seymanur K
Tue 5 July 2011, 08:58 am GMT +0200
Mahiyet Terimi
Akü, nesnelerle aynı cins ya da mahiyete sahip olmakla nitelenemez çünkü biz: "O nedir?" diye sorduğumuzda bu ifade hangi türe mensuptur anlammadır.[379]
Bu ifadeden anladığımıza göre mahiyet kelimesi; nisbet ya'sı ve tahfif ile (vav düşürülerek), ma huve ve ma huviyyetuden türetilmiştir. Hem 'mahiyet' hem de 'maiyet' şeklinde kullanılabilir. Muhtemelen bu terimi ilk defa kullanan ve İslâm düşünürleri arasında yaygın bir kullanım elde etmesini sağlayan düşünür, ilk İslâm filozofu olan Yakub b. İshak el-Kindî'dir (H. 252). el-Kindî felsefeyi tanımlarken: "Felsefe, sonsuz ve tümel varlıkların; benlik (İnniyet), öz (mahiyet) ve nedenlerinin (illiyet) insan takati oranında bilinmesidir" [380] ifadesini kullanmaktadır. Her ne kadar mümkün ise bile biz; Muhâsibî ile el-Kindî arasında herhangi bir ilişki olduğımu bilmediğimize göre; el-Kindî'nin, Mutezilî [381] olduğunu göz önününde tutarak; el-Kindî'ye ait bu tanımın, el-Kindî'nin Bağdat'taki Mutezilî dostları kanalı ile Muhâsibî'ye ulaştığını savunan tezi doğru kabul ediyoruz. en-Nesefî'nin;"Aklın mahiyetle nitelenmesi ve tanımlanması caiz değildir" şeklindeki ifadesi ise düşünülmelidir; çünkü, mantıkçılara göre bir nesnenin tanımı; sınırlamak, yani yakın tür ile arasındaki sının belirlemek, ayırıcı niteliği ortaya koymak ve türünü, niteliğini ya da kendine özgü ayıncı vasıflarını belirlemekle mümkün olur. en-Nesefî gibi, aklı mahiyet olarak nitelemenin caiz olmadığını kabul etsek bile; kendine ait genel niteliği (araz) ile niçin tanımlamayalım? [382]
[379] Zemmiü’l-Heva, s. 5; Akaidu'n-Nesefiye, s. 98.
[380] Resailul- Kindi, s. 173.
[381] Resailu'l-Kindi, s. 27.
[382] Haris El- Muhasibi, El- Akl Ve Fehmü’l Kur’an, İşaret Yayınları, İstanbul, 2003: 149-150.