabının eski kocalarına yapılmış olması düşünülemez. Çünkü koca kadını boşamış ve iddet de dolmuş ise, onu engelleyebil-mesinin bir yolu kalmamıştır. Eğer kadın iddeti tamamlamamışsa za­ten başka bir kocayla evlenmesi caiz olmaz. Iddet dolduktan sonra eski kocanın kendisiyle evlenmesine engel olması diye bir durum da sözkonusu olamaz. O halde Kur'an'da anlatılan şudur: Kadının nikâhı konusunda velinin d,e hakkı vardır ve kadın şer'i ölçülerin dışına çıkmayıp iyilik üzere evlenmeğe razı ise, velinin de ona engel olmaması gerekir.

Şafiî daha sonra sünnetten buna dair deliller nakleder. [248]

neslihan
Tue 13 January 2015, 09:11 pm GMT +0200
Tabi bu durum rici talak için geçerlidir bain talak durumunda geri dönüş mümkün değildir. Allah razı olsun.